SAĞLIK - 21 Ağustos 2025 Perşembe 10:51

Vantilatörle serinlerken su tüketmeyenlerde kalp krizi tetiklenebiliyor

A
A
A
Vantilatörle serinlerken su tüketmeyenlerde kalp krizi tetiklenebiliyor

Sıcak havada serinlemek için pek çok evde klima veya vantilatör kullanılırken, yeni bir araştırmaya göre vantilatör tercih edilirken kalp krizi konusunda dikkatli olunması gerekiyor. Kardiyoloji Prof. Dr. Mehmet Mustafa Can, sıcak havada serinlerken kalp sağlığı açısından su içmenin önemine dikkat çekti.


Sidney Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre yaz döneminde yeterli su içmeden serinlemeye çalışmak kalp üzerinde olumsuz etkilere yol açabiliyor. Bu nedenle her durumda yeterli su içmek, kanın yoğunluğunu azaltıyor ve kan basıncını dengeliyor. Yüksek tansiyonun kontrol altında tutulması kalp krizi ve felç riskini azaltıyor. Gün içinde yeterli miktarda su tüketimi, kalp krizini önleyici etkilere sahip olabiliyor.



Sıcak havada serinlerken bol su için


Medicana Zincirlikuyu Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Mustafa Can, "Yeterli miktarda su içmeden vantilatör kullanımı yaklaşık 39 ila 40 C’ye kadar olan sıcaklıklarda ısıya bağlı termal ve kardiyovasküler zorlanmayı azaltabilir. Daha sıcak şartlarda ise ısı stresini artırabileceğinden vantilatörler kapatılmalıdır. Bunun nedeni çok sıcak havanın vücudu terin soğutabileceğinden daha hızlı ısıtabilmesidir. Daha önceki bilimsel çalışmalar, vantilatörlerin ısıyı ve kalp yorgunluğunu yaklaşık 39 C’ye (102,2 F) kadar azaltabildiğini, ancak sıcaklık 40 C’yi (104 F) geçtiğinde vantilatörleri kapatmanın daha uygun olduğunu göstermiştir. Vantilatör kullanımı yüksek sıcaklıkta vücut terini hızlı soğutabileceğinden, halihazırda sıvı eksikliği varsa dikkatli olunması gerekir. Sıcaklık arttığında vantilatörün önünde oturmayı planlayanların bol su içmesi önemlidir" dedi.



Susuzluk hipertansiyonu tetikleyebilir


Su içmenin kalp sağlığı üzerinde pek çok faydası olduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet Mustafa Can, "Yeterli su tüketimi kanın daha akıcı hale gelmesini sağlar. Bu da kan dolaşımını kolaylaştırır ve kalbin kan pompalama işini daha az zorlanarak yapmasına yardımcı olur. Kalp daha az enerji harcar ve aşırı yüklenmeden korunmuş olur. Susuz kalmak, kanın daha yoğun hale gelmesine neden olabilir. Bu durum kan basıncını artırabilir ve hipertansiyon riskini yükseltebilir. Yeterli su içmek, kanın yoğunluğunu azaltır ve kan basıncını dengeler. Yüksek tansiyonun kontrol altında tutulması kalp krizi ve felç riskini azaltır" ifadelerini kullandı.



Suyun kalp krizini önleyici etkisi var


"Gün içinde yeterli miktarda su tüketimi, kalp krizini önleyici etkilere sahiptir" diyen Prof. Dr. Mehmet Mustafa Can, "Araştırmalar düzenli su içen kişilerin kalp krizi geçirme riskinin, yeterince su tüketmeyenlere göre daha düşük olduğunu göstermektedir. Vücudun susuz kalması damarların sertleşmesine ve kan pıhtılaşma riskinin artmasına neden olabilir. Kalbin düzenli bir ritimde atabilmesi için elektrolit dengesine ihtiyaç vardır. Su bu dengenin korunmasına yardımcı olur ve kalbin sağlıklı bir şekilde çalışmasını sağlar. Yetersiz su tüketimi potasyum ve sodyum gibi elektrolitlerin dengesini bozabilir, bu da düzensiz kalp atışlarına yol açabilir" şeklinde konuştu.



Böbreklerinizin işini kolaylaştırın


Böbreklerin vücuttaki sıvı dengesini korumak için hayati organlar olduğunu söyleyen Prof. Dr. Mehmet Mustafa Can, "Böbrekler aynı zamanda kalp sağlığı ile doğrudan ilişkilidir. Yeterince su içmek böbreklerin düzgün çalışmasına yardımcı olur ve bu da kalbin iş yükünü azaltır. Bunun yanında terleme vücuttaki sıvı miktarını azaltabilir, bu da kan hacmini düşürerek dehidratasyona yol açabilir. Bu durum vücudun serinleme yeteneğini etkileyebilir ve kalpte zorlanmaya neden olabilir. Vücut aldığından daha fazla sıvı kaybettiğinde normal işlevlerini yerine getirmek için yeterli suya veya diğer sıvılara sahip olmayabilir. Herkes susuz kalabilir ve bu durum yaş, kronik rahatsızlıklar veya iş ya da egzersiz gibi açık hava aktiviteleri nedeniyle daha fazla risk altında olan kişilerde ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bu nedenle sıcak havalarda su tüketimine dikkat edilmelidir" dedi.



Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Hülya Koçyiğit: "Berrin Menderes’i canlandırmak içimde ukde kaldı" Esenler Film Festivali kapsamında düzenlenen panelde konuşan usta oyuncu Hülya Koçyiğit, Halit Refiğ’in yazdığı senaryoda Berrin Menderes’i canlandırmak istediğini ancak "Şeytan Aldatması" filminin çekilemediğini belirterek, "Bu rol içimde ukde kaldı" dedi. 6. Esenler Film Festivali; sinemanın estetik, teknik ve düşünsel boyutlarını bir araya getiren çok yönlü programıyla üçüncü gününde de sinemaseverlerden yoğun ilgi gördü. Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde "Onuruna Filmler" bölümü kapsamında bu yıl ‘Jüri Özel Ödülü’ kendisinin adına verilen efsane yönetmen Halit Refiğ’in "Bir Türke Gönül Verdim" filmi izleyiciyle buluştu. Filmin ardından düzenlenen "Bir Yorgun Savaşçı: Halit Refiğ" başlıklı panelde, usta yönetmenin sinemaya yaklaşımı ve Türk sinemasındaki yeri; usta oyuncu Hülya Koçyiğit, Gülper Refiğ ve Suat Köçer’in katılımıyla ele alındı. "Refiğ popüler kültüre hizmet etmiyordu" Halit Refiğ’i zamanın ruhuna yelken açmış bir düşünce adamı olarak tanımlayan Koçyiğit, "O sıradan bir yönetmen, günün popüler kültürüne hizmet eden bir sinemacı değildi. Hem ülkesi hem dünya için özgün fikirleri olan bir düşünce adamıydı. Ülkemizin yetiştirdiği nadide değerlerden biriydi. Sinema yoluyla insanlarla iletişime geçerek bütün erdemleri, güzel düşünceleri, saygıyı, sevgiyi vicdanı paylaşmak istedi. O yorgun bir savaşçıydı. Zamanın ruhuna yelken açmış bir düşünce adamıydı. O günlere değil, bugünlere seslenmek istedi" şeklinde konuştu. Usta yönetmenin öngörüsü sayesinde Altın Portakal aldığını anlatan Koçyiğit, ‘Karılar Koğuşu’ filminde Perihan Savaş’ın oynadığı Hanım karakterini beğendiğini; ancak usta yönetmenin Töze karakterinde ısrar ettiğini söyledi. Berrin Menderes’i canlandırmak istediğini usta yönetmen ile paylaştığını ve Refiğ’in çok güzel bir senaryo yazdığından bahseden Koçyiğit, "Muhteşem bir senaryo yazdı. Ancak o dönem, ben de sinemacı olarak çaldığım kapılardan olumlu dönüş alamadım. Bu nedenle ’Şeytan Aldatması’ filmi çekilemedi ve içimde ukde olarak kaldı" dedi. "Agresif karakterler beni rahatsız ediyor" Türk sinemasında son dönemlerde yer alan karakterleri gerçekçi bulup bulmadığı sorusu üzerine, dizi izleyicisi olmadığını belirten Koçyiğit, "Kanallar arasında gezinirken gözümün takıldığı, şaşırdığım ve beğendiğim işler oluyor. Ancak günümüzde hayat şartları, insan ilişkileri, var olma kaygıları insanları o kadar bunaltmış ki; bu karakterlere de yansımış. Agresif, kıskanç, kavgacı, sürekli gizli işler peşinde olan karakterlerin izlenmesi beni rahatsız ediyor. Böyle olmamalı bence. Toplum içinde bu tarz insanlar olabilir; ama herkes böyle değildir" ifadelerini kullandı.
Bursa Bursa Büyükşehir’den çiftçiye ‘çevreci’ destek Bursa Büyükşehir Belediyesi, tarımda verimliliği artıran suyu koruyan ve çevreye nefes aldıran projeleriyle örnek olmaya devam ediyor. Bursa’da her alanda çiftçiyi destekleyen projeleri hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi, üretici maliyetlerinin düşürülmesi, suyun verimli kullanılması ve bereketli toprakların yeniden hayat bulması amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Türkiye’ye örnek proje Parklardan ve terminalden toplanan plastik atıkları, Damla Sulama Boru Üretim Tesisi’nde (Tarım Plast Fabrikası) modern teknolojilerle işleyerek damla sulama borusu olarak çiftçinin hizmetine sunan Büyükşehir Belediyesi, geliştirdiği çevreci ve doğa dostu projelerle Türkiye’ye örnek olmaya devam ediyor. Hem çiftçi hem çevre dostu Tarım Peyzaj AŞ’nin hayata geçirdiği ‘Eskiyi Getir, Yeniyi Götür’ projesiyle 17 ilçede ömrünü tamamlamış plastik borular toplanarak yenisiyle değiştiriliyor. Proje çerçevesinde kilosu 10 liradan hesaplanan plastik borular, yüzde 30 fire uygulanarak yeni damla sulama hortumu alımında çiftçiye sağlanan yüzde 50 hibe desteğine ek olarak fiyattan düşülüyor. Böylece üreticilerin yeni borulara çok daha uygun ve erişilebilir fiyatlarla ulaşması sağlanıyor. 110 bin kilogram plastik geri dönüşüme kazandırıldı Böylece hem atıklar geri dönüşüm sürecine dahil ediliyor hem de üreticilere ekonomik katkı sağlanıyor. Proje kapsamında şimdiye kadar 110 bin kilogram hurda damla sulama borusu toplanarak geri dönüşüm sürecine kazandırıldı. Geri dönüşümü teşvik eden uygulamayla üreticilerde çevre bilincinin artırılması, hava ve toprak kirliliğine karşı duyarlılığın güçlendirilmesi ve modern sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması hedefleniyor.