GENEL - 06 Ekim 2017 Cuma 10:13

Hamam tasının tarihi 3 bin yıla dayanıyor

A
A
A
Hamam tasının tarihi 3 bin yıla dayanıyor

Günümüzde plastikten yapılmış kopyaları kullanılsa da aslı bakır olan kalaylı hamam taslarının 3 bin yıldır aynı formda kullanıldığı ortaya çıktı.

Günümüzde plastikten yapılmış kopyaları kullanılsa da aslı bakır olan kalaylı hamam taslarının 3 bin yıldır aynı formda kullanıldığı ortaya çıktı.


Yaşar Üniversitesi Öğretim Üyesi Arkeolog Prof. Dr. Recep Meriç, Anadolu’nun Kültür Tarihi kapsamında yaptığı araştırmalar sonucunda, ortasında elle daha rahat tutmak için göbek şeklinde çıkıntısı (omphalos) bulunan hamam taslarının tarihine ulaştı. Selçuklu döneminde kullanılmaya başlayan şifa taslarının erken Osmanlı döneminde şekil alan formunun, Pagan tanrılarının kullandığı göbekli tas (omphaloslu phiale) ile aynı olduğunu ve bu kökenden geldiğini ortaya koyan Prof. Dr. Recep Meriç, "Göbekli tas, Pagan tanrılarının kutsanmış şifalı suyu insanların yararına sunduğu tas olarak bilinir. Pagan kültüründe şarap tanrısı Dionysus dışında neredeyse tüm tanrılar su kabı olarak göbekli tası kullanmışlardır. Tanrı ve tanrıçaların bu kutsal göbekli tası Antik Roma hamamlarında, hamam tası olarak kullanılıp kullanılmadığı hakkında kesin bir bilgi yoktur. Yani hamam tasının Roma hamam kültüründen alındığını net olarak söyleyemeyiz; ancak erken Osmanlı döneminden sonra göbekli tasın şifa tası olarak kullanıldığı; içindeki kutsanmış suyun içilerek ya da insanların üzerine dökülerek kötülüklerden arınmak ve hastalıklardan kurtulmak için şifa duası yapıldığı açıktır" dedi.



Türk hamamı nasıl ortaya çıktı?


Şifa tası olarak karşımıza çıkan göbekli tasın, Osmanlı döneminde de oldukça yaygın kullanıldığına dikkat çeken Meriç, “Önceleri altın, gümüş ve bakırdan yapılmış şifa taslarının içleri iyileştirici etkisi olduğuna inanılan çeşitli ayet, dua, rakam ve yazılardan tasarlanmış tılsımlı düzenlemelerden oluşuyordu. İşte bu kaplardan içilen ya da bu kaplarla yıkanılan kutsanmış suyun insanlara şifa verdiğine inanılıyordu; ancak şifa taslarının düzenli olarak hamamlarda banyo işlevi için kullanıldığı kesin değildir. Öte yandan, İslamiyet’teki ‘akan suda yıkanılması inancı’ gereğince temiz suyun kurnalardan alınıp dökülmesi için kullanılan şifa taslarının, zamanla içlerinde yazıları olmadan, sadece hamam tası olarak işlevine devam ettiği söylenebilir. Osmanlı döneminde ise eski Roma hamam ve kaplıca geleneği geliştirilerek sürdürülmüş, Roma hamamları konusunda uzman olan Prof. Dr. Fikret Yegül’ün de belirttiği gibi göbek taşı gibi yeni bölümler eklenmiştir. Böylece hamam kültürü, Osmanlı döneminde çok popüler olmuş, giderek gelişmiş ve yabancıların da överek bahsettikleri ‘Türk hamamı’ kavramı ortaya çıkmıştır" diye konuştu.


Meriç şöyle devam etti:


"Görüldüğü üzere hamam tasının şifa, temizlik ve sağlıkla ilişkisi yıkanma geleneğinin bir parçası olarak 3 bin yıldır, tıpkı eski Anadolu uygarlıklarında olduğu gibi devam etmektedir. Hamam tasları, günümüzde yüzeyi kalaylanmış bakırdan, alüminyumdan ve plastikten yapılmış örnekleriyle işlevini halen sürdürmektedir. Hamamdan yıkanıp çıkanlara veya banyo yapmış olanlara, ‘Sıhhatler olsun’ denmesi de yine eski geleneğin güzel bir devamıdır."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Mayıs ayında yağan dolu üreticiyi vurdu Denizli’nin Buldan ilçesinde etkili olan şiddetli dolu yağışı, üzüm ve zeytin başta olmak üzere ekili arazilere zarar verdi. Yaklaşık 5 santimetre biriken dolu, şehir stadını ve sokakları beyaz örtüyle kapladı. Son yılların en kurak kış mevsimi geçiren Denizli’de bugün aniden bastıran şiddetli dolu yağışı Bulda ilçesindeki tarım arazilerinde büyük zarar yol açtı. Meteorolojinin günler öncesinden uyardığı dolu yağışı, öğleden sonra etkili olmaya başladı. Buldan ilçesi ve çevresinde yaklaşık yarım saat devam eden dolu yağışı nedeniyle cadde, sokak ve arazilerde 5 santimetreyi bulan dolu birikintileri oluştu. Günlük yaşamı ve trafik akışını olumsuz yönde etkileyen şiddetli dolu yağışı, Buldan Şehir Stadını da bembeyaz bir örgütle kapladı. Buldan şehir merkezinin yanı sıra Doğanköy, Oğuz, Bölmekaya ve Yenicekent mahallelerinde daha fazla etkili olan dolu yağışı, başta meşhur Sultani üzüm bağları ve zeytinlikler olmak üzere meyve bahçeleri ve daha kısa bir süre önce dikilmiş olan sebze fidanlarına zarar verdi. Yeni oluşmaya başlayan meyveleri ve yaprakları döken dolu, sebze fidelerini de kırdı. Buldan Çiftçi Malları Koruma Derneği Başkanı Özkan Gümüş, yaptığı açıklamada öğleden sonra etkili olan şiddetli dolu yağışının başta zeytin olmak üzere kayısı, erik, badem, kiraz, vişne ağaçlarında, üzüm bağlarında ve sebze ekili arazilerde büyük zarara yol açtığını belirtti.