GENEL - 17 Ağustos 2017 Perşembe 09:00

Acil nöbetinde kalp krizi geçiren hemşireyi mesai arkadaşları kurtardı

A
A
A
Acil nöbetinde kalp krizi geçiren hemşireyi mesai arkadaşları kurtardı

İzmir’de acil servis nöbeti sırasında kalp krizi geçiren 45 yaşındaki hemşire Elif Kurun, mesai arkadaşlarının üstün çabası ile hayata döndü.

İzmir’de acil servis nöbeti sırasında kalp krizi geçiren 45 yaşındaki hemşire Elif Kurun, mesai arkadaşlarının üstün çabası ile hayata döndü. Kurun’un “Kahramanlarım” dediği ekip arkadaşları, kalbi duran hemşireyi üç kez elektro şok vererek hayata döndürdü. Olay, hastanenin güvenlik kameralarına da yansıdı.


İzmir’de bulunan Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesinin acil servisinde 4 yıldır ter döken 27 yıllık hemşire Eli Kurun (45), 28 Nisan akşam saat 23.30 sıralarında nöbet esnasında kalp krizi geçirdi. Mesleki tecrübeleri sayesinde kalp krizi geçirdiğini fark eden Kurun, mesai arkadaşlarına, “Sanırım kalp krizi geçiriyorum, beni kurtarın” diyerek yere yığıldı. Acil servis ekibi, hemen mesai arkadaşlarına ilk müdahalede bulundu. Kalp krizi geçirdiği anlaşılan Elif hemşirenin, anjiyo olması için başka bir hastaneye sevk edilmeye hazırlanırken bu kez de kalbi durdu. Tam üç kez elektro şok verilerek yeniden hayata döndürülen Elif Kurun, anjiyonun ardından sağlığına kavuştu. Doktorların “Stresten uzak dur” uyarısının ardından emekliliğe ayrılmaya karar veren Elif hemşire, kendisini hayata bağlayan mesai arkadaşlarını ziyaret ederek “Sizler benim kahramanımsınız” dedi.



“İki tane kızım var, lütfen beni kurtarın”


Kalp krizi geçirmeden hemen önce kalp krizi geçiren başka hastalara müdahale eden Elif hemşire, olayı şu sözlerle anlattı:


“Şu anda ayakta olmamı sağlayan tüm acil servis ekibine teşekkür ederim. O gün hepsi yanımdaydı ve hayata tutunmamı sağladılar. Yaşım genç olduğu için yaşama tutunma şansım çok azdı. Ben o şanslı insanlardan biriyim. Çünkü o sırada nöbetteydim. Bu çok büyük bir avantajdı. Hem anında müdahale edildi, hem de bunun bir kalp krizi olduğunu anlayıp arkadaşlarıma bilgi verebildim. 3 kez gidip geldim, sonrasında yaşama tutundum. Onlar benim kahramanlarım. Ben hatırlamıyorum ancak ’İki tane kızım var, lütfen beni kurtarın’ demişim. Eğer ekip olmazsanız hiçbir şeyi başaramazsınız. Ben tüm ekibe zaten çok güveniyordum. 2-3 saat bırakmayıp sonuna kadar müdahale ettiğimiz hastalar biliyorum. Ben onların beni bırakmayacaklarını çok iyi biliyordum. Gerçekten de bırakmadılar. Hepsi tedavimin her anında yanındaydı. Onlara ne kadar teşekkür etsem azdır.”



Müdahale ederken ağlayan doktor arkadaşını sakinleştirdi


Durumu ağır olan hastaları tedavi ederken ağladığı günler olduğunu söyleyen Elif hemşire, “Bazen kırmızı alandan ağlayarak çıktığım çok oluyordu. Her zaman ‘Allah kimseye göstermesin’ diyordum. Aynı yerde kendiniz olunca durum çok farklı oluyor. Şu anda hayata daha farklı bakıyorum. Artık kafama hiçbir şey takmıyorum. Daha sakinim, daha huzurluyum. Doktorlar stresten uzak durmam gerektiğini söylediler. Bu sebeple emekli olma kararı aldım. Artık sakin, huzurlu, mutlu bir şekilde hayatıma devam edeceğim” diye konuştu.


Şoklama anı sonrası hatırladıklarını anlatan Kurun, “Şoklama anını hatırlamıyorum ancak olay sırasında bana müdahale eden doktorlardan Acil Tıp Uzmanı Burcu Demirdöven, anjiyo sonrası gözyaşları içerisindeydi. Hatta o kadar çok ağlıyordu ki kendisine moral verdim. ’Her şey yoluna girecekmiş lütfen ağlama’ dedim. O kadar çok ağlıyordu ki sakinleştirmeye çalıştım” ifadelerini kullandı.



Aynı gün kalp krizi geçiren başka hastaları tedavi etti


Elif Kurun’a müdahale edenlerden Acil Tıp Uzmanı Burcu Demirdöven de olayı şöyle anlattı:


“Elif hem mesai arkadaşım hem de benim dostum. Elif nöbete başlarken sırt ağrısının olduğunu söyledi. Kalp elektrosunu çektik ancak her şey normaldi. Nöbete devam etti. Hatta başka kalp krizi geçiren hastalara da müdahale etti. Sonra bir anda bayıldı. Hemen kırmızı alana çekip tekrar kalp elektrosunu çektik. Her şey yine normal görünüyordu ancak şiddetli sırt ağrısı devam ediyordu. Tomografisinde damar yırtılması da görünmüyordu. Kalp krizi geçirdiği bir süre sonra anlaşıldı. Biz Elif’i anjiyo için sevk etmeye hazırlarken kalbi durdu. Üç kez elektriksel şok vermek durumunda kaldık. İnsanın kendi yakınına bunu yapması çok zormuş. Çok şükür hayata döndü. Anjiyodan sonra sağlığına kavuştu. Başıma ilk defa böyle bir şey geldi. Allah kimsenin başına vermesin.”


Olay günü nöbette bulunan Acil Tıp Uzmanı Mustafa Küçük de, “Müdahale ederken hastanın Elif abla olduğunu unutmaya çalıştık. Bu şekilde müdahale daha kolay oldu. Her şey yoluna girdikten sonra tüm gerginliğimiz boşaldı ve garip bir duygu yaşadık. İyi ki şu anda aramızda” dedi.


Öte yandan, Elif Kurun’un kalp krizi geçirdiği esnada acil nöbet ekibinin hastane içerisindeki koşuşturmaları ve Kurun’un ambulansla hastaneye sevk edilme görüntüleri de güvenlik kameralarına yansıdı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Ünverdi, Nisan ayı ihracat rakamlarını değerlendirdi Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi, yılın ilk 4 ayında Gaziantep’ten geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8,9 oranında artışla 3 milyar 238 milyon 454 bin dolarlık ihracat yapıldığını söyledi. Zorluklarının aşılmasında üretim ve ihracatın ülke ekonomisinin anahtarı olduğunu kaydeden Ünverdi, “Bu sürecin baş aktörleri olan sanayicilere, ihracatçılara ve çalışanlarımıza çabalarından dolayı teşekkür ediyorum” dedi. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından açıklanan ihracat rakamlarını değerlendiren Adnan Ünverdi, Ramazan Bayramı tatilinde geçen yıla göre iş günü kaybının fazla olması nedeniyle Gaziantep’in nisan ayı ihracatında yüzde 7,1 oranında düşüş görüldüğünü ve 714 milyon 251 bin dolarlık ihracat gerçekleştirildiğini belirtti. Ünverdi, Gaziantep’in aylık ve dönem ihracatında 6’ncı sırada yer aldığını ifade etti. Sanayicilerin yaşadığı sorunlara da değinen Ünverdi, kredi maliyetleri sebebiyle nakit akışında sorun yaşandığını ve özellikle öz sermayesi düşük olan firmaların çok zorlandığının altını çizdi. Kapasite kullanım oranlarındaki düşüşe vurgu yapan Ünverdi, iplik ve tekstil sektöründe iç piyasaya çalışan firmaların kapasite kullanımlarında yarı yarıya varan düşüşler yaşandığını söyledi. İhracat yapan firmalarda ise kapasite kullanım oranlarının yüzde 70’ler seviyesinde olduğunu, tam kapasiteyle çalışan gıda sektöründe de kısmi düşüşlerin olduğunu belirtti. Schengen vizesi almakta yaşanan güçlüklerin artarak devam ettiğini dile getiren Ünverdi, tır şoförlerinin Schengen vizesi alamamalarının ise nakliye sektörünün yavaşlamasına, bunun da ihracatçı firmaların ürün teslimatlarında aksamalara neden olduğu değerlendirmesinde bulunarak, süregelen sorunun çözüme kavuşturulması gerektiğini kaydetti. Ünverdi, ekonomi yönetimi tarafından yürütülen programın sonuçlarının alınmasıyla birlikte piyasada bir rahatlama olmasını beklediklerini ifade ederek, “Hepimizin yaşadığı zorluklar var. Bu zorlukları da daha fazla üretim ve daha fazla ihracat ile aşacağız” dedi. Gaziantep sanayisinin üretim ve ihracatta uluslararası standartlara adaptasyonu ile sürdürülebilirliğini sağlamak hedefiyle çalıştıklarını dile getiren Adnan Ünverdi, işletmelerin bu doğrultuda karbon ayak izi ölçümü ve uluslararası standartlara hazırlanmasında GSO Mesleki Eğitim Merkezi ile iş birliği yapan firma sayısının her geçen gün arttığını belirtti. “Sanayimizin geleceği açısından kritik bir geçiş eşiğinde olduğumuzun farkında olarak firmalarımızı yeşil üretime hazırlıyoruz” diyen Ünverdi, “2026 yılında uygulanmaya başlayacak olan sınırda karbon vergisinden firmaların etkilenmemeleri için yeşil üretim konusunda ülkemize örnek olacak çalışmalar yürütüyoruz. Mesleki Eğitim Merkezimizde 55 firmamızın karbon ayak izi hesaplarını yaptık ve yeşil yol haritalarını hazırladık. Merkezimiz yeşil dönüşüm çözüm ortağı olarak seçildi ve buradan hizmet alan firmalara 190 bin liraya kadar yeşil dönüşüm desteği veriliyor. Bütün firmalarımızı yeşil dönüşümlerini gerçekleştirmeleri için GSOMEM’e bekliyoruz. Gaziantep sanayisi ve ihracat hacmi ile bu konuda hızlı hareket etmek ve hazır olmak zorundadır. Gaziantep Sanayi Odası olarak bizler firmalarımızın yeniliklerden en önce ve en etkin şekilde faydalanabilmeleri için ilgili konularda kurumsallaşma, prosedürlerin yerine getirilmesi ve uygulama aşamalarını bir paket halinde kendilerine sunuyoruz. Türkiye Kalite Derneği (KALDER) Ankara Şubesi de yürütmüş olduğumuz yeşil dönüşüm çalışmalarının başarısını tescilleyerek, Ankara’da düzenlenen programda ‘İlham Veren Kamu Yönetimi Proje Ödülü’ne layık gördü. Biz Gaziantep olarak firmalarımızla bu dönüşümü hep birlikte gerçekleştirmeye devam edecek, bu sayede ihracatımızı daha rekabetçi ve nitelikli hale getireceğiz” diye konuştu.
Gaziantep Op. Dr. Kamacı Gazze’deki vahşeti öğrencilere anlattı Uluslararası bir insanı yardım derneği ve Avrupa Filistinli Hekimler Derneği aracılığıyla Gazze’ye gönüllü olarak giden Op. Dr. Taner Kamacı, Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) öğrencileriyle bir araya gelerek, Gazze’de yaşadıklarını öğrencilere aktardı. GAÜN İlahiyat Fakültesi Konferans Salonunda gerçekleşen etkinlikte konuşan Op. Dr. Taner Kamacı, Gazze’de yaşanan vahşetin dışarıdan bakıldığından daha ağır olduğunu dile getirerek, acil tıbbi malzemeye ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Op. Dr. Taner Kamacı, zor şartlar altında çalıştığını ifade ederek, “İsrail uçakları sürekli tepeden bombalar atıp gidiyorlar. Uçağa karşı kendilerini savunma şansları da yok. Şehit olanlar oluyor, enkazların altından canlı çıkarılanlar da ayakta kalan birkaç sağlık kuruluşlarından birisine gönderiliyor. Bizler de elimizden geldiğince yaralıların tedavilerini yapmaya çalıyorduk. Çok zor şartlar altında çalışıyorduk. Bazen bombalar çalıştığımız yerin çok yakınına düşüyordu. O kadar yakındı ki bombanın basınç etkilisiyle hastane bile bazen sallanıyordu. Ayakta kalan hastanelerin hepsi yaralılarla doluydu” dedi. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan GAÜN Afrin Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mahmut Çınar, Gazze’de katliam ve soykırımın devam ettiğini belirterek, “Bebekler, kadınlar, yaşlılar, masum insanlar hunharca devlet eliyle öldürülüp, sindirilmeye çalışılıyor. Uygar olduğunu iddia eden bir dünyanın gözü önünde bütün bunlar gerçekleşirken sadece vicdan sahibi bir takım gençlerin ve bazı çevrelerin buna ‘hayır’ dediklerini ancak bir yere sesleri ulaşamadıkları için zalim İsrail’i özellikle de Netanyahu’yu durduramadıklarını görüyoruz. İsrail’in yaptığı bu zulmün gündemde tutulması Gazzeli mazlumların hatırlanması adına bu tür programların önemli olduğunu düşünüyorum” diye konuştu. Etkinlik sonunda, GAÜN Genel Sekreteri Dr. Muhammet Musa Budak tarafından konuşmacı Op. Dr. Taner Kamacı’ya günün anısına plaket takdim edildi.