MAGAZİN - 19 Ocak 2018 Cuma 10:44

Paris, New York ve İzmir..

A
A
A
Paris, New York ve İzmir..

İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen IF Wedding Fashion İzmir organizasyonunu dünyadaki önemli fuarlarla kıyaslayan yerli ve yabancı firma yöneticileri, İzmir’deki Gelinlik, Damatlık ve Abiye Giyim Fuarı’na övgü yağdırdı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen IF Wedding Fashion İzmir organizasyonunu dünyadaki önemli fuarlarla kıyaslayan yerli ve yabancı firma yöneticileri, İzmir’deki Gelinlik, Damatlık ve Abiye Giyim Fuarı’na övgü yağdırdı.


IF Wedding Fashion İzmir, 12. yılında başarı çıtasını daha da yukarı taşıdı. Metraj bakımından “Avrupa’nın en büyüğü” olarak ulusal ve uluslararası markalarına ev sahipliği yapan fuarın yakaladığı ivmeyi yakından izlediklerini söyleyen katılımcılar, bu yılki hareketliliğin geçmiş yıllara göre daha da arttığını belirtti.


IF Wedding Gelinlik, Damatlık ve Abiye Giyim Fuarı’na ziyaretçi ve katılımcılardan ilk kez gelenler olduğu gibi, ilk günden itibaren bu fuardan vazgeçmeyenler de yer aldı. İşte Fuar İzmir’ide buluşan yerli ve yabancı katılımcıların düşünceleri:



Gelinlik şehri İzmir


İulia Vielle (Fransa) : “Avrupa’da bilinen markamızı Türkiye’ye de tanıtmak için ikinci kez İzmir’e geldik. Almanya, İtalya, Portekiz, Çek Cumhuriyeti gibi birçok Avrupa ülkesine gelinlik veriyoruz. Geçen yıla göre bu sene fuarda daha hareketlilik var. Türk firmalar ve tasarımcılar tarafından da ürünlerimiz beğeniliyor. İzmir’i kısa sürede olsa gezme fırsatım oldu. Gelinlik ve abiyelerin olduğu bir grup yapılaşma (Mimar Kemalettin Moda Merkezi) gerçekten çok güzel bir alan. Şehirde böyle alanın olması, İzmir’in gelinlikle anılan bir şehir olduğunu gösteriyor.”



ABD’den geldiler, mutlu ayrıldılar


Fadi Tabet (Lübnan) : “Bu muhteşem fuara katılmak için ABD’den geldik. 3 yıldır IF Wedding İzmir’e katılıyoruz ve her sene memnuniyetimiz gittikçe artıyor. Geçen yıla oranla çok büyük bir alanda, daha fazla müşteri kitlesine hitap ediyoruz. Hem satış açısından hem de ürün çeşitliliği açısından son derece mutlu ayrılacağımız bir fuar. Gelinlik fuarına önümüzdeki sene de geleceğiz.”



“Böyle fuar görülmedi”


Songül Başar: “Londra, Almanya, İngiltere, Fas, Cezayir, Tunus, Gana, Azerbaycan ve Türkiye’ye ürün veren bir firmanın sahibiyim. Dünyadaki bir çok fuara katılma fırsatı buldum ama ben böyle bir konsept, böyle bir fuar görmedim. Türkiye adına gerçekten çok sevindirici. İnanın otellerde yer kalmamış. Fuar alanını çok güzel bir yere yerleştirmişler; havaalanına çok yakın ve ulaşımı kolay. Avrupa’dan çok daha güzel bir fuar olmuş; kimse kusura bakmasın. Burada tüm dünyayı kendimize bağlamış gibiyiz. Her şey kusursuz gözüküyor. Bu işi yapanlar ve ülkem adına gerçekten iftihar ediyorum.”



“Gelecek yıl yine İzmir’deyiz”


Nalanda Bhandari (Hindistan) : “Hindistan’da kendi adımı verdiğim 15 yıllık, el işi ürünlerin olduğu firmanın sahibiyim. İlk defa IF Wedding İzmir’e katıldım. Buradaki ortam inanılmaz güzel. Çok büyük ve geniş bir platform olarak karşımıza çıkan Fuar İzmir, düğün ve gelinlik organizasyonu için bulunmaz bir yer. Gelecek sene yine İzmir’deyiz.”



"Bu fuarı bilmeyen yok"


Elie Bejjani (Lübnan) : “Dünya üzerinde bilinen bütün fuarlara katılıyorum. İzmir Fuarı’nın ününden dolayı buraya geliyorum. Lübnan’da bu fuarı bilmeyen yok. Ben de bu yüzden İzmir’de ve Türkiye’de daha tanınmak istiyorum. Paris ve New York’taki fuarlara sürekli katılıyoruz ve müşterilerimizin çoğu oralardan ancak İzmir sayesinde de yeni anlaşmalar sağladık. Bu yüzden gelecek sene yine bu fuarda olacağım.”



Vazgeçilmez olacak


Dina Muna (İsrail) : “Bu fuardaki tek İsrailli firmayız. İzmir’deki fuara katılmamızın nedeni, gerçekten dev bir alanda birbirinden ünlü tasarımcılarla bir arada olmak isteyişimizdi. Ayrıca burası gerçekten çok güvenli ve müşteri açısından da bizim istediğimiz ilgi var. Önümüzdeki yıllarda da vazgeçilmezimiz bu fuar olacak.”



Hareket ve bereket


Ali Mohammad Amooei (İran) : “Gelinlik üreten bir firmanın sahibiyim. 4 seneden beri IF Wedding İzmir’e katılıyorum. İzmir’in bize kattığı artılar çok. Bu yüzden aktif bir biçimde her sene fuara katılmaya devam ettim. Buradaki hareketlilik ve etkileşim oldukça fazla. Farklı ülkelerden çok güzel geri bildirimler alıyoruz. Gelinlik anlamında İzmir Fuarı zaten bir marka haline geldi. Kesinlikle seneye yine buradayız.”



"Müşteri sayımız arttı"


Fatih Nasıroğlu: “İstanbul kökenli bir firmanın sahibiyim ve bu sene İzmir’deki fuara ikinci kez katıldık. Çok güçlü yabancı müşterilerimiz oldu. Fuar’daki müşteri sayısı geçen seneye göre çok arttı ve bu sene fuar daha da iyiye gitti. Başka gelinlik ve abiye fuarlarına katılma gereksimi duymuyorum çünkü İzmir, tüm ihtiyaçlarımıza yanıt veriyor.”



Marka tanıtımı


Rachad Itani (Lübnan) : “Geçen sene fuara ilk katılışımdı ve markamın bilinirliği daha azdı. Ancak bu sene fuara katıldığımda gördüm ki, markam artık burada da tanınmış. Uluslararası tasarımcıların aynı hol içerisinde bulunması aslında çok önemli. If Wedding İzmir hepimiz için çok güzel geçiyor. Müşterilerimiz tasarımlarımızı ve çizgilerimizi beğeniyor. Artık hep İzmir’de olacağız.”



Tasarım zenginliği


Erdal Güvenç: “İzmir, fuarcılık anlamında her sene kendini yenileyen ve üstüne artı değerler koyan bir konuma geliyor. Koleksiyonlar muhteşem, kalite de çok iyi. Fuar hem yabancı hem de yerli ziyaretçi açısından oldukça hareketli.. Avrupa ve Arap ülkelerinin ihtiyacını karşılayacak tasarım zenginliği İzmir’de mevcut. Bu fuara 10 sene sonra tekrar baktığımızda, çok farklı bir yerde göreceğiz.”



Dünyanın gelinlik başkenti


Süleyman Deli: “IF Wedding İzmir sayesinde firmamız gün geçtikçe dünyadaki yerini almaya başladı. Firmamın büyümesinde If Wedding’in katkısı çok büyük. İzmir’deki fuarlara katıldıktan sonra hızlı bir yükseliş sergiledik. Dünyadaki birçok fuara katıldım ama gördüm ki, hem katılımcı hem de ziyaretçi olarak İzmir fuarının başarısı tartışılamayacak kadar iyi. Fuar, bu sene geçtiğimiz senelere göre çok çok daha iyi bir durumda. Gerek yurt dışından gerekse yurt içinden gelen katılımcıların sayısı her geçen gün artıyor. Aslında İzmir, ‘dünyanın gelinlik başkenti’ olarak anılmaya başlandı.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AFAD: "Turuncu ve sarı uyarı verilen illerde 22 bin 813 personel, 7 bin 689 araç/iş makinesi görev aldı" İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), yoğun kar yağışı ve olumsuz hava şartları nedeniyle turuncu uyarı verilen 12 il ve sarı uyarı verilen 26 ilde toplam 22 bin 813 personel ile 7 bin 689 araç/iş makinesinin görev aldığını açıkladı. AFAD, resmi sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, "Ülkemiz genelinde muhtelif illerimizde 27-29 Aralık tarihleri arasında meydana gelen yoğun kar yağışı nedeniyle yaşanan gelişmeler, AFAD Başkanlığımız tarafından 7/24 esasına göre yakından takip edilmiş; sahadan alınan anlık durum verileri doğrultusunda AFAD ekiplerimiz başta olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşlarımız ile gerekli koordinasyon sağlanmıştır. Bu kapsamda, Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) çerçevesinde ilgili afet grupları aktif hale getirilmiş ve çalışmalar eş güdüm içerisinde sürdürülmüştür. Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan değerlendirmeler doğrultusunda, ülkemizin farklı bölgelerinde etkili olan yoğun kar yağışı ve olumsuz hava koşulları nedeniyle; turuncu uyarı verilmiş olan 12 İlimiz ve sarı uyarı verilmiş olan 26 ilimizde toplam; 22 bin 813 personel 7 bin 689 araç/iş makinesi görev almıştır" denildi. "112 Acil Çağrı Merkezine toplam 2.945 ihbar verildi" Açıklamada, "112 Acil Çağrı Merkezine toplam 2 bin 945 ihbar ulaşmış ve tamamına müdahale edilmiştir. Ulaşımda yaşanan aksamalar nedeniyle yollarda mahsur kalan vatandaşlarımıza yönelik olarak; Bin 670 paket içme suyu, bin 596 paket kumanya, 600 adet battaniye dağıtımı gerçekleştirilmiştir. Yoğun kar yağışı ve tipi nedeniyle ulaşıma kapanmış olan karayollarında Karayolları Genel Müdürlüğü ekipleri, mahalle ve köy yollarında İl Özel İdareleri ve belediyelerin ekipleri tarafından başlatılmış olan çalışmalar devam etmektedir. Yoğun kar yağışı ve tipi nedeniyle enerji kesintisi yaşanan yerleşim birimlerine enerji arzının yeniden sağlanmasına yönelik çalışmalar, ilgili dağıtım kuruluşlarının ekipleri tarafından sürdürülmüş ve kademeli olarak normale dönüş sağlanmıştır" ifadelerine yer verildi.
Antalya Antalya’da 2025 kazı sezonu: Tapınaklardan heykellere, mozaiklerden insanlık tarihinin en eski izlerine uzanan keşifler Kültür ve Turizm Bakanlığının "Geleceğe Miras" projesi kapsamında Antalya genelinde 20’den fazla noktada yürütülen kazı ve araştırmalar, 2025 sezonunda kentin arkeoloji haritasını baştan yazdı. Phaselis’te kişisel korunma amaçlı tılsımlardan Aspendos’ta Hermes’e, Limyra’da kayıp Zeus Tapınağı’ndan Karain’de Türkiye’nin en eski insan dişlerine kadar uzanan buluntular, Antalya’nın katmanlı tarihini gözler önüne serdi. Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından paylaşılan bilgilere göre, Kültür ve Turizm Bakanlığının "Geleceğe Miras" projesi kapsamında 2025 yılında Antalya genelinde 20’den fazla merkezde sürdürülen kazı ve araştırmalar, kentin geçmişine dair önemli boşlukları dolduran nitelikli buluntular ortaya koydu. Kemer kıyılarından Finike vadisine, Serik platosundan Alanya yamaçlarına uzanan geniş coğrafyada tapınaklar, heykeller, mozaikler ve gündelik yaşama ait izler gün yüzüne çıkarıldı. Phaselis’te günlük yaşam ve inanç izleri Denizcilerin kenti Phaselis’te, Domitianus Agorası ve Arkaik Apollon sunağı çevresinde yürütülen çalışmalarda Roma Dönemi’ne ait dikkat çekici küçük buluntular ele geçirildi. Bronz muhafaza içinde rulo halinde saklanan lamella muska; üzerindeki işaretler, harfler, cam/obsidyen parçası ve organik kalıntılarıyla kişisel korunma amacıyla taşınan tılsımların neredeyse eksiksiz bir örneği olarak değerlendirildi. Aynı alanda bulunan silindirik asma kilit ve zincirler, bronz yazı kalemi, bezemeli bronz pergel ve küçük kaide üzerindeki bronz fare figürü, kentte güvenlikten yazışmaya, zanaatten sembolik inanç dünyasına uzanan zengin bir tabloyu ortaya koydu. Side’de kapsamlı dönüşüm Side Antik Kenti’nde yıl boyunca süren kazı ve restorasyonlar, kentin mekânsal bütünlüğünü yeniden görünür kıldı. Anıtsal çeşme çevresi, mozaik ve fresklerle bezeli mekânlar, su kemerleri ve kamusal alanlar ortaya çıkarılırken; Helenistik ve Roma dönemlerine uzanan şehircilik anlayışı daha net okunur hale geldi. Uzun süredir kapalı olan mahalleler ile piskoposluk bölgesinin ziyarete açılması, arkeopark düzenlemeleri ve gece müzeciliği kapsamında gerçekleştirilen aydınlatmalar, Side’nin kültürel mirasını günün her saatinde deneyimlenebilir kılmayı hedefledi. Aspendos’ta tiyatro caddesinin doğusundaki anıtsal çeşme yıkıntıları arasında mermer bir Hermes heykeli gün yüzüne çıkarıldı. Kitabeli kaidesiyle 1,65 metreye ulaşan ve MS 2-3. yüzyıla tarihlenen heykelde Hermes’in para kesesi, asa ve peleriniyle betimlenmesi; kentin giriş aksında ticaret, yollar ve haberleşmenin sembolik önemini vurguladı. Forum alanında ayrıca yaklaşık 2,5 metre boyunda olduğu anlaşılan bir imparator başı ile "esir figürü" olduğu düşünülen sakallı erkek başı ele geçirildi. Limyra’da kayıp Zeus Tapınağı Finike’deki Limyra Antik Kenti’nde, uzun süredir yazılı kaynaklardan bilinen ancak yeri kesinleşmeyen Zeus Tapınağı’na ait mimari kalıntılar tespit edildi. Tapınağın doğu cephesine ait ana giriş düzenlemesi ve çevreleyen unsurların belirlenmesi, kentin dini topografyasının ilk kez somut arkeolojik verilerle değerlendirilmesine imkan sağladı. Syedra’da üretim ve yaşam Syedra’da ortaya çıkarılan onlarca zeytinyağı işliği, üretim, ticaret ve gündelik yaşamın aynı yapı adaları içinde iç içe örgütlendiğini gösterdi. Bronz mobilya ayağı, kapı aksamları, Hermes Kriophoros heykeli, kemik toka, bronz çan ve cımbız gibi küçük eserlerin yanı sıra gümüş karışımlı lanet tableti (defixio), kentin inanç ve ritüel dünyasına da ışık tuttu. Olympos’ta anıtsal gömüler ve mozaikler Olympos’ta denize açılan doğu girişte ortaya çıkarılan tonoz örtülü anıt mezar, seçkinlere ait gömülerin kentin bu aksında konumlandığını gösterdi. Kent içindeki kilisede ise zeminlerin tamamının mozaiklerle kaplı olduğu belirlendi; adak ve dua kitabeleri, Hristiyanlık dönemine ait ibadet yaşamını görünür kıldı. Patara’da kapı çevresinde ticaret Patara kent kapısı çevresindeki kazılar, alanın yalnızca anıtsal bir geçiş noktası değil, aynı zamanda dükkân ve depolarla kentin en hareketli gündelik yaşam merkezlerinden biri olduğunu ortaya koydu. Sikkelerden amphoralara uzanan buluntular, ticaretin yoğunluğunu gösterdi. Myra-Andriake hattında liman ve ekonomi Andriake’de liman yapıları çevresinde belirlenen atölye ve depolama alanları, yerleşimin Roma ve Bizans dönemlerinde çok işlevli bir merkez olduğunu gösterdi. Myra-Andriake arasında, doğal su kaynağıyla ilişkili ve şifalı su kullanımına işaret eden özgün bir yapı da gün yüzüne çıkarıldı. Perge’de Afrodit ve kentli kadın Perge’de MS 2-3. yüzyıla tarihlenen Aphrodite-Eros kompozisyonu ile MS 3-4. yüzyıla ait bir rahibe ya da soylu kentli kadını betimleyen heykel bulundu. Ayrıca MS 582-602 dönemine ait Konstantinopolis basımı altın sikke, kentin geç antik çağdaki ekonomik bağlarını belgeledi. Termessos’ta dağ kentinin kadını Termessos E1 Nekropolü’nde ele geçen, neredeyse gerçek boyutlardaki oturan kadın heykeli; duruşu ve giysi özellikleriyle toplumda "iffetli ve itibarlı kadın" idealinin anıtsal bir yansıması olarak değerlendirildi. Sillyon’da savaş ve yönetim izleri Sillyon’da Orta Çağ’a tarihlenen pişmiş toprak el bombası ile MS 223 tarihli Yunanca kitabeli blok, kentin askeri ve idari açıdan farklı dönemlerde taşıdığı stratejik önemi ortaya koydu. Kızılin’de MÖ 13.500’e tarihlenen tabakada belirlenen yapı izleri, Neolitik’e geçişin erken evrelerine işaret ederken; Karain Mağarası’nda 370-350 bin yıl öncesine tarihlenen iki insan dişi, Türkiye’de stratigrafik meyanda tespit edilen en eski örnekler olarak kayda geçti. Katmanlı bir tarihten geleceğe 2025 sezonu boyunca Antalya genelinde ortaya çıkarılan bu buluntular, kentin yüzeyde görünenin ötesinde katman katman açılan zengin bir arkeolojik mirasa sahip olduğunu bir kez daha ortaya koydu. "Geleceğe Miras" projesi kapsamında yürütülen kazı, koruma ve restorasyon çalışmalarıyla bu mirasın bilimsel yöntemlerle güvence altına alınarak gelecek kuşaklara aktarılması ve turizmle dengeli biçimde buluşturulmasına yönelik çalışmaların sürdüğü belirtildi.
İstanbul Necip Uysal: "Kariyerime bu forma altında nokta koyacağım" Beşiktaşlı futbolcu Necip Uysal, sezon sonuna kadar antrenmanlara devam edeceğini belirterek, "Sezon sonunda da şartlar ne olursa olsun, kariyerime bu forma altında nokta koyacağım" dedi. Beşiktaş’ın futbol planlamasında yer almayacağını belirttiği Necip Uysal, sosyal medya hesabından konuya ilişkin duygularını paylaştı. Beşiktaş’ı her şeyden çok sevdiğini belirten 34 yaşındaki futbolcu yaptığı açıklamada, "Hayatımın 22 yılını siyah-beyaz formayla geçirdim. Umutlarım, hayallerim, sevinçlerim, üzüntülerim hep bu renklerle oldu. İnandığım ilkelerle, doğrudan ve dürüstlükten ayrılmadan yaşamaya gayret ettim. Hayat bana şanlı Beşiktaş takımının kaptanı olmayı nasip etti; ömrüm boyunca bu gururu taşıyacağım. Bu 22 yılda saygıda kusur etmemeye gayret ettim, her zaman elimden gelenin en fazlasını yaptım. Düştüm, kalktım; ama bir kez bile camiaya yakışmayacak şekilde davranmadım. Hiçbir zaman o jeneriklere girecek isim olmadım belki ama bu forma sırtımdayken de hiç geri adım atmadım. Gel dendi geldim, oyna dendi oynadım, otur dendi oturdum. Futbol tarihi gösterişli isimleri hep sayfanın başına yazar ama satır aralarında da o emekçilerin isimleri geçer. Ben ismimin bir gün satır aralarında ve yanında hiçbir soru işareti olmadan yazması hayaliyle büyüdüm. 22 yıl boyunca bir gün bile mutsuzluğun kaynağı olmadım. Kalp kırmamaya gayret ettim. Yaşanan ne olursa olsun hep ’Önce Beşiktaş’ dedim. Beşiktaş’ı her şeyden çok sevdim. ’Ama’ ile başlayan cümle kurmadım. Hatalarım, eksiklerim olmuştur elbet ama bu camiayı mahcup edecek hiçbir hareketin içinde olmadım. ’Ayrılık da sevdaya dahil, çünkü ayrılanlar halâ sevgili’ demiş şair. Her güzel hikayenin bir sonu var, yaşayınca anlıyormuş insan. Ben hayatımda siyah-beyazdan başka forma giymedim, göğsümde farklı bir arma taşımadım. Yine giymeyeceğim, yine taşımayacağım. Futbola ve 22 yıllık emeğime duyduğum saygıdan ve ileride çocuklarıma ’Babanız hiçbir şeyi yarım bırakmadı.’ diyebilmek için sezon sonuna kadar, bana kulübümün gösterdiği yerde ve şekilde antrenmanlarıma devam edeceğim. Sezon sonunda da şartlar ne olursa olsun, kariyerime bu forma altında nokta koyacağım" ifadelerini kullandı. "Hocamı arayıp onun fikrini almak istedim ama başaramadım" Beşiktaş’tan bir talebi olmadığını vurgulayan deneyimli oyuncu, sözlerine şöyle devam etti: "İnsanlar konuşur. İnsanlar söyler. Ama önemli olan yaşananlardır. Bilin ki benimle yapılan konuşmada ’Kadro dışı olduğum’ dışında bir bilgi paylaşılmadı. Konu iletildiğinde, kişisel planlamamı yapabilmek ve sezon sonunda futbola bu forma altında nokta koyabilmek için anlayış istedim, olumsuz karşılandım. Benim zaten Beşiktaş’tan bir talebim olmadı ama bazı sosyal medya hesaplarında anlatıldığı gibi önüme bir opsiyon koyulmadı. Futbolu hemen orada bırakmam istendi. Şartlar ne olursa olsun, iletişimin çok değerli olduğuna inanırım. O yüzden hocamı arayıp onun fikrini almak istedim ama başaramadım. Tüm kariyerini bu forma altında geçirmiş ve takımın kaptanlığını yapmış Necip olarak, konuşacak bir kişi bulamadım. Kendi adıma, kulübüm adına üzgünüm. Beni destekleyecekseniz veya eleştirecekseniz bu gerçekler ışığında yapmanızı isterim. Haberi sosyal medyada gördüğüm andan itibaren düşünüyorum, hiç pişmanlığım var mı diye. Pişmanlığım yok, kalp kırıklığım var ama o da geçer. Bir parça nezaket, her şeyi toz pembe yapardı oysa ki... Ben, Necip Uysal. Bana gönlünde zerre kadar yer ayırmış her taraftarımıza, üzerimde emeği olan hocalarıma, yöneticilerime çok teşekkür ediyorum. Hakkınızı helal edin. Ben, Necip Uysal. Bilin ki bu renkleri çok sevdim. Bu forma altında hayalini bile kuramayacağım mutluluklar yaşadım. Ve bu dakikadan sonra istiyorum ki bu konu sessizce kapansın. Bu camiaya, bu kulübe bir zarar gelmesin. Ben, Necip Uysal ve kalbimden dökülen son cümle, müsaadenizle: Sonu böyle olsun istemezdim."