SAĞLIK - 28 Mayıs 2025 Çarşamba 11:53

Uzmanlar uyarıyor: "Solaryum eşittir melanom diyebilirim"

A
A
A

Cilt sağlığının korunmasına yönelik uyarılarda bulunan Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Vildan Manav, "Düzenli güneş kremi kullanımı sağlayabilirsek neredeyse melanomu yüzde 50 oranında azaltabiliyoruz. Melanom en tedirgin olduğumuz ve ölümcül seyreden deri kanseri, kesinlikle artıştan söz edebiliriz artık günlük pratiğimizde daha nadir gördüğümüz vakalar daha sıklıkla karşımıza çıkıyor. Ben, leke deyip asla geçmeyeceğiz. Son zamanlarda birazcık daha 20’li-30’lu yaşlara kadar inen bir melanom insidansını görüyoruz. Solaryum eşittir melanom diyebilirim bile gerçekten çok büyük bir risk, bu riski göze almasınlar" dedi.

Güneşin ultraviyole (UV) ışınlarının cilt sağlığına etkileri üzerine konuşan uzmanlar, güneşe uzun süre ve korunmasız maruz kalmanın ciltte lekelenme, güneş yanıkları gibi durumlara neden olabileceğini belirtirken cilt kanseri riskini artıracağına dikkat çekiyor. İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Vildan Manav da "Cilt Kanseri Farkındalık Ayı" olarak belirlenen mayıs ayı dolayısıyla güneş kremi kullanımı ve güneşin zararlı etkilerine ilişkin bilgi verdi. Doç. Dr. Manav, melanosit olarak adlandırılan ve cilde rengini veren hücrelerin normalin dışında, aşırı çoğalmaları sonucu oluşan ve cilt kanserleri arasında tehlikeli bir tür olan melanoma yönelik uyarılarda bulunarak solaryumun zararlarını anlattı.

"Güneş kremleriyle tetiklenmiş herhangi bir kanser belirtilmiş değil"

Güneş kremi kullanımına yönelik açıklamalarda bulunanDermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Vildan Manav, "Güneş kremi korunulması açısından özellikle bu ayda, melanom farkındalık ayı olarak değerlendirdiğimiz için çok fazla üzerinde durduğumuz bir konu. Mümkün olduğunca 15 faktör ve üzerinde olmak üzere mutlaka 2 saatte bir tekrarlanması gereken kremlerdir. Dışarıya çıkmadan 20 dakika öncesinde hava yağmurlu olsa dahi sürülmesi gereken kremler olarak geçiyor. Şimdiye kadar güneş kremleriyle tetiklenmiş herhangi bir kanser belirtilmiş değil. Kullanmadığımızda özellikle melanomda belirgin bir artış olduğunu, diğer deri kanserlerinde de ciddi oranlarda artış olduğunu görebiliyoruz. Özellikli bir gruptaysanız deri kanseri, gebe ya da çocuksanız mutlaka dermatoloğunuzun önereceği güneş kremini kullanmanız önem arz etmekte. Bu ürünleri eczanelerden, ecza depolarından temin etmeleri mutlaka önemli. İnternetten aldıkları bir ürün kendilerine ulaştığında bazen tarihi geçmiş olabiliyor, saklama şartlarından kaynaklı kimyasal maddeler bozulmuş olabiliyor, alerjik reaksiyonlara neden olabiliyor, dikkat emek gerekiyor. Melanom, en tedirgin olduğumuz ve ölümcül seyreden deri kanserimizdir, özellikle de bir benden ortaya çıkabilir ya da kendiliğinden direkt başlayabilir. Kişiler, kendi bedenini çok iyi tanımalı, benlerini ilk başta kendisi kontrol etmelidir, herhangi bir sınır, şekil, renk düzensizliği varsa mutlaka bir dermatoloji doktoruna başvurması gerekiyor. Eğer düzenli güneş kremi kullanımı sağlayabilirsek neredeyse melanomu yüzde 50 oranında azaltabiliyoruz. Erken evredeki kişileri yakalayarak yaşamlarının devamını sağlayabiliyoruz" dedi.

"Nadir gördüğümüz vakalar daha sıklıkla karşımıza çıkıyor"

Son dönemlerde görülen melanom vakalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Doç. Dr. Manav, "Kesinlikle artıştan söz edebiliriz özelikle de Covid döneminde bazı gözden kaçan vakaların olmasıyla birlikte güneş maruziyetinin de artması ne yazık ki melanom artışlarına sebep oldu. Artık günlük pratiğimizde daha nadir gördüğümüz vakalar daha sıklıkla karşımıza çıkıyor. Leke olarak gördüğünüz şey çok farklı bir hastalık olarak karşımıza çıkabiliyor. Melanomu ne yazık ki kısıtlayabildiğimiz bir yaş grubu yok. Çocuklarda biraz daha rahatız ama 18 yaşından itibaren söyleyebilirim; melanom ne yazık ki karşımıza çıkabiliyor, son dönemlerde hatta daha erken yaşlarda bile görebiliyoruz. Çocukluk döneminde yeterli korumayı almamış çocuklarımızda oluşan güneş yanıkları ileriki dönemlerde çok belirgin deri kanserlerine neden olabiliyor. Güneş kremsiz asla dışarı çıkmıyoruz. Eğer havuza giriyorsak yüzme gibi suyla temasımız oluyorsa mutlaka tekrarlanmalı, 11.00 ile 15.00 saatleri arasında güneş maruziyetimizi mutlaka zorunlu olmadıkça kısıtlamamamız gerekiyor. Ben ya da leke deyip asla geçmeyeceğiz. Kişiler daha açık tenliyse, çillenmeye daha yatkınsa, güneşin altında çalıştıkları işleri varsa, tarım işçileri, güvenlik görevlisi gibi işleri olabilir, o kişilerin birazcık daha tedirgin olmaları ve kendilerini daha korumaya almaları gerekiyor" şeklinde konuştu.

"Solaryum eşittir melanom diyebilirim"

Bronz bir tene sahip olmak isteyen kişilerin solaryuma yönelebildiğini ancak kesinlikle tavsiye etmediklerini aktaran Doç. Dr. Manav, sözlerine şöyle devam etti: "Sahil kesiminde güneşlenmeleri biraz fazla uzun tutabiliyoruz ya da solaryum gibi bir faktör de çok çok önemli, asla solaryumu kabul etmiyoruz. Mutlaka bunlardan uzak durmak gerekiyor. Solaryum eşittir melanom diyebilirim bile çünkü gerçekten çok büyük bir risk, bu riski göze almasınlar, bedenimizi, cildimizi bu kadar yormaya, hırpalama gerçekten hakkımız yok. Solaryum gerçekten çok tedirgin olacağımız bir şey, o yüzden uzak durmalarını öneriyorum. Güneşin maruziyeti biraz daha uzun yıllara dayalı olarak karşımıza çıkmakta ama solaryumda belki de 4-5 yıl içerisinde alacağı maruziyeti çok daha kısa sürede ve yakın olarak almakta. Solaryum çok büyük bir tehdittir. Güneş yanığında kişiler çok farklı maddeler sürebiliyor, kesinlikle kulaktan duydukları bu maddelerin hiçbirini kullanmasınlar, orayı mümkün olduğunca ılık suyla yıkayarak temiz hale getirsinler, bir dermatoloğa başvursunlar"

"20’li-30’lu yaşlara kadar inen bir melanom insidansını görüyoruz"

Hastalıklarda erken tanının önemine dikkat çeken Doç. Dr. Manav, "Alın bölgesinde gelişen bir lekesi sonucunda başvuran bir hastamız vardı, o lekelerine üstelik lazer de yapılmıştı ama daha da genişlemesi üzerine bize sevk edildi. Yapılan dermoskopik incelemelerimiz, biyopsilerimiz sonucunda hastanın ne yazık ki melanom olduğunu tespit ettik. Benlere asla lazer yapılmamasının altını çizmek istiyorum çünkü süreç biraz daha ilerleyebiliyor, tespit etmek çok zorlaşabiliyor, dikkat etmek gerekiyor. En ilginç olanı; son zamanlarda birazcık daha 20’li-30’lu yaşlara kadar inen bir melanom insidansını görüyoruz. Biraz daha gençlerde olmasının sebebi bazı şeyleri belki göz ardı edebiliyoruz ya da onların küçük bir şey olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.

Hasibe Karadağ - Emre Baba

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bingöl Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Ülkemiz ve bölgemiz üzerinde hesabı olanlar, bu terör yapılanmalarını birer araç olarak kullanıyor" Yalova’da DEAŞ terör örgütüne düzenlenen operasyonda şehit düşen 3 polise Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Bu örgütlerin, bütün bu yaşadığımız süreçlerle bağlantılı olmadığını düşünebilir miyiz? Kendilerinden ortaya çıkmış yapılar olduğunu düşünebilir miyiz? Ülkemiz ve bölgemiz üzerinde hesabı olanlar, bu terör yapılanmalarını birer araç olarak kullanıyor" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, AK Parti Bingöl Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’na katıldı. Burada partililere seslenen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Terörsüz Türkiye’ye değindi. Türkiye Yüzyılı’nın huzurun ve kardeşliğin yüzyılı olacağını vurgulayan Yılmaz, "Terörsüz Türkiye’nin ana çerçevesi Türkiye yüzyılı vizyonudur. Cumhurbaşkanımız yaptığı konuşmalarda ilk cephemizi kuvvetlendirmemiz lazım dedi. Bunun üzerine düşünmemiz gerek. Bölgemizde farklı planlar ve tasarımlar yapan emperyalist ve uluslararası güç odaları, bu bölgeyi parçalamaya çalışan odanlar var. Bunlara karşı en büyük dayanağımız milletimizin birlik ve beraberliğidir. Bizim millet anlayışımız ırka dayalı bir anlayış değildir. Allah korusun biz ırkçı değiliz. Bizim millet anlayışımız kapsayıcı, kucaklayıcı bir millet anlayışıdır. Bu anlayış içinde milli birliğimizi, beraberliğimizi pekiştireceğiz ki başkalarının tuzaklarına düşmeyelim. Emperyalist oyunlara, bizi bölmeye, parçalamaya çalışanlara prim vermeyelim. Bunu da başaracağız" diye konuştu. "Bahçeli, önce ülkem ve milletim diyen bir anlayış ile hareket etti" Bahçeli’nin tarihi bir çıkışı olduğunu aktaran Yılmaz "Ezberleri bozan, gerçekten siyasetçi olarak düşündüğünüzde çok cesur adımlar attı. Kolay değil. Birçok siyasetçi yarını veya 3 gün sonrasını düşünür. Bahçeli, önce ülkem ve milletim diyen bir anlayış ile hareket etti. Böyle hareket edenlere bu millet her zaman destek olmuştur. Milletin menfaati için gerekirse siyasi bedel öderim diyenlere millet her zaman destek olmuştur ve bundan sonrada olacaktır. Allah razı olsun, Bahçeli’nin yaptığı açılımlar, ezber bozan çıkışlar. Tüm bunlarla birlikte yeni bir süreç içerisindeyiz. İnşallah bunu başaracağız. Silahların gölgesinin olmadığı, siyasetinin alanının genişlediği, demokratik siyaset içerisinde ülkemizin ilerlemeye devam ettiği bir ortamı hep birlikte oluşturacağız. Bu kolay değil. Gel-gitler olabilir mi olabilir. Bu tür süreçleri sabote etmek isteyenler, dezenformasyonlar yayarak milletin kafasını karıştırmak isteyenler olabilir mi elbette olabilir" dedi. "Hesabı olanlar bu terör yapılanmalarını birer araç olarak kullanıyor" Yalova’da şehit düşen 3 polise Allah’tan rahmet dileyen Yılmaz, "Mekanları cennet olsun. Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Bu örgütlerin, bütün bu yaşadığımız süreçlerle bağlantılı olmadığını düşünebilir miyiz? Kendilerinden ortaya çıkmış yapılar olduğunu düşünebilir miyiz? Ülkemiz ve bölgemiz üzerinde hesabı olanlar, bu terör yapılanmalarını birer araç olarak kullanıyor. Bir enstrüman olarak kullanıyor. Maalesef böyle bedeller ödemek zorunda kalıyoruz. İnşallah Terörsüz Türkiye, çok daha güçlü bir Türkiye demektir. Çok daha güçlü bir şekilde geleceğe yürüyen bir Türkiye demektir. İnşallah onu da hep birlikte inşa edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Ankara TÜRKYED Genel Başkanı Çelik; "TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır" Tarımsal Üretim ve Küçükbaş Yetiştiricileri Genel Merkezi (TÜRKYED) Genel Başkanı Nihat Çelik, 2025 yılının tarım ve hayvancılıkta oldukça zor geçtiğini belirterek, "2026 yılından en büyük beklentilerimiz kırsalda yaş ortalamasını düşürmek için gençlerin kırsala dönüşünün sağlandığı, girdi maliyetlerinin düşürüldüğü, desteklerin daha fazla artırıldığı bir yıl olmasıdır. TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır" dedi. Tarımda 2025 yılının zor geçmesine karşın olumlu manada önemli gelişmelerin de yaşandığına dikkati çeken Çelik, 2025’te yeni projeler ile tarımsal desteklerden su planlamasına kadar birçok başlıkta önemli gelişmeler yaşandığını söyledi. Çelik, zirai don ve kuraklığın tarımsal üretime önemli ölçüde zarar verdiğine işaret ederek "Nisan ayı döneminde 65 ilde yaşanan don olayı, 16 üründe ciddi hasarlar oluşturdu. Diğer taraftan yağışlardaki azalma ve artan sıcaklıklar nedeniyle bu defa kuraklık nedeniyle tarım havzalarında toprak nemi kritik seviyelere geriledi. Barajlar tükenme noktasına geldi. Birçok üründe rekolteler yarıdan fazla düştü. Bu manada suyun önemi bir kez daha anlaşıldı. Dolayısıyla Tarım Bakanlığımızın gerekli tedbirleri almak adına 10 Yıllık Ulusal Su Planını ortaya koyması geleceğimiz açısından en önemli gelişmelerden birisi olmuştur" ifadelerini kullandı. Öte yandan tarım politikalarına ışık tutacak olan genel tarım sayımı çalışmalarının 2025 yılında başlamasının önemli bir gelişme olduğunu belirten Çelik, Tarım ve Orman Bakanlığınca Tarım Orman Şurasının dördüncüsünün gerçekleştirilmesinin de önemli bir adım olduğunu vurguladı. Çelik, Kırsalda Bereket Hayvancılığa Destek projesinin 2025 yılının da başladığını anımsatarak projeye 2026 yılında küçükbaş hayvancılığın da dahil edilecek olmasının hayvancılığa önemli bir ivme kazandıracağını kaydetti. "Hayvan varlığında özellikle küçükbaş hayvan varlığında artışlar yaşandı" 2025 yılının bitkisel ve hayvansal üretimdeki durumuna dikkati çeken Çelik, "Bitkisel üretimde düşüşler kaydedilmesi yanında hayvan varlığında özellikle küçükbaş hayvan varlığında artışlar yaşandı. Ancak tarımsal girdi fiyatlarının yüksek olması üreticilerin zor bir yıl geçirmesine neden oldu. Ayrıca 2025 yılı, sektörde en önemli sorun olarak sürekli gündemde tutulan gerek et gerekse süt ürünlerinin fiyatlarındaki artışlarda fırsatçılar, tedarikçiler ve aracıların etkin rol oynaması yetiştiricinin kar etmemesi ve tüketicinin de pahalı fiyatlardan dolayı yeterince et ve süt tüketemediği bir yıl olmuştur" ifadelerini kullandı. Çelik, Kurban Bayramı sonrasında ortaya çıkan şap hastalığının hayvancılığa ciddi manada zararlar verdiğini kaydederek bu konuda Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ve Bakanlık personelinin hastalığı bertaraf etmek için ülke genelinde yoğun bir şekilde gayret saf ettiklerini sözlerine ekledi. "TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır" Çelik, TÜRKYED’in 2026 vizyonunun kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanı olduğuna işaret ederek, "TÜRKYED olarak öncelikle 2026 yılında her alanda tarımsal üretimin artacağı gerek çiftçilerimizin ve üreticilerimizin gerekse tüketicilerimizin mutlu olacağı bir yıl olmasını temenni ediyoruz. Özellikle kırmızı et üretim ve tüketiminin artırılarak ithalat yerine ihracat yapan bir ülke konumuna geçmek en önemli beklentilerimizdendir. 2026 yılının tarımsal üretimde iklim değişikliklerinden en az etkilendiği, çiftçileri üretimde tutacak desteklerin artırılacağı bir yıl olmasını diliyoruz. Sadece üretimi değil gıda güvenliğimizi de tehlikeye sokmamak için iklim değişikliklerine uyumlu uzun vadeli politikaların hayata geçirilmesini bekliyor bu konuda önemli çalışmalar yapan Bakanlığımıza topyekûn sektör paydaşlarının destek olmasını istiyoruz. 2026 yılından en büyük beklentilerimiz, üreticilerin tarımdan uzaklaşmadığı, tarım arazilerimizin her bir karışının ekilip biçildiği, kırsalda yaş ortalamasını düşürmek için gençlerin kırsala dönüşünün sağlandığı, girdi maliyetlerinin düşürüldüğü, desteklerin daha fazla artırıldığı, üreticinin ve tüketicinin kazanacağı bir yıl olmasıdır. TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır" değerlendirmesinde bulundu.
Kayseri Kayseri’de Uzay, Havacılık ve Savunma Sanayi OSB için bakanlıktan onay alındı Kayseri Sanayi Odası (KAYSO) öncülüğünde Kayseri’ye kurulması planlanan Uzay, Havacılık ve Savunma Sanayi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından onaylandı. Gelişmeyi Kayseri sanayisi adına tarihi bir adım olarak değerlendiren KAYSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyüksimitci, "Bu gelişme, şehrimizin yüksek teknolojiye dayalı, katma değeri yüksek üretim hedefleri açısından son derece önemli bir dönüm noktasıdır" dedi. Kayseri’nin köklü sanayi kültürü, girişimci yapısı ve üretim gücüyle Türkiye’nin önde gelen sanayi şehirlerinden birisi olduğuna dikkat çeken Başkan Büyüksimitci, "Uzay, havacılık ve savunma sanayisi gibi stratejik bir alanda ihtisaslaşacak bu OSB ile birlikte, Kayseri sanayisi yeni bir lige yükselmiş olacak. Bu proje, sadece yeni bir sanayi alanı değil, aynı zamanda teknoloji, Ar-Ge, nitelikli istihdam ve ihracat odaklı bir üretim ekosistemi anlamına gelmektedir" diye konuştu. Bölgenin tam kapasiteye ulaştığında Kayseri’nin ihracatına 1 milyar doların üzerinde katkı sağlayacağını ifade eden Büyüksimitci, "Yaklaşık 323 hektarlık alan üzerinde planlanan İhtisas OSB’de; uzay, havacılık ve savunma sanayinde faaliyet gösteren firmalar bir araya gelecek, ortak altyapılar, Ar-Ge merkezleri, test ve modernizasyon alanları ile güçlü bir sanayi kampüsü oluşturulacak. Bölgenin, tam kapasiteye ulaştığında 4 bine yakın nitelikli istihdamla birlikte şehrimizin ihracatına 1 milyar doların üzerinde katkı sağlayacak. Aynı zamanda yerli ve milli üretimin güçlenmesine, dışa bağımlılığın azaltılmasına ve savunma ile havacılık alanlarında ülkemizin teknolojik kabiliyetlerinin artırılmasına önemli katkılar sağlayacak" dedi. Kayseri’nin havacılık geçmişi, mevcut askeri ve sivil havacılık altyapısı, üniversiteleri, teknoparkları ve yetişmiş insan kaynağı ile bu projeyi hayata geçirecek güç ve kabiliyette olduğuna vurgu yapan Büyüksimitci, "Uzay, Havacılık ve Savunma Sanayinde OSB sayesinde, savunma ve havacılık sanayinde faaliyet gösteren firmalarımız daha rekabetçi hale gelecek, tedarik zinciri güçlenecek ve yüksek teknoloji yatırımlarının Kayseri’ye yönelmesi hız kazanacaktır" dedi. Kararın Kayseri için hayırlı olmasını temenni eden Başkan Büyüksimitci, "Bu önemli sürecin hayata geçmesinde başta Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Mehmet Fatih Kacır başta olmak üzere, Sayın Valimiz Gökmen Çiçek’e, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve Kayseri Milletvekilimiz Sayın Hulusi Akar’a, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Memduh Büyükkılıç’a, Melikgazi belediye Başkanımız Sn. Mustafa Palancıoğlu’na, Kocasinan Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Çolakbaydar’a, tüm milletvekillerimize, emeği geçen tüm kurum ve kuruluşlarımıza teşekkür ediyorum. Kayseri Sanayi Odası olarak, bundan sonraki süreçte de projenin en hızlı ve en sağlıklı şekilde hayata geçirilmesi için var gücümüzle çalışmayı sürdüreceğiz. Uzay, havacılık ve savunma sanayisinde söz sahibi bir Kayseri hedefiyle; bu kıymetli yatırımın şehrimize, sanayicilerimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum" ifadelerini kullandı.