ASAYİŞ - 14 Ocak 2025 Salı 09:56

Yenidoğan Çetesi davasında savcının değiştirilmesi talebi reddedildi

A
A
A
Yenidoğan Çetesi davasında savcının değiştirilmesi talebi reddedildi

İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın 2’inci celsesinin 2’inci gününde görülmesine bugün saat 10.00’da devam edilecek. Öte yandan dün sanık avukatları tarafından istenen savcının değiştirilmesi talebinin Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından reddedildiği öğrenildi.

İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 26’sı tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı davanın 2’inci celsesinin 2’inci gününde görülmesine devam edilecek. Öte yandan dün sanık avukatları, soruşturma savcısı ile duruşma savcısının birlikte fotoğraflarının sosyal medyada paylaşıldığını ve tarafsız bir yargılama yapılmadığını öne sürmüştü. Sanık avukatları savcının ve mahkeme başkanı ile üye hakimlerin değişmesi gerektiğini söyleyerek reddi heyet talebinde bulunmuştu. Talep Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından reddedildi.

İddianameden

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 47 sanığa ve 19 sağlık kuruluşuna yer verilirken 10 bebeğin ise hayatını kaybettiği belirtildi. İddianamede Fırat Sarı liderliğindeki ve yöneticiliğini İlker Gönen ile Gıyasettin Mert Özdemir’in yaptığı suç örgütünün esas amacının işletmesini devir aldıkları yeni doğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf ederek doluluğunu sağlamak, hastaların basamakları ile oynama yaparak SGK’dan üst sınırdan ödeme almak olduğu açıklandı. İddianamede çetenin hastaların mevcut durumlarını, evrak işlemlerine farklı yansıtarak (entübe olanı entübe olmayan, entübe olmayanı entübe olan, kullanılmayan ilaçları kullanılmış şekilde) gibi yöntemlerle evrak sahteciliği yapıp SGK’ya fatura ettiği, hastaların mevcut durumlarını olduğundan daha ağır göstererek daha uzun süre yatış sağlayıp SGK’dan yüksek ücret tahsil ettiği ve bazı hasta yakınlarından fazladan ücret adı altında para almak gibi işlemlerle maddi çıkar elde ettiği de aktarıldı.

Hazırlanan iddianamede yer alan şüphelilerin çoğunun sağlık çalışanı olduğu ve kazanılan kardan bu çalışanların da aldığı belirtildi. İddianamede 112 sevk sistemi bertaraf edildiği için bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği örgüt adına karlı gördüğü hastanelere yatışının yapıldığı, bu noktada amacın bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil maddi olarak en fazla kazanç elde edilmesi olduğu belirtildi. Bebeklerin her türlü enfeksiyona açık olan yeni doğan yoğun bakım ünitelerinde yatırılmasının kimi bebeklerde enfeksiyon kapma gibi rahatsızlıklara kimi bebeklerde ise ölüme dahi sebep olduğu da iddianamede kaydedildi.

Şüphelilerin usulsüz şekilde düşümünü yaptıkları currosurf, infasurf gibi ilaçları hastaneden çıkartarak satıp maddi kazanç elde ettikleri, Özel Hastaneler Yönetmeliği’ne aykırı şekilde işletme devri yapılarak danışmanlık hizmeti adı altında Fırat Sarı liderliğindeki Yenidoğan Suç Örgütü’nün çok sayıda hastaneye az sayıda doktorla hizmet vermeye çalışması nedeni ile aslında sağlık hizmetinin doğrudan hemşire ve hatta hemşire yardımcıları ile verildiği bu nedenle bebek ölüm sayılarının arttığı da iddianamede kaydedildi. İddianamede hemşirelerin kendisini doktor olarak tanıttığı, bir kısım örgüt mensuplarının yenidoğan yoğun bakımlarını kapasitenin üzerinde doldurduğu, hemşireler eli ile usule aykırı gerçek olmayan epikriz raporları yazıldığı da açıklandı. Soruşturma kapsamında incelenen dijital materyallerde ise şüphelilerin "kötü hasta değerleri, iyi hasta değerleri" gibi şablon hasta değerlerinin yer aldığı ve çoğu zaman hastaların kan gazı, kan değerleri, enfeksiyon olup olmadığı gibi konularda gerçekte bir tetkik veya tahlil yapmadan kendi gözlemlerine göre bebeği iyi veya kötü olarak kategorize edip raporlarını şablon olarak tek elden, merkezden, hastane dışından yazdıkları iddianamede kaydedildi. Bu nedenle hangi bebeğe hangi tedavinin uygulanacağı yönünde tereddütler yaşandığı ve bebeklerin hayatını kaybetmesine kadar varan telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğduğu iddianamede kaydedildi.

Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından ilgili hastaneler ve suç örgütünün faaliyetlerini incelemek ve raporlamak için görevlendirilen müfettişlerin bebek ölümleri ile ilgili olarak alanında uzman neotologlardan oluşan uzman heyetten aldığı görüşe göre hastanelerde tıbbi imkansızlıklar, erken teşhis ve tedavi olmaması, birebir yakın hekim kontrolü olmaması, gerekli tetkik ve tahlillerin yapılmaması, hayati öneme sahip ilaçların kesilmesi, 3. Düzey olmamasına rağmen 3. Düzey hasta kabulü yapılması, doktorların hastaların klinik takip ve tedavisini üstlenmedikleri, ölüm sebeplerinin doktorlar tarafından örtbas edilmesi, TPN sıvısı içerisine lipit multivitamin, fosfor ve magnezyum destekleri verilmemesi sonucu yeterli enerji protein desteği alamadığı için hastaların beslenme bozukluğuna sebep olunduğu, bebeğin kalbi düşmesine rağmen adrenalin kullanılmaması, hastaların uzun süre yatışı yapılıp uygun merkezlere sevk edilmemesi, ilaç hazırlanması ve saklanmasında ihmal gösterilmesi, hastalara protein ve lipit desteği yapılmaması, gerekli ilaçların uygun şekilde verilmemesi, uygun şekil ve süre canlandırma desteği uygulanmaması, sahte hasta dosyası düzenlenmesi, hastaya pasif ötenazi uygulanması nedeniyle bebeklerin hayat haklarının ellerinden alındığı şeklinde tespitler olduğu aktarıldı. İddianamede bazı bebeklerin yoğun bakıma girdikten sonra kilo alması gerekirken aksine ciddi kilo kaybı yaşadığı da aktarılırken, Yenidoğan Suç Örgütü’nün ve örgüte yardım eden hastane yönetimlerinin sırf giderleri azaltmak ve maddi menfaat temin etmek adına bebeklere yeterli besin verme işlemini yerine getirmedikleri, tapelerde "TPN tüketimini azaltın" şeklinde talimatların yer aldığı da açıklandı. İddianame kapsamında sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen’in 10 kez ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘nitelikli dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve 11 kez ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Sanık Gıyasettin Mert Özdemir’in ise ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi’, ‘kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istendi. İddianamede diğer sanıklar hakkında benzer suçlardan değişen oranlarda hapis cezası talep edildi.

Melike İnal - Gamze Şenyiğit

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Yılların esnafı, sosyal medya üzerinden yaptığı mont alışverişinde dolandırıldı Hatay’ın Antakya ilçesinde yaşayan ve mont almak için internette alışveriş yapan esnaf Cemile Taktuk, ödeme yaptığı sosyal medya hesabının mesajlarına ve aramalarına cevap vermemesi üzerine dolandırıldığını fark etti. Dolandırılan Taktuk, vatandaşları sosyal medya üzerinden alışverişlere karşı uyardı. Antakya ilçesi Akasya Mahallesi’nde yaşayan Cemile Taktuk, yıllardır ayakkabıcılık yaparak geçimini sağlıyor. Havaların soğumasıyla kendine mont almak isteyen depremzede esnaf Taktuk, sosyal medya üzerinden satış yapan bir sayfadan mont satın almak istedi. Taktuk, beğendiği montu satın almak için siparişi vererek banka hesabından bin 500 TL ödeme yaptı. Ödeme yaptıktan sonra montunun gelmesini bekleyen Taktuk, birkaç gün bekledikten sonra satıcıyla iletişime geçmek istedi fakat mesajlarına cevap alamadığını iddia ederek dolandırıldığını söyledi. Mont almak isterken dolandırılan Taktuk, durumu yargıya taşıyacağını belirterek internetten alışveriş yapmak isteyen vatandaşları uyardı. "Montu bin 500 TL’ye aldım ama ne montu alabildim ne de paramı iade ettiler" Mont almak isterken dolandırılan depremzede esnaf Taktuk, "Ben internetten alışveriş yapmak istedim. Bir mont beğendim. Montun ödemesini yaptım. Ödeme yaptıktan sonra giyim sitesi aramalarıma ve mesajlarıma cevap vermedi. Montu göndermedi ve parayı iade etmedi. Böyle bir olay başıma geldi. Bir hafta önce 3-4 gün bekledim ama montum gelmedi. İki gün arayla mesaj attım ama mesajlarıma cevap vermedi. Ödeme işlemi için bankaları aradım. Karşı taraf ödeme iptalini kabul etmediği için paramı geri alamadım. Montu bin 500 TL’ye aldım ama ne montu alabildim ne de paramı iade ettiler. İnternetten alışveriş yapmayın. Bilmediğiniz sitelerden almayın. Genelde internetten alışveriş yapıyorum ve böyle bir şey başıma gelmemişti. Mont almak isterken dolandırıldım. Ben de depremzede olduğumu da belirtmiştim. Burasının soğuk olduğunu onun için mont sipariş verdiğimi söyledim ama montumu göndermediler. Mahkemeye gideceğim. Tüketiciye heyeti başkanına başvurdum ama dönüş olmadı. Bankalarda da cevap alamadım. Savcılığa gidip suç duyurusunda bulunacağım" ifadelerini kullandı.
Aksaray Aksaray’da 2 hakimin aracına çarpan alkollü sürücü, otogarda kaçarken yakalandı Aksaray’da alkollü olarak geçtiği direksiyon başında ters yola girip 2 hakimin aracına çarpan alkollü sürücü aracı bırakıp kaçtı ama otogarda şehir dışına kaçmak isterken yakalandı.Olay, 5 Şubat gecesi Büyük Bölcek Mahallesi Şehit Mehmet Ali Demir Caddesi’nde yaşandı. Edinilen bilgiye göre, alkol aldıktan sonra 68 AC 909 plakalı otomobilin direksiyonuna geçen Ö.C. şehir merkezinde bir süre gezdikten sonra Şehit Mehmet Ali Demir Caddesi’ne girdi. Aracı hızlı kullandığı iddia edilen alkollü sürücü, bir süre sonra direksiyon hakimiyetini kaybederek önce ters yola girdi, sonra da karşı şeritte 2 ayrı hakimin aracına çarptı. Kazadan sonra araçla kaçmayı sürdüren sürücü yaklaşık 400 metre sonra aracın kazadan dolayı arıza verip durması sonucu aracı terk edip bu kez de yaya olarak kaçtı. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edilirken, kaçan sürücü kısa sürede kayıplara karıştı. Olay yerinde güvenlik kamerası incelemesi yaparak şahsın kimliğini tespit eden İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş ve Trafik Tescil ve Denetleme Şubesi ekipleri bir süre yaptığı çalışmada Ö.C. isimli şahsın otobüsle kaçmak için otogara gittiğini tespit etti. Bunun üzerine otogara giden polis ekipleri alkollü sürücüyü burada yakalayarak gözaltına aldı. Sağlık kontrolünden geçirilmek üzere Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi’ne getirilen Ö.C. polis ekiplerine güçlük çıkarırken, şahsın yapılan muayenesinde 1.57 promil alkollü olduğu tespit edildi. Sağlık kontrolünün ardından hastane odasından çıkan alkollü sürücü kendisini görüntülemek isteyen basın mensuplarına da küfürler yağdırdı. Güçlükle zapt edilen şahıs ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüldü.Olayla ilgili Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan tahkikat sürüyor.
Muğla Akyaka’da deniz suyu 12 metre çekildi Muğla’nın Ula ilçesi Akyaka Mahallesi’nde deniz suyu karadan 12 metre iç kesimlere çekildi. Deniz suyunun 12 metre çekilmesi sonrası vatandaşlar bu anları cep telefonları ile hem fotoğrafladı, hem de video kamere ile kaydetti.Ege Denizi Yunanistan’ın Santorini Adasında bir haftadır devam eden deprem fırtınası sonrası Akdeniz ve Ege Bölgesi kıyı şeridinde sık sık deniz suyu çekilmeleri başladı. Gün boyu aralıklarla çekilen ve tekrar eski haline gelen deniz suyu çekilmelerinin dolunay dönemine kadar devam etmesi bekleniyor.Yunanistan’ın Ege’deki turistik adası Santorini’deki deprem fırtınası ile deniz suyu çekilmesinin arasında bir bağ kurmanın yanlış olduğunu açıklayan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Coğrafi Bilgi Sistemleri Merkezi Müdürü ve Su Kaynakları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, litaratürde depremler ile deniz suyu çekilmesi arasında bir bağlantı olduğuna dair bilimsel bir çalışma bulunmadığını açıkladı.Doç. Dr. Özçelik, "Ege Denizi’nin güneyinde son 10 gündür ciddi sismik aktiviteler söz konusu. Bu aktiviteler halen devam ediyor. Birkaç gündür Ege ve Akdeniz kıyılarında da deniz çekilmesi söz konusu. Halkımızda deniz çekilmesiyle gerek deprem etkilerinin gerekse tusinamik etkileri arasında bir ilişki olup olmadığı dolayısıyla bir endişe söz konusu. Literatürde yapılan çalışmalarda şiddetli depremlerle gelgitler arasında herhangi bir ilişki mevcut değildir. Esas itibariyle tusinamik etkileri oluşturan da depremin şiddetli olmasıdır. Ancak düşük şiddetli depremlerle gelgitler arasında korelasyonu gösteren araştırmalar da mevcuttur. Ayın ve güneşin ve diğer gezegenlerin konumuna bağlı olarak aynı gelgit etkilerinin oluştuğu gibi suyun kabarıp alçalması gibi kara parçaları da gerek güneş, gerekse ay tarafından çekilip bırakılmaktadır. Bu da küçük de olsa yer kabuğunda bir etki oluşturabilmektedir. Ancak gerek tusinamik etkiler anlamında olsun, gerekse deprem açısından olsun şu an için böyle bir risk gözükmemektedir" dedi.
Ankara SPK ile Yargıda Birlik Derneği arasında iş birliği protokolü Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ile Yargıda Birlik Derneği arasında finansal okuryazarlığı yaygınlaştırılmasına yönelik iş birliği protokolü imzalandı. SPK ile Yargıda Birlik Derneği arasında finansal okuryazarlığın yaygınlaştırılmasına yönelik iş birliği protokolü imzalandı. İmza törenine, SPK Başkanı İbrahim Ömer Gönül, Yarıda Birlik Derneği Başkanı Birol Kırmaz, kurul üyeleri ve Yargıda Birlik Derneği temsilcileri katıldı. İmza töreninde konuşan SPK Başkanı İbrahim Ömer Gönül, Türkiye’nin en büyük yargı derneği konumundaki Yargıda Birlik Derneği ile finansal okuryazarlığın yaygınlaştırılmasına yönelik iş birliği protokolü yapmak için bir araya gelindiğini söyledi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in finansal okuryazarlık platformunun açılışında, Türkiye finansal okuryazarlık seferberliğini başlattıklarını hatırlatan Gönül, "7’den 77’ye tüm vatandaşlarımızın bu eğitimleri alması için yoğun mesai harcıyoruz. Yaklaşık 8 aylık dönemde; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Kişisel Verileri Koruma Kurumu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türkiye İş Kurumu, KOSGEB, Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu, Türkiye Kadın Girişimciler Derneği ile iş birliği protokolleri imzaladık. Birçok kurum ve kuruluşla protokol imzalamak üzere ön görüşmelerimiz devam etmektedir" dedi. Gönül, bugün de yargı camiasına yönelik yapılacak bu iş birliği ile farkındalık çemberini daha da genişleteceklerini dile getirdi. Bu protokollerle birlikte toplumun tüm kesimlerinde finansal okuryazarlık konusunda ciddi bir farkındalık olduğunu gözlemlediklerini aktaran Gönül, şu değerlendirmelerde bulundu: "Platformdaki eğitim videoları sayesinde katılımcılar; kişisel bütçe yapmaktan finansal araçları tanımaya, finansal planlama yapmaktan tasarruf edebilmeye pek çok yetkinliği kazanabilecek. Sadece Jandarma’da eğitim videoları 5 milyonun üzerinde izlendi. Platformda, sosyal medyadan tüyo ve duyum adı altında kötü niyetli insanların paylaşımlarına ve yönlendirmelerine karşı da sermaye piyasası yatırımcılarını bilgilendirecek videolar bulunmaktadır." 0-6 yaş ve erken öğrenme dönemleri için finansal okuryazarlık eğitimi SPK Başkanı Gönül, Kurul olarak sermaye piyasalarının güvenilir, şeffaf, etkin, istikrarlı, adil ve rekabetçi bir ortamda işleyişini ve gelişmesini sağlamakta yükümlü olduklarını vurguladı. Kurumlarla yapmakta oldukları protokollerin son derece kıymetli olduğunu belirten Gönül, sadece kurumların çalışanları ve üyeleriyle değil aynı zamanda tüm aileleriyle birlikte bu eğitimlere katılmalarının önemli olduğunu ifade etti. Gönül, yakın dönemde 0-6 yaş ve "erken öğrenme" dönemleri için dünyada ilk ve tek olacak finansal okuryazarlık projesini hayata geçirmek için paydaşlarla hazırlık çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürdükleri bilgisini verdi. "Yargı mensuplarına ve adalet çalışanlarına finansal farkındalık toplantıları düzenlenecek" Yargıda Birlik Derneği Birol Kırmaz da SPK ile çok kıymetli bir iş birliği yaptıklarını söyledi. SPK Başkanı Gönül ve ekibinin finansal okuryazarlık alanında değerli projeleri tek tek hayata geçirdiğini ve farkındalık açısından önemli işlere imza attığını ifade eden Kırmaz, "Kendilerini tebrik ederim. Bizler hakkaniyet, eşitlik, liyakat temelinde vücut bulan Yargıda Birlik Derneği olarak her şeyin en iyisine layık Büyük Türk Milleti adına hüküm kuran ve vicdanlardaki adalet duygusunun tatmini için fedakârca görev yapan yargı mensuplarımızın ve adalet çalışanlarının birer neferiyiz, onlara destek olmak için çalışıyoruz" diye konuştu. Kırmaz, meslektaşlarının çalışma şartlarını daha da iyileştirmek, sosyal imkânlarını geliştirmek için çaba sarf ettiklerini vurgulayarak Türkiye’nin ilk üst kurulu konumundaki SPK ile protokolle birlikte yargı mensuplarına ve adalet çalışanlarına yönelik finansal farkındalık toplantıları düzenleneceklerini kaydetti. Eğitim amaçlı bu toplantılar sayesinde teknolojinin gelişimi ve finansal enstrümanların çeşitlenmesiyle gittikçe sofistike hale gelen sermaye piyasası ve finansal ürünlerin optimal kullanımının sağlanacağını aktaran Kırmaz, şunları dile getirdi: "Finansal okuryazarlık platformu web sitesinde bütçe, bankacılık, kredi, kripto varlıklar, yatırım ve borsa olmak üzere altı farklı kategoride hazırlanan 55 adet eğitim videosunu izleyenlere katılım sertifikası verilecek. Ayrıca eğiticilerin eğitimi kapsamında da programlar ve finansal okuryazarlık seminerleri düzenlenebilecek. Bu vesileyle Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Sayın İbrahim Ömer Gönül nezdinde bu projede emeği geçen herkese teşekkür ederim. Çalışmaların yargı teşkilatımıza hayırlı olmasını diliyorum."