ASAYİŞ - 12 Şubat 2019 Salı 13:14

Şile’de 4 kişinin öldüğü bot kazasında sanıklara beraat

A
A
A
Şile’de 4 kişinin öldüğü bot kazasında sanıklara beraat

Şile’de batan yük gemisinin mürettebatını kurtarmaya giden 4 kişinin ölümüne ilişkin dava 7 yıl sonra karara bağlandı.

Şile’de batan yük gemisinin mürettebatını kurtarmaya giden 4 kişinin ölümüne ilişkin dava 7 yıl sonra karara bağlandı. Mahkeme, 9 sanık hakkında olayda kusurlarının bulunmadığını gerekçe göstererek beraat kararı verirken, 2 sanık hakkında açılan davayı düşürdü. Olayda oğlunu kaybeden anne karar sonrasında, “11 günde buldum evladımı denizde. Evden çağırdılar izinliyken aldılar götürdüler gemiyi kurtaracaksın diye. Şimdi de beraat veriyorlar onları gönderenlere. Allah’ıma havale ediyorum” dedi.


Şile açıklarında 4 Aralık 2012 tarihinde batan yük gemisinin mürettebatını kurtarmaya giden 3 kıyı emniyeti personeli ve 1 balıkçının ölümüne ilişkin aralarında dönemin Kıyı Emniyet Müdürü Salih Orakçı’nın da bulunduğu 11 sanığın “taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçundan 15’er yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına devam edildi.


Anadolu 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasına 7 tutuksuz sanık katılırken, kazada ölenlerin yakınları ile taraf avukatları da salonda hazır bulundu.


“Kaptan zorla denize çıkarılmış”


Duruşmada söz alan katılan avukatı Umut Seven, “Kazadan yaralı olarak kurtulan usta gemicinin beyanları açıkça müteveffa kaptan Cemil’in sanıklar tarafından tehdit edildiğini, denize çıkmaya zorlandığını göstermektedir. Oysa bilirkişiler bunu hiç nazara almamışlardır. Soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporu, müteveffaların bulunduğu teknelerin 4-5 metre dalga yüksekliğinden fazla denizlerde yol almaya uygun olmadığı ve korunak alanına gitmesi gerektiği, havanın bu kadar yüksek olduğu bir durumda bu teknelerle personeli denize gönderen kişilerin sorumluluklarının bulunduğu belirtilmiştir. Sanıklardan şikayetçiyiz” diyerek cezalandırılmalarını istedi.


Savcı, sanıkların beraatini istedi


Duruşmada esas hakkındaki mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı, 9 sanığın bilirkişi raporunu dikkate alarak olayda kusurlarının tespit edilmediğini belirterek beraatlerine karar verilmesini talep etti. 2 sanık hakkında ise davanın düşürülmesini talep etti.


Duruşmada esas hakkındaki son savunmaları ve son sözleri sorulan sanıklar, beraatlerini istedi.


9 sanığa beraat


Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, sanıklar Arslan Dede, Caner Arseven, Levent Kalfa, Nuri Kadayıf, Faruk Özkan Öktem, Mehmet Çolak, Suat Hüdaverdi Barlas, Burak Bilgin ve Salih Orakçı’nın yargılama sonucunda meydana gelen olayda kusurlarının olmadığı tespit edildiğinden ayrı ayrı beraatlerine karar verdi. Sanıklar Bedri Olcay Özgürce ve Ülker Acarer hakkında açılan davaların soruşturma izni alınamadığı gerekçesiyle düşürülmesine hükmetti.


Kararın ardından olayda hayatını kaybeden makinist Mehmet Genç’in annesi Esma Genç, evladını kaybettiğini söyleyerek, “11 günde buldum evladımı denizde. Evden çağırdılar izinliyken aldılar götürdüler gemiyi kurtaracaksın diye. Ağlaya ağlaya gönderdik çocuğumuzu, o akşam izinden gelmişti. Şimdi de beraat veriyorlar onları gönderenlere. Gitsinler rahat yatsınlar onlar evlerinde çoluk çocuğunun içinde. Allah’ıma havale ediyorum” dedi.


Olayın Geçmişi


Şile açıklarında 4 Aralık 2012 tarihinde batan yük gemisini mürettebatını kurtarmaya giden botun kayalıklara çarpması sonucu kaptan Cemil Özben, yağcı Turgay Sarıboğa, makinist Mehmet Genç ile onların yardımına koşan balıkçı Mümin Akgün hayatını kaybetmişti. Soruşturma kapsamında alınan bilirkişi raporunda, Kıyı Emniyetinin kurtarmaya ilişkin kıyıda önlem almadığı, botları görevlendiren kişilerin olayda tali kusurlu olduğu belirtilmişti.


Dönemin Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Salih Orakçı’nın da aralarında bulunduğu 11 kişi hakkında "taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan 15’er yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.