GÜNDEM - 17 Şubat 2024 Cumartesi 09:55

Türkiye’de geliştirilen ‘kurşun yutan cam’ ile taksici ölümlerinin önüne geçilebilir

A
A
A

Taksicilerin maruz kaldığı; şiddet, gasp, taciz ya da sırtından vurulma olaylarını engellemek için ise şoför mahalliyle arka tarafı ayıran şeffaf, hafif, tabanca mermisine karşı açılır kapanır zırh cam uygulaması yapıldı. Türkiye’de geliştirdikleri özel camdan bahseden Prof. Dr. Tarık Baykara, “Mermiyi kendi katmanları arasında geçirmiyor, bir anlamda yutuyor. Atış yaptığında çatlama, patlama, kırılma ya da darbeyle açma tehlikesi olmuyor” dedi.

Son dönemlerde sıklıkla yaşanan taksiciye şiddet, gasp, taciz ve öldürme olaylarıyla ilgili olarak şoför mahalliyle arka tarafı ayıran şeffaf, hafif, tabanca mermisine karşı açılır kapanır zırh cam uygulaması geliştirildi. Doğuş Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünde Prof. Dr. Tarık Baykara, patenti üniversitelerinde olan sistem hakkında detaylı bilgilendirmede bulundu. Uygun kompozisyonda bir kompozit cam geliştirdiklerini belirten Prof. Dr. Baykara,” Bunu şoför mahalli ile ayıracak ayrıca para alışverişini sağlayacak geçişleri yapacak şekilde bir şeffaf koruma kalkanı olarak geliştirdik. Bu sistem taksinin arka kısmı için geçerli ancak yan koltuk için de ayrı tasarım mevcut” açıklaması yaptı.

“Daha önce Londra’da bu sistemi uyguladık”

Yaptıkları çalışmayı İngiltere’de, Londra’da bazı mahallelerde uyguladıklarını söyleyen Prof. Dr. Baykara, “Taksinin arkasında balistik cam olsaydı taksiye binen yolcu bunu birkaç el ateş ettikten sonra darbelerle vs. yine kırabilir, tehlikeli ve zarar verebilir hale gelebilir. Fakat bizim geliştirdiğimiz sistemde, kullandığımız malzeme katmanlı kompozit yapıya sahip olduğu için mermiyi kendi katmaları arasında bir anlamda geçirmiyor, yutuyor. Atış yaptığında çatlama, patlama, kırılma ya da darbeyle açma tehlikesi olmuyor. Bu sayede ideal bir koruma sağlıyor” şeklinde konuştu.

“Bakanlık bu sistemi zorunlu hale getirirse maliyeti de düşecektir”

Sistemin yüksek maliyetlerden dolayı sıcak karşılanmadığını vurgulayan Prof. Dr. Baykara şunları söyledi:

Bu tip cinayetler de yılda 1-2-3 defa görülüyor. Büyük infial oluşturuyor. Ardından unutulup gidiyor. Hâlbuki bizim burada hitap etmek istediğimiz birim, doğrudan İçişleri Bakanlığımızdır. Bakanlığımız bunu bir şart haline getirmek durumundadır. Taksici esnafımızın bir canı dünyaya bedeldir. Diyelim ki bakanlık bunu 50 bin taksiye uyguladı, bu vesileyle maliyetler de düşecektir. Ödemelerde de taksici esnafımıza yol gösterilirse canlar kurtulacaktır. Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi metropol kentlerimizde bunu sağlamalıyız. Bu olduğunda taksici arkadaşlarımız gece gündüz görevlerine yüzde 100’lük korumayla devam edebilir. Her araca rahatlıkla uygulanabilir. Biz de üniversite olarak bu sistemi bizzat yerinde belirli pilot sayıda hemen yapmaya hazırız.”

“Bütün pisliklerle uğraşıyoruz, hayat güvencemiz yok”

25 yıldır taksicilik yaptığını belirten Ramazan Alacacı “Emekliyim ancak hala taksi şoförlüğüne devam ediyorum. Hayat güvencemiz yok. Zaten insanların gözünde de üçüncü sınıf olarak görünüyoruz. Sarhoşuyla ayyaşıyla yani bildiğiniz bütün pisliklerle uğraşıyoruz. Hayat güvencemiz yok. Daha önceden de taksilere kabin yapılması için imza topladık ama hiçbir sonuç yok. Zamanında boksör ve Türkiye birinciliği olan bir arkadaşım, taksicilik yapmaya başlamıştı. Akşamüzeri Vatan Caddesinde göçmen birisine denk geliyor ve kendisini taksiye alıyor. Oradayken arkadaşım kalbinden bıçaklanıp ölüyor. 4 çocuğu şimdi perişan vaziyette” dedi.

“Senelerdir istiyoruz, zorunlu hale getirilsin”

Taksilerde kabin, kurşungeçirmez cam olması gerektiğini vurgulayan Alacacı, “Çünkü özellikle akşamları ıssız yerde kendini koruyamıyorsun, hiçbir şey yapamıyorsun. Sonu; soyguna, gaspa, tacize, öldürülmeye kadar gidebiliyor. Bunun yapılması lazım ve senelerdir istiyoruz. Bakanlığın da bunu zorunlu hale getirmesi gerektiğini düşünüyorum.”

“Bazen müşteri alırken tedirgin oluyorum”

5 yıldır taksicilik yapan İrfan Tellioğlu ise yaşadığı zorlukları şu şekilde anlattı:

“Muhakkak ben ve arkadaşlarımız belirli zorluklarla karşılaşabiliyoruz. İşimiz zor. Geceleri çalışıyoruz ama elimizden geldiğince durakta çalışmaya, oradan yolcu almaya özen gösteriyoruz. Çünkü alacağın yolcunun nasıl olacağını da bilemiyorsun. Müşteri alırken belirli yerlerde tedirginlik yaşıyorum. Kurşungeçirmez cam olursa çok iyi olur. Bizde her şey maliyet. Bizim için güvenlik her şeyden daha önemli. O yüzden bakanlığın bunları zorunlu hale getirmesini isteriz. Bizim için ne yapılsa kâr.”

Nisanur Şentürk

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hakkari İçişleri Bakanlığı’ndan Hakkari’ye 45 yeni hizmet aracı İçişleri Bakanlığı tarafından Türkiye genelinde emniyet ve jandarma teşkilatlarının kullanımına sunulmak üzere temin edilen 9 bin 200 araçtan 45’i Hakkari’ye gönderildi. Yeni Mahalle’de bulunan Fatih Kışlası’nda düzenlenen törene; Vali Ali Çelik’in yanı sıra vali yardımcıları, Cumhuriyet Başsavcısı Burak Hazinedaroğlu, İl Jandarma Komutanı Cafer Öz, İl Emniyet Müdürü Atilla Ayata, İl Sağlık Müdürü Hamdullah Kaya, kurum müdürleri ile asker, polis ve sağlık personeli katıldı. Vali Çelik, Türkiye genelinde güvenlik birimlerine toplam 9 bin 200 aracın teslim edildiğini belirterek, bu araçlardan 45’inin Hakkari’ye tahsis edildiğini söyledi. Hakkari’nin coğrafi yapısına dikkat çeken Çelik, ilin yüzde 89’unun dağlık alanlardan oluştuğunu belirterek, "Coğrafyanın getirdiği zorluklarla mücadele eden bir şehirde yaşıyoruz. İçişleri Bakanlığımızın başlattığı çalışma kapsamında Hakkari’mize toplam 45 araç tahsis edilmiştir. Bu araçları İl Jandarma Komutanlığımıza, İl Emniyet Müdürlüğümüze ve İl Sağlık Müdürlüğümüze teslim ediyoruz" dedi. Yeni araçlarla birlikte güvenlik ve acil müdahale hizmetlerinde önemli bir hızlanma sağlanacağını vurgulayan Çelik, şehir merkezinde ortalama 6 dakika, kırsal bölgelerde ise 15 dakika olan olaylara intikal süresinin daha da kısalacağını ifade etti. Araçlar, İl Müftüsü Hüseyin Okur’un yaptığı duaların ardından ilgili birimlere teslim edildi.
İzmir Gülşah Durbay gözyaşlarıyla defnedildi Genç yaşta hayatını kaybeden Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, onbinlerce Manisalı‘nın katıldığı cenaze töreninin ardından Koldere Mahallesi Mezarlığında toprağa verildi. Durbay’ın cenazesinin defnedilmesinin ardından ailesi ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Durbay ailesinin evinde taziyeleri kabul etti. Yaklaşık 14 günlük bir tedavi sürecinin ardından metastaz kolon kanseri ve çoklu organ yetmezliği nedeniyle dün akşam hayatını kaybeden Manisa’nın ilk kadın belediye başkanı Gülşah Durbay’ın naaşı görev yaptığı Şehzadeler Belediyesindeki törenin ardından Hatuniye Camiine getirildi. Öğle namazının ardından Manisa İl Müftüsü Şükrü Kabukçu tarafından helallik alınmasının ardından omuzlarda taşınarak, teşrik tekbirleriyle Cumhuriyet Meydanına götürülen Başkan Durbay’ın naaşını burada on binlerce Manisalı karşıladı. Yol boyunca Manisalılar Başkan Durbay’ın naaşını çiçeklerle uğurladı. Cenaze törenine Manisa Valisi Vahdettin Özkan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Genel Başkan Yardımcıları, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, çok sayıda belediye başkanı ve milletvekili, annesi Fatma Durbay, babası Osman Durbay, kardeşi Nevsale Durbay Ekin ile binlerce Manisalı katıldı. Gözyaşlarıyla defnedildi Manisa İl Müftüsü Şükrü Kabukçu tarafından kıldırılan cenaze namazının ardından Gülşah Durbay’ın naaşı, doğup büyüdüğü Koldere Mahallesindeki aile kabristanlığında toprağa verilmek üzere alandan dualar ve gözyaşları içinde ayrıldı. Durbay’ın cenazesi önce baba evine getirildi ve burada alınan helalliğin ardından binlerce seveni tarafından kabristanda karşılandı. Kabristanda CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile belediye baskanlari milletvekilleri ve parti üyeleri yer aldı. Gülşah Durbay’ın naaşı burada gözyaşları içerisinde toprağa verildi. Baba evinde taziye Gülşah Durbay’ın cenazesinin defninin ardından, doğup büyüdüğü Koldere Mahallesi’ndeki evinde annesi Fatma, babası Osman Durbay ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel tarafından taziyeler kabul edildi.