YEREL HABERLER - 13 Ocak 2017 Cuma 10:09

Yaşar Üniversitesinden uluslararası başarı

A
A
A
Yaşar Üniversitesinden uluslararası başarı

Yaşar Üniversitesi, dünyanın saygın yüksek öğretim kurumlarına verilen ’CEA’’ akreditasyonunun bir kez daha sahibi oldu. Kurumun bu yetkiyi 2027 yılında kadar sürdüreceği ifade edildi.
Dünya’da ABD Eğitim Bakanlığının yetkilendirdiği tek akreditasyon kuruluşu olan CEA (Commission on English Language Program Accreditation) tarafından onanan akreditasyon listesinde, Yaşar Üniversitesinin yanı sıra ’University of Washington’ ve ’University of Iowa’ gibi dünya çapındaki yüksek öğretim kurumları yer aldı. Dünyanın önde gelen yükseköğretimde dil öğretimi kalite kuruluşu CEA, 30 kurumun başvurusunun karara bağlandığı toplantıda Yaşar Üniversitesi İngilizce hazırlık sınıfına 10 yıllığına akreditasyon verdi. Merkezi Washington’da bulunan ve İngilizce eğitiminde ABD Eğitim Bakanlığı’nın yetkilendirdiği tek akreditasyon kuruluşu olan CEA tarafından Yaşar Üniversitesi’nin yanı sıra University of Washington ve University of Iowa dahil 5 kuruma 10 yıllık akreditasyon verildi.
CEA Yönetim Kurulu, Aralık başında Washington’da yaptığı toplantıda Yaşar Üniversitesi’nin ABD üniversitelerinin ve dil okullarının tabi olduğu 44 kalite standardının tamamını karşıladığına karar verdi.

"Kalitenin artırılmasına önem veriyor"
Türkiye’de de yükseköğretim alanında akreditasyonun giderek önem kazandığını belirten Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemali Dinçer “Yükseköğretim Kurulu, son dönemde sayısal artıştan daha çok kalitenin artırılmasına önem veriyor. Geçtiğimiz yıl kurulan Yükseköğretim Kalite Kurulu üniversitelerin sürdürülebilir kalitesinin denetlenmesi açısından önemli bir görevi yerine getirecek” dedi.
Kaliteli eğitim verdiği iddiasında olan yükseköğretim kurumları için akreditasyonun önemine değinen Prof. Dr. Dinçer, CEA akreditasyonunun üniversitenin uluslararasılaşma stratejisi açısından önemli olduğunu ifade etti. Üniversitede diğer programların da benzer süreçlerden geçtiğini belirten Dinçer, Yaşar Üniversitesi için akreditasyonun 2016-2020 stratejik planının önemli hedeflerinden biri olduğunu da sözlerine ekledi.
Yükseköğretimde akreditasyon, öğrencilere verilen eğitimin uluslararası kalite standartlarında ve sürdürülebilir olduğunun en objektif ölçütü olarak biliniyor. Diğer yandan akredite programlardan mezun olan öğrencilerin sertifikaları ve diplomaları uluslararası alanda bilinir ve tanınır hale geliyor.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Filistin Dayanışma Platformu, İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıyı Ankara’da protesto etti Ankara’da bulunan Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla İsrail’in başlattığı saldırıyı protesto etmek için Amerikan Büyükelçiliği önünde toplandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından 1 buçuk milyona yakın Gazzeli, Refah kentine sığınmıştı. İsrail’in Refah kentine yönelik başlattığı hava saldırısının ardından Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla saldırıyı kınamak için Ankara’da bulunan Amerikan Büyükelçiliği önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İsrail’i protesto etti. Elçilik binası önünde toplanan kalabalık, İsrail’i protesto etmek için "İnsanlık onuru siyonizmi yenecek" ve "Susma haykır soykırıma hayır" sloganları attı. Öte yandan kalabalık, İsrail askerleri tarafından Kudüs’te öldürülen Hasan Saklanan’ı ise rahmetle anmayı unutmadı. Grup adına basın açıklamasında bulunan Zeynel Abidin Özkan, İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıların ardından Refah sınır kapısına sığınan yaklaşık bir buçuk milyona yakın Gazzeli’nin 214 gündür açlıkla boğuştuğuna dikkati çekti. "Soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar" Refah’a başlatılan saldırılarla birlikte bölgede can güvenliği sorununun da başladığının altını çizen Özkan, “214 gündür dünyanın gözü önünde Filistin’de kardeşlerimiz İsrail soykırımına maruz bırakılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalara; İsrail, lobi faaliyetleriyle tüm ülkelere müdahale ettirmeye ve İsrail yetkililerinin ceza almaması için bir çaba içerisine girdi. Hepimiz gördük ki aslında adalet İsrail için varmış ve tüm ülkeler de İsrail’in soykırımını desteklemek için çalışıyormuş. Bugün ortaya çıkan belgelerde görüldü ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in soykırımına ortak olan yöneticilerinin ceza almamasına yönelik baskı içeren mektuplar mahkemeyi köşeye sıkıştırmak adına kullanılıyor. Biz inanıyoruz ki hem mahkemede görülen davada hem de Güney Afrika’da devam eden davada soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar” ifadelerini kullandı.