GENEL - 20 Ocak 2017 Cuma 13:47

(Özel Haber) 8 yaşında ilkokulu bitirdi

A
A
A
(Özel Haber) 8 yaşında ilkokulu bitirdi

İzmir’de, erken yaşta okuma yazma öğrenen ve daha emeklemeden yürümeye başlayan 9 yaşındaki Muhammed Hakan Nayiş, yaşıtlarından önce ilkokulu bitirdi. Karne sevinci yaşayan Nayiş, "Milli Eğitim Bakanımızdan rica ediyorum ve ikinci dönem 6’ncı sınıfa başlamak istiyorum" dedi.
İzmir’in Göztepe ilçesinde yaşayan 9 yaşındaki Muhammed Hakan Nayiş, başarısıyla herkesi şaşırttı. Erken yaşta okuma yazma öğrenen, emeklemeden yürümeye başlayan Muhammed, öğrencisi olduğu Misak-ı Milli Ortaokulu’nda üstün başarısı sebebiyle kendisinden yaşça büyük öğrencilerle eğitim görüyor. Akademik zekası, sorduğu sorular ve yaptığı buluşlarla öğretmenlerini de şaşırtan Muhammed Hakan Nayiş’in IQ seviyesi (zeka seviyesi) de 160 çıktı. Devletin zeka seviyesi üstün öğrencilere tanıdığı tüm imkanlardan yararlanan ve özel bir okulu tercih etmeyen küçük Muhammed, yaşıtlarından yıllar önce ilkokulu bitirdi.

"Kendimden büyüklerle eğitim görüyorum ama zorlanmıyorum"
Karnesini Okul Müdürü Ergün Bayram’dan alan Muhammed, 4 yaşında anaokuluna başladığını ve birinci sınıfı atladığını belirterek, "Benimle ilgilenen tüm öğretmenlerime ve okul müdürüme gönlümden teşekkürlerimi sunuyorum. Arkadaşlarım bana ‘senin gibi olabilsek keşke biz de’ diyorlar. Kendimden iki üç yaş büyük arkadaşlarımla eğitim görüyorum ve onlarla iyi geçiniyorum, hiçbir zorluk yaşamıyorum" dedi.

Bakan İsmet Yılmaz’dan sınıf atlama ricası
Küçük Muhammed, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’a da seslenerek, "Ben Milli Eğitim Bakanımızdan rica ediyorum ve ikinci dönem 6’ncı sınıfa başlamak istiyorum. Zaten 4 ve 5’inci sınıf aynı o yüzden 6’ncı sınıfa geçmek istiyorum. Derste aynı şeyleri dinlemek çok kolay geliyor" diye konuştu.

"Boş vakitlerinde zeka oyunları oynasınlar"
Okulda çeşitli buluşlar da yapan küçük Muhammed, ileride ise hem insanlara faydalı olmak hem de doktor olmak istediğini dile getirdi. Yaşıtlarına tavsiyelerde bulunan Muhammed Hakan Nayiş, "Boş vakitlerinde bilgisayarda çalışsınlar test çözsünler. Oyun oynadıkları zaman zeka oyunları oynasınlar. Mesela satranç oynayabilirler" ifadelerini kullandı.

Sorduğu sorularla öğretmenlerini şaşırtıyor
Muhammed’in sınıf öğretmeni Çiğdem Bekar Kebapçı ise öğrencisinin her anlamda çok özel bir çocuk olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Daha oturmadan yürümeye başlıyor. O zamanlardan belli aslında. Sonra sınıf atlayarak öğrenimine devam ediyor. 5’inci sınıfta ve son derece başarılı ve uyumlu. Arkadaşları tarafından çok sevilen, her zaman sorun ve problem olduğunda çözmeye çalışan çok başarılı bir çocuk ama aynı zamanda çocuk. Onunla çok zor problemlerin, çok zor konuların üstesinden en fazla 10 dakika içerisinde gelebiliyorsunuz. Matematikte bir anda sorular üretebiliyor. Bir konunun farklı bir yöntemini çıkarabiliyor ve öğretmenler şaşırıyor. Fen Bilgisi dersinde öğretmen bir konu anlatımının peşinden soru hazırlamasını istiyorlar ve Muhammed lise seviyesinde bir soru hazırlıyor. Fen Bilgisi öğretmeni ‘Biz 8. sınıfta bile bu kadar zor seviyede soru sormuyoruz’ diyor."
Kebapçı, "Onun seviyesinde metinler bulmakta zorlanıyoruz. Muhammed aynı zamanda bu sene 99.9 ortalamaya sahip bu oldukça büyük bir başarı. Zeka dilimi açısından dünyada binde birlik zeka seviyesine sahip" diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.