EKONOMİ - 04 Aralık 2020 Cuma 15:31

‘Türkiye Hanehalkı Finansal Algı ve Tutum Araştırması’ sonuçları açıklandı

A
A
A
‘Türkiye Hanehalkı Finansal Algı ve Tutum Araştırması’ sonuçları açıklandı

Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof.

Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Aşan, “Araştırmada ana amacımız finansal piyasaların derinleştirilmesi ve bankacılık dışı kesimin büyütülmesi konusunda alacağımız veya alınması gereken kararlar ne ise ona bir baz oluşturmak . Bu alanda sadece bizim çabalarımızın değil, akademik çabaların da değerli olduğunu düşünüyoruz. Bu akademik çabalara bir kaynak oluşturmayı da amaçlıyoruz" dedi.



Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan, Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi tarafından yaptırılan ‘Türkiye Hanehalkı Finansal Algı ve Tutum Araştırması’ sonuçlarını online gerçekleştirilen basın toplantısında açıkladı. Toplantıda Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Müşaviri Doç. Dr. Hüseyin Kaya da açıklamalarda bulundu.



Toplantıda konuşan Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Aşan, özellikle finansal derinliğin sağlanması ve bankacılık dışı kesimin büyütülmesiyle ilgili Finans Ofisi olarak yoğun çalışma içerisine girdiklerini belirtti.



“Araştırmaya 15 bin kişinin katıldı”


Araştırmaya 15 bin kişinin katıldığını belirten Aşan,“Araştırmada ana amacımız finansal piyasaların derinleştirilmesi ve bankacılık dışı kesimin büyütülmesi konusunda alacağımız veya alınması gereken kararlar ne ise ona bir baz oluşturmak. Bu alanda sadece bizim çabalarımızın değil, akademik çabaların da değerli olduğunu düşünüyoruz. Bu akademik çabalara bir kaynak oluşturmayı da amaçlıyoruz. Bugünden itibaren araştırma sonuçlarını raporlar halinde web sitemizde yayınlayacağız. Önümüzdeki dönemde de tahmin ediyorum ki 1,5 milyonun üzerinde bir veriyi içeren bütün mikro datamızı araştırmacılara başvuru halinde kullanmak üzere açacağız. Araştırmada gerçekten ilginç ve sürpriz sonuçlar elde ettik. Türkiye’de genel olarak finansal davranışlarla ilgili hepimizin ufak tefek yaptığı gözlemlerle ortak çıkarttığımız sonuçlar oluyor, bunlar beklediğimiz gibi geldi” şeklinde konuştu.



Bankacılığın, sistemi son derece domine ettiğini yapılan araştırmada gördüklerini vurgulayan Aşan, “İnsanların elde ettikleri parayla ne yaptıklarına baktığınızda ilk adres büyük çoğunlukla bankalar oluyor. Bu bizim bir şekilde bankacılık dışındaki alternatifleri insanlara çok da ulaştıramadığımızı da gösteriyor. Bu tek başına kamunun yapabileceği bir süreç değil, kamu ile bankacılık dışı finansal sektörün bir arada daha uzun süre çabalamasını gerektiren bir konu” dedi.



Prof. Dr. Göksel Aşan, finansal okuryazarlığın bıkmadan usanmadan tekrar edilebileceğini, olabildiğince yeni ve üretici projeler geliştirilebileceğini ve bir şekilde ilk akla gelenin bankacılık dışındaki kesimlerin de olduğu bir ortam oluşturmaya çalışacaklarını söyledi.



Tasarruf sahibi için ilk adres banka olduğunda, kaynak ve fon ihtiyacı olanlar için ilk adresin bankalar olduğunu aktaran Aşan, “Özellikle KOBİ’ler için bunu söylüyorum, kredi dışı ya da bankacılık dışı finans kanallarını geliştirememiş oluyoruz. Buna hem tasarruf tarafından hem de fonlara ulaşım konusundan yaklaşmamız lazım. Örneğin Borsa İstanbul’un şu anda olduğundan çok daha iyi bir yerde olmayı hak ettiğini düşünüyorum. Önümüzdeki dönemde bunun için çok çabalayacağız. Borsa yönetimimiz de Sermaye Piyasası Kurulumuz da Türkiye Sermaye Piyasaları Birliğimiz de yoğun bir çaba içerisinde. Biz de elimizden geldiğince bu çabaya destek olmaya çalışıyoruz. Mümkün olduğunca bu alanı hem büyütmeye hem de derinleştirmeye çalışacağız. Bir taraftan da belli dönemlerde artan azalan yabancı kaynak ihtiyacı açısından da finansal piyasalardaki bu derinleşme ve genişlemenin daha sağlıklı yabancı kaynağı bulma açısından önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu anlamda faiz bağımlılığımızı bir miktar daha aşağıya çekeceğiz” açıklamasından bulundu.



Aşan sözlerine şöyle devam etti: “Araştırmada katılım finansının üzerinde de durduk. Katılım finansının, Türkiye’de potansiyelinin çok altında performans gösterdiğini düşünüyoruz. Araştırmada katılım finansının nasıl bir potansiyelinin olduğunu anlamayı amaçladık. Hem kamu hem de özel sektör tarafında ortaya çıkarılabilecek bütün yeni finansal araçlarda en çok gözetilmesi gereken şeylerden birisi, getirisinin düzenli olmasıdır”.



“Hanehalkının yüzde 25’i faiz ve kar payının aynı şey olduğunu düşünüyor”


Hanehalkının genel olarak finansal sistemden memnun olmadıklarını, insan merkezli bir finansal sisteme ihtiyaç olduğunu aktaran Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Müşaviri Doç. Dr. Hüseyin Kaya, “Hanehalkının mevcuttaki katılım finans kurumları ile konvansiyonel finans kurumlarının hizmetleri arasındaki farkının tam olarak zihninde net olmadığı sonucuna ulaştık. Hanehalkının yüzde 25’inin faiz ve kar payının aynı şey olduğunu düşünüyor. Katılım finans kurumlarının İslami prensiplere uygun çalışıp çalışmadığıyla ilgili hanehalkının bazı şüpheleri var. Katılım finans kurumlarının çalışmalarında ahlaki ilkelere uygun davrandıklarına dair ise hanehalkında güçlü bir algı olduğunu gördük. Genel olarak faizsiz finansal sistemin mümkün olup olmadığını sorduğumuzda hanehalkının, yüzde 56’sının bunun mümkün olduğunu düşündüklerini gördük” ifadelerini kullandı.



Anket yaptıkları hanehalkının yüzde 11’inin bireysel emekliliğe dahil olduğunu, yüzde 5’inin ise sistemden çıktığını belirten Kaya, “Sistemden neden çıktıklarını sorduk. İlk neden kendi paramı en iyi ben yönetirim. İkincisi getiri oranlarının düşüklüğü. Hanehalkının Bireysel Emeklilik Sistemi’nde fonların yönetimiyle ilgili olarak endişeler nedeniyle sistemden çıktıklarını görüyoruz. Buradaki şeffaflığın artırılması, fonların yönetim performansının yükseltilmesiyle birlikte Bireysel Emeklilik Sistemi’nde kalış oranının önemli düzeyde artacağını düşünüyoruz. Hanehalkının finansal tercihlerinde güvenilirlik ve bilinirlik çok önemli bir psikolojik bariyer” ifadelerini kullandı.



İstanbul Finans Merkezi’nin ana omurgalarından biri olan finansal teknolojilerin güvenilirlik ve bilinirlik psikolojik bariyerinin düşürülmesinde önemli rol oynayabileceğini ifade eden Kaya, finansal teknoloji uygulamalarının kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte bu finansal araçlara yönelik güveninin ve bilinirliğinin arttığını, psikolojik bariyerin azaldığını bildirdi.


Hanehalkının müteşebbis bir tarafının olduğunu, yeterli nakit elde ettiğinde iş kurmayı düşündüğünü belirten Kaya, hanehalkının kamunun denetleyici olarak yer almasını önemli bir güvenlik kaynağı olarak gördüğünü ve o ürüne yatırım yapmasına pozitif etki ettiğini belirtti.



Kaya, 2019 ikinci yarısı saha araştırması sonucuna göre hanehalkının yüzde 20’sinin tasarruf edebildiğini ifade ettiğini, yatırım amaçlı tasarrufların tedbir amaçlı tasarruflardan sonra geldiğini belirterek, tasarruf etmeme nedeninin ise gelir yetersizliği ve beklenmedik harcamaların çıkmış olması olarak görüldüğünü vurguladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan EBYÜ’de “Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü ev sahipliğinde “Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3-Multidisiplinler Bakış Açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi. Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen sempozyuma Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, Türkiye Diyestisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay, Rektör Yardımcıları A. Ercan Ekinci, Prof. Dr. Adem Başıbüyük, Prof. Dr. Çağrı Çırak, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Erzincan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ufuk Kuyrukluyıldız, sağlık çalışanları, akademik ve idari personel, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından başlayan sempozyum programı, açılış konuşmaları ile devam etti. İlk olarak konuşma yapan EBYÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3- Multidisiplinler bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’na ev sahipliği yapmanın mutluluğunu ifade etti. Beslenmenin bir yaşam aktivitesi olduğunu ve hastalık durumunda bu aktivitenin sürdürülmesinin multidisipliner bir yaklaşım gerektirdiğini belirten Prof. Dr. Özer, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği’nin bu konuda en güzel örneklerden biri olduğunu söyledi. Programa Erzurum, Sivas, Bayburt, Gümüşhane, Malatya, Van, Bingöl, Trabzon, Tokat ve Samsun gibi illerden gelen öğrenci, mezun hekim, hemşire, diyetisyen ve eczacılardan oluşan 750 katılımcıyı ağırlamaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Prof. Dr. Özer, sempozyumun hayata geçirilmesinde katkıda bulunan herkese teşekkürlerini sundu. Daha sonra konuşmalarını yapmak için kürsüye gelen Prof. Dr. Mutlu Doğanay, organizasyon için teşekkürlerini ileterek bu sempozyumun bilgileri güncellemek adına önemli bir fırsat olduğunu belirtti. Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ ise sempozyumun gerçekleşmesindeki çabalar için üniversite ve diyetetik bölümüne teşekkürlerini iletti. Son olarak nütrisyon tedavisinin önemine vurgu yapan Dağ, sempozyumun başarılı geçmesi temennisinde bulundu. Erzincan İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, beslenme ve diyetetiğin önemine vurgu yaparak bu tür bilimsel sempozyumların sağlık alanlarına önemli katkılar sağlayacağını belirtti. Sağlık alanında yapılan bilimsel etkinliklerin, sağlık hizmetlerinin gelişimine ve toplumun bilinçlenmesine büyük faydalar sağladığına değinen Dr. Tekin, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun bu anlamda önemli bir platform olduğunu ekledi. Rektör Prof. Dr. Akın Levent ise konuşmasında nütrisyonun, malnütrisyonun tedavisi yani yetersiz beslenme tedavisi olduğuna değinerek kötü beslenmenin hayatı olumsuz etkilediğini ve bilinçlenme adına bu tür programların düzenlendiğini söyledi. Günümüzde beslenmenin sağlık üzerindeki etkileri giderek daha fazla önem kazandığına değinen Rektör Levent, son zamanlarda özellikle hanımların beslenmeye özen göstermelerine dikkat çekti. Son olarak Rektör Levent, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun katılımcılara çok yönlü bir perspektif sunarak değerli bilgiler aktaracağını belirtti. Protokol konuşmalarının ardından Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay’ a katkılarından dolayı Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye özer tarafından plaket takdimi yapıldı. Sempozyum programında Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Taner Uluçay önderliğinde öğrenciler tarafından Erzincan yöresine ait türkülerden oluşan müzik dinletisi gerçekleştirildi. Program dört oturum şeklinde devam etti ve panelistlere program sonunda teşekkür belgeleri takdim edildi.
Erzincan Jandarmadan üniversitede fidan dikimi etkinliği Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185’inci yıl dönümü kutlamaları kapsamında Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinde fidan dikimi etkinliği gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi’nde düzenlenen etkinliğe Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Erzincan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı ile başlayan programa ilişkin günün anlam ve önemini belirten konuşma Jandarma Üsteğmen Buğra Kocaş tarafından yapıldı. Kocaş, ağaçlandırmanın ve fidan dikmenin önemine değindiği konuşmasında, “İklim değişikliği ve erozyonu önlemek gibi fidan dikmenin birçok önemi var. Burada yetişecek her bir fidan bizlere en büyük miras olacaktır. Yeşil görmeyen gözler zevkten mahrumdur. Erzincan Jandarma İl Komutanlığı olarak şehrimizin yeşiline katkı sunmaktan gurur duyuyoruz” dedi. Konuşmanın ardından Erzincan İl Jandarma Komutanlığına bağlı eğitim köpekleri ile bomba arama gösterisi ve itaat eğitimi gösterileri yapıldı. Jandarma Asayiş Komando Bölük Komutanlığı tarafından hazırlanan tüfekli hareketler gösterisi katılımcılardan büyük beğeni topladı. Gösterinin ardından konuşmasını icra eden Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, “Kültürümüz, tüm bitkiler ve hayvanlar dâhil canlıların tamamına karşı sevgi ve şefkatle yaklaşmamızı öğütler. Atalarımızdan, babalarımızdan devraldığımız ağaç, çevre, yeşil sevgisini yeni nesillere aktarmak en başta gelen görevlerimizden biridir. Orman varlığımızın arttırılması hususunda dün olduğu gibi bugün de, yarın da Jandarma Teşkilatı olarak daima yerimizi alacağız” dedi. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yılı münasebetiyle üniversitemizde düzenlenen törende konuşan Rektör Prof. Dr. Akın Levent, “Bu etkinliğin Jandarma tarafından okulumuzda düzenlenmesinden mutluluk duyduk. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yıl dönümünü kutluyorum. Bu vesile ile başta Cumhuriyetimizin Banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere şehitlerimize rahmet, gazilerimizi de hayırlı uzun ömür diliyorum” ifadelerini kullandı. Fidan dikimi etkinliğinde konuşan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, “Jandarma Genel Komutanlığının 185. yıl dönümü kutlamaları kapsamında düzenlenen fidan dikimi etkinliği, kurumumuzun köklü tarihine ve doğaya olan saygısını simgelemektedir. Bugün dikilecek fidanlarla hem geçmişimizi onurlandıracak hem de geleceğe sağlam bir miras bırakmış olacağız” dedi. Etkinliklerin icra edilmesinin ardından fidan dikim faaliyeti gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi, Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından mavi ladin, Avrupa ladin, dişbudak; akağaç, akasya, yapraklı ve ibreli türlerinden fidanlarla ağaçlandırıldı. Rektör Prof. Dr. Akın Levent, ağaç dikim alanında öğrencilerle sohbet edip fotoğraf çektirdi. Ağaç dikim alanından sonra Rektör Levent Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen sergiyi Jandarma Alay Komutanı Veysel Yanık ve öğrenciler eşliğinde gezdi.
Erzincan Çayırlı’da küçükbaş hayvanlarda aşılama kampanyası Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı teknik ekipler, mesai mefhumu gözetmeden, küçükbaş hayvanlara yönelik bakanlık tarafından programlı olarak yürütülen aşılama kampanyasını sürdürüyor. Aşılama esnasında yeni doğan kuzulara küpeleme çalışması da yapılıyor. Hayvan sağlığı ve refahı için görev başında olan ekipler, çiftçilere ve Erzincan’a katma değer sağlamak, küçükbaş hayvancılık sektörünün gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla yayla yayla, mera mera gezerek ağıllarda küpeleme ve aşılama çalışmalarını sürdürüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından programlı bir şekilde yürütülen çalışmalarda küçükbaş hayvanlara çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı aşılanıyor. Küçükbaş hayvancılık sektörünü daha ileri seviyelere çıkarmak için Erzincan genelinde çalışmalarını sürdüren tarım teşkilatı, Çayırlı’nın Gelinpınar Köyü’nde bir yandan programlı aşılama kampanyasını sürdürürken diğer yandan yeni doğan kuzularda küpeleme çalışmalarını sürdürüyor. Küçükbaş hayvancılık sektörüne büyük zarar veren çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı tetikte olan tarım teşkilatı mera ve ağıllarda sabahın erken saatlerinde çalışmaya başlıyor. Aşılama kampanyası hakkında bilgi veren Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürü Emrah Demir, “Hayvan sağlığı ve hayvan refahının korunmasının yanı sıra, hastalıkların önlenerek halk sağlığının korunması amacıyla, il genelinde hazırlanan plan, program ve projeleri uygulayarak, hayvan hastalık ve zararlılarına karşı koruyucu hizmetler yürütmeye devam ediyoruz. Bakanlığımız tarafından programlanan aşılama kampanyasında dahilinde İl Müdürlüğümüzün talimatlarına uygun olarak ilçemiz genelinde küçükbaş hayvanlarda aşılama ve küpeleme çalışmalarımız aralıksız sürdürülüyor. Ayrıca küpeleme çalışmaları ile yeni doğan hayvanlar kayıt altına alınarak kimliklendirilirken, çiftçilerin de devlet desteklerinden faydalanması için bilgilendirme yapıyoruz. İlçe Müdürlüğü olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği başta olmak üzere yetiştiricilerimizin, çiftçilerimizin her zaman yanındayız. Hem sahada hem kurumda her türlü ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verebilmek için çalışıyoruz. Üreticilerimizin ürünü bol kazancı bereketli olsun” diye konuştu.