SAĞLIK - 25 Haziran 2025 Çarşamba 09:27

Toplumsal bilinç için skolyoz balonları havalandı

A
A
A
Toplumsal bilinç için skolyoz balonları havalandı

Skolyoz Farkındalık Ayına özel düzenlenen etkinlikte konuşan Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Turgut Akgül, skolyozun korkulacak bir rahatsızlık olmadığını, tedavide erken teşhisin önemine değindi. Akgül, "Tedavi için elimizde çok etkili yöntemler var. Erken teşhis edilen skolyozlarda, ameliyat dışı yöntemlerle hastalığın ilerlemesini başarıyla durdurabiliyoruz" diye konuştu.


Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, ’Skolyoz Farkındalık Ayı’ kapsamında farkındalığı artırmak, bilimsel bilgi ve deneyim paylaşımını teşvik etmek ve hasta hikâyelerini kamuoyuyla buluşturmak amacıyla kapsamlı bir etkinlik düzenledi. ‘Skolyozda Bilgi ve Tecrübe Paylaşımı Beraber Mücadele’ Programı’ etkinliğinde, skolyozun tanı ve tedavi süreçleri ele alınırken hastalığa dair farkındalık oluşturulması için önemli mesajlar da paylaşıldı.


Etkinlikte; Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Abdullah sert, Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Turgut Akgül, Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Özcan Kaya, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Çiğdem Çınar, Tıbbi Genetik ve Genetik Hastalıklar Değerlendirme Merkezi Uzmanı Prof. Dr. Zeynep Ocak ile Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Günay Budagova skolyozla ilgili tüm detayları anlattı.


Korkmaya gerek yok, ilerlemeyi durduruyoruz


Prof. Dr. Turgut Akgül, "Skolyoz korkulacak bir rahatsızlık değil. Bu yüzden skolyozla karşılaşıldığında sakin kalmalarını öneriyoruz. Skolyozun tedavisi var ve elimizde çok etkili yöntemler bulunuyor. Önemli olan, tedaviye erken başlamak. Erken teşhis edilen skolyozlarda, ameliyat dışı yöntemlerle hastalığın ilerlemesini başarıyla durdurabiliyoruz. Eğer skolyoz ilerler ve ameliyat gerektiren bir duruma gelirse korkmaya gerek yok. Günümüz teknolojisiyle çok başarılı sonuçlar elde ediyoruz. Ameliyat olmuş çocuklarımız hayatlarından memnun ve normal yaşamlarına sorunsuz devam edebiliyorlar" açıklaması yaptı.


"Skolyozu en çok terziler fark ediyor"


Tedavi yöntemlerinin her hasta için aynı sonuç veremeyebileceğini belirten Prof. Dr. Akgül, "Bu yüzden genç hekimlerimiz ve hastalarımız yeni yöntemler peşinde koşuyor. Ancak her tedavi her hastaya uygun olmayabilir. Bu nedenle, hastaya özel doğru tedaviyi seçmek çok önemli. Uygun tedaviyle çok başarılı sonuçlar alabiliyoruz. Skolyozun neden olduğu şekil bozukluklarını en çok kim fark ediyor? Genellikle beden eğitimi öğretmenleri, spor hocaları ve terziler. Özellikle genç kızlarda, mezuniyet veya balo gibi özel günlerde kıyafet provaları sırasında terziler veya aile büyükleri asimetriyi fark edebiliyor. Eğer vücutta bir asimetri gözlemlenirse, mutlaka skolyoz açısından değerlendirilmeli" dedi.


Prof. Dr. Akgül sözlerine son olarak şunları ekledi:


"Sporun skolyoz üzerinde etkisi var mı? Hayır, ne olumlu ne de olumsuz bir etkisi yok. Skolyozlu çocuklar normal bireylerden farklı değil. İstediği her şeyi yapabilirler. Spor yapmaları skolyozu ne düzeltir ne de kötüleştirir. Ancak spordan uzak durmalarına gerek yok. Maraton koşup altın madalya alan, yüzmede başarı elde eden skolyozlu çocuklar var. Spor skolyozu iyileştirmez, ama çocukları spordan koparmak da doğru değil. Spor yapmalarını teşvik ediyoruz."


"Sosyal medyadaki bilgi kirliliği yersiz endişelere yol açıyor"


"Skolyoz, günümüzde en bilinen omurga deformitelerinden biri" diyen Doç. Dr. Özcan Kaya, "Bu bilinirliğin artmasında sosyal medyanın payı oldukça büyük. İnsanlar sosyal medyada skolyoz hakkında bilgi arıyor ve bu konuda daha bilinçli hale geliyor. Ancak bu durum, aynı zamanda bilgi kirliliği nedeniyle endişe ve korkuları da beraberinde getiriyor. Toplumda skolyozla ilgili ciddi bir korku oluşmuş durumda. Uzmanlar olarak bizler, bu durumun korkulacak bir şey olmadığını insanlara anlatmak zorundayız" dedi.


"Sosyal medyadaki bilgi kirliliği, ailelerde ve çocuklarda skolyozun tedavisi konusunda yersiz endişelere yol açıyor" diyen Doç. Dr. Özcan Kaya sözlerini şöyle sürdürdü:


"Bu yüzden skolyoz farkındalığını artırmak ve bu endişeleri gidermek için bir çaba gerekiyor. Dünya Skolyoz Araştırma Cemiyeti öncülüğünde başlatılan bir hareketle, her yıl Haziran ayı dünya genelinde Skolyoz Farkındalık Ayı olarak kutlanıyor. Bu kapsamda, 21 Haziran’da İstanbul’da Boğaziçi Köprüsü yeşil renk ile ışıklandırıldı. Neden yeşil? Çünkü skolyozun rengi yeşildir. Skolyoz Farkındalık Ayı’nın amacı, insanlara bu durumun var olduğunu, ancak korkuya kapılmadan neler yapılabileceğini anlatmak. Hastalarımıza ve ailelere şunu söylüyoruz: Endişelenmeye gerek yok, korkmayın. Skolyozun tedavisi mümkün. Korse tedavisi, fizik tedavi ve skolyoza özgü egzersizlerle bu sorunu kontrol altına alabiliyoruz. Gerektiğinde ise cerrahi tedavi, bu problemi çözmede son derece etkili bir yöntem."


Programın sonunda, toplumsal farkındalığın simgesi olarak hastane önünde gökyüzüne balonlar uçuruldu.


(NŞ-

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Trump’ın Venezuela hamlesi küresel ticareti geriyor Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Donald Trump yönetiminin Venezuela’ya uyguladığı baskılar, Karayip Havzası’nda tansiyonu yükseltirken, Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nden Doç. Dr. Berat Akıncı, yaşananların bölgesel bir gerginliği küresel krize dönüştürebileceğini belirterek, ülkelerin güvenlik ve ticaret planlarını yeniden gözden geçirmek zorunda kalacağını söyledi. Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Trump yönetimi Aralık 2025’te Venezuela’nın petrol ticaretine karşı baskıyı sertleştirerek, yaptırımlı petrol tankerlerinin Venezuela’ya giriş-çıkışına ‘tam ve eksiksiz abluka’ emri verdiğini açıkladı. Bu kapsamda ABD’nin, Venezuela açıklarında uluslararası sularda bir tankeri durdurup denetlediği ve bunun "gölge filo" üzerinden yaptırımları delmeye karşı bir hamle olduğu aktarıldı; Venezuela ise adımı "uluslararası korsanlık" diye niteledi. Bölgede ABD’nin sadece Venezuela değil Karayip Havzası’ndaki birçok ülkede de yaptırımları arttırıyor. Ayrıca Trump, Venezuela petrolü ithal eden ülkelere yüzde 25’e kadar ek tarife uygulanabilmesini öngören kararnameyi de devreye alarak üçüncü ülkeler üzerinden ticareti caydırmayı amaçladı. Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Berat Akıncı, konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı muhabirine açıklamalarda bulundu. "Bölgesel kriz, küresel krize dönüşüyor" Doç. Dr. Akıncı, ABD Başkanı Donald Trump’ın Birleşmiş Milletler’e üye olan bir ülkeye dahi tehditler savurduğunu belirterek, "Trump’ın Amerikan dış politikasında Venezuela ile yaşadığı gerginlik, bölgesel gerginlik ortamından çıkarak küresel bir boyut kazandı. Artık Amerika’nın dış politikası, Trump’ın baş aktör olarak bu dış politikayı güç ekseninde değerlendirmesi ve Amerika’nın hegemonik gücünü diğer ülkelere baskılamasıyla bölgesel bir krizi küresel bir krize dönüştürme evresindeyiz" dedi. "Ülkeler ticaret ve güvenlik planlarını yeniden gözden geçiriyor" Trump’ın son dönemde içerik ve kullanılan ifadeler açısından bağımsız, Birleşmiş Milletler üyesi bir ülkeye müdahale niteliği taşıyan bir yaklaşım sergilediğini anlatan Akıncı, "Küresel olarak düşünüldüğünde ülkelerin kendi güvenlik ve kendi ticaret altyapılarını, ikili ticaret ilişkilerini yeniden baştan dikkate alacağı konuma eviriliyoruz. Bütün ülkeler artık Amerika Birleşik Devletleri’nin istemediği, onların kendi çıkarlarına uygun olmayan durumda biz ikili ticaret ilişkilerimizi nasıl dengeye oturacağız. Bu şu an ciddi anlamda belirsizlik oluşturuyor" ifadelerini kullandı. "Venezuela’nın rezervi büyük, payı sınırlı" Venezuela’nın küresel ölçekte en büyük petrol rezervlerine sahip ülkeler arasında yer aldığını, ancak istikrarsızlık nedeniyle pazardan sınırlı pay aldığını söyleyen Akıncı, "Her ne kadar Venezuela, küresel anlamda petrol ihracatçısı olmasa da aslında en büyük rezervlere sahip. Ancak bölgenin istikrarsızlaştırılması sonucu Venezuela minimize bir pay alıyor" diye konuştu. "Ticaret anlayışı ‘haydut devlet’ çizgisine evriliyor" Trump’ın "kural tanımayan ve belirsiz" dış politika anlayışının hem bölgesel hem de küresel ticareti sorgulattığını kaydeden Doç. Dr. Berat Akıncı, "Uluslararası ticaret hukukunu ve ulus devletlerinin bağımsız ticaret yapabilme özgürlüğünü de sınırlayan bir hale dönüştü. Burada özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nin ticaret anlayışını ‘haydut devlet’ üzerine kurduğu bir noktaya eviriliyoruz. Bu aslında Birleşmiş Milletlere üye bütün ulus devletlerinin sorunu haline geliyor. Şu anda Latin Amerika’da, Karayip Denizi’nde veya bize uzak gibi gözüken bölgesel krizler, bir bakışa uluslararası ticaret hükümlerini yeniden dizayn eden bir noktaya evriliyor" dedi. "Kısa vadede petrol fiyatlarında sert etki yok" Bölgeye yönelik yaptırımların şimdiye kadar petrol fiyatlarında ciddi bir sıçrama üretmediğine işaret eden Akıncı, "Bu bölgeye yönelik yapılan yaptırımların çok etkisini görmedik. Petrol fiyatlarının çok artmadığını görüyoruz. OPEC üyelerinin bu tür şoklara karşı üretimi arttırma kapasitesi var. Venezuela’nın rezervi çok ama bunları işleyip satma noktasında küresel pazardan çok pay alamıyor. Özellikle petrol rezervlerinin talebi karşılamasından dolayı şu anda bölgede oluşan savaş tehdidi fiyatları etkilemiyor. Kısa vadede böyle ama orta ve uzun vadede OPEC üyeleri petrol rezervlerini arttırma kapasitesine sahip. Tedbir alacaklardır" şeklinde konuştu. "Küresel sistem belirsizlik dönemine giriyor" Uluslararası ortamda ülkelerin ardı ardına yaşanan krizlerden yorulduğunu vurgulayan Doç. Dr. Akıncı, daha sonra şunları söyledi: "Orta Doğu’daki gelişmeler, Ukrayna-Rusya savaşı ve son yaşanan bu olaylar ulus devletlerinin istemediği durumlar. Ticaretin önündeki engellerin kaldırılması konuşulması lazımken küresel sistemin oyuncusu olan Amerika Birleşik Devletleri’nin ulus devletlerinin serbestçe yapabileceği ticareti de kendi çıkarları doğrultusunda evrimleştirilebildiği ve küresel ticaret anlamında bir belirsizlik dönemine ilerliyoruz."
Ankara 14 ilde göçmen kaçakçılığına yönelik operasyonlarda 156 şüpheli göçmen kaçakçısı yakalandı, 112’si tutuklandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 14 ilde son 2 haftada jandarma tarafından göçmen kaçakçılığına yönelik düzenlenen operasyonlar ile 156 şüpheli göçmen kaçakçısının yakalandığını ve 112’sinin tutuklandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, Jandarma Genel Komutanlığı Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti ile Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; Edirne, Muğla, Aydın, Balıkesir, İzmir, Çanakkale, Tekirdağ, Antalya, Mersin, Van, Şanlıurfa, Erzurum, Hatay ve Gaziantep olmak üzere 14 ilde göçmen kaçakçılığına yönelik operasyonlar düzenlendi. Son 2 haftada Jandarma İnsansız Hava Araçları (JİHA) ile havadan, İl Jandarma Komutanlıklarınca karadan yapılan çalışmalar sonucu düzenlenen operasyonlarda 156 şüpheli göçmen kaçakçılığı organizatörü yakalandı. Şüphelilerden 112’si tutuklanırken 44’ü hakkında ise adli kontrol hükümleri uygulandı. Ayrıca yapılan operasyonlar sonucu 120 adet araç ile 13 adet bot ele geçirildi. Bakan Yerlikaya yaptığı paylaşımda göç yönetimine dikkati çekerek, "Göç yönetiminin güvenlik boyutunu; insan ticareti, düzensiz göç ve göçmen kaçakçılığı ile mücadele alanlarında hukuk devleti ilkeleri ve insan haklarına riayet temelinde yürütülen etkin çalışmalar oluşturmaktadır. Bu kapsamda sınır güvenliği, üstün teknolojilerden ve gelişmiş izleme-denetim sistemlerinden yararlanılarak güçlendirilmekte; yasa dışı göç yollarını teşvik eden ve organize eden yapılara karşı hem sahada hem de hukuki zeminde güçlü ve caydırıcı mekanizmalar işletilmektedir" ifadelerine yer verdi.