EKONOMİ - 10 Haziran 2025 Salı 12:41

Yastık altında servet yatıyor

A
A
A
Yastık altında servet yatıyor

Türkiye’de yastık altında yaklaşık 4 bin 500 ton altın bulunduğu değerlendiriliyor. Yaklaşık 450 milyar dolarlık dev birikim ekonomiye kazandırılmayı bekliyor. Uzmanlar, yastık altındaki altınların sisteme entegre edilmesinin hem bireysel tasarrufların değerlendirilmesi hem de ülkenin finansal istikrarı için büyük bir fırsat olduğunu vurguluyor.


Demaş A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Cumhur Kitiş, yastık altındaki altınların Türkiye ekonomisi için büyük bir fırsat olduğunu ifade ettiv. Halkın evlerinde tuttuğu binlerce tonluk altın varlığının sisteme kazandırılmasının, yalnızca bireysel tasarrufların değerlendirilmesi değil, aynı zamanda ulusal ekonomik güvenliğin güçlendirilmesi anlamına geldiğini belirtti. Kitiş, bu potansiyelin doğru politikalar ve güven veren sistemlerle harekete geçirilmesi gerektiğini ifade etti. Kitiş, "Yastık altındaki altını sisteme kazandırmak, sadece bireysel kazanç değil, ulusal güvencedir. Türkiye’nin ekonomik potansiyelini büyütme ve dışa bağımlılığı azaltma yolculuğunda, göz ardı edilmemesi gereken dev bir fırsat yatıyor, bunlar yastık altındaki altınlardır" diye konuştu.



"Yastık altındaki altın, bireylerin güvencesi olduğu kadar Türkiye’nin stratejik rezervidir"


Uzmanlara göre, Türkiye’de halkın evlerinde muhafaza ettiği altın miktarı 4 bin 500 tonu, yani yaklaşık 450 milyar doları aşıyor. Bu miktar, Türkiye’nin yıllık ihracat gelirinin neredeyse 3 katına denk geliyor. Ahmet Cumhur Kitiş, bu potansiyelin ekonomiye kazandırılması durumunda Türkiye’nin finansal istikrarının güçleneceğini ve dış borçlanma ihtiyacının azalacağını vurgulayarak, "Yastık altındaki altın, bireylerin güvencesi olduğu kadar Türkiye’nin stratejik rezervidir. Bu kaynağın ekonomiye entegre edilmesi, ülkemizin döviz baskısını azaltacağı gibi; üretime, yatırıma ve istihdama da doğrudan katkı sağlar" dedi.



"Güvenilir ve cazip sistemler kurulmalıdır"


Devletin son yıllarda attığı adımları "Yerinde ve gerekli" olarak değerlendiren Kitiş, özel sektörün ve finansal teknolojilerin de sürece güçlü katkılar vermesi gerektiğini ifade ederek, "Cumhurbaşkanımızın ve ekonomi yönetimimizin altın tasarruflarının sisteme kazandırılması yönündeki çağrısı son derece haklı ve yerindedir. Ancak bu süreci hızlandırmak için sadece mevduat ürünleri değil, halkın günlük yaşamına entegre edilebilecek, güvenilir ve cazip sistemler kurulmalıdır. Altının sadece bankaya götürülen bir varlık değil, cep telefonundan yönetilebilen bir tasarruf aracına dönüşmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.



"İnsanlar hem güvenle hem de kazançla sisteme dahil olmalı"


Önerilerde bulunan Kitiş, "Altının fiziki olarak kolayca teslim edilebileceği noktaların sadece bankalarla sınırlı kalmaması lazım. Zincir marketlerde, anlaşmalı kuyumcularda, hatta büyük inşaat projelerinde bu altyapı kurulmalı. Böylece insanlar mahallesinde yürüyerek bile sisteme katılabilecek. Ayrıca dijital platformlar üzerinden altın alım-satımı ve tasarruf imkanı çok daha erişilebilir olmalı. Bugün milyonlarca vatandaşımız yatırım kararını cep telefonuyla veriyor. Altın da bu dünyaya entegre edilmeli. Devletin sunduğu vergi avantajları daha görünür hale getirilmeli. İnsanlar hem güvenle hem de kazançla sisteme dahil olmalı" ifadelerini kullandı.



"Altınla yapılan birikimler sadece evde değil, sistem içinde de güvenlidir"


Bu sistemin sadece bireyleri değil, tüm finansal yapıyı destekleyeceğini vurgulayan Kitiş, sürecin milli bir stratejiyle yürütülmesi gerektiğine belirterek, "Altınla yapılan birikimler sadece evde değil, sistem içinde de güvenlidir. Üstelik bu şekilde altın, sadece saklanan değil, ekonomiye can veren bir değere dönüşür. Bu, Türkiye’nin döviz ihtiyacını azaltır, cari açığı daraltır, Merkez Bankası rezervlerini güçlendirir ve Türk lirasına olan güveni artırır" dedi.



"Yastık altındaki altın, Türkiye’nin elindeki en büyük koz olabilir"


Herkese çağrıda bulunan Kitiş, "Yastık altındaki altın, Türkiye’nin elindeki en büyük koz olabilir. Doğru politikalar, güven veren sistemler ve halkın bilinçli katılımıyla bu potansiyel harekete geçirildiğinde, sadece bugünü değil, çocuklarımızın yarınını da altın gibi sağlam temeller üzerine inşa edebiliriz" diye konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Bitlis Eren Üniversitesi, 201 üniversite arasında ilk 10’da yer aldı Bitlis Eren Üniversitesi, YÖK tarafından yayımlanan 2025 İzleme ve Değerlendirme Raporu’na göre 201 üniversite arasından ilk 10’da yer aldı. Yükseköğretim Kurulu tarafından, 67 farklı gösterge doğrultusunda Türkiye’deki 201 üniversiteye ait analizleri içeren "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025" yayımlandı. Yükseköğretim ekosisteminin en kapsamlı analiz belgelerinden biri olan rapor, eğitim ve öğretim, araştırma-geliştirme, proje ve yayın, uluslararasılaşma, sürdürülebilirlik ve topluma hizmet ve sosyal sorumluluk olmak üzere 5 ana kategori altında toplam 67 göstergeye dayanmaktadır. Rapor kapsamında Bitlis Eren Üniversitesi, akademik başarılarına bir yenisini daha ekleyerek, Türkiye genelinde değerlendirilen 201 üniversite arasında, TR Dizin tarafından taranan dergilerde öğretim üyesi başına düşen yayın sayısı göstergesinde 9. sırada yer alarak ilk 10 üniversite arasına girdi. Bu başarı, Bitlis Eren Üniversitesi’nin akademik alanda gösterdiği istikrarlı yükselişi ve bilimsel üretkenliğini ortaya koyuyor. Üniversite öğretim üyeleri, bilimsel çalışmalarını ulusal ve uluslararası saygın dergilerde yayımlayarak hem akademik görünürlüğü hem de bilimsel etki gücünü artırıyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Bitlis Eren Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necmettin Elmastaş, elde edilen başarının üniversitenin akademik vizyonunun ve kalite odaklı yönetim anlayışının bir sonucu olduğunu belirterek, "YÖK tarafından yayımlanan 2025 İzleme ve Değerlendirme Raporu’nda üniversitemizin, TR Dizin kapsamındaki yayın performansında Türkiye genelinde ilk 10 üniversite arasında yer alması bizler için büyük bir gurur kaynağıdır. Bu başarı, akademik kadromuzun özverili çalışmaları ve bilimsel üretime verdiğimiz önemin somut bir göstergesidir. Bitlis Eren Üniversitesi olarak nitelikli araştırma, yayın ve topluma katkı odaklı çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz" dedi. Bitlis Eren Üniversitesi, önümüzdeki dönemde de araştırma, yayın ve proje faaliyetlerini güçlendirerek ulusal ve uluslararası düzeyde akademik başarısını artırmayı hedefliyor.
Samsun Samsun Balkan Türkleri’nden geleneksel dayanışma gecesi Samsun Balkan Türkleri Derneği’nce kuruluşunun 38’inci yıl dönümü vesilesiyle Geleneksel Dayanışma Gecesi gerçekleştirildi. İlkadım Belediyesi Derebahçe Sosyal Tesisleri’nde düzenlenen geceye protokol üyeleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı. Samsun Balkan Türkleri Kültür Haberleşme ve Dayanışma Derneği Başkanı Adem Tuğral, derneğin 38 yıldır kültür alanında misyonuna uygun faaliyetler yürüttüğünü belirtti. ’Asırlık Mübadil Lezzetler’ üçüncü baskıya hazırlanıyor Başkan Adem Tuğral, 7 yıldır sürdürülen Asırlık Mübadil Lezzetler projesi kapsamında hazırlanan yemek kitabının ikinci baskısının dağıtıma başladığını ve üçüncü baskı için çalışmaların sürdüğünü ifade etti. Halk oyunları başarısı Adem Tuğral, "Türkiye Halk Oyunları Federasyonu ve Gençlik Spor Bakanlığı’yla yaptığımız çalışmada artık halk oyunları yarışmalarında Balkan Türkleri oyunları olarak yarışmaya girme hakkı kazandık. Bu çalışmayı da kendilerine ilettik, onlar da onayladılar. Önümüzdeki yıldan itibaren halk oyunları yarışmalarında kendi oyunlarımızı sahneleyebileceğiz" dedi. Dayanışma artacak Başkan Tuğral, bu gecede masalara yerleştirilen karekodlar aracılığıyla üyelerin bilgi, istek ve önerilerini toplayacaklarını, ayrıca yapılacak çalışma ile Balkan Türklerinin mesleki bilgilerin toplanarak bir iletişim ve dayanışma ajandası oluşturulacağını belirtti. Ata toprakları ziyareti Tuğral her yıl Temmuz ayında düzenlenen ata toprakları seyahatiyle ilgili bir müjde de paylaşarak, "Bu sene de inşallah Temmuz ayında üçüncüsünü yapacağız ve dedelerimizin geldiği köyleri, toprakları tekrardan ziyaret edeceğiz" diye konuştu. CHP Samsun Milletvekili Murat Çan, geçmiş dönem Samsun Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cevat Öncü, Tekkeköy Belediye Başkan Yardımcısı Halil İnci, Atakum Belediye Başkanı Serhat Türkel’i vekaleten katılan Nakif Yılmaz ve İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz da yaptıkları konuşmada Balkan Türkleri ve kültürünün Samsun için önemine vurgu yaptı. "Bunun sırrı buradaymış" Başkan Kurnaz, "Mübadil kazan pilavı niye bu kadar lezzetli diye merak etmiştim. Derecik’te bir bayram münasebetiyle program yapılmıştı ve o akşam ikram edilecek kazan pilavının bir tanesini demlemek bize nasip oldu. Ve gerçekten birkaç saatte pişen bir pilavmış bu. Bunun sırrı buradaymış. Dolayısıyla mübadil hemşehrilerimizin yemekleri gerçekten çok lezzetli ve herkes tarafından sevilen yemekler. Bizzat bir tanesini de ben yaparak bunu öğrenmiş oldum" dedi. Eğlenceli dakikalar Protokol üyelerinin katılımıyla kesilen pastanın ardından Samsun Devlet Klasik Türk Müziği Korusu Ses Sanatçısı Bahar Çalık Yener ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi Devlet Konservatuarı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhat Yener Balkan ezgileriyle sahne aldı. Balkan Türkleri arasındaki birlik, beraberlik ve dayanışmayı güçlendiren gece katılımcılara eğlenceli dakikalar yaşattı.