ASAYİŞ - 06 Aralık 2018 Perşembe 15:26

Uluslararası insan kaçakçılığı şebekesine operasyonu: 43 gözaltı

A
A
A
Uluslararası insan kaçakçılığı şebekesine operasyonu: 43 gözaltı

İstanbul merkezli olarak dört ilde eş zamanlı yapılan operasyonda, ürettikleri sahte pasaportlarla Türkiye üzerinden Avrupa ülkelerine kaçak göçmenlerin geçişini sağlayan ve terör örgütü üyelerini yurt dışına çıkaran şebeke çökertildi.

İstanbul merkezli olarak dört ilde eş zamanlı yapılan operasyonda, ürettikleri sahte pasaportlarla Türkiye üzerinden Avrupa ülkelerine kaçak göçmenlerin geçişini sağlayan ve terör örgütü üyelerini yurt dışına çıkaran şebeke çökertildi. Operasyonda göçmen kaçakçısı 43 kişi gözaltına alındı.


Edinilen bilgilere göre; İstanbul Emniyet Müdürlüğü Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti ile Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonrası, yasa dışı yollar ile Türkiye’ye gelen başta Suriye, Irak, Afganistan ve Afrika uyruklular ile kanun kaçağı FETÖ, PKK, DEAŞ ve DHKP/C gibi terör örgütü üyelerini sahte pasaport düzenleyerek havayolu ile Almanya’ya, karayolu ile Yunanistan’a götüren bir şebeke tespit edildi. Sahte belge ve evraklar ile pasaport hazırlayan uluslararası göçmen kaçakçılığı şebekesi, kaçakçılık polisince 6 ay boyunca teknik ve fiziki takibe alındı.


Operasyon, İstanbul, Antalya, Van, Mardin ve Kocaeli’de


Şebekenin İstanbul, Van, Antalya, Mardin ve Kocaeli’de faaliyet gösterdiği öğrenilirken, şebekenin bazı göçmenleri TIR dorselerine sakladığı, bu durumdan araç sürücülerinin dahi haberi olmadığı ortaya çıktı. Şebeke üyelerinin telefonunda MİT’ten MOSSAD’da bazı istihbarat ve polis teşkilatlarına ait kimlik örnekleri çıktı.


Elebaşılığını Ali Öner’in yaptığı göçmen kaçakçılığı şebekesinin, sahte pasaport ve belge düzenleyerek, anlaştıkları kişileri yasadığı yollarla yurt dışında çıkardıkları anlaşıldı. Şebekenin bu işlem için bin ila 5 bin Euro arasında para aldığı tespit edildi. Şebekenin bazı göçmenlere daha yüksek ücret karşılığında ‘VİP’ hizmet verdiği ve sahte belgelerle havayolu üzerinden İtalya, Almanya gibi ülkelere gönderdiği öne sürüldü.


Güvenlik güçlerinin yaptığı araştırmalarda, şebeke üyelerinin, evrak sahteciliğini 3 başlık altında gerçekleştirdikleri ortaya çıkarıldı. İddiaya göre, şebeke üyeleri ilk olarak sıfırdan sahte bir pasaport üretiyor. İkinci yöntemde ise hırsızlardan satın alınan pasaportlardaki fotoğraf kaldırılarak, yerine anlaşma yapılan kanun kaçaklarını veya göçmenlerin fotoğrafı ekleniyor.


Şebeke, bazı göçmenleri makyajla asıl kişiye benzetmiş


İsim ve bilgi değişiklikleri yapılarak, kanun kaçaklarını bu yöntemle yeni bir kimlik kazandırılmış oluyor. Şebekenin diğer yönteminde ise hırsızların çaldıkları gerçek pasaportlardaki fotoğraflara bakarak, anlaşma yaptıkları göçmene en çok benzeyeni seçiyor. Bu aşamada, şebeke bazı durumlarda, kaçak göçmenin saç rengini ve tarzını değiştiriyor. Seçilen göçmen, makyaj hileleri yapılarak benzetilen kişiler adına düzenlenen pasaportlarla yurt dışına çıkarılıyor.


Avrupa’ya giden tırların mühürlerini kırıp göçmen yerleştirmişler


Uluslararası göçmen kaçakçılarının ‘VİP’ dışındaki göçmenleri karayolu ile gönderdiği ortaya çıktı. Bu aşamada ise göçmenler Meriç Nehri’nden şişme botlarla karşı tarafa geçirilirken, farklı bir yöntemde ise göçmeler TIR’lara bindirilerek yurt dışına gönderiliyor. İddiaya göre şebeke üyelerinin, Edirne yolu üzerindeki dinlenme tesislerinde Avrupa’ya giden TIR’ların mühürlerini kırdıkları ve göçmenleri, TIR’ın dorsesine bindirdikleri ileri sürüldü. TIR’ın kapısı kapatarak mühürleyen şebeke üyelerinin, bunu araç sürücüsünden habersiz gerçekleştirdikleri iddia edildi.


FETÖ, PKK, DHKP/C ve DEAŞ’dan aranan firari örgüt üyelerinin en çok rağbet ettiği yöntem


Uluslar arası insan kaçakçılığı şebekesin, ülkelerindeki karmaşıklıklar sebebiyle Avrupa’ya gitmeye çalışan göçmenlerin yanı sıra FETÖ, PKK, DEAŞ ve DHKP/C gibi terör örgütlerinin firari üyelerini de yurt dışına kaçırmaya çalıştığı öğrenildi. Şebekenin terör örgütü DHKP-C üyesi olan ve kesinleşmiş hapis cezası bulunan bir kadın terörist için de sahte belge düzenlediği, ancak şüphelinin havalimanında gözaltına alındığı tespit edildi. Emniyet güçlerince yapılan tespitlere göre, Yunanistan’dan Belçika’nın başkenti Brüksel’e gitmeye çalışan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi akademisyen çift de şebeke ile iletişime geçti. FETÖ üyeliğinden aranan Ayşe ve Ensar Ç. çiftinin şebeke elebaşlarıyla telefonla yazışarak anlaşma yapmaya çalıştığı ortaya çıkarken, örgüt üyelerinin yakalandığı belirtildi.


- Türk polisinin İtalyan polisinden istediği 3 kaçağın FETÖ üyesi olduğu ortaya çıktı


Polis ekiplerinin çalışmalarında şebeke elebaşı Ali Öner’le birlikte hareket eden 4 alt grup belirlendi. Şüpheliler teknik ve fiziki takip yöntemiyle izlemeye alındı. Şebekenin yurt dışına göçmen kaçırma girişimleri sırasında ekipler harekete geçti. Ara operasyonlarla, 7 şüpheli gözaltına alındı. Söz konusu operasyonlarda 87 kaçak göçmen kurtarılırken, şebekenin Makedonya’dan İtalya’ya götürmeye çalıştığı 3 kişi için de çalışma yapıldı. Türk polisinin konuyla ilgili İtalyan makamlarına verdiği bilgi doğrultusunda İtalyan polisinin 3 kaçak göçmeni yakaladığı öğrenildi. Türkiye’ye geri gönderilen şüphelilerin FETÖ üyesi oldukları belirlendi.


43 kişi yakalandı


Altı ay süren teknik ve fiziki takibin ardından şebeke elebaşının da aralarında bulunduğu 43 şüphelinin yakalanması için harekete geçen polis, İstanbul ve 4 ayrı ilde düzenlenen baskınlarda şüphelilerin tamamını yakalayarak gözaltına aldı. Zanlıların yakalandıkları adreslerde yapılan aramalarda çeşitli ülke ve kurumlara ait sahte evrak ve evrak yapımında kullanılan 120 mühür, çoğunluğu Avrupa ülkelerine ait 415 pasaport, 218 adet çipli kimlik kartı, farklı ülkelere ait doldurulmuş 30 vize yaprağı, 300 boş vize yaprağı, pasaport yapımında kullanılan çok sayıda malzeme 2 silah ve 590 mermi ele geçirildi. Ayrıca suçtan elde edildiği öne sürülen 12 bin 100 ABD doları, 50 gramlık külçe altın ve 2 bin 900 Euro paraya da el konuldu


Kaçakçı, sahte belgelerle 7 ülkeye giriş-çıkış yapmış


Polisin gözaltına aldığı şüpheliler arasında, şebeke elebaşı Faris Mahir M. ismi dikkat çekti. Şüphelinin şebekenin ikinci adamı ve sahte belge uzmanı olduğu öne sürüldü. Metamfetamin bağımlısı olan Irak uyruklu şüphelinin 6 dil bildiği ve ifadesinde, sahte belgelerle Yemen, Pakistan, Ürdün ve Lübnan’ın da aralarında bulunduğu 7 ülkeye gittiğini söylediği öğrenildi.


Yakalananlar arasında diğer bir isim olan daha önce de gözaltına alınan Mehmet Zeki Ö. de dikkat çekti. Daha önce de göçmen kaçakçılığı operasyonunda yakalanan ve “Zeki Hoca” lakabıyla bilinen şüphelinin emekli öğretmen olduğu öğrenildi. Mehmet Zeki Ö.’nün daha önceki operasyonda sağlık sorunları sebebiyle serbest bırakıldığı belirtildi.


Şebeke, Türk ve İsrail gizli servislerine ait kimlikler


Şebeke üyelerinin telefonlarında yapılan incelemelerde ise birçok sahte belge ve belge örneği ele geçirildiği öğrenildi. Şebeke yöneticilerinin birinin telefonunda sahte MİT, MOSSAD kimlik örnekleri bulunduğu öğrenildi. Ayrıca, polis kimlik örnekleri de ele geçirildiği belirtildi.


Gözaltına alınan şüpheliler Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Emniyet’teki işlemlerin ardından adliyeye gönderilen 43 şüpheliden 26’sı tutuklandı. Kaçakçılardan 16’sı hakkında ise ‘adli kontrol’ hükümleri uygulandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Kastamonu Üniversitesi’nde önemli ’afet’ projesi Kastamonu Üniversitesi’nde hayata geçirilen proje çerçevesinde farklı üniversitelerden gelen 20 kursiyere ’afetlerde tedarik zinciri’ konusunda eğitim verildi. Kastamonu Üniversitesi’nde TÜBİTAK 2237-A Bilimsel Eğitim Etkinlikleri Desteği Programı çerçevesinde desteklenen “Tedarik Zincirinin Hayati Boyutu: İnsani Yardım Lojistiği” projesi tamamlandı. Proje yürütücülüğünü Kastamonu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Erol Tekin’in yaptığı ve BİDEB 2237-A Bilimsel Eğitim Etkinlikleri Destekleme Programı tarafından desteklenen “Tedarik Zincirinin Hayati Boyutu: İnsani Yardım Lojistiği” projesi çerçevesinde eğitimler düzenlendi. 15-18 Nisan tarihleri arasında Kastamonu Üniversitesi’nde düzenlenen eğitimlerde Kastamonu Üniversitesi, Bartın Üniversitesi, Başkent Üniversitesi ve Maltepe Üniversitesi’nin yanı sıra AFAD ve Sosyal Yardımlaşma Vakfından katılım gösteren 12 uzman tarafından dersler verildi. Eğitimlere farklı üniversitelerden katılan 20 kursiyer, 3 gün boyunca insani yardım kuruluşları, insani yardımın önemi, tedarik zinciri yönetimi, coğrafi bilgi sistemleri, insani yardım konusunda dijitalleşme ve insani yardımlarda lojistiğin önemi ve lojistiğin rolü ile ilgili konularda teorik dersler aldı. Proje çerçevesinde çerçevesinde bilimsel araştırma fikri geliştirme ve etkili sunum derslerine de yer verildi. 1 gün boyunca insani yardımlarda tedarik zinciri ve lojistik faaliyetler üzerine yaklaşımlar geliştirmeye yönelik araştırma konusu belirlenmesi için uygulamalar gerçekleştirildi. Gruplar halinde çalışan kursiyerler oluşturdukları araştırma fikirlerini jüri üyelerine sundu. Etkinlik sayesinde farklı üniversitelerden katılım gösteren katılımcıların başta afetler olmak üzere insani yardımlarda tedarik zinciri yönetimi ve lojistik konularında farkındalıklarının artırılması sağlandı. Türkiye’nin doğa kaynaklı afetlerde insani yardımların ulaştırılmasında lojistiğin önemi üzerinde durulurken, Maltepe Üniversitesi öğretim üyesi ve LODER Lojistik Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Tanyaş tarafından lojistiğin geleceğine ve lojistik sektöründe kariyer imkanlarına yönelik lisans öğrencilerine de bilgilendirme sunumu yapıldı. Eğitimler, kursiyer sunumları ve katılım belgelerinin kursiyerlere takdimi ile sona erdi. Etkinliğe katılan tüm kursiyerler ise Kastamonu Üniversitesi’ne misafirperverlikleri için teşekkür etti.
Bitlis Bitlis’te bir yılda 522 kilo atık pil toplandı BİTLİS (İHA) – Bitlis il merkezi ve ilçelerinde düzenlenen "Geleneksel Okullar Arası Atık Pil Toplama Yarışması"nda 522 kilogram atık pil toplandı. 14 yıldır Bitlis Katı Atık Birliği (Bİ-KA) ve Taşınabilir Pil Üreticileri ve İthalatçıları Derneği (TAP) tarafından düzenlenen "Geleneksel Okullar Arası Atık Pil Toplama Yarışması" ödülleri sahiplerini buldu. Pillerin neden olduğu çevre kirliliğini en aza indirmek ve doğaya gelişigüzel atılan pillerin neden olduğu ciddi tehlikeleri önlemek amacıyla yürütülen kampanya ile hem çevreye katkı sağlanıyor hem de çocuklara çevre bilinci aşılanıyor. Bu yarışma ile düzenli olarak il merkezi ve ilçedeki okullara dağıtılan atık pil toplama kutularına öğrenci ve öğretmenler topladıkları pilleri atarak çevreye büyük katkı sağlıyor. 14 yıldır her sene düzenli olarak yapılan yarışmada dereceye giren okul ve öğrenciler ise Bitlis Katı Atık Birliği (Bİ-KA) ve Taşınabilir Pil Üreticileri ve İthalatçıları Derneği (TAP) tarafından ödüllendiriliyor. Öğrencilerin bir yılda 522 kilo atık pil topladıklarını söyleyen Bİ-KA Teknik Personeli Yunus Gözeten, "Bitlis Katı Atık Birliği (Bİ-KA) olarak yaklaşık 14 yıldır atık pil yarışması düzenliyoruz. İl merkezi ve ilçe bazında 220 okulda yarışmayı yaptık. Yarışma sonucunda kazanan okullarımıza çeşitli hediyeler veriyoruz. Toplanılan atık pilleri de okullardan alıp Kocaeli’nde bulunan geri dönüşüm fabrikasına gönderiyoruz. Atık pillerin etrafındaki kalan metallerden geri dönüşüm, içerisindeki malzemelerle de petrol üretimine katkıda bulunuyoruz. Bitlis Katı Atık Birliği (Bİ-KA) olarak Taşınabilir Pil Üreticileri ve İthalatçıları Derneğinin (TAP) gönderdiği ödüllerin yanında kendimiz de ödüller ekliyoruz. Okullarımıza özveriyle çalışmalarından dolayı plaket ve hediyelerini veriyoruz" dedi.