GENEL - 05 Şubat 2019 Salı 11:36

Türk Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. Hasan Bayram:

A
A
A
Türk Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. Hasan Bayram:

Havalandırma sistemlerinin, sigara içmeyenleri çevresel sigara dumanından koruyamadığını belirten Türk Toraks Derneği Başkanı Prof.

Havalandırma sistemlerinin, sigara içmeyenleri çevresel sigara dumanından koruyamadığını belirten Türk Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. Hasan Bayram, "Tütün dumanı zehirli gaz ve partiküller içermektedir. Havalandırma sistemleri bu partikül ve zehirli gazları temizleyemez. Çalışmalar, gelişmiş havalandırma ekipmanlarının iç ortam havasını temizleyemediğini göstermiştir" dedi.


Sigaranın insan sağlığına olan zararlarına ilişkin açıklama yapan Türk Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. Hasan Bayram, havalandırma sistemlerinin korucuyu olmadığını belirtti. Bayram yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi;


"Türkiye Cumhuriyeti, 4207 Sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi Ve Kontrolü Hakkında Kanunu’nu yürürlüğüne alarak, insanlarını ve gelecek nesillerini tütün ürünlerinin zararlarından korumayı ve herkesin temiz hava solumasını amaçlamıştır. Ocak 2008’de 4207 sayılı Kanunda değişiklik yapan 5727 sayılı ’Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’ kabul edilmiştir. Bu değişiklik ile pasif içicileri korumaya yönelik, dumansız bir Türkiye oluşturmak amacıyla kapalı alanlarda sigara tüketiminin yasaklanması amaçlanmış ve T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından Dumansız Hava Sahası kampanyası başlatılmıştır. Temmuz 2009 tarihinde ise bu yasağa restoran, kahvehane, bar ve kafelerin de dahil edilmesiyle, Türkiye’de tüm kapalı alanların dumansız hale getirilmesi hedeflenmiştir. Bu Kanunla ülkemiz, tütün kontrolü konusunda yasal düzenlemesi olan sayılı ülkeler arasına girmiş, pek çok ülkeye örnek ülke konumuna gelmiştir. Yasanın yürürlüğe girmesi ile tütün ürünü kullanım oranları belirgin oranda düşmüş, ancak 2012 yılı ve sonrasında dumansız hava sahası ihlallerinin artması ile hem gençlerde hem erişkinlerde türün ürünü kullanım oranları tekrar endişe verecek düzeyde artışa geçmiştir. Bu nedenlerle, Dumansız Hava Sahası’na sahip çıkılması çok önemlidir. Bu konuda geri adım atılması, onlarca yıldır tütün kontrolüne emek sarfeden kamu, sivil toplum, sağlıkçılar ve toplumun -hatta kanun koyucuların- ortak emeğini boşa çıkarır. Çok eski kazanımlarımızın bile tekrar sarsılması ihtimali hepimizin, en çok çocuklarımızın kaybı olur.


Çevresel tütün dumanının güvenilir bir eşik dozu yoktur. En küçük miktarı bile zararlıdır. Duman adres sormaz! Bu zarardan korunmanın tek çaresi kapalı alanların tamamen sigarasızlaştırılması / dumansızlaştırılmasıdır! Günümüze kadar yasa kapsamında kapalı alan olarak tanımlanan kamusal alanlarda havalandırma sitemleri bulunan arka alanlar oluşturulması, “sigara içim odaları” oluşturulması anlamına gelir, bu da her yeri duman altı etmek ve daha önemlisi mevcut yasal düzenlemenin ihlali anlamına gelmektedir. Tütün dumanı zehirli gaz ve partiküller içermektedir. Havalandırma sistemleri bu partikül ve zehirli gazları temizleyemez. Çalışmalar, gelişmiş havalandırma ekipmanlarının iç ortam havasını temizleyemediğini göstermiştir."



"Çevresel tütün dumanı sağlığı-yaşamı tehdit eden bir tehlikedir"


"Çevresel tütün dumanı maruziyeti engellenmezse, ülkemizde binlerce insanın ölümü söz konusudur" diyen Türk Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. Hasan Bayram, "Türkiye Cumhuriyeti insanlarının temiz hava soluma hakkı ellerinden alınmamalıdır. Tüm faaliyetlerini ulusal akciğer sağlığının iyileştirilmesine adamış Türk Toraks Derneği olarak, Sayın Cumhurbaşkanımız, Sağlık Bakanımız, Sağlık Komisyonu üyelerimiz ve milletimizin vekillerinden, şimdiye kadar yaptıkları gibi “Dumansız Hava Sahası”na sahip çıkarak, korumalarını; Türkiye Cumhuriyeti’nin Tütün Kontrolünde dünyaya örnek olmuş yasalarına sahip çıkmalarını ve milletimizin temiz hava hakkını soluyarak sağlıklı yaşam hakkını güvence altına almalarını talep ediyor, kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunuyoruz" ifadelerini kullandı.


Türk Toraks Derneği Tütün Kontrolü Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Aslı Görek Dilektaşlı ise pasif içiciliğin sigara içmek kadar zararlı olduğunu belirterek, "Çevresel tütün dumanı çocuklarda, beyin tümörleri, orta kulak hastalıkları, lenf kanseri, lösemi, solunum fonksiyonlarında yetersiz gelişim, astım, ani bebek ölüm sendromu ve alt solunum yolu hastalıklarına; erişkinlerde ise inme, felç, damar sertliği, koroner kalp hastalığı, kalp krizi, meme kanseri, üst solunum yolu kanserleri, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), astım, solunum fonksiyonlarında kayıplara; gebelerde erken doğuma, fetüste ise düşük doğum ağırlığına yol açmaktadır" dedi.



"Çevresel tütün dumanının sağlığa zararları saymakla bitmez"


Türk Toraks Derneği Tütün Kontrolü Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Aslı Görek Dilektaşlı da tütün dumanının insan sağlığına olan zararlı etkilerine ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Dilektaşlı yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:


"Sigara içenin çevredeki havaya kattığı dumana ‘çevresel tütün dumanı’ denir. Sigara dumanı içinde 5.000’den fazla kimyasal madde vardır. Bunların 70’den fazlası doğrudan kanser yapıcıdır. Günümüzde tüm dünyada her yıl en az 880.000 insan, kendisi tütün ürünü kullanmadığı halde, çevresel tütün dumanı maruziyeti nedeniyle yaşamını yitirmektedir. Tütün salgını, bu hızla devam ettiğinde, 21. yüzyılda tüm dünyada 1 milyar insan yaşamını bu nedenle kaybedecektir.


Çevresel tütün dumanı ile kaplı havayı soluyan kişinin sağlığı istemeden ve çoğunlukla farkında olmadan zarara uğramaktadır. Çevresel tütün dumanı maruziyetine bağlı olarak hemen ortaya çıkabilen sağlık etkileri gözlerde tahriş, sulanma, yanma, baş ağrısı, burunda rahatsızlık, akıntı, öksürük, boğaz ağrısı, kalp hızı ve tansiyonun yükselmesi, solunumsal yakınmalarda artış, enfeksiyonlar; kalp hastalığı olan kişilerde kalp krizi geçirme riskinde artış; astım ve alerjik hastalıklarda alevlenmedir. Çevresel tütün dumanı çocuklarda, beyin tümörleri, orta kulak hastalıkları, lenf kanseri, lösemi, solunum fonksiyonlarında yetersiz gelişim, astım, ani bebek ölüm sendromu ve alt solunum yolu hastalıklarına; erişkinlerde ise inme, felç, damar sertliği, koroner kalp hastalığı, kalp krizi, meme kanseri, üst solunum yolu kanserleri, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), astım, solunum fonksiyonlarında kayıplara; gebelerde erken doğuma, fetüste ise düşük doğum ağırlığına yol açmaktadır.


Tamamen dumansız iç ortamlar şarttır. Çünkü dünyada tütün ürünü kullanmayan kişi sayısı, kullananlardan daha fazladır. Sağlığa zararlı olduğu kesin bilinen tütün dumanından korunmak, bu kişilerin en doğal hakkıdır. Tam dumansız iç ortam oluşturarak, işçi ve toplum sağlığını tütün dumanının zararlı etkilerinden korumak mümkündür. Tam dumansız ortamlar oluşturarak özellikle gençlerin sigaraya başlaması özendirilmemiş olur. Tüm insanların, tüm çocukların, tüm çalışanların tütünsüz, temiz hava soluma hakları bulunmaktadır. İş yerlerinde tam bir sigara yasağı uygulanması ile sigara içen bireylerin tüketim miktarları yüzde 15 oranında azalmakta ve hatta bu kişilerde sigarayı bırakma oranları yüzde 80 düzeyinde artış göstermektedir. Açıktır ki, bu yasal düzenlemeler, insanları korumakta ve tütün endüstrisinin kar oranlarında azalmaya yol açmaktadır."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.