SAĞLIK - 17 Aralık 2025 Çarşamba 11:32

Türk Dermatoloji Derneği’nden ‘Uyuz’ açıklaması: "3 yıl süren uyuz vakaları duyuyoruz"

A
A
A

Uyuz vakalarına ilişkin konuşan Türk Dermatoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Özlem Su Küçük, "Son 30 yıldır uyuz vakaları yükselişte, geçen seneki kadar sık değil ama hastane başvurularında artışı görüyoruz. Tek bir kişinin tedavi olması yetmez. Kişi geliyor, annesine, babasına da ilacı öneriyoruz ‘Bizde şikayet yok' diye kullanmak istemiyorlar. Kısır döngüyle hastalık kronik bir hal alabiliyor. 3 yıl süren uyuz vakaları duyuyoruz, farkındalığın artması gerekiyor" dedi.

Son zamanlarda uyuz vakalarıyla karşılaştıklarını belirten uzmanlar, oluşturduğu kaşıntıyla dikkat çeken uyuza karşı uyarılarda bulundu. Uyuzun belirtileri, tanı ve tedavi süreçlerine ilişkin bilgi veren Derneğin Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Özlem Su Küçük ve Medicana Ataköy Hastanesi Dermatoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Gülsüm Gençoğlan, dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı.

Türk Dermatoloji Derneği’nden ‘Uyuz’ açıklaması:

"Tek bir kişinin tedavi olması yetmez"

‘Sonbahar ve kış aylarında daha fazla uyuz vakası görüyoruz' diyerek sözlerine başlayan Prof. Dr. Özlem Su Küçük, "Zaten son 30 yıldır uyuz vakaları yükselişte, daha sık görmekteyiz. Son 2-3 yıl içerisinde de uyuz vakaları devam ediyor. Üstelik de tedavi olmayan vatandaşlarda 2-3 yıl kadar kronik bir hastalık gibi seyredebiliyor. Tek bir kişinin tedavi olması yetmez. Etraftaki kişilerin tedavi görmemesi, bazen kişilerin de yetersiz, uygun olmayan şekilde ilacı sürmeleri nedeniyle tedavide yeterli sonuçları gözleyemiyoruz. Kişi geliyor, annesine, babasına da ilacı öneriyoruz, ‘Bizde şikayet yok' diye kullanmak istemiyorlar. Kısır döngüyle hastalık kronik hal alabiliyor, bazen ilaçların direncinden söz etmek mümkün. Boyundan aşağıya, el, ayak parmak araları, genital bölge, memeler dahil olmak üzere tüm vücuda sürülmesi, 8-12 saate kadar bekletilmesi sonra yıkamayı öneriyoruz. Aynı yastık kılıflarını, çarşafları kullanmak, ortak kıyafetlerin, eşyaların kullanılması, kıyafet deneme kabinlerinde bile uyuzlu kişinin giydiği kıyafeti giymek, uzun süreli dolaşmak bile uyuzun bulaşmasına neden olabilir" dedi.

"3 yıl süren uyuz vakaları duyuyoruz"

Uyuzda kaşıntı olmazsa olmaz, sıcakta, gece artan kaşıntı söz konusu' diyen Prof. Dr. Küçük, "Türkiye'de kış ayının başlamasıyla beraber görüyoruz. Geçen seneki kadar sık değil ama polikliniğimize, hastane başvurularında artışı görüyoruz. Dernek de bu konudan haberdar, zaman zaman bilgilendirme toplantıları düzenliyoruz. Alerjik reaksiyon gelişebiliyor, buna bağlı kızarık, deriden kabarık döküntüler, zaman zaman sekonder olarak enfeksiyonlar da eklenebiliyor. Fındık, ceviz büyüklüğünde bazen nodül dediğimiz tablolar kasıklarda, koltukaltında olabiliyor, bu tedavisiz kalan, uzamış bir uyuzun belirtisi olabiliyor. Uzamış uyuzda başka hastalıkları düşündüğümüz, biyopsi yaptığımız durumlar dahi olabiliyor. 3 yıl süren uyuz vakaları duyuyoruz. Kreşlerde, yurtlarda, kapalı otel ortamında bazen hastalık yayılabiliyor. Bize yurtlardan da çok fazla başvuru oluyor. Bazı durumlarda yurtta kalan herkesin tedavi alması gerebiliyor, farkındalığın artması gerekiyor. Spor salonları, yurtlar gibi alanlarda daha dikkatli davranılmasında fayda var. İnsanlar bir utanç durumu gibi algıladıklarından etraflarıyla da paylaşamıyorlar. Söyleseler onların da tedavi almaları belki daha erken dönemde sağlanacak. Geç dönemde uyuz nodülleriyle, daha farklı tarzda gelebiliyor hastalık o zaman tanı koymak da zorlaşabiliyor" diye konuştu.

Türk Dermatoloji Derneği’nden ‘Uyuz’ açıklaması:

"Vakalar polikliniğimizin yüzde 30'unu oluşturuyor"

Uyuza karşı bilinçli hareket etmenin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Gülsüm Gençoğlan ise, "Kaşıntı tüm vücutta olsa da sırtı tutmuyor olması, kadınlarda; göğüs, karın bölgesi, erkeklerde ise daha çok genital ve karın bölgesinin, el parmak aralarının tutulmuş olması tipik özelliği. Genel olarak uykuyu bozacak şekilde bir kaşıntıdan yakınırlar. Kışın gelmesiyle uyuz sayısında da ciddi bir artış söz konusu. Polikliniğimizin yüzde 30'unu oluşturuyor. Bulaşın en fazla kaynağı; kıyafet kaynaklı olanlar var. Okullar önemli bir kaynak, çocuklar çünkü çok dikkat edemiyor, bazen karıştırıyor, birbirlerinin kıyafetini alıyorlar. El ele tutuşma, yemekhaneye giderken, oyun oynarken, dokunma bulaşın en önemli kaynağı. Oteller, mesela; çarşafın, nevresimin değiştirilmediği durumlarda bizden önce odayı kullanan bireyden rahatlıkla uyuz bulaşabilir. Yakın temasımızın olduğu bireyler; aynı evi, yatağı paylaşıyorsak, bulaş kolaylıkla gerçekleşebiliyor. Kirlilik ve pasaklılıkla ilişkilendirilen bir durum olduğu için insanlar söylemek istemiyor ama hepimize bulaşabilir sonuçta bulaşıcı bir hastalık. Bebek ziyaretlerini hepimiz seviyoruz, gidilmeli ama bebekler mümkünse kucağa verilmemeli çünkü bebeklerde kullanabileceğimiz çok fazla seçeneğimiz yok. Onlarda herhangi bir şekilde uyuz oluştuğu zaman kremlere vs. büyük oranda mevcut parazit direnç geliştirdi. 15 kilodan küçük çocuklara da hap tedavisi veremiyoruz, bu sefer sürekli döngü devam ediyor çünkü ebeveynleri bakmak zorunda. 4,5,6 ay geçmeyen uyuzlarla karşı karşıya kalıyoruz. Gerçekten çok tacizkar, kötü bir durum oluyor" diye konuştu.

"Bir aile, bebek ziyaretine gelen akrabadan bulaşmıştı, çok üzülmüştüm"

‘Bulaştan yaklaşık 2-3 hafta sonra kaşıntı başlıyor' diyen Prof. Dr. Gençoğlan, "Hastalarda bulaşın kaynağı genelde çocuk oluyor. Bu parazit canlı deriyle ölü deri arasında tüneller kazıyor, tünelleri dermoskopla tespit edebiliyoruz, sonra ilaç tedavisi veriyoruz. İlaç tedavisi kiloya uygun dozda ve sıklıkta kullanmak lazım. İlk dozlamayı yaptıktan sonra 1 hafta ara veriyoruz çünkü ilaç sadece canlı böceklere etkili, yumurtalara değil. Yumurtalardan bir hafta sonra yeni böcekler çıkıyor. Bazen hastalar rahatladıklarını düşünerek 2'nci dozlamayı almıyor. Bu sefer döngü yeniden, en baştan başlıyor. Hap, şu anda piyasada var, SGK tarafından da ödeniyor. Aslında pandemi döneminde mesafeli davranmayı birazcık öğrendik, en sık bulaş alanı tabi ki eller, selamlaşıyoruz. Ellerin sık yıkanması en önemli korunma faktörleri arasında. Vakalardan bir aile, gerçekten çok üzülmüştüm, bebek kaynaklı, ziyarete gelen bir akrabadan bulaşmıştı. Uykusuzluktan sinir bozukluğu da oluyor. İlk dozu aldıktan sonra bulaştırıcı değiliz artık bütün kıyafetlerimizi, o zamana kadar giydiğimiz ne varsa onların hepsinin 60 derecenin üzerinde yıkanması gerek" ifadelerini kullandı.

Hasibe Karadağ - Emirhan Toplu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Armada Praxis Yalıkavakspor ikinci yarı hazırlıklarına başladı Armada Praxis Yalıkavakspor, yaptığı antrenmanla THF Kadınlar Süper Ligi’nin ikinci yarısı için hazırlıklarına başladı. Baş Antrenör Kıvanç Özcan ile Yardımcı Antrenör Yeliz Yılmaz yönetiminde yapılan idmanı kulübün Hentbol Sorumlusu Hayrullah Kayacan da yakından takip etti. Teknik ekip, oyuncuların fiziksel ve mental olarak en iyi seviyeye ulaşması için hazırlıkların artarak süreceğini bildirdi. Milli arada A Milli Kadın Hentbol Takımı ve farklı milli takımlarda görev alan sporcuların da takıma dönmesiyle birlikte Armada Praxis Yalıkavakspor, ikinci yarı hazırlıklarına eksiksiz başladı. Milli forma altında Türkiye’yi ve kulübü temsil eden oyuncuların performansı teknik heyet tarafından olumlu değerlendirildi. Antrenmanın ardından takım içinde kısa bir kutlama yapıldı. Başarılı oyunculardan Beyza Gedik’in doğum günü, takım arkadaşları ve teknik ekip tarafından alkışlarla kutlandı. Kutlamada yaşanan samimi anlar, takım içindeki birlik ve motivasyonu gözler önüne serdi. Kulüp Başkanı Emin Palalı da ikinci yarı hazırlıklarının başlaması dolayısıyla bir mesaj paylaşarak, milli takım kadrolarına seçilen A takım oyuncuları ile altyapıdan milli takım hazırlık kamplarına davet edilen genç sporcuları tebrik etti. Palalı, kulübün Türk hentboluna sporcu kazandırmayı sürdürdüğünü vurgulayarak, ikinci yarı öncesinde tüm takıma başarılar diledi. Son yıllarda ligde ve Avrupa arenasında elde ettiği başarılarla dikkat çeken Armada Praxis Yalıkavakspor, güçlü kadrosu ve milli takım tecrübesine sahip oyuncularıyla sezonun ikinci yarısına iddialı bir şekilde hazırlanıyor. Yalıkavak temsilcisi, ocak ayında başlayacak maçlarla birlikte hedeflerini yukarı taşımayı amaçlıyor.
Bursa Mudanya Üniversitesi’nde ilk uluslararası kongre gerçekleştirildi Mudanya Üniversitesi ev sahipliğinde ilk uluslararası bilimsel kongre düzenlendi. Uluslararası Bilimler Akademisi (UBAK) ve Mudanya Üniversitesi iş birliğiyle 4. Uluslararası Bilimsel Araştırma ve İnovasyon Kongresi 14-16 Aralık tarihleri arasında çevrimiçi ve yüz yüze olarak gerçekleştirildi. Başkanlığını Mudanya Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emine Kılıçaslan’ın yaptığı kongrede, 36 ülkeden 552 bilim insanı, sağlık bilimlerinden sosyal bilimlere, mühendislikten eğitim ve iletişim çalışmalarına uzanan geniş bir yelpazede bilimsel çalışmalarını paylaştı. Kongrenin yüz yüze bölümü Mudanya Üniversitesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Açılışta konuşan Kongre Başkanı Doç. Dr. Emine Kılıçaslan, 4. Uluslararası Bilimsel Araştırmalar ve İnovasyon Kongresi ile yapay zeka odaklı yaşanan büyük dönüşümün tartışıldığı, yeni fikirlerin filizlendiği verimli bir ortak zemin oluşturmayı hedeflediklerini belirterek, "Kongremizde sunulacak her bildiri, yapacağınız her tartışma, kuracağınız her bağlantı, bu kolektif aklı inşa eden değerli bir tuğla olacaktır. Sözlerimi bitirirken, UBAK 4. Uluslararası Bilimsel Araştırmalar ve İnovasyon Kongresi’nin, bilginin sınırlarını zorladığımız, disiplinlerin ötesine geçtiğimiz ve daha insani, daha adil bir teknolojik geleceğin temellerini birlikte attığımız verimli bir platform olmasını diliyorum" dedi. Mudanya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nimetullah Burnak da, küresel uzmanlığın anıtsal bir birleşimini temsil eden bir kongre gerçekleştirildiğini vurgulayarak, "Kıtaları ve farklı entelektüel gelenekleri kapsayan, 36 ülkeden katılımcıya ev sahipliği yapma ayrıcalığını yaşıyoruz. Bu inanılmaz katılım, sadece kongrenin ana temasının önemini değil, aynı zamanda bilimi ve inovasyonu herkesin yararına ilerletmeye yönelik evrensel taahhüdü de vurgulamaktadır. Bu güçlü buluşma, bilim söz konusu olduğunda sınırların olmadığını, sadece birlikte keşfedilmeyi bekleyen ufukların olduğunu kanıtlıyor. Kongrenin yüz yüze ve çevrimiçi sunumları kapsaması, dinamik, karma bir formatta düzenlenmesi gerçekten gurur verici, emeği geçenlere ve sunuşlarıyla katkı sağlayanlara teşekkür ederim. Umarım burada üretilen enerji ve fikirler, biz ayrıldıktan sonra da uzun süre yankılanmaya devam eder ve kavramlardan dünyayı değiştiren gerçeklere dönüşür" ifadelerini kullandı.
Balıkesir Güney Marmara Küresel Ufuk Programı eğitimlerine devam ediyor Güney Marmara Kalkınma Ajansı (GMKA) koordinasyonunda; Balıkesir Üniversitesi, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi iş birliğiyle yürütülen "Güney Marmara Küresel Ufuk Programı" 2025-2026 Akademik Yılı 1. Dönem Eğitimi, Balıkesir Üniversitesi ev sahipliğinde başladı. Yıl içerisinde ilk etap eğitimleri tamamlan programın uygulama döneminde, 54 uluslararası öğrenciye yönelik olarak eğitimler, teknik geziler ve firma ziyaretleri gerçekleştirilmişti. Bu süreçte, bölge üniversitelerinde öğrenim gören uluslararası öğrencilerin dış ticaret alanındaki teknik yeterlilikleri geliştirildi. Aynı zamanda öğrencilerin Balıkesir ve Çanakkale’de faaliyet gösteren firmalarla eşleştirilmesi yoluyla bölge firmalarının ihracat kabiliyetinin artırılması hedeflendi. 2024-2025 eğitim-öğretim döneminde programı başarıyla tamamlayan uluslararası öğrenciler için sertifika süreci tamamlanarak program kapsamında edinilen bilgi ve deneyimler, sonraki dönemlere aktarılacak şekilde değerlendirildi. Programda yeni dönem başladı Yeni dönemin ilk haftasında, raporlama ve veri analitiği odağında eğitimler gerçekleştirildi. Katılımcılar; veri analizi, raporlama teknikleri ve ihracat odaklı karar süreçlerinde analitik yaklaşımlara ilişkin uygulamalı bilgiler edindi. Süreçte Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi akademik kadroları da aktif katkı sağlıyor. Program kapsamında yıl boyunca devam edecek eğitim, uygulama ve etkinliklerle; Güney Marmara bölgesindeki uluslararası öğrencilerin teknik ve ticari becerilerinin geliştirilmesi, küresel pazarlara hazırlanmaları ve bölgenin ihracat kapasitesine sürdürülebilir katkı sunulması amaçlanıyor.