EĞİTİM - 04 Mart 2021 Perşembe 10:54

Uğur Okulları’ndan Ankara’ya yeni bir kampüs daha

A
A
A
Uğur Okulları’ndan Ankara’ya yeni bir kampüs daha

Uğur markasının yarım asrı aşkın deneyimi, vizyonu ve uluslararası başarısı, Uğur Okulları Doğukent Kampüsü’nde öğrencilerle buluşmaya hazırlanıyor.

Uğur markasının yarım asrı aşkın deneyimi, vizyonu ve uluslararası başarısı, Uğur Okulları Doğukent Kampüsü’nde öğrencilerle buluşmaya hazırlanıyor.


Eğitim öğretimini 111 okul ile sürdüren Uğur Okulları yarım asrı aşkın deneyim, başarı ve vizyon ile öğrencilerini başarılı bir geleceğe hazırlıyor. Her biri alanında deneyimli akademik kadrosuyla, sunulan çağdaş eğitim ortamı, öğrencilerin sorgulama ve analitik düşünme becerilerini geliştiren STEM eğitimi, Uğur Sınava Hazırlık Merkezi, Kodlama eğitimi, yoğunlaştırılmış yabancı dil eğitimi, kişiye özgü çözüm odaklı ve proaktif rehberlik hizmetleriyle ayrıcalıklı bir eğitim kurumu olmayı sürdürüyor.


Ankara’da Balgat, Batıkent ve Yaşamkent’te bulunan kampüslerinde eğitime devam eden Uğur Okulları, Doğukent Kampüsü ile nitelikli eğitim veren okullarına bir yenisini daha ekledi.


Okulda düzenlenen veli tanıtım toplantısında, yeni eğitim öğretim döneminde Uğur Okulları olarak öğrencilerle buluşacak Doğukent Kampüsü hakkında bilgi veren Uğur Okulları Genel Müdürü Nevzat Kulaberoğlu, “Okul öncesinden lise son sınıfa kadar ve fen lisesinde eğitim verecek kampüsümüzde öğrencilerimize hem fiziki şartları hem de eğitmen kadrosu ile mükemmel bir eğitim öğretim hizmeti sunacağız” şeklinde konuştu.



Doğukent Kampüsü bin 126 öğrenci kapasiteli


Türkiye’nin 51 ilinde, 73’ü kampüs 111 okulda kaliteli eğitimi öğrencileriyle buluşturduklarını belirten Uğur Okulları Genel Müdürü Nevzat Kulaberoğlu “Başarı geleneğimizi devam ettirdiğimiz Uğur okullarımıza bir yenisi daha eklemenin gururunu yaşıyoruz. 12’nci sınıfa kadar eğitim verecek, 72 derslikli, 9 bin metrekarelik kapalı alan, 4 bin 214 metrekarelik açık alana sahip kampüsümüzde; erkenSTEM ve STEM laboratuvarı, Robotik Laboratuvarı, Bilişim Laboratuvarı, Fizik, Kimya, Biyoloji Laboratuvarları, Görsel Sanatlar ve Müzik Laboratuvarları, Uğur Sınava Hazırlık Merkezi, kütüphane, 324 kişilik konferans salonu, buz pateni pisti, yüzme havuzu, bale salonu açık ve kapalı spor alanları gibi birçok fiziki olanak yer alıyor. 1126 öğrenci kapasiteli kampüsümüzde velilerimizin Uğur’a emanet ettiği çocuklarımıza kendi çocuğu gibi eğitim verecek olan öğretmenlerimizden oluşan güçlü bir kadromuz var” dedi. “Eğitim Değerlidir” felsefesinden yola çıkarak eğitim yaklaşımlarını kurguladıklarını belirten Kulaberoğlu, kaliteli eğitimi en doğru şekilde öğrencileri ile buluşturacaklarına inandıklarını belirtti.



“Metodbox ile uzaktan eğitimde öğrencilerimizin yanındayız”


Uğur Okulları Genel Müdürü Nevzat Kulaberoğlu, yüz yüze eğitime geçiş sürecine hem fiziksel olarak hem tedbir ve uygulamalar olarak hazır olduklarını da belirtti. Sınıflarda sosyal mesafe kuralına göre oturma düzeni oluşturduklarını da kaydeden Kulaberoğlu; “Türkiye genelindeki tüm okullarımızda ders öncesi, ders esnası ve ders sonrası olmak üzere her koşul göz önünde bulundurularak tedbirler alındı ve takibi yapılıyor. Öte yandan pandemiyle birlikte gördük ki öğrencilere bilgiyi aktardığımız, yetkinlik ve yaşam becerileri kazandırdığımız yerler sadece okullar değil. Öğrencilerimize dijital olanaklarımızla zaman ve mekandan bağımsız çalışabilme avantajı sağlarken, yüz yüze öğrenme ortamında da tartışabilmeyi birlikte sunuyoruz. Dijital teknolojilerin eğitime entegrasyonu artık okul seçim kriterleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Bu yeniliği yıllar öncesinden öngörmüş bir eğitim kurumu olarak, Uğur Okullarında dört yıldır aktif kişiye özgü ve yapay zeka tabanlı dijital öğrenme- öğretme platformu Metodbox’ı kullanıyoruz. Mühendislik ekibimizin çalışmaları ve yaklaşık 10 yıl süren yatırımla hayata geçirilen dijital eğitim sistemi Metodbox ile her gün 75 bin aktif kullanıcı eğitime kesintisiz devam ediyor. Ayrıca bu yıl canlı derslerimizi de Metodbox’a taşıyarak bir ilki gerçekleştirdik. Metodbox içerisine entegre edilen, yerli ve eğitim odaklı görüntülü görüşme sistemi SeeMeet ile dijital okul ortamının ihtiyaçları tek bir uygulama içinde tutuluyor ve canlı dersler SeeMeet üzerinden yapılıyor” diye konuştu.



“Eğitim yaklaşımlarında 5 dil 2 becerinin kazandırılması önemseniyor”


Eğitim yaklaşımlarında öğrencilere 5 dil ve 2 becerinin kazandırılması önemsediklerini belirten Kulaberoğlu şöyle devam etti: “Birincisi Türkçemiz. Hayat başarısının artması için anadili öğrencilerimize çok iyi öğretmeliyiz. İkincisi bilim dili olan Matematik. Öğrencilerimize matematiğin hayatımızda ne işe yaradığını, nerede karşımıza çıkacağını anlatmak istiyoruz. Üçüncüsü global dünyada iletişimde en temel dillerden biri olan İngilizce. İyi İngilizce konuşan, anlayan ve kendini İngilizce konuşarak iyi ifade edebilen bireyler yetiştirmek istiyoruz. Dördüncü dil, teknolojinin dili olan kodlama ve yazılım dilidir. Teknolojinin mantığını iyi anlayabilirsek, ileri teknoloji üretimi için bir adım daha atmış oluruz. Beşinci dil ise davranış dili. Yani iyi insan olmak. Bu 5 dilin yanında ise 2 beceriyi de onlara aşılıyoruz: Sanat ve Spor.”



“Sınavlara hazırlıkta öncü kurumuz”


Uğur Okullarının en önemli özelliklerinden birinin sınavlara hazırlık olduğunu vurgulayan Kulaberoğlu; “Uğur Okulları, yarım asrı aşkın sınavlara hazırlık deneyimini en başarılı bir şekilde okullarına entegre etmiş olan ve bunu başarı ile uygulayan ilk ve en önemli kurumdur. “Uğur Sınava Hazırlık Merkezi” ile öğrencilerimizin sınav başarısını artırmayı, sosyal sorumluluk ve bilimsel projeler hayata geçirmeleri için teşvik etmeyi, aynı zamanda yurt dışı üniversite başvuruları için portfolyo oluşturmalarını hedefliyoruz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Uludağ Ekonomi Zirvesi için ’BTSO Business School’ önerisi Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin, son yıllarda Sapanca’da yapılmasının Bursa’ya haksızlık olduğunu söyleyen Bursa AFSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. İlker Duran, önümüzdeki yıldan itibaren zirvenin tekrar Bursa’ya dönmesi yönünde çağrıda bulundu. Ekonomi alanında pek çok kurum, kuruluş, uzman isim ve yetkilileri bir araya getiren Uludağ Ekonomi Zirvesi, bu yıl 25-28 Nisan 2024 tarihleri arasında Sakarya’nın Sapanca ilçesinde yapılıyor. Adını Uludağ’dan alan zirvenin son yıllarda Sapanca’da yapılmasının Bursa için prestij kaybı olduğunu ifade eden Bursa Afyonkarahisarlı Sanayici ve İş İnsanları Derneği (Bursa AFSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. İlker Duran, konuyla ilgili olarak açıklamalarda bulundu. Duran, “Uludağ Ekonomi Zirvesi adını Bursa’mızın Uludağ’ından alıyor ama Sakarya Sapanca’da yapılıyor. Zirve neden asıl ait olduğu yer Uludağ’da yapılmıyor?” sorusunu yöneltti. Son 3 yıldır Sapanca’da yapılan Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin, ait olduğu adrese geri dönmesi gerektiğini belirten Bursa AFSİAD Başkanı İlker Duran, “İş dünyasının dikkatle takip ettiği, ekonomi alanındaki tarafları bir araya getiren Uludağ Ekonomi Zirvesi başladığı 2012’den 2019 yılına kadar adını taşıdığı Uludağ’da yapıldı. Daha sonra tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi süreci nedeniyle 2020’de ertelenen zirve, 2021 yılında ise kasım ve mart aylarında online olarak gerçekleştirilmişti. Sonrasında taşıdığı ‘Uludağ’ ismine rağmen zirve, alınan kararla 2022 yılından itibaren Sakarya’nın Sapanca ilçesinde yapılmaya başlandı. Bu yıl da Uludağ Ekonomi Zirvesi yine ekonomi dünyasını Sapanca’da buluşturuyor. Bizler, Bursa iş dünyası olarak bu tezatlığın düzeltilmesini istiyoruz. Herhangi bir somut gerekçe gösterilmeden Bursa’dan koparılan bu büyük buluşma, tekrar ait olduğu şehre dönmeli. Önümüzdeki yıl Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin, yine Uludağ’da gerçekleştirilmesi adına Bursa AFSİAD olarak, düzenleme komitesine çağrıda bulunuyoruz. Zirve için; Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın Uludağ’daki tarihi Kirazlıyayla Sanatoryum binasını restore ederek şehre kazandırdığı “Bursa Business School” adres olarak değerlendirilebilir. Türkiye’deki tüm oda ve borsaların üst düzey eğitimlerinin verildiği, önemli toplantı ve eğitimlere ev sahipliği yapan Business School, Uludağ Ekonomi Zirvesi’ne layıkıyla ev sahipliği yapacaktır. Bu konuda tüm Bursa’yı, zirveyi organize eden taraflara çağrıda bulunmaya davet ediyorum. Uludağ Ekonomi Zirvesi ait olduğu şehre geri dönmelidir” ifadelerini kullandı.
İstanbul Bakan Fidan: “Irak’ın bölge ülkeleri ile entegre bir ülke olmasını arzu ediyoruz” Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Yeni Zelanda Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Winston Peters ile bir araya geldi. Dışişleri Bakanlığı İstanbul Temsilciliğinde yapılan görüşme sonrası gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Irak’ın yıllardır çatışmalarla, istikrarsızlıkla anılan bir ülke değil, kalkınma hamleleriyle, elindeki potansiyeli kullanan siyasal istikrar ve bölge ülkeleri ile entegre bir şekilde barışçıl Komşuluk ilişkileri içerisinde olan bir ülke olmasını bir her zaman için arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Dışişleri Bakanlığı İstanbul Temsilciliğinde Yeni Zelanda Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Winston Peters ile görüşme gerçekleştirdi. Görüşme sonrası ikili düzenlenen toplantıda gündeme ilişkin basın mensuplarının sorularını yanıtladı. “Terörle mücadele gibi tehditlerin olduğu alanlarda işbirliğimizi ilerletecek” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Irak ziyareti ile ilgili sorulan soruya cevap veren Fidan, “Cumhurbaşkanımızın 22 Nisan’da yaptığı Bağdat ve Erbil ziyaretleri gerçekten Türkiye Cumhuriyeti Irak İlişkileri açısından tarihi öneme haiz olmuştur. Bu ziyaret öncesinde çok sistemli ve yoğun bir çalışma gerçekleştirmiştir. Bizim, özellikle Cumhurbaşkanımızın Irak vizyonunda belli parametreler var. Bunların başında Irak’ın yıllardır çatışmalarla, istikrarsızlıkla anılan bir ülke değil, kalkınma hamleleriyle, elindeki potansiyeli kullanan siyasal istikrar ve bölge ülkeleri ile entegre bir şekilde barışçıl Komşuluk ilişkileri içerisinde olan ir ülke olmasını bir her zaman için arzu ediyoruz. Bu vizyon doğrultusunda, bizler neler yapabiliriz, hep bunun arayışı içerisinde olduk. Bu ziyarette ve öncesinde yapılan çalışmalar, hem tehditleri hem fırsatları aynı anda masaya yatıran her ikisine de sistemli, kurumsal, kalıcı çözümler getirme amacı taşıyan bir ziyaretti. Öncesinde yapılan çalışmalarda başta terörle mücadele olmak üzere su konusu, enerji konusu ve kalkınma yolu konusunda temel anlaşma metinlerinin prensipte karara bağlanması konusu fevkalade önemliydi. Cumhurbaşkanımızın ziyareti esnasında 26 anlaşma imzalandı. Bunlar; ekonomi, enerji, terörle mücadele, su, gümrük ticareti gibi çok çeşitli alanlarda imzalanan anlaşmalardı. Biz bundan sonra hem terörle mücadele gibi tehditlerin olduğu alanlarda işbirliğimizi ilerletecek, hem de kalkınma yolu gibi çok somut projelerle 2 ülke arasındaki ilişkileri daha iyi bir noktaya taşıyacağız. Erbil ziyaretinde Cumhurbaşkanımız bölgesel yönetime destek mesajını yenilemiştir. Orayla olan komşuluk ve dostluk ilişkimiz fevkalade önemlidir. Aynı zamanda Cumhurbaşkanımız Erbil ve Bağdat arasındaki iyi istikamette seyretmesi konusunda önem vermektedir. Bu iki şehir arasındaki ilişkinin iyi olması federal başkentte bölgesel yönetimin ilişkilerinin iyi olması hem ülke istikrarı için hem de bölge güvenliği için önemli” dedi. Filistin’in devlet olarak tanınması konusunda Türkiye ve ortakları arasında yoğun bir işbirliği olduğunu belirten Bakan Fidan, “Diğer taraftan Gazze ile ilgili soruya cevaben şunları söyleyebilirim bu konudaki çalışmalarımız kesintisiz devam ediyor. Hem Türkiye olarak hem de uluslararası toplum da bölgesel ortaklarımızla yaptığımız çalışmalar her geçen gün diplomatik mevzi insani mevzi kazanarak savaşımıza, mücadelemize devam ediyoruz. Bunların bir kısmı kamuoyunda görünüyor bir kısmı görülmüyor. Özellikle devlet aktörleriyle yaptığımız çalışmalar gerçekten önemli bir yer tutuyor. Filistin’in devlet olarak tanınması konusunda Türkiye ve ortakları arasında yoğun bir iş birliği var. Hafta sonu Riyad’a yapacağımız ziyarette de işbirliği teşkilatı Arap ligi tarafından oluşturulan temas grubunun diğer üyeleriyle bir araya geleceğiz. Başka ülkelerle de bir araya gelip özellikle Filistin devletinin tanınması konusunda başka neler yapılabilir onunla ilgili çalışmalarımıza devam edeceğiz. Daha önce de söyledim eğer biz Filistin devleti başta olmak üzere önemli siyasal adımlar atmada uluslararası toplumu harekete geçirmekte başarısız olursak bu yaşadığımız 3. Gazze savaşı, ki en vahşi olanı, ne son olacak? Dolayısıyla bizim kalıcı çözüm getirmek için var gücümüzle çalışmamız gerekiyor. Diğer taraftan mevcut vahşetin durması insani yardımların sağlanması için de mevcut dostlarımızla, müttefiklerimizle, uluslararası toplumla çok alanda çalışıyoruz. Birleşmiş milletlerde arkadaşlarımız gece gündüz çalışıyorlar, siyasi açıdan inanılmaz insanı bir çaba var. Sizin de gördüğünüz gibi dünya başkentleri ayağa kalkmış durumda. Bir önceki basın toplantısı vesilesiyle söylediğim gibi artık İsrail’in Gazze’ye işgali ve oradaki insanları öldürmesi, şehit etmesi, 35 bin insanın kanına girmesi meselesi ve işgale olan direniş artık İsrail ve Filistin arasındaki savaş olmaktan çıkmış dünyada ezenle ezilenlerin mücadelesi haline dönmüştür. Uluslararası sistemin kurucularıyla uluslararası sistem tarafından ezilen ve dışlanan aktörler arasındaki mücadeleye everilmiştir” şeklinde konuştu. “iki devletli bir çözümü desteklemeye devam ediyoruz” Filistin konusunda 2 devletli bir çözümü desteklediklerini ifade eden Winston Peters ise,“Çanakkale ve bu 100 yıldan daha uzun bir süre önce gerçekleşen olaylar genç bir ülke için felaketti. Bu felaket, şu anda bir ulus devlete dönüştü. Çok güçlü bir siyasi politika, dış politikayı da takip etti. Bu bize tek bir mesaj veriyor. Bu bölgedeki cömertlik, Mustafa Kemal Atatürk’ün bize göstermiş olduğu cömertlik çok takdir ediliyor Yeni Zelanda halkı tarafında. Filistin Devleti ile ilgili olarak biz çok uzun zamandır iki devletli bir çözümü desteklemeye devam ediyoruz. Ancak bunu savaşın bugün sona ermesi çağrısını da tekrar ediyoruz. Bunu kalıcı bir barış için gerçekleştirmek istiyoruz. Geçici bir şey değil, 5-6 ay sonra tekrar gerçekleşecek bir çatışma değil, kalıcı bir çözüm olması gerektiğini düşünüyoruz. Filistin Devleti ile ilgili olarak ülkelerin büyük bir kısmından farklı düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.
Bursa Başkan Bozbey, "İnegöl mobilyasını dünyada tanıtmak hepimizin sorumluluğudur" Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Türkiye’nin en köklü mobilya ve dekorasyon fuarı olan ve bu yıl 50’ncisi düzenlenen Uluslararası İnegöl Mobilya Fuarı’nı (MODEF) ziyaret etti. Bozbey, "İnegöl mobilyasını dünyada tanıtmak hepimizin sorumluluğudur" dedi. Türkiye’nin önemli mobilya üretim merkezlerinden biri olan İnegöl İlçesinde düzenlenen fuar, yurt içi ve yurt dışından gelen mobilya profesyonellerini bir araya getirdi. 171 firmanın yeni sezon ürünlerini sergileme imkanı bulduğu fuarı ziyaret eden Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, fuar alanındaki esnafı gezerek fuarın hayırlı olması temennisinde bulundu. Mobilya üretiminde çalışan tüm emekçileri ve firma yetkililerini tebrik ederek söze başlayan Başkan Bozbey, “Dile kolay 50 yıldır gerçekleşen, gelenekselleşmiş bir fuardayız. Mobilya denilince artık akla sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da değil, dünyanın birçok yerinde İnegöl geliyor. İnegöl, Bursa’nın çok önemli bir ilçesi. Fuarlar aracılığıyla İnegöl mobilyasını dünyada tanıtmak hepimizin sorumluluğudur. Çünkü İnegöl mobilyasını tanıttığımız sürece ihracat artacaktır. İhracat arttığı sürece de hem kentimiz hem de ülkemiz kazanacaktır” diye konuştu. Firma sorumlularının İnegöl mobilyasını tanıtmak noktasında duyarlı ve özverili olduğunu belirten Başkan Bozbey, kent yöneticileri olarak arzu ettikleri ve hedefledikleri hizmetleri yerine getirmekten sorumlu olduklarını ve bu manada yapılması gereken çalışmaları takip edeceklerini ifade etti. İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası (İTSO) Başkanı Yavuz Uğurdağ, fuarı ziyaretlerinden dolayı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e ve Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Teşkilatı’na teşekkür etti. Tüm esnafa hayırlı işler dileklerinde bulunan Başkan Bozbey, firma yetkilileri ve fuarı ziyarete gelen vatandaşlarla fotoğraf çektirdi.