ASAYİŞ - 18 Ocak 2024 Perşembe 14:47

Sezgin Baran Korkmaz’ın "mal varlığı aklama" davasında ABD’den adli yardım talebine cevap

A
A
A
Sezgin Baran Korkmaz’ın "mal varlığı aklama" davasında ABD’den adli yardım talebine cevap

SBK Holding’in sahibi Sezgin Baran Korkmaz’ın aralarında bulunduğu 10 kişi ile bunlarla bağlantılı ’malen sorumlu’ şirketler hakkında, ABD’den haksız kazançla elde edilen mal varlığı değerini aklama suçundan açılan davada, Korkmaz’ın uluslararası yardımlaşma yolu ile ifadesinin alınmasına ilişkin ABD adli makamlarından beklenen cevap geldi. Verilen yanıtta, Korkmaz’ın ABD’de yargılamasının devam ettiği, taleplerin yerine getirilmesi durumunda ABD’deki yargılama üzerinde olumsuz etkiye neden olacağı belirtildi.


SBK Holding’in sahibi Sezgin Baran Korkmaz ve 3’ü yabancı uyruklu 10 kişi ile bunlarla bağlantılı ’malen sorumlu’ şirketler hakkında, ABD’den haksız kazançla elde edilen mal varlığı değerini aklama suçundan açılan davanın görülmesine devam edildi. İstanbul 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada sanık avukatları hazır bulundu.



ABD adli makamlarından yanıt geldi


Mahkemede, uluslararası yardımlaşma yolu ile ifadelerinin alınması talep edilen firari sanıklar Jacop Ortell Kıngston, Leon Termendzhyan ve Sezgin Baran Korkmaz hakkında ABD adli makamlarından cevap geldiği belirtildi.



‘’Böyle bir yerine getirilme durumu, devam etmekte olan ABD cezai tatbikatları üzerinde olumsuz bir etkiye neden teşkil edecektir’’


ABD Adalet Bakanlığı’nca gönderilen cevap yazısında, ‘’Bu taleplerin, devam etmekte olan Amerika Birleşik Devletleri cezai takibatlarıyla ilgili olduğu hususunun dikkate alınmasını rica ederiz. Bu nedenle, bu zaman zarfında, Anlaşmanın 26(b) ve 39 No’lu maddelerine dayanarak, affınıza sığınarak bu taleplerin yerine getirilmesini/rica edilmesini sonraya bırakmakta ve veya ertelemekteyiz. Zira böyle bir yerine getirilme/icra edilme durumu, halihazırda devam etmekte olan Amerika Birleşik Devletleri cezai tatbikatları üzerinde olumsuz bir etkiye neden teşkil edecektir. Türk makamlarına talep edilen yardım ile ilgili ihtiyacı hususunda duyarlı olduğumuzu belirtmek isteriz ve Adalet Bakanlığı yerine getirilmesi mümkün olan en kısa zaman dilimi içinde söz konusu taleplerin icra edilmesi için elinden gelen her türlü çabayı harcamaya hazır durumdadır. İlgili her türden gelişme hususunda sizleri bilgilendirmeye devam edeceğiz, ancak Türk makamlarının herhangi bir zaman dilimi içinde talep edilen yardıma daha fazla ihtiyaç duymaması durumunda bizleri bilgilendirmenizi rica ederiz” ifadelerine yer verildi.



‘’Yurt dışı yasağı kalkar ise müvekkil Türkiye’ye dönecektir’’


Duruşmada savunma yapan Sezgin Baran Korkmaz’ın avukatı Ahmet Susoy, ‘’Müvekkili ABD’de tutuklu yargılanmaktayken yurt dışı çıkış yasağı konularak tahliye edildi. 28 Nisan 2024’de duruşması vardır. Yurt dışı yasağı kalkar ise müvekkil Türkiye’ye dönecektir. Tutuklamaya yönelik yakalama emrinin, şirketler ve şahsi mal varlıkları üzerindeki tedbirlerin kaldırılmasını talep ederiz” dedi.



Yakalama kararlarının devamına hükmedildi


Ara kararını açıklayan mahkeme, firari sanıklar Kıngston ve Termendzhyan hakkında yakalama kararı ile Sezgin Baran Korkmaz hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararının devamına hükmetti. ABD’de yürütülen yargılama nedeniyle talepler yerine getirilemediğinden bu aşamada savunmalarının alınmasına yönelik her hangi bir işlem yapılmamasına hükmeden mahkeme, eksikliklerin giderilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.



İddianameden


İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Bürosunca hazırlanan iddianamede, ‘malen sorumlu’ olarak Blane Teknoloji Sistemleri Sanayi ve Ticaret A.Ş., Biofarma İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş., Isanne S.A.R.L, Komak Isı Yalıtım Sistemleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, Mega Varlık Yönetim A.Ş. ve SBK Holding A.Ş., ‘suçtan zarar gören olarak ‘ ise Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) gösterildi.


İddianamede, şüphelilerin süreli hapis cezası almaları halinde elde ettikleri maddi menfaat-ekonomik kazançların zorla alınmasına karar verilmesi ve aralarında SBK Holding’in de yer aldığı 6 şirket ile ilgili özel hukuk tüzel kişileri olarak faaliyet izinlerinin iptaline yönelik hükmedilmesi talep edildi. MASAK’ın Başsavcılığa gönderilen mali analiz raporunun yer aldığı iddianamede, “Sezgin Baran Korkmaz’ın çevresinde bulunan şahıslarla ortak hareket ederek, ABD’de bulunan bir kısım şahıslarla kurduğu irtibatlar sayesinde, elde ettikleri haksız kazançları çok sayıda banka işlemiyle kurdukları veya sonradan yöneticisi sıfatıyla yetkilisi oldukları şirket hesaplarına aktardıkları" kaydedildi.


Başsavcılığın başlattığı soruşturma kapsamında MASAK’a gerek Türkiye’de gerek Amerika Birleşik Devletleri’nde şüphelilerin üzerlerine atılı suçu işleyip işlemedikleri ve hangi usulle işlendiğinin araştırılması için talimat verildiğinin anlatıldığı iddianamede, bu doğrultuda yapılan incelemede, ABD Utah Bölgesi Federal Savcılık Bürosu tarafından da yargılama yapıldığının tespit edildiği, Dışişleri Bakanlığı İkili Siyasi İşler Genel Müdürlüğü Amerika Genel Müdür Yardımcılığı makamı ile yazışmalar yapıldığı, 12, 18, 26 Kasım ve 15 Aralık 2020 tarihli belgelerin temin edildiği belirtildi.


Soruşturma kapsamında temin edilen belgeler doğrultusunda şüpheli Sezgin Baran Korkmaz hakkında da gizli bir iddianamenin bulunabileceğinin belirtildiğinin öne sürüldüğü iddianamede, şüpheliler Jacob Ortell, İsaiah Elden, Rachel Ann, Sally Louise Kingston ve Levon Termendzhyan’ın, ‘vergi teşviklerinden ve kredilerinden yararlanabilmek için teşekkül kurmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık yapmak, gerçeğe aykırı belgeler düzenlemek, kara para aklamak, ulusal ve uluslararası düzeyde kara para aklama faaliyetlerini gizlemeye yönelik faaliyetlerde bulunmak’ gibi sekiz ayrı federal suçu düzenleyen, toplamda 46 ayrı suçlamayla itham edildikleri, ABD hazinesinden 511 milyon dolar tutarında haksız kazanç elde ettikleri ve haksız kazançlarını Sezgin Baran Korkmaz ile bağlantılı olduğu kişilerin hesaplarına ve şirketlerin hesaplarına aktardıklarının kaydedildi.


İddianamede, tutuklu sanık Kamil Feridun Özkaraman, yakalamalı sanıklar Sezgin Baran Korkmaz, Alptekin Yılmaz, Olessia Zoubkova, tutuksuz sanıklar Ayşe Nil Yılmaz, Bereket Öner ve Ziyaattin Bartik’in ‘suçun konusunu oluşturan malvarlığı değerini, bu özelliğini bilerek satın almak, kabul etmek, bulundurmak veya kullanmak’ suçundan 3’er yıldan 7’şer yıl 6’şar aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.


Savcılıkça hazırlanan iddianamede, ABD uyruklu yakalamalı sanıklar Jabob Ortell Kingston ve Levon Termendzhyan’ın (Lev Aslan Dermen), ‘bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini, yurt dışına çıkarmak veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla çeşitli işlemlere tabi tutmak ‘ suçundan ayrı ayrı 4 yıl 6 aydan 10 yıl 6 aya kadar, tutuksuz sanık Doğa Doğan’ın ise ‘suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçuna yardım etme’ suçundan 1 yıl 6 aydan 3 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Anayasa Mahkemesinden sendikal haklar adına emsal karar Anayasa Mahkemesi, Türk Eğitim Sendikası’nın aldığı karar doğrultusunda Türk Eğitim-Sen üyesi bir öğretmenin öğle arası nöbet tutmaması nedeniyle hakkında verilen kınama cezasının sendika hakkını ihlal ettiğine hükmetti. Anayasa Mahkemesinin kararıyla, sendika kararına dayanılarak gerçekleştirilen toplu eylemlerin Anayasa’nın 51. maddesi kapsamında sendikal faaliyet olduğu ortaya konuldu. Karara konu olayda, tam gün eğitim yapan bir okulda görevli öğretmen, üyesi olduğu sendikanın aldığı karar doğrultusunda öğle arası nöbet görevini yerine getirmemiş, bu gerekçeyle hakkında disiplin soruşturması başlatılarak kınama cezası verilmişti. İlk derece ve bölge idare mahkemeleri cezayı hukuka uygun bulmuştu. Anayasa Mahkemesi ise bu yaklaşımı hak ihlali olarak değerlendirdi. Kararda; öğretmenlerin dinlenme, beslenme ve ibadet gibi temel insani ihtiyaçlarının göz ardı edilerek verilen kesintisiz nöbet görevinin, sendikal eylemin meşru gerekçesini oluşturduğu vurgulandı. Yüksek Mahkeme, disiplin cezasının demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığını belirterek, idarenin ve yargı mercilerinin sendika kararının gerekçelerini hiç değerlendirmeden cezaya dayanak yapmasının ölçülülük ilkesine aykırı olduğunu ifade etti. Konuya ilişkin Sendika tarafından yapılan açıklamada, "Bu karar, kamu çalışanlarının sendikal faaliyet kapsamında gerçekleştirdikleri toplu eylemler nedeniyle disiplin cezası ile karşı karşıya bırakılmalarının hukuka aykırı olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Türk Eğitim-Sen’in, üyelerinin insan onuruna yakışır çalışma şartları ve sendikal haklarının korunması yönündeki mücadelesi, Anayasa Mahkemesi kararıyla bir kez daha haklı bulunmuştur" ifadeleri kullanıldı.
Bursa BEBKA Aralık ayı yönetim kurulu toplantısı Bursa’da yapıldı Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı (BEBKA) Aralık ayı Yönetim Kurulu Eskişehir Valisi ve BEBKA Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aksoy başkanlığında, Bursa Valisi Erol Ayyıldız ev sahipliğinde BEBKA’nın Bursa Hizmet Binasında düzenlendi. Toplantıya, Bursa Valisi Erol Ayyıldız, Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, Bilecik Valisi Faik Oktay Sözer, Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mehmet Aydın Saldız, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Av. Ayşe Ünlüce, Bilecik Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı, Bilecik İl Genel Meclisi Başkanı Ramazan Kurtulmuş ve BEBKA Genel Sekreter Vekili Sabri Bayram katıldı. Toplantıda ilk olarak 2022 Yılı Kırsal Kalkınma Mali Destek Programı’nın kapanış raporu sunularak, program kapsamında yürütülen faaliyetler, sağlanan destekler ve bölgesel kalkınmaya katkıları Yönetim Kurulu üyeleriyle paylaşıldı. Ardından Türkiye’nin yeşil kalkınma hedefleri doğrultusunda, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda yürütülen Sosyal Kapsayıcı Yeşil Geçiş Projesi (SoGreen) kapsamında BEBKA tarafından planlanan, 2026 yılı Sosyal Kapsayıcı Yeşil Geçiş (SoGreen) Geri Ödemeli Finansman Desteği Programı görüşülerek Yönetim Kurulu üyelerinin onayına sunuldu. KOBİ’lere yönelik olarak kurgulanan programın, bölgedeki yeşil dönüşüm ve sosyal kapsayıcılık odaklı yatırımların desteklenmesine katkı sağlaması hedeflendiği ifade edildi. Toplantıda ayrıca, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda yürütülen Yerel Kalkınma Hamlesi Programı için 2025 yılında alınan başvurular ile 2026 yılı yatırım konuları görüşüldü. BEBKA Yönetim Kurulu, alınan kararların TR41 Bölgesi’nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine, kurumsal etkinliğinin artırılmasına ve bölgesel önceliklerin hayata geçirilmesine katkı sağlayacağını vurguladı.