EKONOMİ - 06 Aralık 2018 Perşembe 11:08

Vodafone Freezone Stüdyo bir yaşında

A
A
A
Vodafone Freezone Stüdyo bir yaşında

Vodafone, müzik alanında 8 yılda 100 milyon TL’lik yatırım yaptı.

Vodafone, müzik alanında 8 yılda 100 milyon TL’lik yatırım yaptı. Önümüzdeki yıl müziğe 10 milyon TL daha yatırım yapmayı hedefleyen şirket, müziğin dijitalleşmesi için kurduğu Vodafone FreeZone Stüdyo ise bir yaşını doldurdu. Birinci yılında yaklaşık 8,5 milyon TL yatırım yapılan stüdyo, bu süreçte 5 online konsere ev sahipliği yaparken, bu konserlerle Türkiye’nin dört bir yanında 2,5 milyona yakın izlenme oranına ulaştı.



Vodafone’un müziğin dijitalleşmesi hedefiyle Türkiye’nin ilk akıllı stadyumu Vodafone Park’ta hizmete sunduğu Vodafone FreeZone Stüdyo ise bir yaşını doldurdu. Türkiye’nin yeni dijital müzik platformu olarak açılan Vodafone FreeZone Stüdyo’ya bir yılda yaklaşık 8,5 milyon TL yatırım yapıldı. Stüdyo, ilk yılında 5 online konsere ev sahipliği yaparken, bu konserlerle Türkiye’nin dört bir yanında 2,5 milyona yakın izlenme oranına ulaştı.


Vodafone FreeZone Stüdyo’nun ilk bir yılını değerlendirmek üzere, Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Aksoy, GNL Entertainment Kurucusu ve CEO’su Alp Çağrı Günal ve Vodafone Türkiye Pazarlama Direktörü Nedim Baytorun’un katılımıyla Vodafone Park’ta toplantı düzenlendi.



Engin Aksoy: "Gençlerin müzik tutkusuna destek olmaya ve onlara yeni fırsatlar sunmaya devam edeceğiz"


Vodafone FreeZone Stüdyo’nun dünyada bir stadyum içinde açılmış ilk dijital müzik stüdyosu olduğunu belirten Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Aksoy, "Vodafone olarak, geleceğin heyecan verici dünyasına hazırlanırken, müzikte dijitalleşmenin öncülüğünü yapıyoruz. Müzik yatırımlarımızda genişbant teknolojilerini kullanarak hem daha iyi bir müzik deneyimi sağlıyor, hem de müziğin daha geniş kitlelere ulaşmasına yardımcı oluyoruz. Vodafone FreeZone çatısı altında müziğe 8 yılda 100 milyon TL yatırım yaptık. 2019 yılında 10 milyon TL daha yatırım yapmayı öngörüyoruz. 2022 sonuna kadar ise müziğin dijitalleştirilmesine 100 milyon TL daha yatırım yapmayı hedefliyoruz. Türkiye’nin yeni dijital müzik platformu olarak kurduğumuz Vodafone FreeZone Stüdyo birinci yaşını tamamladı. Vodafone FreeZone Stüdyo, hem bir ‘dijital müzik stüdyosu’, hem bir ‘dijital konser sahnesi’, hem de bir ‘dijital içerik fabrikası’ olarak hizmet veriyor. Bugüne kadar düzenlediğimiz konserlerin hepsinde çok iyi rakamlara ulaştık. Tekil izleyici sayımız milyonları, sosyal medya ve YouTube üzerinden yakaladığımız etkileşim yüz binleri geçti. Vodafone FreeZone olarak, ‘müzik’ ve ‘müzik alanında genç yetenekleri desteklemek’ denince akla gelen ilk marka olmak istiyoruz. Bu kapsamda, gençlerin müzik tutkusuna destek olmaya ve onlara yeni fırsatlar sunmaya devam edeceğiz" dedi.



Alp Çağrı Günal: "Önümüzdeki yıl 200 civarı amatör grubun bu stüdyoda prova veya kayıt yapacağını tahmin ediyoruz"


GNL Entertainment Kurucusu ve CEO’su Alp Çağrı Günal ise şöyle konuştu: "Vodafone’un FreeZone Stüdyo’daki takım arkadaşıyız. Hedefimiz, yılda en az 2 genç yeteneği müzik piyasasına kazandırmak. Stüdyomuza gelip kayıt yapan amatör gruplardan en az birini müzik sektörüne kazandırmak istiyoruz. Ayrıca, FreeZone Stüdyo Son Ses Online Müzik Yarışması’nın galibi Umur Doma için Ocak ayında single çıkaracağız. GNL olarak, başarı hikâyelerimiz var. Vodafone FreeZone Stüdyo’da yeni hikâyeler oluşturmayı hedefliyoruz. Önümüzdeki yıl 200 civarı amatör grubun bu stüdyoda prova veya kayıt yapacağını tahmin ediyoruz. Stüdyoda yılda ortalama 8 online konser düzenleyebiliyoruz. Bu konserlerde yer alacak sanatçılar için yaş sınırımız yok. Konserlerimiz herhangi bir müzik tarzında olabiliyor. Ayrıca, FreeZone Stüdyo Son Ses Online Müzik Yarışması’nın ikincisini düzenleyeceğiz".



Canlı konserler milyonlarca gence ulaştı


Toplantıda yapılan bilgilendirmede; müziksever gençler, sevdikleri sanatçıların canlı konserlerini Vodafone FreeZone Stüdyo websitesi üzerinden ve Vodafone FreeZone YouTube kanalından takip edebiliyor. Vodafone FreeZone Stüdyo, ilk yılında 5 online konsere evsahipliği yaptı ve toplam 2,5 milyona yakın izlenme oranına ulaştı. Online konserlerde 12 saat canlı kayıt yapılırken, konserlerden YouTube kanalına 70’ten fazla içerik yüklendi. Ayrıca, bu yıl ilki düzenlenen FreeZone Stüdyo Son Ses Online Müzik Yarışması ile yaklaşık 3 bin 500 başvuru alınarak, Türkiye’nin yeni genç sesi seçildi. Yarışmada genç yeteneklerin videoları ile 50’den fazla içerik YouTube kanalına yüklendi. Diğer yandan, İKSV işbirliğiyle düzenlenen ’FreeZone Stüdyo’da İKSV Serisi’ ile 50’den fazla içerik YouTube kanalına yüklendi. Böylece, Vodafone FreeZone Stüdyo’da düzenlenen online konserler, ’FreeZone Stüdyo Son Ses Online Müzik Yarışması’ ve ’FreeZone Stüdyo’da İKSV Serisi’ ile birlikte Vodafone FreeZone YouTube kanalına 1 yılda 200’ü aşkın müzik içeriği yüklendi. YouTube takipçi sayısı ise aynı dönemde 150 binin üzerine çıktı.



Toplam 400 saatlik kayıt yapıldı


Vodafone FreeZone Stüdyo, Türkiye’de müzik yapan tüm gençlere açık. Genç yetenekler, haftanın 6 günü 12.00-24.00 saatleri arasında hizmet veren Vodafone FreeZone Stüdyo websitesi üzerinden online rezervasyon yaptırarak stüdyoda 4 saat boyunca diledikleri gibi çalışabiliyor, tonmaysterden teknik koçluk alarak kayıtlarını gerçekleştirebiliyor ve stüdyodan çıkarken bu kayıtları alabiliyor. Vodafone FreeZone Stüdyo’da 1 yılda 64 grup prova, 100’e yakın grup da kayıt yaptı. Stüdyoda bugüne kadar toplam 400 saatlik kayıt gerçekleştirildi.



Ünlü isimler konuk oldu


Gençleri dinlemek istedikleri ve takip ettikleri sanatçılarla buluşturmayı hedefleyen Vodafone FreeZone Stüdyo’ya bugüne kadar Edis, Fatma Turgut, Ozan Çolakoğlu, Son Feci Bisiklet, Manuş Baba, Yalın, Özgün Semerci, Lahza, Yakaza Ensemble, Kamufle, Buray, İlyas Yalçıntaş, Aleyna Tilki, Simge, Gökhan Türkmen, Akın Sevgör, Betül Demir, Mehmet İkiz, Cenk Erdoğan, Richard Laniepce, Çağıl Kaya, Önder Focan ve Sanat Deliorman gibi pek çok ünlü isim konuk oldu.



Özel akustik mimarisiyle göz dolduruyor


Toplam 110 metrekare alana kurulan Vodafone FreeZone Stüdyo, ses mühendislerinin çalışabileceği bir kontrol odasının yanı sıra özel etkinlikler için oturma düzenine de sahip bulunuyor. Özel akustik mimari tasarıma sahip kontrol odası, video kayıt, audio prodüksiyon, post prodüksiyon, mastering, online streaming, konser gibi fonksiyonlar düşünülerek tasarlandı. Diğer yandan, canlı performans ve video yayın platformu gibi ihtiyaçlara da yanıt verecek şekilde çok fonksiyonlu olarak tasarlanan kayıt odasında ise dünyadaki benzerlerinden farklı olarak bir sahne platformu yer alıyor. Normal kayıt formunda 16 müzisyenin aynı anda icrasına imkân tanıyan kayıt odası, oturarak 30, ayakta 50 kişilik seyirci kapasitesine sahip bulunuyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek: "Cari açık yüzde 2.5’in altında olacak" Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Bu sene Orta Vadeli Program’da yüzde 3.1 cari açık öngörümüz var ama çok büyük ihtimalle cari açık yüzde 2.5’in altında olacak" dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sakarya’nın Sapanca ilçesinde düzenlenen zirvede yaptığı konuşmada, Merkez Bankası’nın para politikası konusunda önemli adımlar attığına dikkat çekti. Merkez Bankası’nın geleneksel sıkılaşmaya gitmeyerek, seçici kredi sıkılaştırması politikası uyguladığını söyleyen Bakan Şimşek, "Ayrıca miktarsal sıkılaşmaya gitti. Dolayısıyla faizin durduğu yere oranla para politikası daha sıkı bir durumda. Onun da altını çizmek istiyorum. Tabii geçen sene Türkiye çok büyük bir deprem yaşadı. Tedbirler alınmasaydı çok yüksek bir bütçe açığıyla karşı karşıya kalacaktık. Orta Vadeli Program’da milli gelire oran olarak yüzde 6.4’lük bir açık öngördük. Ama yılın sonunda daha yüksek gelir performansı sayesinde geçen sene biz açığı yüzde 5,2’de tutabildik. Bu açığın sadece 1,6 puanı normal açık, geriye kalan yani açığın 3’te 2’sinden fazlası aslında depremle ilgili yaptığımız harcamalardan kaynaklanıyor" dedi. "Türkiye’nin büyüme potansiyeli güçlenecek" Merkez Bankası’nın elini güçlendirmek, orta vadede yapısal dönüşüm ve yapısal reformlar için mali alan oluşturacaklarını ifade eden Bakan Şimşek, şoklara karşı da Türkiye’nin kırılganlığını azaltacaklarına dikkat çekerek, "Türkiye’nin genel anlamda borçluluk oranına baktığınız zaman yine gelişmekte olan ülkelerin ortalamasının yarısından az. Türkiye’de özel sektör borcu, kamu sektör borcu, finansal sektörün borcu, reel sektörün borcu, hane halkının borcu, toplam borcun milli gelire oranı geçen sene yüzde 108. Bize benzer ülkelerde bu oran yüzde 255, dünyada ortalama yüzde 331. Bunu niye ön plana çıkartıyorum? Çünkü şu anda küresel ekonominin önündeki uzun vadeli en önemli sorunlarından bir tanesi aşırı borçluluktur. Küresel faizlerin yüksek seyrettiği bir dönemde yüksek borçluluk büyümenin önünde önemli bir engeldir. Demografik yani yaşlanan nüfus da önemli bir engeldir. Türkiye’nin burada da önemli avantajları var. Dolayısıyla geçici olarak büyümede yavaşlama olabilir ama bizde hem büyüme potansiyeli güçlenecek hem de büyüme performansı dünyaya oranla orta uzun vadeli perspektifle çok güçlü bir şekilde seyretmeye devam edecektir" diye konuştu. "Sıkı maliye, sıkı para politikası beraberinde kalıcı düşük cari açığı getirecek" Bakan Şimşek, açıklamasına şöyle devam etti: "Sürdürülebilir cari açık aslında dezenflasyon programımızın ve yapısal dönüşümün bir çıktısı. Sürdürülebilir cari açıktan kastettiğimiz cari açığın milli gelire oran olarak yüzde 2.5’in altına çekilmesidir. Bu bize rezerv birikimi imkanı sağlayacak. Peki bunu nasıl yapacağız? Az önce de söyledim. Sıkı maliye, sıkı para politikası, beraberinde kalıcı düşük cari açığı getirecek. Altın ithalatında bir normalleşmeye doğru gideceğiz. Yenilenebilir enerjiyi önceliklendiriyoruz. Yurt içi petrol ve doğal gaz üretiminde artış var. Ve yeni bir sanayi politikasıyla birlikte Türkiye’yi katma değer zincirinde yukarı çekerek, Türkiye’nin cari açığını kalıcı bir şekilde sürdürülebilir bir patikada tutma hedefimizi gerçekleştireceğiz. Cari açık, uzun vadeli baktığımız zaman yüzde 4 civarı son 20 yılda, geçen sene çok farklı değil ama ufak bir fark var. Altının katkısı 2.3 puan yani yüzde 4’lük bir cari açığın yarısından fazlası altın ithalatından kaynaklandı. Bu sene Orta Vadeli Program’da yüzde 3.1 cari açık öngörümüz var ama çok büyük ihtimalle cari açık yüzde 2.5’in altında olacak." "Nükleer santralin devreye girmesiyle birlikte dışa bağımlılık büyük oranda azalmış olacak" Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarından bahseden Bakan Şimşek, "Şu an itibarıyla Türkiye’de kurulu enerji kapasitenin yüzde 55’i yenilenebilir. Tabii yılın ilk aylarında hidroelektrik santrallerinin devreye girmesiyle birlikte üretimdeki payı çok daha yüksek, yüzde 80’ler civarı ama önümüzdeki 10 yıl içerisinde yaklaşık 100 milyar dolarlık yatırım olacak ve bunun sayesinde yenilenebilir pay artmış olacak. Nükleer de devreye girecek. Çünkü en son yapılan KOP 28’de nükleer enerji de temiz enerji kategorisinde sınıflandırıldı. Dolayısıyla nükleer santralin devreye girmesiyle birlikte dışa bağımlılık büyük oranda azalmış olacak. Türkiye’de tabii son yıllarda özellikle Karadeniz’de doğal gaz, Gabar’da ilave petrol üretimi var. Önümüzdeki yıllarda belki ülkemizin yüzde 20-25 ihtiyacını Türkiye’den üretilen doğal gaz ve petrolden karşılayabileceğiz. Bizim şu an itibarıyla doğal gazda yerlilik payı yüzde 2’ler civarında, petroldeki pay da en son geçen sene yüzde 5’in biraz üzerinde. Bunun yüzde 15-25 aralığına çıkması tabii ki çok önemli bir fark oluşturacak. Ama bizim Orta Vadeli Program rakamlarımızda biz bu hususları dikkate almadık. Dolayısıyla orta vadedeki, Orta Vadeli Program’daki cari açıktaki iyileşme tamamen makro ekonomik politikalarla ilişkili olan iyileşmedir" şeklinde konuştu. "Onlar kadar zengin değiliz" İmalat sanayisinde Türkiye’nin iyi bir konumda olduğunu kaydeden Bakan Şimşek, "Türkiye’nin kişi başına milli gelirine oranla imalat sanayine baktığınız zaman aslında Türkiye çok iyi bir konumda. Yani Avrupa Birliği gibi hatta Avrupa Birliği’nde en önemli sanayi üssü olan Almanya’ya oranla bile kişi başı milli gelire oranla daha yüksek bir imalat sanayi katma değerine sahibiz. Ancak onlar kadar zengin değiliz. Peki neden? Çünkü katma değer zincirinde arzuladığımız yerde değiliz. O nedenle son 20 yıldır Türkiye’de çok güçlü bir ekosistem inşa ettik. Bu ekosistem sonuç vermeye başladı. Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde bu sonuçlar çok daha netleşecek. Endüstri bölgelerinden teknoloji geliştirme bölgelerine, Ar-Ge merkezlerinden tasarım merkezlerine kadar Türkiye’de son 20 yılda muazzam bir gelişme var. Savunma sanayinde inovasyon ve teknoloji gelişir, oradan tabii ki diğer alanlara sirayet eder. Bütün dünyada böyledir. Türkiye şu anda çok güçlü bir şekilde savunma sanayiinde yüksek teknoloji ürünler üretiyor, ihraç ediyor ve şu anda devam eden 854 tane proje var. Dünyada savunma sanayi ihracatında geçen sene 11’inci sıraya yükseldik. Çok büyük ihtimalle önümüzdeki yıllarda ilk 5’e girmek tabii ki mümkün diye düşünüyoruz. Çünkü çok güçlü, çok hızlı bir ivme var. Dünya sanayi üretiminde aldığımız pay yükseliyor. Dünya ekonomisinden aldığımız pay yüzde 1.1 civarı sanayideki aldığımız payın bunun biraz altında olması aslında katma değer zincirinde bir miktar daha yükselmemiz gerektiğinin çok net bir göstergesi. Önümüzdeki dönemde tabii ki Ar-Ge’ye öncelik vereceğiz. Ar-Ge harcamalarının yüksek teknoloji sektörlerine baktığınız zaman cirolarındaki payı yüzde 12’ye kadar yükseldi. Genel alanda Ar-Ge harcamalarımızın milli gelire oranı yüzde 1.3-1.4 arası ama bunu çok hızlı bir şekilde yüzde 2’nin üzerine taşıma konusunda da kararlıyız" ifadelerini kullandı. "İlave adımlar atacağız" Gayelerinin net ihracat katkısını pozitif yapmak olduğunu açıklayan Bakan Mehmet Şimşek, "Bunun için de bir yapısal reform gündemimiz var. Beşeri sermayenin güçlendirilmesi, yatırım ortamının iyileştirilmesi, kamu maliyesinde reform, yeşil ve dijital dönüşüm, sermaye piyasalarının dezenfeksiyonla birlikte bu zaten doğal olarak gelişecek ama biz de ilave adımlar atacağız. Bütün bunlar beraberinde ne getirecek? Verimlilik artışı geçecek. Türkiye’nin rekabet gücünü ve potansiyel büyümeyi artıracak. Dezenflansyona yardımcı olacak. Çünkü verimlilik kalıcı cari açıktaki iyileşmenin ve dezenflasyonun ana motoru olmalı diye düşünüyoruz. Peki bu program işe yarıyor mu? Bir programımız var, temennilerimiz var bu program çalışıyor mu? Evet. Program tam bir bizim planladığımız çerçevede çalışıyor. Bazı alanlarda öngörümüzden çok daha iyi çalışıyor. Bu programın bir döngüsü var. Rasyonel politikalar ve yapısal reformlar beraberinde yatırımcı getirecek" diye konuştu. "Türkiye’nin risk pirimi düşecek" Bakan Şimşek, konuşmasına şöyle devam etti: "Türkiye’nin risk primi 600-700 baz puan aralığından hızlı bir şekilde 300 baz puan civarına düştü. Bu program sayesinde bunun en az 150’lere inmesini bekliyoruz. Önümüzdeki bir iki yıl içerisinde hedefimiz bu. Bunu piyasa belirliyor ama biz doğru işler yapacağız. Doğru sonuçlar alacağız, ikna edeceğiz ve Türkiye’nin risk pirimi düşecek. Çünkü yurt dışından borçlandığınız zaman veya size kaynak sağlayan bankalar dışarıdan kaynak temin ettiğinde fiyatlamada önemli değişkenlerden bir tanesi tabii ki ülkenin primidir. Türkiye geçen ağustostan itibaren yani programın şekillenmesi ve yavaş konuşulmasıyla birlikte gelişmekte olan ülkelere oranla çok daha iyi bir performans gösteriyor. Türkiye’nin getiri farkları risk primi gelişmekte olan ülkelere göre çok daha hızlı düşüyor. Bu da programın aslında kredible olduğunu, programın ciddi şekilde rağbet gördüğünü ve çalıştığını gösteriyor." "Kur oynaklığı azaldı" Ekonomide dengelenmenin başladığını da aktaran Bakan Şimşek, "Kur oynaklığı azaldı. Ekonomide dengelenme, konuştuğumuz bir konu. Tabii çeyrekler itibarıyla açıklanıyor. Çok büyük ihtimalle bu senenin ilk çeyreğinde net ihracatın katkısı pozitife dönüştü ama tabii iç talep ilk çeyrekte güçlü devam etti. Merkez Bankamızın da tespiti bu yönde. O nedenle ilave sıkılaşma adımları atıldı. Şimdi biz bu yılın ikinci yarısından itibaren iç talep yumuşarken, dış talepteki toparlanmayla birlikte net ihracat pozitife dönecek. Büyümede yumuşak bir süreç yaşayacağız, geçiş yaşayacağız. Bir miktar yumuşayacak ama büyüme makul düzeyde kalacak ve dezenfektan süreci başlamış olacak. İç talebin büyümeye katkısı 10 puandan fazla, net ihracatta 6 puanın üzerinde aşağı çekmiş. Büyüme düşük sayılır Türkiye’nin son 20 yıl ortalamasına göre ama bu büyümenin getirdiği ciddi bir enflasyonist baskı var, ciddi bir cari açık baskısı var. Dolayısıyla ekonomide dengelenme başladı. Programın çalıştığının en güzel göstergesi budur" ifadelerini kullandı.
Antalya Alanya semaları yamaç paraşütleriyle renklendi Antalya’nın Alanya ilçesinde 30 ayrı ülkeden 82 sporcunun katılımıyla Yamaç Paraşütü Dünya Hedef Şampiyonası 1. Etabı başladı. Antalya’nın Alanya ilçesinde Yamaç Paraşütü Dünya Hedef Şampiyonası 1. Etabı’nın ilk günü başladı. Hıdrellez Mevkii’ndeki Yassıtepe’den atlayış yapan sporcular kumda belirlenen noktaya başarılı bir atlayış yapmaya çalışacak. İlk defa 30 ayrı ülkeden 82 sporcunun katılımıyla gerçekleştirilen yarışma 28 Nisan Pazar günü sona erecek. "İlk defa 30 ayrı ülkeden 82 sporcu şampiyonada yarışıyor" Yarışma Organizatörü Ergün Ulu, basın mensuplarına yaptığı açıklamada Dünya Hedef Şampiyonası’nın bu yıl 5. kez düzenlendiğini ifade etti. Ulu, "Dünya Şampiyonası’nın ilk ayağını burada gerçekleştiriyoruz. 2019 yılında başladığımız yarışın bu yıl 5.’sini düzenliyoruz. İlk defa 30 ayrı ülkeden 82 sporcu şampiyonada yarışıyor. Bugün çok güzel bir hava var. Yarışlar yarın yapılacak. Pazar günü de kapanış seremonisi olacak. İnşallah kazasız belasız bir yarışma süreci geçiririz" diye konuştu. "Alanya’daki ortamdan çok memnunum" Yarışma hakkındaki düşüncelerini aktaran Polonyalı sporcu Marketa Tomaskova, Alanya’daki yarış ortamından çok memnun olduğunu belirterek, "Alanya’ya 5 senedir üst üste geliyorum. Alanya’yı çok seviyorum. Önümüzdeki senelerde de Alanya’ya gelmek istiyorum. Buradaki ortamdan çok memnunum. Birinci tur yapıldı buradaki hava şartlarından memnunum. Her şey şu an dört dörtlük gidiyor. 25 senedir bu sporu yapıyorum" dedi.