EKONOMİ - 24 Ekim 2017 Salı 14:24

Nissan Borovalı açıldı

A
A
A
Nissan Borovalı açıldı

İzmir’de, Borovalı Otomotiv bünyesinde hizmet vermeye başlayan Nissan Borovalı’nın açılışı İzmir Valisi Erol Ayyıldız’ın katılımıyla gerçekleşti.

İzmir’de, Borovalı Otomotiv bünyesinde hizmet vermeye başlayan Nissan Borovalı’nın açılışı İzmir Valisi Erol Ayyıldız’ın katılımıyla gerçekleşti.


Borovalı Otomotiv bünyesinde hizmet vermeye başlayan Nissan Borovalı’nın resmi açılışı, çok sayıda davetlinin katılımıyla gerçekleştirildi. 200 kadar davetlinin katıldığı organizasyonda, aynı zamanda Türkiye ve Avrupa’nın en çok satan SUV modeli Yeni Nissan Qashqai, yenilenen tasarımı ve geliştirilen sürüş performansıyla davetlilere tanıtıldı. Açılışta konuşan İzmir Valisi Erol Ayyıldız, “Hayırlı, uğurlu olsun. İzmirimize, ailenize güzellikler getirmesini diliyorum. Sizler kazanın İzmirimiz kazansın” dedi.


Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Borovalı, açılış töreninde yaptığı konuşmada, kısa sürede yakaladıkları başarıdan dolayı duyduğu mutluluğa değinerek, emeği geçenlere ve organizasyona katılarak heyecanlarına ortak olan davetlilere teşekkür etti.


1993 yılında şirketin temellerinin atıldığını, 40 kişilik bir ekiple çıktığı yolda bugün 160 kişilik bir ekip ile birlikte hizmet verdiğini ifade eden Selçuk Borovalı, 2017 itibariyle Nissan markasını bünyelerine kazandırmalarıyla birlikte 25. yıllarının kendileri için daha da anlamlı olduğunu dile getirdi. Nissan Türkiye Genel Müdürü Sinan Özkök ve Nissan yetkililerinin de katıldığı organizasyonda, açılış konuşmalarının ardından kurdele kesim törenine geçildi.


Törenin ardından Nissan Türkiye Genel Müdürü Sinan Özkök Yeni Nissan Qashqai hakkında çeşitli bilgiler verdi. Özkök yaptığı açıklamada, "Qashqai yalnızca sahip olduğu teknolojilerle değil iç ve dış tasarımıyla da 10 yıldır sınıfının öncüsü konumunda. Türkiye ve Avrupa’da yıllarca en çok satan SUV modeli olması, ona bir lider duruşu kazandırdı. Şimdi yapılan premium yenilikler ve değişiklikler ile kuralları baştan yazacak. Yeni Qashqai, Nissan’ın Intelligent Mobility vizyonunun güçlü bir yansıması olan akıllı güvenlik özelliklerini, tasarımı ve konforu birleştirerek yeni dönemde şehrin hakimi iddiasını sürdürecek, lider duruşuyla artık çok daha güçlü” dedi.


Öte yandan, piyasaya çıktığı 2007 yılından bu yana 2,3 milyon adet satan Qashqai, 19 kez ’yılın otomobili’ seçilirken, 80’in üzerinde uluslararası ödül kazanma başarısını gösterdi. Qashqai, C-SUV segmentinde yüzde 22,6’lik pazar payıyla lider pozisyonunu korurken, yenilenen yüzü, eklenen donanımları ve yeni premium iç mekanı ve sürüş performansı ile de göz doldurdu. Tüm paketlerde ise 6 hava yastığı, kilitleme karşıtı frenleme sistemi, elektronik fren gücü dağıtım ve denge kontrolü sistemi, akıllı yol kontrolü, akıllı motor freni, akıllı sürüş kontrolü ve yokuş kalkış destek sistemi dahil sürücü yardım sistemlerinin standart olarak sunulduğu öğrenildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.
Malatya Malatya’da 200 gram pide 10 TL oldu Malatya’da 7,5 TL olarak satılan pideler bugününden itibaren yapılan zam ile 10 TL’ye satılmaya başlanıldı. Ham maddedeki artışlar nedeniyle Malatya’da da pide fiyatları bugünden itibaren 10 TL’den satılmaya başlanıldı. Fırıncı esnafı depremden bu yanı 7,5 TL olarak satılan 200 gram ekmeğin oda kararı ile birlikte bugünden itibaren kent genelinde 10 TL olduğunu söyledi. Malatya’da fırıncı esnafı Hacı Pence, un başta olmak üzere ham maddeye yapılan zamlardan sonra şuana kadar kazançlarının olmadan satış yaptıklarını ifade ederek, “Rayiç belirlendi ama yeterli değil. Girdi maliyetleri, un fiyatları, işçilik ücretleri çok yüksek. Kazanmamız için 15 TL olması lazım ama şu anki fiyat 10 TL. İşçilik yüksek, verdiğimiz para yeterli gelmiyor, dolayısıyla işçi bulamıyoruz. 4 kişi çalışmamız gerekirken 2 kişi çalışıyoruz. Bir yıldır ekmeğe zam gelmemişti. Bir çuval un 700 TL, kira, işçiye 45 bin lira veriyoruz. Artan maliyetler nedeniyle ekmeğe zam yapıldı” dedi. Bir diğer fırıncı esnafı Ali Koçer ise ekmek yapımında gerekli olan maya, tuz ve un gibi ham maddelere uzun zaman önce zam yapıldığını hatırlatarak “Fiyat şu an için yeterli. Una aşırı derecede zam geliyor. Un geçen sene devlet destekliyken 390 TL iken desteğin kesilmesinden sonra 680 lira oldu. Maliyetler arttığı için ekmeğe zam yapıldı” diye konuştu.