KÜLTÜR SANAT - 29 Aralık 2023 Cuma 20:08

TRT ortak yapımı “Rafadan Tayfa: Hayrimatör” filmi vizyona girdi

A
A
A
TRT ortak yapımı “Rafadan Tayfa: Hayrimatör” filmi vizyona girdi

TRT ortak yapımı “Rafadan Tayfa: Hayrimatör” filmi vizyona girdi. İlk gösterime katılan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır miniklerle birlikte filmi izledi.


TRT’nin çocuklar tarafından ilgiyle izlenen Rafadan Tayfa serisinin devam filmi olan “Rafadan Tayfa: Hayrimatör” vizyona girdi. TRT Çocuk’un sevilen kahramanları Hayri, Kamil, Akın, Sevim, Hale ve Mert’in geçmişin ve geleceğin tam ortasında dev bir maceraya hazırlanmalarını konu alan film, minik izleyicileriyle buluştu. Filmin Beyoğlu Atlas Sineması’nda yapılan galasına, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı, TRT yönetimi ve çok sayıda davetli katıldı. Filmden önce konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, bu tür animasyon filmlerinin Türk ahlaki değerlerinin gençlere, küçüklere aşılanması, Türk kültür ve ahlakına uyumlu bir şekilde ayırt etmelerini sağlaması açısından çok önemli bir yeri olduğunu söyledi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır ise, Rafadan Tayfa’nın çocukların Türkiye’de ve teknolojide yaşanan gelişmeleri eğlenerek öğrenebilmeleri açısından çok büyük bir rol üstlendiğini belirtti. TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı da, Rafadan Tayfa’nın ilk üç serisi; Dehliz Macerası, Göbeklitepe ve Galaktik Tayfa’nın toplamda 8 milyon kişi tarafından izlendiğini açıkladı.



“Animasyon filmlerinin Türk ahlaki değerlerinin gençlerimize, küçüklerimize aşılanması açısından önemli olduğunu düşünüyoruz”


Galada konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Biz Kültür ve Turizm Bakanlığınca sadece çocuk filmi olarak yaklaşmıyoruz. Bizim için animasyon filmlerinin çok daha farklı özellikleri var. Her geçen gün dijital dünyada ve görsel, işitsel medyadaki animasyon filmlerinin pasta payı artarak devam ediyor. Dünya genelinde baktığımız zaman animasyon filmlerinin yüzde 25’lere varan bir pasta payı var. Türkiye’de 2023 yılında 12’si yerli, 66 tane animasyon filmi gösterildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak animasyon filmlerinin özellikle küçük yaşta çocuklara ve gençlere hitap ettiğini de düşünecek olursak; Türk ahlaki değerlerinin gençlerimize, küçüklerimize aşılanması açısından, onların ileride iyi ve kötü ayrımını Türk kültür ve ahlakına uyumlu bir şekilde ayırt etmelerini sağlaması açısından çok önemli bir yeri olduğunu düşünüyoruz. 2015’ten itibaren her sene artan oranlarda uzun metrajlı animasyon filmlerine bakanlık olarak verdiğimiz destekleri artırıyoruz. Bunlara sadece bir animasyon filmi olarak bakmamak lazım. İzlenme payını ne kadar geliştirirsek, ne kadar ileri seviyeye alırsak ekonomik bir değerin ülkemizde kalmasını sağlıyoruz. Ama hepsinden önemlisi çocuklarımızın, gençlerimizin Türk kültürü ve ahlak değerleri üzerinden eğitim almalarını sağlıyoruz” dedi.



“Rafadan Tayfa bizim milli teknoloji hamlesinde yol arkadaşımız”


Rafadan Tayfa serisinin gençlere ve çocuklara milli teknoloji hamlesinin anlatılabilmesi anlamında önemli bir rol üstlendiğini belirten Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır ise, “Rafadan Tayfa bizim milli teknoloji hamlesinde yol arkadaşımız. Hem bizim hem Türk çocuklarının milli teknoloji hamlesi yolculuğunda, Türkiye’nin kendi teknolojisini kendi geliştirebilen bir ülke olması yolculuğunda çocuklarımızın bu sürece dahil olabilmesi, Türkiye’de yaşanan gelişmeleri, teknolojide yaşanan gelişmeleri eğlenerek öğrenebilmeleri açısından bugüne kadar çok büyük bir rol üstlendi. Bizim için yerli yapımlar çok kıymetli. Özellikle erken yaşlarda çocuklarımızın milli değerlerimizle sinemayla buluşması çok değerli. Bunları destekleyebilmek adına bakanlık olarak tıpkı araştırma geliştirme ekosistemini desteklediğimiz gibi, endüstriyel tasarım çalışmalarını, tasarım merkezlerini de güçlü şekilde destekliyoruz” diye konuştu.



“Rafadan Tayfa’nın ilk üç serisi toplamda 8 milyon kişi tarafından izlendi”


TRT’nin Türkiye’deki animasyon sektörüne katkısına değinen TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı da, “Aslında Rafadan Tayfa sadece çocuklarımız tarafından değil, aynı zamanda ebeveynler, yetişkinler tarafından da takip edilen bir çizgi filmimiz. Bir yandan çocuklarımızın heyecanını yaşıyoruz ama onlarla birlikte heyecanını paylaşmış oluyoruz. En temel gayemiz, çocuklarımızın fiziksel ve zihinsel gelişimlerine katkı sunmak, gelecekte elde edecekleri başarılara zemin teşkil edecek içerikleri üretmektir. Bu bağlamda aslında TRT animasyon sektörüne çok büyük bir önem atfediyor, çok büyük bir destek veriyor. Bugün gelinen noktada animasyon sektörünü, Rafadan Tayfa’yı TRT olmadan, TRT Çocuk olmadan konuşabilmek, değerlendirebilmek çok da mümkün değil. 2022 yılında TRT’nin ortak yapımı olarak beyaz perdeye taşıdığı 3,6 milyon izleyiciye ulaştı. 2023 yılına baktığımızda yine TRT’nin beyaz perdeye taşıdığı animasyonlar 4 buçuk milyon izleyiciye ulaştı. Bugün itibarıyla TRT’nin bu yıl beyaz perdeye aktardığı 11’inci animasyon filmi. Rafadan Tayfa’nın ilk üç serisi; Dehliz Macerası, Göbeklitepe ve Galaktik Tayfa toplamda 8 milyon kişi tarafından izlendi” şeklinde konuştu.



Minikler filmi ilgiyle izledi


Konuşmaların ardından Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır ve TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı çocuklarla birlikte sinema salonuna geçti. Kendilerine meşrubat ve patlamış mısır ikram edilen minikler “Rafadan Tayfa: Hayrimatör” filmini büyük bir ilgiyle izledi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Eğitim için 4 bin 301 kilometre yol kat ettiler, şimdi kapı önündeler Sakarya’nın Serdivan ilçesinde yapı kullanım izni olmamasına rağmen faaliyete geçirilen özel yurt, Kazakistan uyruklu yaklaşık 100 öğrenciye mağduriyet yaşattı. Öğrenciler kalacak yer telaşına kapılırken, Zhanar Zhakupova isimli veli, "Kimisinin ailesi son paralarıyla çocuklarını okutuyor, kredi çekiyor. Bir tane çocuğun yurttan ayrılıp başka yere gitmesi cebinde en az 20 bin lira olması lazım ama bunların ceplerinde kuruş para yok" dedi. Beşköprü Mahallesi Tokat Dere Caddesi üzerinde bulunan ve yapı kullanım izni olmamasına rağmen faaliyete geçirilen yurt, öğrenci kabulüne başladı. Üniversite eğitimlerini tamamlamak için şehre gelen Kazakistan uyruklu yaklaşık 100 öğrenci, bir yıllık sözleşme imzaladı. Bazı öğrenciler, yıllık peşin verirken bazıları ise aylık 7 bin 500 lira ödeme yaptı. Yapı kullanım izni olmayan yurdun şikayet edilmesi üzerine Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Serdivan Belediyesine yurdun kapatılması konusunda yazı yazdı, ilçe belediyesi ise yurdun boşaltılması için 17 Aralık tarihine kadar müddet tanıdı. Öğrenciler mağdur oldu Yaşanan bu durum üzerine yaklaşık 4 bin 301 kilometre yol kat ederek Sakarya’ya üniversite eğitimi almak için gelen öğrenciler kalacak yer telaşına kapılırken adeta valizleriyle sokakta kaldı. Yurtta kalan öğrencinin velisi Zhanar Zhakupova, çocukların mağdur olduklarını ve eğitimlerinin aksadığını aktardı. Zhakupova, "Biz yurdu kiraladık, sözleşmemizde var 12 aylık. Parasını da ödedim, depozitosunu da ödedim. Hatta 10-12 aylık para vermiş çocuklar da var. Yurt sahibi gelip ’çıkın’ diyor. Onların sıkıntıları varmış. Mahkeme kararı varmış ama bize gösterilmedi. Hiçbir şey göstermeden bizi çıkartmaya çalışıyorlar, sadece bize bu ayın 17’sine kadar çıkmamız gerektiğini söylediler. 2-3 gün önce aylık kiramızı da aldı. Bize bir gün sonra ’çıkın’ diyorlar. Neden bizden ödeme alıyorsunuz o zaman?" dedi. "Kimisinin ailesi son paralarıyla çocuklarını okutuyor, kredi çekiyor" Zhakupova, Kazakistan uyruklu yaklaşık 100 öğrencinin mağduriyet yaşadığını, ailelerinin çocuklarını okutmak için kredi çektiğini belirterek, "Cebimizde para yok. Depozito vermişiz. Geri bir kuruş paramızı vermiyorlar, bizi de çıkartıyorlar. Bizim gidecek yerimiz yok. Şimdi 100 Kazak öğrenci var. Kimisinin ailesi son paralarıyla çocuklarını okutuyor, kredi çekiyor, şimdi çocuklar dışarda kalıyor. Çocuklar nasıl böyle dışarda kalabilir? Çocuklardan ödeme aldıktan sonra neden çocukları çıkartıyorsunuz, ben anlamıyorum bu işi. Biz ne yapacağımızı bilmiyoruz. Yarın mahkemeye gideceğiz mecburen. Bir tane çocuğun yurttan ayrılıp başka yere gitmesi cebinde en az 20 bin lira olması lazım ama bunların ceplerinde bir kuruş para yok. Yurt dışından gelip de kalacak yer bulmak çok zormuş" diye konuştu. "Yurt dışından gelen öğrencileri toplamış, ödemeleri aylık veya yıllık alınmış" Zhanar Zhakupova’nın eski eşi Serdar Pazar ise yaşanan mağduriyetin bir an önce giderilmesi gerektiğini belirtti. Pazar, "Yurdun yapı uygulama belgesinin olmadığını bilen Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Serdivan Belediyesine yurdun kapanması için bilgi vermiş. Fakat herhangi bir kapatılma olmamış üstüne yurt dışından gelen öğrencileri toplamış, ödemeleri aylık veya yıllık alınmış. Yapı uygulama belgesi olmadan belediye buna nasıl izin verebiliyor bilmiyoruz. Şuan bile öğrenci alımı yapılabiliyor belki bilmiyoruz. İçeride toplanmış bavullar var. Öğrenciler derslere gidiyor ama geldiklerinde burada kalacaklar mı? Nerede yatacaklar bunların tedirginliğini yaşıyor. Türkiye’ye eğitim için gelen, daha iyi ve refah bir ülkede eğitim almak için geldiler ama mağduriyetleri var" şeklinde konuştu. "Burada hem kandırılan çocuklar hem de mağdur edilen bir Türkiye var" Kazakistanlı çocuklara yardım etmeye çalışan Pazar, "Madem yapı uygulama belgesi olmadığını biliniyorsa Belediye sezon başlamadığı zamanda neden kapatmadı veya neden kontrole gelemedi? Öğrenciler kalmaya devam etse polis zoruyla çıkarılma riski var ama öğrenciler kandırıldığı için polis yardımı alamıyor. Bunun bir sorumlusu olması gerekiyor. Yurt yönetimi, verilen paraların elektrik, doğalgaz gibi harcamalarda kullanıldığını söylüyor. Bu konuda da herhangi bir muhatap görmedik. Gördüğümüz kişilerde ’Biz çalışanız’ diyorlar. Kazakistan’da zor durumda olan ailelerde var bunlar bankalardan kredi çekerek buraya öğrencilerini gönderdiler. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne gideceğim yapabilecekleri bir şeyin olup olmadığını soracağım. Konuya ilişkin savcılığa başvuruda bulunduk, umarım yardımcı olacak birileri çıkar. Biz maddiyattan çok öğrenciler kalacak yer bulabilecek mi onun peşindeyiz. Burada hem kandırılan çocuklar hem de mağdur edilen bir Türkiye var. Türkiye’ye Kazakistan’dan bir öğrenci gelip gittiği zaman artık bu ülkeyi tavsiye etmeyecek" ifadelerini kullandı.
İstanbul İGÜ, ETÜGENÇ Kültür Çalıştayı’na ev sahipliği yaptı İstanbul Gelişim Üniversitesi ETÜGENÇ Kültür Çalıştayı’na ev sahipliği yaptı. Büyükçekmece Atatürk Anadolu Lisesi’nce 13-14 Aralık tarihlerinde kültür temasıyla gerçekleştirilen çalıştayda kültürün farklı disiplinlerle olan ilişkisi çok yönlü olarak ele alındı. Çalıştayın açılış konuşmasını yapan İstanbul Gelişim Üniversitesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Serdar Egeli, kültür teması etrafında şekillenen bu çalıştayın yalnızca akademik bir paylaşım alanı olmadığını; farklı bakış açılarıyla bir araya gelen gençlerin düşünme, tartışma ve yönetme becerilerini geliştirmeyi hedefleyen çok boyutlu bir yolculuk olduğunu vurguladı. Gelişimin ancak cesaretten ilham almakla başlayacağını ifade eden Doç. Dr. Serdar Egeli, sözlerine şu şekilde devam etti: "Üniversitemizin temel önceliklerinden biri; öğrencilerimizin merak duygusunu canlı tutmak, düşüncelerini özgürce ifade edebilecekleri nitelikli ortamlar oluşturmak ve disiplinler arası düşünme kültürünü desteklemektir. ETÜGENÇ Kültür Çalıştayı’nın bu vizyonla güçlü biçimde örtüştüğünü memnuniyetle görmekteyiz. Çalıştay süresince felsefeden antropolojiye, tarihten teknolojiye uzanan geniş bir perspektifte kültürün birey ve toplum üzerindeki etkileri ele alınacak; katılımcılar eleştirel düşünme, sorgulama ve yeni bakış açıları geliştirme fırsatı bulacaktır. Her bir katkının çalıştayın akademik ve entelektüel değerini zenginleştireceğine inanıyoruz. İstanbul Gelişim Üniversitesi olarak gençlere yatırım yapmayı; onları bilim, sanat, teknoloji ve kültürle buluşturarak potansiyellerini keşfetmelerine katkı sunmayı temel sorumluluklarımız arasında görüyoruz. Bu değerli çalıştay vesilesiyle sizleri kampüsümüzde ağırlamaktan büyük bir memnuniyet ve gurur duyuyoruz." "Bir düşüncenin, bir ortak bilincin ve bir kültür yolculuğunun eşiğindeyiz" Büyükçekmece Atatürk Anadolu Lisesi ETÜGENÇ Çalıştayı Genel Koordinatörü Tuğçe Olgun, çalıştayın hedeflerini şu ifadelerle anlattı: "Kültür bir milletin hafızasıdır. Bizim bugün burada bir araya gelişimiz tam da bu hafızayı genç nesillere aktarmak, onu yaşatmak ve ona yeni bir soluk kazandırmak içindir. Hepimiz biliyoruz ki kültür, kitaplarda donmuş bir kavram değildir. Kültür; dokunan, değişen, gelişen, yaşayan bir yapıdır ve onu yaşatacak olanlar tam da şu an burada bulunan sizlersiniz. Bu nedenle ETÜGENÇ Çalıştayı’nı hazırlarken hedefimiz; gençlerin düşünce üretmesine, kendilerini ifade etmesine ve bu kültürün doğal bir parçası olduklarını hissetmelerine alan açmaktı. Çünkü kültür, bir gencin eline değdiğinde geleceğe dönüşür; kalbine değdiğinde anlam kazanır." Olgun, çalıştaya ev sahipliği yapan İstanbul Gelişim Üniversitesi’ne teşekkürlerini ileterek sözlerini noktaladı. "Kültür yalnızca geçmişi hatırlamak değil; sizin her gün yeniden yazdığınız bir hikayedir" Büyükçekmece Atatürk Anadolu Lisesi Müdürü Necmettin Sarıkaya, Büyükçekmece Atatürk Anadolu Lisesi olarak Atatürk’ün "Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür" sözünü yollarını aydınlatan bir ilke olarak benimsediklerini ve bu anlayış çerçevesinde ilgili çalıştayı planladıklarını vurguladı. Necmettin Sarıkaya, ETÜGENÇ çalıştayının esas vurgusu olan "kültür" teması hakkındaki görüşlerini, "Kültür yalnızca geçmişi hatırlamak değil; sizin her gün yeniden yazdığınız bir hikayedir. Konuşmalarınızda, davranışlarınızda, müziğinizde, hayallerinizde siz nereye bakarsanız kültür oradadır. Bugün bu çalıştayda yalnızca kültürü konuşmayacak, kültürün kendisi olacaksınız. Komitelerde dile getirilen her fikir, geleceğe bırakılmış bir kültür izi olacaktır" dedi. Çalıştayda Türk tarihi ve kültürü konuşuldu Marmara Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden Doç. Dr. Nusret Gedik, "Son yıllarda kültür, devletler düzeyinde geri planda kalan alanlardan biri hâline gelmiş olsa da gençlerin kültüre olan ilgisi bu sürecin kalıcı olmayacağını gösteriyor. Kültür, milletleri ayakta tutan en temel unsurlardan biridir ve Türk tarihi, büyük kültürel ve siyasal kırılmalara rağmen bu birikimin sürekliliği sayesinde varlığını korumuştur. Türk kültürü başlangıçta sözlü gelenekle aktarılmış, Orhun Yazıtları ile birlikte yazılı kültüre geçiş süreci başlamıştır. Göçebe yaşam tarzı sözlü kültürü güçlendirmiş; yazılı kültür ise kültürel hafızanın kalıcılığını sağlamıştır. Yerleşik hayata geçişle birlikte karşılaşılan Maniheizm gibi inanç sistemleri ise kültür üzerinde belirleyici etkiler oluşturmuş, bu da Türk tarihinde önemli kültürel dönüşümlere yol açmıştır" ifadelerini kullandı. Çalıştaya; İstanbul Gelişim Üniversitesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Serdar Egeli, Büyükçekmece Atatürk Anadolu Lisesi Müdürü Necmettin Sarıkaya, Esenyurt İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Murat Tetik, Marmara Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden Doç. Dr. Nusret Gedik’in yanı sıra öğretmenler, öğrenciler ve veliler katılım sağladı.