EĞİTİM - 15 Haziran 2025 Pazar 18:02

Uzmanlardan LGS değerlendirmesi: "2025 LGS’de Türkçe, matematik ve fen sorularının belirleyici olduğu görülüyor"

A
A
A
Uzmanlardan LGS değerlendirmesi: "2025 LGS’de Türkçe, matematik ve fen sorularının belirleyici olduğu görülüyor"

Uğur Okulları Genel Müdür Yardımcısı Adil Kurt, Liselere Geçiş Sistemi sınavını değerlendirerek, "Türkçe’de anlam bilgisi ve görsel yorumlamayla ilgili çeldiricisi yüksek sorular vardı. Matematik sorularının çözümünde öğrenciler zaman sıkıntısı yaşamış olabilirler. Fen bilimlerinda tüm ünitelerden sorular soruldu" dedi.

Liselere Geçiş Sistemi (LGS) sınavı, Türkiye genelinde yaklaşık 1 milyonu aşkın öğrencinin katılımıyla gerçekleşti. İki oturumdan oluşan sınavın birinci oturumu 09.30’da, ikinci oturumu ise 11.30’da başladı. Sınavın birinci bölümünde öğrencilere 50 soruluk sözel alan testi için 75 dakika süre verilirken, ikinci bölümünde ise 40 soruluk sayısal alan testi için öğrencilere 80 dakika süre tanındı. Sınavda A, B, C ve D olmak üzere dört farklı kitapçık kullanıldı.

Adil Kurt, 2025 LGS sorularının MEB’in yıl boyunca yayımlamış olduğu örnek sorular ve geçmiş yıllarda yayımlamış olduğu tüm MEB soruları ile uyumlu olduğunun gözlemlendiğini söyledi. Bu yıl da öğrencilerin tüm ünitelerden sorumlu olarak sınava girdiğini belirten Kurt, sorularla ilgili değerlendirmelerde bulundu:

"Türkçe dersinde sorular, geçen yıllara göre zorluk düzeyi daha da yüksek tarzda hazırlanmıştır. Anlam bilgisi ve görsel yorumlama soruları çeldiricisi yüksek sorulardan oluşmaktadır. Türkçe dersinin sözel bölümde, sınavın belirleyicisi olabileceğini söyleyebiliriz. Sınavın genelinde görsele bağlı yorumlama, sözcük ve cümle bilgisi, metin yorumlama, dil bilgisi ve yazım-noktalama konularına yer verilmiştir. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersinde ise özellikle kavram bilgisini yoklayan sorular karşımıza çıkmaktadır. Dikkat gerektiren bir sınav olup öğrencilerin yorum yapma, çıkarım yapma yetenekleri de ölçülmüştür. Bilgi eksiği bulunmayan ve yorum yapabilme gücü yüksek öğrencilerin yapabileceği düzeyde bir sınav olmuştur."

"Matematik sorularında zaman sıkıntısı yaşamış olabilirler"

Kurt, "Matematik dersinin sorularının çok basit düzeyde olan altı soru dışında dikkatli ve sorgulanarak okunması gerektiği, varsa görsellerin dikkatle yorumlanması gerektiği göze çarpmaktadır. Tarz olarak matematikte ihtimal barındıran ve birden fazla durumun değerlendirmesini içeren sorulara yer verilmiştir. Öğrenciler, matematik sorularının çözümünde zaman sıkıntısı yaşamış olabilirler. Matematik soruları içerik bakımından geçen yıl sorulan sorularla basit bilişsel düzeydeki soruların soruluş biçimi dahil benzerlik göstermektedir, tüm ünitelerden soru sorulmuştur. Matematik dersi özelinde seçici olabilecek soruların sayısı bu sene biraz daha fazla tutulmuştur. Tek soru tek kazanımı sorgular mantığı bu sene soruların çoğunda korunmuş olmakla beraber birkaç soruda kazanım birlikteliği mevcuttur. Örneğin, dönüşüm geometrisi, geometrik cisimlerin açınımı bilgisi de gerektiren şekilde sorulmuştur" dedi.

"Fen bilimleri soruları geçen seneye göre zordu"

Fen bilimlerinde ise soruların metinlerinin uzun ve görsellerin yoğun kullanıldığını gördüklerini belirten Kurt, "Sınavda zorlayıcı ve çeldiricileri güçlü, seçici olabilecek nitelikte sorular bulunmaktadır. Tüm ünitelerden soru sorulmuştur. Geçen seneye göre daha zor bir sınav olduğunu söyleyebiliriz" dedi.

"Muhakeme yetenekleri ve bilgi düzeyleri ölçmeye yönelik sorular"

Kurt, "Din kültürü ve ahlak bilgisi dersi sorularının önceki yıllara kıyasla daha yüksek bir zorluk düzeyine sahip olduğunu görmekteyiz. Bu yılki sorular öğrencilerin muhakeme yeteneklerini ve bilgi düzeylerini ölçmeye yönelik olarak hazırlanmıştır. Özellikle yorum gerektiren sorular aracılığıyla, öğrencinin yalnızca düşünsel yetkinliği değil, aynı zamanda konuya dair bilgi birikimi de ölçülmeye çalışılmıştır. İngilizce dersinde, geleneksel soru türlerine yer verilse de sorular, açık ve anlaşılır bir biçimde sunulmuştur. Bu durum, düzenli çalışan öğrencilerin başarıya ulaşmasını kolaylaştırmıştır. Öte yandan sınavda son ünitelerden az sayıda soru sorulması dikkat çekmiştir" dedi.

Uğur Okulları bölüm başkanları sınavı değerlendirdi

Uğur Okulları Türkçe, Matematik, Fen Bilimleri, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, İngizce sorularıyla ilgili bölüm başkanlarının yaptığı değerlendirmeler ise şöyle:

"Türkçe: LGS Türkçe sınav soruları; okuma becerisini ölçme, tablo-grafik yorumlama, metin tahlili ve şekil (görsel) yorumlama, sözcük bilgisini ölçme, cümle düzeni kurabilme, görsele dayalı sözel mantık yorumlama, yazım kurallarını ve noktalama işaretlerini sorgulama, dilbilgisi kurallarını çözümleme tarzında hazırlanmıştır.

Sınavda eylemsi, cümlenin ögeleri ve yazı türleri ünitelerinden soru sorulmadığı görülmektedir. Ayrıca bu yıl sınavda anlam bilgisi sorularına daha da fazla ağırlık verildiği göze çarpmaktadır. Sorularda kullanılan metinlerin uzunluğu dikkat çekmektedir. Görsel sorularda da metin sorularında da çıkarım ve yorum yapma ön planda yer almaktadır. Soruların bir kısmı yenilikçi, öğrencileri analitik ve çoklu düşünmeye sevk eden; öğrencinin bilişsel yeterliliğini sınayan geliştirici tarzda hazırlanmıştır. Klasik tarzda diyebileceğimiz soru türlerine de yer verilmiştir. Her iki tarzda sorulan sorularda ortak nokta zorluk düzeyinin yüksek olduğu sorulara yer verilmiş olmasıdır. Görsel ve grafik yorumlama soruları ile görsele bağlı sözel mantık yorumlama soruları oldukça dikkat gerektiren ve çok iyi okunması gereken sorular olarak öne çıkmıştır. Sınavdaki soruların büyük bir kısmının eleyiciliği yüksek, dikkat gerektiren, bilgiyi kullanabilme ile doğru okumayı ölçen sorulardan oluştuğu görülmektedir.

Matematik: 2025 LGS matematik sorularının zorluk derecesine göre orta zorluk düzeyindeki soru sayısının fazla olması ile birlikte zor bir sınava daha yakın olduğunu söyleyebiliriz. Sorular içerisinde ihtimal barındıran, birden fazla durumu değerlendirmeye yönelik yorum soruları bulunmaktadır. Geometri soruları tamamen sade geometrik şekiller ile sorulmuştur. Geometriden bağımsız konularda da örneğin birinci dereceden denklemler sorusu veya cebirsel ifadeler konuları gibi konularda da görsel yorumlamanın öne çıktığı bir sınav olmuştur. Tüm ünitelerden soru sorulmuştur. Sınavın genelinde denklem yeteneği kuvvetli olan öğrenciler soruların çözümünde daha hızlı ilerlemişlerdir.

T.C. İnkılap tarihi ve atatürkçülük: Sınavın bilgiyi yorumlayıp çıkarımda bulunmaya yönelik temel bilgi içeren, MEB müfredatı ve sınav kapsamındaki konular dahilinde hazırlanmış sorulardan oluştuğu görülmektedir. Sorular, kavram bilgisine sahip ve onu yorumlayabilen öğrencilerin cevaplayabileceği nitelikte sorulardır. Sınavdaki bir soru ise doğrudan bilgi gerektirmektedir. Diğer sorular ise paragraftan çıkarımda bulunmaya yöneliktir. Bu sınav, bilgi eksiği bulunmayan ve yorum yapabilme gücü yüksek öğrencilerin yapabileceği düzeyde bir sınav olmuştur.

Fen bilimleri: Sınavda "Madde ve Endüstri, Enerji Dönüşümleri ve Çevre Bilimi, Elektrik Yükleri ve Elektrik Enerjisi" ünitelerine ağırlık verilmiştir. "Elektrik Yükleri ve Elektrik Enerjisi" ünitesinden elektrik enerjisinin dönüşümü konusuna ait bir soru bu yıl ilk defa sorulmuştur. "DNA ve Genetik Kod" ünitesinden bu yıl daha az soru gelmiştir. Fen bilimleri LGS sınav sorularının yıl içerisinde MEB tarafından yayımlanan örnek sorulara, her ünite için hazırlanan il bazlı sorulara ve çalışma kitabındaki sorulara benzer nitelikte hazırlandığını söyleyebiliriz.

Birçok soruda soru metinlerinin uzun olduğunu görmekteyiz. Bu uzun metinlere ait soruların çok dikkatli okunması gerekmektedir. Sorularda bilimsel deney düzeneklerinin kullanıldığını görmekteyiz. Bazı sorularda öğrencilerin bilimsel düşünme becerilerini kullanmaları ve anlatılan olaylar arasında bağlantı kurmaları istenmiştir. Sınavın geneline baktığımızda görsellerin yoğun olarak kullanıldığını söyleyebiliriz. Sorulardaki bu görsellerin iyi analiz edilmesi öğrenciyi doğru sonuca götürecektir. Sorular; öğrencilerin öğrendiği bilgiyi kullanma, verileri karşılaştırma, okuduğunu anlama ve yorumlama yeteneğini geliştirme gibi becerileri ölçmektedir.

Ayrıca bazı sorularda grafikler ve tablolar kullanılarak analitik düşünme becerisi de ölçülmüştür. Çevre kirliliği sorusunda olduğu gibi günlük hayatımızdan örneklere yer verilerek güncel konulara da değinilmiştir. Sorularda soru köklerindeki kesinlikle, olabilir gibi ifadelere dikkat edilmesi doğru seçeneğe ulaşılmasında önemlidir. Sınavda basit soruların daha az, orta zorlukta ve öğrencileri zorlayan, çeldiricileri güçlü olan, dikkat edilmesi gereken soruların çoğunlukta olduğunu görüyoruz. Özellikle ısı, elektrik ve basit makine sorularının öğrencileri zorlayacağını söyleyebiliriz. Fen bilimleri sınavının tamamını değerlendirdiğimizde sınavın geçen yıla göre daha zor olduğu görülmektedir.

Din kültürü ve ahlak bilgisi: Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi sorularının MEB tarafından yayımlanan örnek sorulara benzerlik gösterdiği görülmektedir. Öğrencilerin sorumlu olduğu her üniteden dengeli bir şekilde soru sorulmuştur. Sınavda genel olarak okuduğunu anlama, yorumlama ve çıkarım yapma becerilerini ölçen, neden- sonuç ilişkisini sorgulatan sorulara yer verilmiştir.

Önceki yıllardan farklı olarak bu yıl doğrudan bilgiyi ölçen sorular sorulmuştur. Bazı sorular, sarmal nitelikte olup birden fazla kazanımı ölçmektedir. Sorular genel olarak orta zorluk düzeyindedir. Çoğunlukla dikkat gerektiren, bilgiyi ölçen paragraf sorularına yer verilmiştir. Bunun yanında, çıkarım yapılması istenen öncüllü sorular da kullanılmıştır. Doğrudan bilgiyi ölçen sorulara yer verildiği için sınavın önceki yıllara göre daha belirleyici bir sınav olduğunu söyleyebiliriz.

İngilizce: 2025 LGS İngilizce sınavı; yapı ve içerik açısından kazanımlarla uyumlu, ölçme ve değerlendirme ilkelerine uygun bir sınav olmuştur. Sorular, öğrencilerin temel dil becerilerini (özellikle dil bilgisi ve kelime bilgisini) ölçmeye odaklanmış; çeldirici yoğunluklu, aşırı detay içeren yapıdan uzak duran doğrudan bilgiyi kullanmaya dayalı bir yaklaşımla sorulmuştur.

Geleneksel soru türlerine yer verilmiş ancak sorular, açık ve öngörülebilir bir biçimde sunulmuştur. Bu durum, düzenli çalışan öğrencilerin başarıya ulaşmasını kolaylaştırmıştır. Öte yandan sınavda son ünitelerden az sayıda soru sorulması dikkat çekmiş; bu dağılım, sınavın yıl geneline yayılan kazanımları öncelediğini ve yüzeysel değil, kalıcı öğrenmeyi hedeflediğini göstermektedir. Genel olarak sınav, adil ve ölçücü yapısıyla öğrencilerin bilgi temelli performanslarını yansıtma niteliği taşımaktadır."

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankara’da 26 katlı binada çıkan yangında 3 tutuklama Ankara’nın Çankaya ilçesinde 26 katlı bir binada çıkan yangınla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında 2 müteahhit ve şantiye şefi tutuklandı. Ankara’nın Çankaya ilçesi Alacaatlı Mahallesi’nde bir sitedeki 26 katlı binanın 4. katında 13 Temmuz’da saat 22.00 sularında binanın şaft kısmındaki elektrik tesisatında kullanılan malzemenin standarda uygun olmaması nedeniyle yangın çıktı. Alevler kısa sürede diğer katlara sıçradı. İhbar üzerine bölgeye çok sayıda itfaiye, polis, sağlık, UMKE ve AFAD ekibi sevk edildi. Bölgeye gelen ekipler, bina sakinlerini tahliye etti. Yangın, itfaiye ekiplerinin yaklaşık 4 saat süren çalışması sonucunda kontrol altına alındı. Olayla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 3 cumhuriyet savcısı görevlendirdi. Yangın soğutma işlemlerinin ardından makine mühendisi, elektrik mühendisi ve itfaiye heyetinden oluşan bilirkişilerle yapılan ilk incelemede, yangının çıkış nedeninin elektrik tesisatı kaynaklı olduğu değerlendirildi. Müteahhitler hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Uşak’ta yakalanarak gözaltına alınan müteahhit sorgulanmak üzere Ankara’ya getirtildi. 2 müteahhit ile şantiye şefi tutuklandı Bilirkişi raporu doğrultusunda çıkan yangında kusurlu oldukları değerlendirilen aralarında yapı müteahhitleri, yapı denetim şefi, şantiye yetkilisi, kooperatif yetkilisinin de bulunduğu 9 şüpheli hakkında gözaltı kararı verilirken, 6 şüpheli yakalandı. Emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edilen müteahhitler B.Ş., K.D. ile şantiye şefi İ.K. tutuklandı. 3 kişi hakkında adli kontrol kararı verilirken, 3 kişiyi yakalamaya yönelik çalışmalar devam ediyor.
Aydın Endemik bitki çekirdekleri, nörodejeneratif hastalıklar ve uyku bozukluğu sorunu çözülecek Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Teknokent bünyesinde faaliyetlerini sürdüren ve biyoteknolojik alanda spesifik çalışmaları ile bilinen Karya Farma HBX Ar-Ge, yeni bir çalışması ile gündeme geldi. Türkiye’nin endemik bitki çeşitliliğinden esinlenerek, bitkilerin çekirdekleri ve özlerinden elde edilen doğal aktif bileşenler sayesinde geliştirilen buluşlarına bir yenisini daha ekleyen Karya Farma HBX Ar-Ge, dikenli incir çekirdeği, deve dikeni çekirdeği ve kapari çekirdeğinden HBX-HPA1442 (2020/16279) numarası ile Nörodejeneratif Hastalıklara Karşı Bitkisel Zırh adını verdiği yeni bir ürün geliştirdiğini açıkladı. Endemik bitkilerin yalnızca meyveleri değil, çekirdekleri de müthiş bir biyolojik potansiyele sahip olduğunu belirten HBX Ar-Ge Kurucusu Hakan Başlık, "Endemik bitkiler bakımından Ege adeta dünyanın merkezi gibi. Biz bilinmeyenleri görünür kılmak istiyoruz. Geliştirdiğimiz iki patentli ürünle hem beyin sağlığını hem de bireyin günlük yaşamdaki bağışıklık ve stres direncini doğal yollarla güçlendirmeyi hedefledik. Bu, Türkiye’nin doğasından doğan bilimsel bir yolculuktur" dedi. Özellikle Alzheimer, Parkinson, MS, Huntington ve ALS gibi ilerleyici sinir sistemi hastalıklarında tamamlayıcı tedaviye destek olabilecek yapıda olan bu formülün, aynı zamanda yaşlanmaya bağlı kognitif gerilemeyi de yavaşlatma potansiyeline sahip olduğunu belirten Başlık, ürünün uyku bozukluğuna da giderdiğini kaydetti. "Maskeler sadece koruma değil kişisel sağlık konforunu da arttıracak özellikler taşıyacak" Covid 19 pandemi süreci ile birlikte maskelerin sadece mikrobiyal koruma değil, kişisel sağlık konforunu artıran özellikler taşıması gerektiğinin anlaşıldığını ve bu noktadan hareketle HBX-Ar-Ge olarak çalışma yaptıklarını ifade eden Başlık, "Tasarladığımız maske, antibakteriyel ve antiviral etkiyi doğal yollarla sağlarken, İçeriğindeki bitkisel bazlı nutrasötik katmanlar sayesinde antistres özellik gösteriyor. Uyku problemi çeken bireyler için gece kullanımına uygun olarak hazırlandı. Bu formülasyonda da endemik bitki çekirdeklerinden elde edilen özlerin psikolojik rahatlatıcı etkisinden yararlanıldı. Geliştirdiğimiz iki patentli ürünle hem beyin sağlığını hem de bireyin günlük yaşamdaki bağışıklık ve stres direncini doğal yollarla güçlendirmeyi hedefledik" dedi. Karya Farma HBX Ar-Ge ekibinden Kimyager Aslı Aktaş ise "HBX-HPA1442, endemik çekirdek özlerinden elde ettiğimiz biyoaktif maddelerle sinir hücrelerini koruma altına alırken, HBX-HGCM236 ise kullanıcıya sadece mikrobiyal değil, ruhsal ve fizyolojik rahatlık sağlayan bir kalkan sunuyor. Uyku problemi yaşayan bireyler için özellikle tasarladığımız antistres maskemiz, aromaterapi etkisiyle gevşeme sağlayan mikro bileşenler içeriyor. Bitkilerle tedavi bilimin geleceğidir. Biz bu geleceği bugünden kurmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı. Bugüne kadar 18 ayrı patente imza atan Karya Farma HBX Ar-Ge’nin yeni çalışmasının özellikle Ege’deki endemik bitkilerin değerini arttıracağı kaydedildi.
Ankara Jandarmadan 10 ilde 5 ayrı organize suç örgütüne yönelik operasyon: 74 gözaltı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 10 ilde 5 ayrı organize suç örgütüne yönelik jandarma tarafından düzenlenen operasyonlarda; 74 şüphelinin yakalandığını belirterek şüphelilerden 38’inin tutuklandığını, 18’i hakkında adli kontrol kararı verildiğini, diğerlerinin ise işlemlerine devam edildiğini açıkladı. İçişleri Bakanı Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 10 ilde 5 ayrı organize suç örgütüne yönelik jandarma tarafından düzenlenen operasyonlarda; 74 şüphelinin yakalandığını bildirdi. Bakan Yerlikaya şüphelilerden 38’inin tutuklandığını, 18’i hakkında adli kontrol kararı verildiğini, diğerlerinin ise işlemlerine devam edildiğini belirterek, "Şüphelilerin; Gaziantep’te; yüksek kazanç sağlayacakları vaadiyle banka ve kripto dolandırıcılığı yaptıkları, Adana’da; tekne sahiplerini dolandırdıkları, Antalya’da; tefecilik yaparak vatandaşlarımızı mağdur ettikleri, Kahramanmaraş ve Hatay’da; uyuşturucu ve uyarıcı madde ticaretini organize şekilde yürüttükleri tespit edildi" ifadesini kullandı. Yerlikaya operasyonla ilgili şu bilgileri verdi: "Adana, Antalya, Gaziantep, Hatay ve Kahramanmaraş merkezli Mersin, Aydın, Düzce, Sinop ve İstanbul’da düzenlenen operasyonlarda yakalanan şüphelilerin; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve üye olmak, nitelikli dolandırıcılık, bilişim sistemlerini kullanarak nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, görevi kötüye kullanma, uyuşturucu madde imal ve ticareti, kişisel verileri hukuka aykırı olarak yayma ve kullanma, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama, tefecilik, yağma ve tehdit suçlarından savcılıklarımızca haklarında soruşturma başlatıldı. Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) verileri sonucu şüphelilere ait; 5 adet mesken, 15 adet arsa, 6 adet dükkan, 32 adet araç ile yaklaşık 106 Milyon TL değerindeki 45 banka ve 35 kripto hesabına el konuldu. Valilerimizi, operasyonu koordine eden Cumhuriyet Başsavcılıklarımızı, JGK İstihbarat ve Asayiş Başkanlıklarımızı, KOM, Siber Suçlarla Mücadele ve Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlıklarımızı, İl Jandarma Komutanlarımızı, kahraman jandarmamızı ve MASAK çalışanlarımızı tebrik ediyorum. Hiçbir suç ve suçlunun cezasız kalmaması için organize suç örgütlerine yönelik yürüttüğümüz mücadelemiz ve operasyonlarımız kararlılıkla devam ediyor."
Bayburt Fotoğrafçılığa adanmış bir ömür: Babasından devraldığı fotoğrafçılık mesleğini Bayburt’ta yarım asırdan fazladır aşkla sürdürüyor Bayburt’ta ilk fotoğraf stüdyosunu kuran Ahmet Yavuz’un oğlu Sadık Yavuz (75), babasından devraldığı fotoğrafçılık mesleğini yarım asrı aşkın süredir ilk günkü aşkla sürdürüyor. Yavuz, fotoğrafçılığın yanı sıra gazetecilik ve Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı görevlerinde de bulundu. Babası Ahmet Yavuz’un 1948 yılında askerlik görevi sırasında öğrendiği fotoğrafçılık mesleği, aile mesleği oldu. Yavuz ailesi, 3 kuşaktır fotoğrafçılık mesleğini kentte özenle sürdürüyor. Ahmet Yavuz, Zonguldak’ta başladığı fotoğrafçılık serüvenini 1967 yılında Bayburt’a taşıyarak kentin ilk fotoğraf stüdyosunu kurdu. Henüz ilkokul çağlarındayken babasının yanında çıraklığa başlayan Sadık Yavuz, mesleğin inceliklerini öğrendi. Yıllar geçtikçe fotoğrafçılığa tam anlamıyla adım atan Yavuz, babasından edindiği bilgi ve tecrübeyi yarım asırdan fazla bir süredir yaşatıyor. Fotoğrafçılık yaptığı sırada gazetecilik teklifleri alan Yavuz, çeşitli gazetelerde çalıştı. Son olarak İhlas Haber Ajansı (İHA) bünyesinde muhabirlik yapan Yavuz, bu iki mesleği severek bir arada yürüttüğünü ifade etti. 2005 yılında İHA’dan ayrılan Yavuz, gazetecilik mesleğinin meslek hayatında ayrı bir yeri olduğunu ifade etti. Karanlık odadan dijital çağa Yavuz, fotoğrafçılık mesleğinin teknolojiyle birlikte geçirdiği değişime yıllar içerisinde şahitlik etti. Karanlık oda, dönemin flaşı olarak bilinen sarı ışık gibi zahmetli süreçlerden dijital çağa geçişi bizzat deneyimleyen Yavuz, dijitalleşme sürecinden de bahsetti. Mesleğe başladığı ilk yıllardan itibaren teknolojik gelişmelere ayak uydurduğunu aktaran Yavuz, "Fotoğrafçılık o dönemlerde teknolojiye göre dizayn oluyordu. O yıllardaki sokak fotoğrafçılarını iyi tanırım, sokak fotoğrafçıları vardı. Biz stüdyo fotoğrafçısıydık. Körüklü makinelerimiz vardı. Değişen teknolojiye ayak uydurmaya çalıştık. Gelişmelerimizi teknolojiye göre ayarlıyorduk. Bu mesleği babamla 2015 yıllarına kadar birlikte yürüttük. Babam çok iyi bir fotoğrafçıydı, fotoğraftan çok iyi anlayan, fotoğrafçılık altyapısı olan biriydi. Biz babamdan o dönemlerde çok faydalandık, fotoğrafçılığı ondan öğrendik. Fotoğraf nasıl çekilir, fotoğraflar nasıl hazırlanır, banyolar nasıl yapılır hepsini öğrendik. Sarı ışık dönemlerini, körüklü makine dönemlerini gördük. Babam da bize severek öğretiyordu. Zaman ilerledikçe teknoloji de ilerledi, dijitale geçtik. Benim yaşım ilerledi ama mecbur biz de dijitale ayak uydurmaya başladık, dijital olarak çekim yapıyoruz, fotoğraflarımızı o şekilde çekiyoruz" ifadelerini kullandı. "Fotoğrafçılık ve gazetecilik mesleklerini bir arada yürüttüm" Babasının da o yıllarda tirajı yüksek bir gazetede foto muhabiri olduğunu söyleyen Yavuz, babasından farklı olarak muhabirlik yaptığını, gazetecilik mesleğine de bir merakla adım attığını vurguladı. İhlas Haber Ajansı bünyesinde uzun yıllar muhabirlik yapan Yavuz, iki farklı mesleği bir arada yürüttüğünü ifade ederek, "Fotoğrafçılık mesleği benim baba mesleğim. Babam bu mesleğe askerde başladı, daha sonra Zonguldak’ta sürdürdü. 1956-1957 yıllarında Bayburt’a geldi, stüdyo açarak fotoğrafçılığa başladı. Tabii biz de bu dönemlerde çocukluk çağlarımızda, ilkokul birinci sınıfa başladığım yıl babama çırak oldum. Dükkana sürekli gidip gelip yardım ediyordum. Daha sonra fotoğrafçılığın inceliklerini belli bir yaştan sonra kavradıktan sonra mesleği tam yapmaya başladım. Hem fotoğrafçılık hem de gazetecilik mesleğini sürdürmeye başladım, gazeteciliğe 1964 yılında başladım. O dönemlerde iki mesleği bir arada yürüttüm. Kaşeli muhabir olarak çalışıyordum ama mesleği severek yapıyordum" şeklinde konuştu. Bayburt Gazeteciler Cemiyeti’nde 15 yıl başkanlık yaptı Bayburt’a ilk matbaayı getiren ve kentin ilk duayen gazetecisi olan Osman Okutmuş’un girişimleriyle 1993 yılında kurulan Bayburt Gazeteciler Cemiyeti’nde de 15 yıl boyunca başkanlık yapan Yavuz, Okutmuş ailesinden de mesleğe dair birçok şey öğrendiğini dile getirdi. Yavuz, fotoğrafçılık mesleğinde yarım asrı aşkın süreyi geride bırakırken, ömrünü adadığı fotoğrafçılık mesleğini yıllarca severek yaptığını, "Fotoğrafçılık güzel bir sanat, sevilen bir meslek. Severek yaparsanız çok güzel bir meslektir, ben de mesleğimi çok seviyorum" sözleriyle dile getirdi. İlerleyen yaşına rağmen mesleğini aşkla sürdüren Yavuz, sabahın erken saatlerinde fotoğraf stüdyosuna gelerek, çekimler yapıyor.