EKONOMİ - 12 Aralık 2025 Cuma 17:00

SOCAR Türkiye ve ODTÜ iş birliğiyle yeni bir gelişim programı başlıyor

A
A
A
SOCAR Türkiye ve ODTÜ iş birliğiyle yeni bir gelişim programı başlıyor

SOCAR Türkiye, enerji sektöründeki dönüşümü hızlandırmak ve nitelikli insan kaynağının gelişimine katkı sağlamak amacıyla Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) iş birliğiyle yeni bir gelişim programını hayata geçiriyor.



Türkiye’nin önde gelen doğrudan dış yatırımcılarından ve entegre endüstri gruplarından SOCAR Türkiye tarafından Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) iş birliğiyle düzenlenen "Enerjide Dönüşüm ve Stratejik Gelişim Sertifika Programı"nın lansmanı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Zafer Demircan, Azerbaycan Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçisi Dr. Rashad Mammadov, SOCAR Türkiye CEO’su Elchin Ibadov ve ODTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Tülin Gençöz’ün katılımlarıyla 11 Aralık 2025 tarihinde Ankara’da gerçekleştirildi.



"Enerjide Dönüşüm ve Stratejik Gelişim Sertifika Programı", enerji dönüşümü, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik alanlarında çalışan veya bu alanlarda uzmanlaşmak isteyen kamu sektörü çalışanlarına yönelik geliştirildi. Sertifika programı ile katılımcılara enerji dönüşümü, dijitalleşme, sürdürülebilirlik, yapay zeka, veri yönetimi, enerji güvenliği, yeşil finans ve karbon yönetimi gibi başlıklarda güncel ve bütüncül bir perspektif kazandırılması amaçlanıyor. Toplam 32 saat sürecek programın eğitimlerinin yüzde 90’ı çevrim içi, yüzde 10’u ise açılış ve kapanış etkinliklerinden oluşan fiziki oturumlarla gerçekleştirilecek. Eğitimler, ODTÜ akademisyenleri ve SOCAR Türkiye’nin uzman yöneticileri tarafından verilecek.



Üniversite ve özel sektör iş birliğinin yenilikçi bir örneği olarak öne çıkan program, Türkiye’de özel sektör tarafından kamu çalışanlarına yönelik hazırlanan enerji odaklı ilk sertifika programlarından biri olma özelliği taşıyor. Enerji sektörünün hızla değişen dinamiklerine uyum sağlayabilecek yetkin insan kaynağı yetiştirmeyi hedefleyen program, güncel bilgi setleriyle desteklenen kapsamlı bir öğrenim modeliyle yeni nesil yetkinlikler kazandırmayı hedefliyor.



"Enerji sektörünün geleceğine yapılan bir yatırım"


Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Zafer Demircan, gerçekleştirdiği konuşmada programla ilgili şunları söyledi: "Bakanlık olarak enerji sektörünün farklı alanlarında düzenlenen çok sayıda etkinliğe katılıyoruz; ancak bugün burada gerçekleştirilen bu programın bizim için ayrı bir anlamı var. Bir ülkenin doğal kaynaklara, madenlere ya da enerji potansiyeline sahip olması elbette kıymetlidir; fakat en değerli unsur, tüm bunları geleceğe taşıyacak olan beşeri sermayedir. İnsan kaynağı tıpkı yer altı zenginlikleri gibi işlenmeyi, geliştirilip geleceğin ihtiyaçlarına göre şekillendirilmeyi gerektirir. Bu doğrultuda nitelikli insan kaynağının yetkinliklerini artırmak, sektörün dönüşümüne katkı sağlayacak bilgi ve becerilerle donatılmasını sağlamak bizim için stratejik bir öneme sahiptir. Bu programı da, kamu çalışanlarımızın enerji dönüşümü, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik gibi kritik alanlarda gelişimine katkı sunan, ülkemizin geleceğine yönelik değerli bir yatırım olarak görüyoruz."



SOCAR Türkiye CEO’su Elchin Ibadov ise yaptığı konuşmada, "Sertifika programını yalnızca bir gelişim çalışması olarak görmüyoruz. Enerji sektörünün dönüşümüne, kamu ve özel sektörün ortak bilgi üretimine ve Türkiye’nin nitelikli insan kaynağının güçlenmesine yönelik stratejik bir adım niteliği taşıyor. Bu programı, enerji sektörünün geleceğine yapılan bir yatırım olarak değerlendiriyoruz. Programın, enerji dönüşümü, dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve veri yönetimi gibi kritik alanlarda çalışan kamu sektörü profesyonellerinin bilgi birikimini güçlendireceğine ve hepimize yeni bakış açıları kazandıracağına inanıyorum" dedi.



ODTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Tülin Gençöz de gelişim programıyla ilgili olarak şunları söyledi: "Hızla dönüşen dünyada enerji dönüşümü sadece teknolojik bir yenilenme süreci değil; çok değişkenli, veri yoğun ve disiplinler arası bir optimizasyon problemidir. Bu nedenle üniversitelerin rolü, sadece bilgi üretmekten çıkıp, bu dönüşümün gerektirdiği analitik altyapıyı ve sistem düşüncesini topluma kazandırmak gibi daha stratejik bir misyona dönüşmüştür. Bu bağlamda, ODTÜ olarak bu sertifika programını, enerji verimliliği, şebeke esnekliği, dijital ikiz teknolojileri, karbon yönetimi ve enerji güvenliği gibi alanlarda kamu çalışanlarının yetkinliklerini güçlendirmek üzere tasarladık. Bu program kapsamında yürüttüğümüz iş birliği, sektördeki dönüşümü yalnızca takip eden değil, dönüşümün parametrelerini tanımlayan bir insan kaynağı yetiştirmeyi amaçlıyor. Enerji ekosisteminin geleceği; doğru veri yönetimi, doğru modelleme yaklaşımları ve bilimsel temelli politika üretimiyle şekillenecek. Bu program, tam da bu unsurları merkezine alan bütünleşik bir eğitim modeli sunuyor" diye konuştu.



Lansman etkinliğinde, açılış konuşmaları ertesinde düzenlenen "Enerjide Dönüşümde Liderlik Paneli"nde ise SOCAR Türkiye CEO’su Elchin Ibadov ve GAMA Enerji Yönetim Kurulu Üyesi & Genel Müdürü Tamer Çalışır konuşmacı olarak yer aldı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Edirne Çakmak Barajı devreye alındı: 520 bin dekar arazi suya kavuşacak Edirne’nin tarımsal üretim potansiyelini artıracak önemli projelerden biri olan Çakmak Barajı, tamamlanmasının ardından su almaya başladı. Yaklaşık 150 milyon metreküp depolama hacmine sahip olan dev tesis, Meriç Nehri’nden getirilen suyla doldurulacak. Edirne Valisi Yunus Sezer, bölgede incelemelerde bulunarak çalışmalarla ilgili yetkililerden bilgi aldı. Büyük heyecan uyandıran projenin hayat geçmesinin sevinci yaşanırken, yapılan duanın ardından üreticiler için büyük önem taşıyan Çakmak Barajı’na su salımı yapıldı. Meriç Nehri’nin suyunu baraja taşıyan iletim hattının inşası tamamen bitirilirken, hat üzerinden gerçekleştirilen su verme işlemi ilk etapta kontrollü şekilde sürdürülecek. Barajın tam kapasite ile devreye girmesiyle birlikte, önümüzdeki yıl 520 bin dekarlık geniş tarım alanı modern sulama imkanına kavuşacak. Kuraklığın Türkiye genelinde etkisini artırdığı bu dönemde, Edirne’deki su projeleri hem çiftçinin elini güçlendirmeyi hem de uzun vadeli sürdürülebilir üretimi güvence altına almayı hedefliyor. Çakmak Barajı da bölgenin su stresini azaltacak önemli yatırımlar arasında yer alıyor. Kış aylarında dolacak olan baraj, yazın Meriç Nehri’nde debinin düşmesi halinde üreticilerin adeta sigortası olacak. "Edirne açısından stratejik bir öneme sahip" Projenin Edirne açısından stratejik bir öneme sahip olduğunu belirten Vali Sezer, "Uzun zamandır beklenen bir projenin hayata geçtiğine tanıklık etmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Yaklaşık 2 ay önce Tarım ve Orman Bakanımız İbrahim Yumaklı’nın katılımıyla iletim hattından ilk su girişini gerçekleştirmiştik. Deprem sürecine rağmen 700 milyon lirayı geçen bu yatırımın tamamlanması, büyük bir emek ve kararlılık örneğidir. Emeği geçen tüm DSİ yetkililerine teşekkür ediyorum" ifadelerine yer verdi. Edirne’de son 2 yıldır ciddi kuraklık yaşandığını hatırlatan Sezer, buna rağmen alınan tedbirlerle çiftçinin bu süreci az zararla atlattığını ifade etti. Sulama altyapısında yapılan yapısal değişikliklere de değinen Vali Sezer, Hamzadere Sulama Birliği’nin tüm şehre hizmet verecek şekilde yeniden düzenlendiğini, birliğin adının Edirne Sulama Birliği olarak değiştirildiğini ve yönetim merkezinin Uzunköprü’ye taşındığını aktardı. Ayrıca pompaj tesislerinin otomasyon sistemine bağlandığını ve bugün itibarıyla su basma işleminin yeniden başlatıldığını belirten Vali Sezer, "75 milyon metreküplük su transferi oldukça maliyetli bir süreç olmasına rağmen, üreticinin suya ulaşımını kolaylaştırmak için bu yükü devlet olarak üstleniyoruz" dedi. Baraja su aktarımında kullanılan pompaların enerji ihtiyacını güneş enerjisiyle karşılayacak GES projesinin de 2026 yılı yatırım programına alındığını açıklayan Sezer, böylece hem maliyetlerin düşürülmesi hem de daha çevreci bir sistem oluşturulmasının hedeflendiğini ifade etti. DSİ 11. Bölge Müdürü Faruk Yücegök ise barajı besleyen sistemde görevli 9 pompanın günlük 800 bin metreküp su basacak kapasiteye sahip olduğunu söyledi. Bu kapasitenin özellikle yaz aylarında bölgedeki tarımsal faaliyetlerin devamlılığı açısından kritik rol oynayacağı vurgulandı. Tam kapasiteyle devreye girdiğinde bölgenin üretim desenini çeşitlendirmesi beklenen Çakmak Barajı, Edirneli çiftçilerin gelirini artıracak ve kentin tarım gücünü daha da güçlendirecek önemli bir yatırım olarak değerlendiriliyor.Bu düzenleme ile su yönetiminin tek merkezden, daha güçlü bir organizasyon yapısıyla yürütülmesi hedefleniyor.
Malatya Başkan Er, üniversite öğrencileriyle bir araya geldi: "Şehir 12 ayda ayağa kalktı" İnönü Üniversitesi OSB Meslek Yüksekokulu öğrencileriyle söyleşide buluşan Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, Malatya’da bir taraftan depremin yaralarını sararken bir taraftan da kültür, sanat ve spor alanında önemli projeler yürüttüklerini söyledi. Başkan Er, Dr. Öğretim Üyesi Fatma Sezer Öztürk moderatörlüğünde İnönü Üniversitesi OSB Meslek Yüksekokulu konferans salonunda düzenlenen ’Yeni Nesil İçin Yol Haritası, Kariyer, Deneyim ve Şehrimizin Fırsatları’ konulu söyleşi kapsamında üniversite öğrencileriyle bir araya geldi. İnönü Üniversitesi OSB Meslek Yüksekokulu Müdürü Öğretim Görevlisi Dr. Alper Tunga Özgüler, söyleşi öncesi yaptığı konuşmada, "Meslek Yüksekokulumuzda 9 atölye, 13 laboratuvar, 27 dersliğimiz bulunuyor. Yüksekokulumuzda 7 bölüm, 14 programımız var ve bu yıl mevcut öğrenci sayımız 1827. 3+1 eğitim modeli kapsamında ‘İşletmede Mesleki Eğitim’ için ekseriya OSB’de bulunan 476 işletmeyle protokolümüz bulunmaktadır" bilgisini verdi. Söyleşiye hayat hikayesi ve kariyer yolculuğunu anlatarak başlayan Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, üniversite yıllarında hem okuyup hem çalıştığını ifade etti. "Dürüstlükten ve doğruluktan asla ve asla vazgeçmeyin" Okuldan sonra bir fabrikada mühendis olarak ise başladığını, daha sonra kalite kontrol müdürlüğü yaptığını anlatan Başkan Er öğrencilere, "Hayatın her alanında nerede olursanız olun kendiniz olun. Çok para kazansanız, servet sahibi olsanız, iyi bir mevkiye gelseniz de her zaman kendiniz olun. Başkası olmayın, başkasına benzemeyin, başkasına heves etmeyin. Her zaman etik olanı, doğru olanı yapın. Doğru olanı yaparsanız, kısa vadede eleştirilir dayak yersiniz, orta vadede anlaşılırsınız, uzun vadede aranan adam olursunuz. Başarıya biraz geç ulaşırsınız, ben bunu hep yaşadım. İlkeli davrandığınız zaman insanlar sizi çok zorluyor ama pragmatist olduğunuzda seni kabulleniyor. Sen şirinlik yapıyorsun, kendinden farklı bir tip sergiliyorsun, onların hoşlanacağı adam oluyorsun seni çok çabuk kabulleniyorlar. Kabulleniyorlar; ama bunun devam sorunu var. Çalıştığınız yerde fedakâr, paylaşımcı, sevilen insan olun. Dürüstlükten ve doğruluktan asla ve asla vazgeçmeyin. Birilerinin hakkını gasp etmeyin" tavsiyelerinde bulundu. "Çalıştığınız işletmeye faydalı olun" "İşimi çok önemserim" diyen Başkan Sami Er, "Personelinizle aynı zamanda işe girmeyin. Yönetici olursanız mutlaka işe önce gidin, personelinizden sonra terk edin. Eleman olarak çalışıyorsanız, çok çalışın. Çalıştığınız işletmeye faydalı olun. Faydalı olduğunuz zaman kimse sizi bırakmaz" diye konuştu. "Çok direnç gösterdik" Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı olarak göreve başladığında ilk önceliğinin insanların kalıcı konut ve iş yerlerine ulaşması olduğuna dikkati çeken Başkan Er, "Göreve geldiğimizde ‘İnsanımız kalıcı konutuna ve iş yerine erişinceye hem bana hem de ekibime durmak, yorulmak yasak’ dedik. Kendimizi buna fokusladık. Projelerim vardı ama Malatya’nın önceliği depremden ayağa kalkmasıydı. Tamamen buna odaklandım, bütün önceliğim buydu. İlk başladığımda patinaj yaptırdılar. ‘Malatyalılar bana yardımcı olsun şehri bir yılda ayağa kaldırırız’ dedik. Benle ’Bir yılda nasıl ayağa kaldırırsın, 20 yılda kaldır görelim’ diye dalga geçtiler. Tecrübelerime, 30 yıllık belediyeciliğime güvenerek ve Malatya’yı biliyor olmamdan kaynaklı söyledim. TOKİ ve Emlak Konut’un potansiyelini bildiğim için ‘Bir yılda ayağa kaldırırız’ cümlesini boşuna kurmadım. Ben 3 aylık belediye başkanıydım, yerleri boşaltıyoruz diye "Sami Er istifa" dediler. Gerçekten çok direnç gösterdik" ifadelerini kullandı. "Temel hedefimiz depremin yaralarını sarmak" Öncelikli hedeflerinin depremin yaralarını sarmak olduğunu, bu kapsamda önemli bir çalışma yürütüldüğünü kaydeden Başkan Sami Er, "İkizce 27 bin konut yaptık, bir yıl içerisinde daha çok konut yapabilirdik. Malatya’nın demografik yapısı bozulmasın, insanların mahalli ve komşuluk ilişkileri bozulmasın, kendi mahallesinde, komşusuyla, sokağında otursun diye biz zoru tercih ettik. Şehrin ayağa kalkması 12 ayda oldu. Rezerv alan ilan edilip, projelendirilip, planlanması 3 ayda oldu. 9 ayda da binalar yükseldi, bitti. Yeşilevler’de binalar 8 ayda tamamlandı. Birinci hedefimiz depremin yaralarını sanmaktı ki sarıyoruz. 80 bin hak sahibimiz vardı, 105 bin bağımsız bölümün ihalesi yapıldı, bitmek üzere, final aşamasındayız. Sadece 105 bin konut TOKİ ve Emlak Konut marifetiyle yükseliyor, 15 bin konutta yerinde dönüşüm kapsamında devlet desteğiyle yapılıyor. Temel hedefimiz depremin yaralarını sarmaktı. Allah, devletimizden razı olsun. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Malatya’mıza hiçbir kısıtlama yapmadı. Malatya’da iyi bir uyum yakaladık, başarılı olduk" dedi "Malatya kütüphaneler ve spor şehri olacak" "Bir taraftan şehrin yaralarını sararken bir taraftan da Malatya’da kültür merkezleri, gençlik atölyeleri, spor ve sanat programları gibi alanlarda projeler yürütüyoruz" diyen Başkan Er, "Eğitime destek projelerimiz var. ’Malatya kütüphaneler ve spor şehri olacak’ dedik. Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin içinde bölgenin en büyük kütüphanesini yapıyoruz. 7/24 çalışacak çay, çorba, su ve kahve ikramı olacak. Sınırsız internet olacak ve güvenlikli bir yer olacak. Şehrin muhtelif yerlerinde onlarca kütüphane yapıyoruz. Gençlik merkezleri, spor merkezleri inşa ediyoruz. Gençlik merkezlerinin içerisine kütüphanelerde yapıyoruz. Malatya kütüphaneler şehri olacak. "Malatya spor şehri olacak" dedik" ifadelerini kullandı. "İşinizi iyi yaparsanız her zaman aranan eleman olursunuz" Başkan Er, öğrencilere, "Dünyanın artık pratik becerilere ve uzlaşmaya yöneldiğini unutmamak lazım. Kendinizi kesinlikle sektörün ihtiyacına göre hazırlayın. Kariyer planlaması yaparken Türkiye’nin gerçeklerini göz önüne alın, her şeyin en iyisini olun. Teori ile pratiği en iyi şekilde öğrenmenizi tavsiye ederim. İşinizi iyi yaparsanız her zaman aranan eleman olursunuz. Hangi dalda, meslekte olursanız olun her zaman aranan eleman olun. Mutlaka bir dil bilin. Teknolojiyi ve teknolojik araçları iyi kullanın. Seçtiğiniz branşta başarılı olun" tavsiyesinde bulundu. Başkan Er, söyleşi sonunda öğrencilerin sorularını cevapladı.
Çorum Çorum’da jandarma ve emniyete tahsis edilen 123 yeni araç törenle teslim edildi Çorum’da, İl Jandarma Komutanlığı ve İl Emniyet Müdürlüğüne tahsis edilen1 23 yeni araç, düzenlenen törenle ekiplere teslim edildi. İçişleri Bakanlığı tarafından ülke genelinde kullanım ömrünü tamamlamış 10 yaş ve üzeri araçların yenilenmesi üzerine toplamda Jandarma, Emniyet ve Sahil Güvenlik Teşkilatlarına 9 bin 200 araç tahsis edildi. Bu kapsamda Çorum İl Emniyet Müdürlüğü’ne 98, İl Jandarma Komutanlığına da 25 olmak üzere toplam 123 yeni araç teslim edildi. Tahsis edilen araçlar, Fuar Alanında düzenlenen törene Çorum Valisi Ali Çalgan, AK Parti Çorum Milletvekili Yusuf Ahlatcı, Çorum Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, İl Emniyet Müdürü Arif Pehlivan, İl Jandarma Komutan Vekili Albay Talip Kurt, protokol üyeleri, polis ve jandarma ekipleri ve vatandaşlar katıldı. Törende konuşan Çorum Valisi Ali Çalgan, "Bu araçların güvenlik birimlerimiz tarafından görev sırasında kazasız belasız kullanılmasını, teşkilatlarımızda hayırlı olmasını teşkilatlarımızın buradaki görevlerinde hepimizin huzur ve refahına huzur ve asayişine önemli katkılar sağlamasını diliyorum" dedi. En son olarak konuşmasını tamamlayan AK Parti Çorum Milletvekili Avukat Yusuf Ahlatçı, "Huzurumuzun, güvenliğimizin teminatı olan hem polisimiz hem jandarmamız için ne kadar hizmet etsek, işlerini kolaylaştırsak o kadar az diye düşünüyorum. Bu araçları kullanacak değerli polis memurlarımıza, jandarma güçlerimize sağlıklı sıhhatli günler diliyorum. Tekerlerine taş değmesin inşallah" diye konuştu. Araçların hayırla kullanılmasını dileyen Çorum Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın da, "Hem Emniyet Teşkilatımızın hem Jandarma Teşkilatımızın ayağına değil taş, toz bile değmesin. Biz de hem devlet kurumlarımızla hem sivil toplum kuruluşlarımızla hem de iş insanlarımızla her zaman yanlarında durmaya, arkalarında olmaya, onlarla beraber müreffeh yarınlara devletimizi, milletimizi taşımaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu. İl Jandarma Komutan Vekili Albay Talip Kurt ise, "Çorum’da emniyet ve asayiş hizmetlerinin daha hızlı ve daha etki sağlanması halkın huzur ve güvenliğinin sağlanmasına yönelik hizmet kalitesinin artırılmasında büyük katkı sağlayacak olan bu araçlar İçişleri Bakanlığımızın, Çorum Valiliğimizin kamu kurumlarımız ve hayırsever iş insanları ile vakıf üyelerimizin destekleriyle bugün envanterimize dahil edilmektedir. Araçlarımızın başta teşkilatlarımıza ve ilimize hayırlı olmasını temenni ediyor, tüm kolluk kuvvetlerine kazasız ve hayırlı vazifeler diliyorum" ifadelerini kullandı. Hizmetlerin yeni araç filosuyla daha da güçlendiğini kaydeden Çorum İl Emniyet Müdürü Arif Pehlivan, "Teşkilatımız toplumda huzur ve güveni sağlama, vatandaşın can ve mal güvenliğini koruma, kanun hakimiyetini ve devlet otoritesini sağlama noktasında çağdaş ülkelerin kullandığı araç gereç ve yöntemleri kullanmayı kendine amaç edinmiş dünyada ortaya çıkan teknolojik gelişmelere ve toplumsal talep ve dinamiklere göre sürekli kendini yenilemiştir. Sağlanan imkanlarla amacımız Çorum ilimizin huzur ve güvenlik açısından örnek gösterilen iller arasına taşımak olacaktır" dedi. Konuşmaların ardından, araçların anahtarları ekiplere teslim edildi.