GENEL - 30 Kasım 2019 Cumartesi 09:07

“Türkiye sağlığa en kolay ve en ucuza ulaşabilen ülke”

A
A
A
“Türkiye sağlığa en kolay ve en ucuza ulaşabilen ülke”

“Türkiye’de Sağlık Sistemi” konulu bir konferans veren TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Dr.

“Türkiye’de Sağlık Sistemi” konulu bir konferans veren TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Dr. Şenel Yediyıldız, günümüzde Türkiye’nin sağlığa en kolay ve un ucuz ulaşabilen bir ülke olduğunu söyledi.


TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Dr. Şenel Yediyıldız İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu tarafından düzenlenen “Dünya Tıbbi Sekreterler Günü” etkinliğine katıldı. Bu kapsamda üniversitede düzenlenen etkinliğe, çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emir Tan’ın yaptığı açılış konuşmasının ardından kürsüye gelen TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Dr. Şenel Yediyıldız “Türkiye’de Sağlık Sistemi” konulu bir konferans verdi. Konuşmasının başında geleceğin tıbbi sekreterleri olan üniversitenin Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik Bölümü öğrencilerinin bu özel gününü kutlayan Yediyıldız, “Bahtınız açık olsun umarım hep başarılı olursunuz” dedi.



“Sağlık tüm dünyanın önemli meselesi”


Konuşmasında sağlığın sadece Türkiye’nin değil, bütün dünyanın meselesi olduğunun altını çizen Dr. Şenel Yediyıldız, “Bugün dünyanın ilerlemiş ülkelerine bakın, hepsinde sağlıkla ilgili sorunlar var. Yapılanlar var, yapılamayanlar var, yapılmak istenenler var. Ama hepsi bir sorun. Neden? Çünkü sağlık meseleleri sürekli değişiyor” ” dedi. Sağlığın bir hizmet sektörü olduğunu ve sürekli yenilenme gerektirdiğini vurgulayan Yediyıldız şöyle konuştu: “Sağlığın; hizmeti alan, hizmeti veren, bu hizmette çalışanlar gibi birkaç ayağı var. Hizmeti alan millet, hizmeti veren de devlet. Devlet hizmeti milletin istediğine yakın, ama ucuz veriyor. Millet de istiyor ki bu hizmete kolay ulaşayım, ücretsiz olsun ve güvenli olsun. Çalışanlar da istiyor ki az çalışayım, çok kazanayım. Böyle bir tabloda ortaya iyi hizmet çıkması lazım. Yani bu hizmeti alan, bu hizmeti veren devlet hem çalışanını hem de hizmet verdiği insanları memnun etmesi lazım”



“İstanbul’da kuyruk olmayan hastane yoktu”


Özellikle İstanbul’da bir dönem kuyruk olmayan bir hastanenin olmadığının altını çizen Dr. Şenel Yediyıldız bugün o kuyrukların son bulduğunu söyledi. Yediyıldız şöyle devam etti: “O günlerden bugünlere geldik. Bugün Türkiye dünyada sağlığa en kolay ve en ucuz ulaşılan ülkedir. Demek ki biz sağlık hizmeti alanı memnun etmişiz. Memnun etmediğimiz kesim arasında günümüzde sağlık çalışanları bulunuyor, bir de devletin zorlanması söz konusu. Çalışanları memnun etmek çok zordur. Herkesin bir hayali vardır, o hayalini yakalamaya çalışır. Biz 2004’te çıkardığımız sağlık yasasıyla hastaneleri birleştirdik, hizmetleri ortak vermeye başladık. O yasa ile çalışanların umudunu kırdık biraz. Umudunuz kırılmışsa memnun olamazsınız. Bu kapsamda muayenehaneler kapandı. Doktorlara da denildi ki muayenehaneni kapatıyorsun, sadece hastanede çalışıyorsun, sana da şu kadar ücret ödüyoruz. Aslında verilen ücret eski dönemlerden daha fazladır.”



“Sağlık çalışanın eve ekmek götürme derdi olmamalı”


Konuşmasına “Bir sağlık çalışanının eve ekmek götürme derdi olmamalı” sözleriyle devam eden Dr. Şenel Yediyıldız şunları söyledi: Bir sağlık çalışanının akşam eve ekmek götürme veya çocuğuna bir şey alamama derdi olmamalı, ev kirası problemi olmamalı, arabası olmaması gibi bir problemi olmamalı. Sağlık çalışanlarının bu tür sorunlarının olmamasını sağlayabilmek en büyük hedefimiz. Bunun yanı sıra devletin bu hizmeti verebilmesi için ekonomisinin güçlü olması lazım. Devletin sağlığa ayırdığı bütçenin biraz daha yüksek olması gerekir. Devletin de tabii ki bütçe olarak bazı zorlukları bulunuyor. ‘Biz devletten bu hizmeti alalım da devlet ne olursa olsun’ düşüncesinde olmamamız lazım. Bu gemide hep beraberiz, batarsak hep beraber batarız. Onun için önce gemi ayakta kalmalı.”


Konferansın sonunda TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Dr. Şenel Yediyıldız’a İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emir Tan tarafından plaket takdim edildi. Yediyıldız daha sonra öğrencilerle birlikte hatıra fotoğrafı çektirdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Çayırlı’da küçükbaş hayvanlarda aşılama kampanyası Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı teknik ekipler, mesai mefhumu gözetmeden, küçükbaş hayvanlara yönelik bakanlık tarafından programlı olarak yürütülen aşılama kampanyasını sürdürüyor. Aşılama esnasında yeni doğan kuzulara küpeleme çalışması da yapılıyor. Hayvan sağlığı ve refahı için görev başında olan ekipler, çiftçilere ve Erzincan’a katma değer sağlamak, küçükbaş hayvancılık sektörünün gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla yayla yayla, mera mera gezerek ağıllarda küpeleme ve aşılama çalışmalarını sürdürüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından programlı bir şekilde yürütülen çalışmalarda küçükbaş hayvanlara çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı aşılanıyor. Küçükbaş hayvancılık sektörünü daha ileri seviyelere çıkarmak için Erzincan genelinde çalışmalarını sürdüren tarım teşkilatı, Çayırlı’nın Gelinpınar Köyü’nde bir yandan programlı aşılama kampanyasını sürdürürken diğer yandan yeni doğan kuzularda küpeleme çalışmalarını sürdürüyor. Küçükbaş hayvancılık sektörüne büyük zarar veren çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı tetikte olan tarım teşkilatı mera ve ağıllarda sabahın erken saatlerinde çalışmaya başlıyor. Aşılama kampanyası hakkında bilgi veren Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürü Emrah Demir, “Hayvan sağlığı ve hayvan refahının korunmasının yanı sıra, hastalıkların önlenerek halk sağlığının korunması amacıyla, il genelinde hazırlanan plan, program ve projeleri uygulayarak, hayvan hastalık ve zararlılarına karşı koruyucu hizmetler yürütmeye devam ediyoruz. Bakanlığımız tarafından programlanan aşılama kampanyasında dahilinde İl Müdürlüğümüzün talimatlarına uygun olarak ilçemiz genelinde küçükbaş hayvanlarda aşılama ve küpeleme çalışmalarımız aralıksız sürdürülüyor. Ayrıca küpeleme çalışmaları ile yeni doğan hayvanlar kayıt altına alınarak kimliklendirilirken, çiftçilerin de devlet desteklerinden faydalanması için bilgilendirme yapıyoruz. İlçe Müdürlüğü olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği başta olmak üzere yetiştiricilerimizin, çiftçilerimizin her zaman yanındayız. Hem sahada hem kurumda her türlü ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verebilmek için çalışıyoruz. Üreticilerimizin ürünü bol kazancı bereketli olsun” diye konuştu.
Bayburt Evlilik stresi güvensizlik nedeni Evlilik öncesi dönemde bazı sorular çiftlerin kafasını karıştırıyor. Bu evlilik stresinden ziyade güvensizliği işaret ediyor. Şüphesiz her çiftin hayali mutlu bit yuva kurmak. Ancak evlilik aşaması gelip çattığında çiftler bazı olumsuz düşüncelerle baş başa kalabiliyor. Evlilik sorumluluğunu işaret eden duyguyu uzmanlar evlilik stresi olarak tanımlarken, beliren bazı soru işaretlerine karşı dikkatli olunması konusunda çiftleri uyarıyor. Uzmanlar bu soru işaretlerinin stresten ziyade güvensizlikten kaynaklandığını vurguluyor. Bağımlılık duygusu, yanlış iletişim nedeni İlişkilerde bağlılık ve bağımlılık duygularına değinen Uzman Psikolog ve İlişki Terapisti Nida Korkmaz, “Evlilik stresi bir insanın evlenmeden önceki zamanında ya da kişinin geçmişte yaşadığı olaylardan ötürü aklında olan soru işaretlerine dayanmaktadır. Toplumumuzda aşk her zaman ön planda tutulmaktadır. Bu nedenle bireyler bir kere aşık oldukları kişiye zamanla bağımlılık geliştirirler. Aşkın ilk aşamasında bu bağlılık olarak nitelendirilebilir. Ama daha sonra bağlılık dediğimiz unsur yerini zamanla bağımlılığa bırakır. Bağlılık insanlar arasında rahatlatıcı ve huzur verici bir niteliğe sahiptir. Ama bağımlılık bunun tam aksine insan üzerinde gerginlik ve strese neden olur. Bağımlılık insanın partnerine karşı duyduğu aklındaki soru işaretlerini ortadan kaldırma etkisini göstermektedir. Bireyler bağımlı olduklarından ötürü, aklındaki soru işaretlerine verilecek cevapları sürekli ertelemektedirler. Bu durum evlilik aşamasına kadar gelmektedir. Evlilik aşamasında ise bu durum, insanların flört zamanlarında olduklarından çok daha farklılık göstermektedir. Evlenen çiftlerde yavaş yavaş zihinsel ve fikirsel değişimler meydana gelir. Bu fikirsel değişimler ile birlikte bağımlılıktan dolayı akılda cevaplanmayan sorularla birleşip zamanla kişi üzerinde büyük strese neden olmaktadır. Bu stres ise ilişkilerde ciddi bir şekilde ayrılığı tetiklemektedir.” dedi. Bu soru işaretlerine dikkat! Evlilik öncesi stresin, kişinin evlenmeden önceki zamanında aklına takılan sorulardan ve geçmiş yaşantılarından edindiği tecrübelerden oluştuğuna dikkat çeken Uzman Psikolog Korkmaz, “Acaba evlendiğimde değişir mi? Bana gösterdiği ilgi azalır mı? Sevgi, saygı, şefkat ve aşkı azalır mı? Desteği azalır mı?’ Bu sorular evlilik stresini tetikler. Evlilikle birlikte omuzlarımıza yüklenecek sorumluluklar evlilik korkusunu oluşturan etkenlerdendir. Bu korkuya bir de bu soru işaretleri eklenince stres katlanarak artar. Bu sefer kişi ‘Aslında evlenmeyi çok istiyorum ama çok korkuyorum.’ demeye başlar. Bu cümle bir yerde ayrılık sinyallerinin de işaretini vermek anlamına gelebilir. Çünkü kişi bu soruların getirdiği stresle başa çıkamaz ve bu durumu atlatamazsa sendroma yakalanır. Ben bu durumu evlilik öncesi sendromu olarak adlandırıyorum” diye konuştu. Ailelere büyük görevler düşüyor Evlilik öncesi stresi ile çiftlerin başa çıkabilmesi için ailelere büyük görev düştüğünün altını çizen Nida Korkmaz, “Çiftler evliliğin getireceği sorumluluklarla birlikte strese girip endişeye kapılabilirler. Bununla birlikte çiftler partnerlerinin doğru seçim olup olmadığını sorgulayarak da strese girebilirler. Bu durumda ailelere düşen görevler çiftleri sakinleştirmek olmalıdır. Kendi ilişkilerindeki güzel yaşanmışlıkları ve hayata dair mücadelelerini örnek olarak vermeleri, evlenecek olan çiftlerin olumlu ve güzel yönlerini çiftlere karşı dile getirmeleri stresi büyük ölçüde azaltacaktır.” şeklinde konuştu. Durumun bu şekilde de aşılamaması durumunda yapılması gerekenlere değinen Korkmaz, “Bu sorunlar ile baş etmenin bir kaç yolu vardır. Kişisel gelişim kitapları okunabilir ya da gelişimsel programlar izlenebilir. Ama ciddi anlamda bu sorunların en sağlıklı çözümü bu alan ile ilgilenen bir psikologdan destek almaktır.” dedi. Çevrenizdekiler sizi doğru mu yönlendiriyor İlişkilerde çevresel faktörlerin de ilişkinin seyrini etkileyebileceğini ifade eden Nida Korkmaz, “İlişkilerde 3’üncü şahıslar bazen çok yapıcı bazen ise çok yıkıcı olabiliyor. Bu ayırımı çok iyi yapmak ve buna göre müdahale izni vermek ya da vermemek gerekiyor. Eğer 3’üncü şahıslar ilişkiniz ve partneriniz hakkında sürekli olumsuz cümleler kuruyorsa, kötü dille eleştiriyorsa ve olumsuz iddialar ortaya atıyorsa buna kesinlikle ‘dur’ demeniz gerekir. Ancak 3’üncü şahıslar ilişkinizi destekliyor, ilişkiniz ve partneriniz hakkında olumlu cümleler kurup her fırsatta sevginizi ve birbirinize nasıl yakıştığınızı size hatırlatıyorsa onlarla dertleşebilirsiniz.” ifadelerini kullandı.
Erzincan Türkiye’de çok fazla eşi bulunmayan bu sınıfta minik öğrencilere masal anlatılıyor Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Eğitim Fakültesinde oluşturulan ve Türkiye’de çok fazla eşi bulunmayan Masal Atölyesi Sınıfında Okul Öncesi Öğretmenliği bölümünü okuyan ve seçmeli ders olarak alan üniversite öğrencileri, anaokulu öğrencilerine unutulmaya yüz tutan masal geleneğini yaşatmak için masal anlatıp, kurulan oyuncak stantların da miniklerle keyifli zaman geçiriyorlar. Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Eğitimi ABD Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serap Uzuner Yurt’un yönettiği Masal ve Hikâye Anlatıcılığı dersi çerçevesinde, Erzincan Fırat Kılıç İlkokulu öğrencilerine masal etkinliği düzenlendi. Etkinlik, Eğitim Fakültesi Masal Atölyesi’nde ve Üniversite Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. A. Ercan Ekinci, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mücahit Kağan, Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Erdem Yavuz, Doç. Dr. Alper Kaşkaya, Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Fethi Kayalar, Fırat Kılıç İlkokulu öğrencileri ve öğretmenlerinin katılımıyla gerçekleşti. Öğrenciler, Masal ve Hikâye Anlatıcılığı dersi kapsamında öğrendikleri “Kaz Yollasam Yolar mısın? “masal tiyatrosunu sergiledi ve “Tırtıl Huppo” hikayesini anlattılar. Doç. Dr. Serap Uzuner Yurt, atölyede yaklaşık 400 öğrenciye masal anlatıldığını ve Deprem bölgelerindeki Hatay Reyhanlı, Urfa Siverek anaokullarına online masal anlatıldığını belirtti. Ayrıca öğretmen adaylarının derste öğrendiklerini uygulama fırsatı bulduklarını vurguladı. Etkinlikte, Rektör Levent öğrencilerle yakından ilgilenerek onlarla sohbet etti ve öğrencilerin masal etkinliğine büyük ilgi gösterdiği belirterek, emeği geçenlere teşekkürlerini iletti.