GENEL - 19 Mart 2018 Pazartesi 10:07

Ebru Baybara Demir, “En güzel miras yerel tohum”

A
A
A
Ebru Baybara Demir, “En güzel miras yerel tohum”

Çeşitli sosyal girişim projeleri ile 500’ü aşkın kadını iş hayatına kazandıran, ulusal ve uluslararası birçok ödüle layık görülen, son olarak da Bask Dünya Aşçılık Ödüllerinde finale kalarak adını duyuran Mardinli Şef Ebru Baybara Demir, LİYAKAT tarafından 5 yıldır sürdürülen Girişim Okulu seminerinde hikayesini Yaşarlı gençlere anlattı.

Çeşitli sosyal girişim projeleri ile 500’ü aşkın kadını iş hayatına kazandıran, ulusal ve uluslararası birçok ödüle layık görülen, son olarak da Bask Dünya Aşçılık Ödüllerinde finale kalarak adını duyuran Mardinli Şef Ebru Baybara Demir, LİYAKAT tarafından 5 yıldır sürdürülen Girişim Okulu seminerinde hikayesini Yaşarlı gençlere anlattı.


Geleceğin iş insanları olan gençler arasında girişimciliğin özendirilmesi, girişimcilik ekosistemine genç fikirlerin katılması amacıyla LİYAKAT Derneği’nin iş dünyasının başarılı girişimcilerini gençler ile bir araya getirmek için düzenlediği “Girişim Okulu” seminerlerinin sonuncusu, Yaşar Üniversitesi işbirliğiyle gerçekleştirildi.


Çeşitli sosyal girişim projeleri ile 500’ü aşkın kadını iş hayatına kazandıran, ulusal ve uluslararası birçok ödüle layık görülen, son olarak da Bask Dünya Aşçılık Ödülleri’nde finale kalarak adını duyuran Mardinli Şef Ebru Baybara Demir, LİYAKAT tarafından 5 yıldır sürdürülen Girişim Okulu seminerinde hikayesini Yaşarlı gençlere anlattı. Demir, sağlıklı ve sürdürülebilir yaşam için yerel tohumları toprakla buluşturduğu Topraktan Tabağa; Yaşayan Toprak, Yerel Tohum Projesini paylaşarak gençlere, “Çocuklarınıza bırakabileceğiniz en güzel miras, yerel tohumlardır” çağrısında bulundu.


Yaşar Üniversitesi İşletme Fakültesi ve LİYAKAT işbirliğinde Selçuk Yaşar Kampüsü Konferans Salonunda düzenlenen Girişim Okulu seminerine İşletme Bölüm Başkanı Prof. Dr. İge Pırnar, LİYAKAT Yönetim Kurulu Başkanı Berkay Eskinazi, Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Engin Deniz Eriş ve sosyal girişimci Şef Ebru Baybara Demir konuşmacı olarak katıldı. İstanbul’daki turizm rehberliği eğitiminin ardından 24 yaşında memleketi Mardin’e dönüp turizmin olmadığı bir kentte karşılaştığı tüm zorluklara karşın yılmayarak meslek sahibi olmayan 21 kadınla birlikte Cercis Konağı’nı açıp kent turizmine hayat veren Demir’in konuşması, gençlerin büyük ilgisini çekti.



İstanbul’dan Mardin’e döndü


1999 yılında İstanbul’daki ekonomik şartların olumsuzluğu nedeni ile Mardin’e dönen Demir, turist rehberi olarak çalışmaya başladığını, ancak Mardin’de 28 kişiden oluşan turist grubunu götürecek restoran bulamayınca yengesi ve komşuları ile ilk girişimini gerçekleştirdiğini aktardı. Mardin’e ilk turistik işyerini kazandıran Demir, “Cercis Murat Konağından önce 1999 yılında resmi kayıtlara göre Mardin’i ziyaret eden turist sayısı 11 bin ve yatak kapasitesi 220 iken 2014 yılında turist sayısı 700 bin ve yatak kapasitesi 5 bin 800’e ulaştı. Mardin’de turizm yatırımları gerçekleşti, işyerimizde çoğu kadın 200’ün üzerinde kişi iş sahibi oldu” dedi.


2014 yılında bölgedeki güvenlik sorunu sebebiyle turistlerin gelmemesi üzerine yeni bir projeye ihtiyaç duyan Baybara Demir, bu kez ilhamını Muhteşem Yüzyıl dizisinin tasarımcısı olan ablasından aldığını ve kadınları yemek yapmanın ardından en iyi bildikleri ikinci iş olan el işleri yapmaya yönlendirdiğini anlattı. Adını Mardin yemeklerinde en fazla kullanılan baharat olan yenibahardan alan “Hayatım Yenibahar” projesi Mardin’in geleneksel el sanatlarının, günlük hayatta modern bir eşyaya dönüştürdüklerini söyleyen Demir, “5 kişi ile başladığımız bu projede, şimdi 52 kişi çalışıyor. Amerika, Arjantin, Fransa’ya kadar ürün gönderiyoruz” diye konuştu.



Başarıları dünyada ses getirdi


Yaptıklarının duyulmasının ardından çeşitli iş birlikleri ile sosyal girişimcilik projelerine devam eden Demir, geçtiğimiz yılın Haziran ayında; Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ve Harran Kaymakamlığı desteğiyle Harran Gastronomi Okulu’nu kurdu. Bölgedeki kız çocukları için Amazon Kraliçeleri Gastronomi Projesini de hayata geçiren Ebru Baybara Demir, projeye Suriyeli mülteci kadınları de dahil etti. Proje kapsamında İstanbul’daki ünlü restoranlarda eğitim alma fırsatı da bulan katılımcılarından 108 kişinin bir kısmı AFAD Kamplarında, bir kısmı Harran’da okul yemekhanelerinde ve özel sektörde çalışıyor. Demir, bu projesi ile dünyanın önde gelen mutfak enstitüsü Bask Aşçılık Merkezinin, her yıl mutfaktaki yeteneğini toplum yararına sosyal sorumluluk projeleriyle birleştiren şefleri taçlandırdığı, dünyanın en prestijli şef yarışmalarından biri olan Bask Dünya Aşçılık Ödülleri’ne aday gösterildi. Demir, 30 ülkeden 110 aday arasında ilk 10’a girmeyi başardı.



Şimdi yerel tohumların peşinde


Kızının geçirdiği beyin tümörü ameliyatının ardından beslenme konusunda daha özenli davranmaya başladığını belirten Ebru Baybara Demir, “Sağlıklı gıda için araştırma yapmaya başladım ve Türkiye’de yerel tohum kültürümüzün yok olmaya başladığını, biyoçeşitliliğimizi kaybettiğimizi gördüm. Soruna çözüm için Mardin’de geleneksel tarıma başladık. Bir kooperatif kurdum. Yine kadınlar ile yola çıktık ve çalışan mühendislerimiz kadın. 300’ün üzerinde de kadın çiftçimiz bizimle. Suriyeli mültecileri de projemize kattık. Onlar tarım teknolojilerini bize göre geriden takip ettikleri için yerel tohumlara çok daha hakimler. Projemizin ilk destekçisi, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü FAO oldu, onu devletimizin kurumları takip etti. Tarımda önemli birkaç nokta var. Bir tanesi yerel tohum ve toprağı korumak, ikincisi kadın çiftçiler. Türkiye’de 5 milyon 800 tarım işçisi var, bunların 3 milyona yakını kadın. Fakat sadece yüzde 2’sinin sosyal güvencesi var. Devlet desteğiyle bizim projemizde 300’den fazla kadın sosyal güvence altına alındı” dedi.


Demir, LİYAKAT Derneği ile işbirliği yapıp yeni bir tarım projesini hayata geçirmek istediklerini belirterek, yerel tohumların saklanmasıyla ilgili de Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü ile bir proje gerçekleştireceklerini söyledi.



“En güzel miras yerel tohum”


Amaçlarının erişebilen tüm yerel tohumlara ulaşmak ve bölgesine göre yetişebilen tohumları tespit ederek ekimlerini yapmak olduğunu belirten Ebru Baybara Demir, gençlere çağrıda bulunarak, “Gıda, gelecek yıllarda hayatımızda çok daha önemli bir yere sahip olacak. Size tavsiyem; ne yaparsanız yapın, çocuklarınıza mal mülk bırakmanız çok önemli değil, bu dünyada yapacağınız en önemli şey, eğer yapabiliyorsanız yerel tohumları çocuklarınıza miras olarak bırakmak olsun” dedi.



Girişimcileri cesaretlendirmek için…


Günümüzde girişimcilik ve girişimci fikirlerin ortaya çıkıp hayata geçmesinin büyük önem taşıdığına dikkat çeken Berkay Eskinazi, büyük önem verdikleri Girişim Okulu projesinin en önemli amacının, genç girişimcilere doğru örnekleri göstererek onları cesaretlendirmek olduğunu söyledi. Eskinazi, gelişimin temelinin girişim olduğunu vurguladı ve kendi iş yaşamından örneklerle inovatif iç girişimciliği anlattı. Seminerin moderatörlüğünü de yapan Doç. Dr. Engin Deniz Eriş, girişimcilikte inovatif olmanın önemini anlatarak iş sahibi ile inovatif girişimci arasındaki farklara değindi. Prof. Dr. İge Pırnar ise dünyadan inovatif girişim örneklerini anlattı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.
Erzincan Erzincan’da Filistin’e destek yürüyüşü yapıldı Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) öğrencileri tarafından, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstermek, Avrupa ve Amerika’da çeşitli üniversitelerde Filistin için yapılan protestolara destek vermek amacıyla ‘Gazze İçin Yürüyüş ve Dua’ programı düzenlendi. EBYÜ’de öğrenim gören öğrenciler ile akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda Erzincanlı vatandaş, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek ve aynı amaçla ABD ile Avrupa’daki üniversitelerde yapılan eylemlere destek vermek amacıyla EBYÜ kampüsünde toplandı. Program, İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden Eyüp Budak’ın okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Daha sonra öğrenciler, İngilizce ve Türkçe, "Gazze’de katliam var, sesini yükselt", "Bugünün Nazi’si işgalci İsrail", "Kudüs için, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa için, Filistin için" yazılı pankart açtı. Özgür Filistin eylemlerine destek olmak amacıyla gerçekleştirilen programda EBYÜ öğrencileri adına basın açıklamasını Furkan Çoban okudu. Açıklamada şu metne yer verildi: “Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz, ama Allah’ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda harcadığınız her şeyin karşılığı, zerrece haksızlığa uğratılmadan size tastamam ödenecektir. Bir asırdır Filistin’i işgal etmeye çalışan Siyonist terör şebekesi yaklaşık 210 gündür Gazze halkına zalimce saldırmaya devam ediyor. Filistin’de göğe yükselen bebeklerin ve çocukların feryadı, katledilen binlerce masum çocuğun mazlumiyeti; arşı alayı titretti ve arştan arza, yeryüzü şeytanlarının ve zalimlerin fermanı olarak indi. Ve dünyanın dört bir tarafında yeryüzünün vicdan ehli insanları, bataklığa düşmüş insanlığın onurunu ayağa kaldırmak adına bir devrim ateşini tutuşturdular. Bu devrim ateşi elden ele tüm ülkelerin ve milletlerin ufkunu aydınlatmaktadır. Filistin davasına destek amaçlı yapılan bu eylemler Siyonizm’in temsil ettiği küresel şeytani düzene karşı haklı bir isyandır. Başta Amerika ve Fransa olmak üzere, Batı dünyasının birçok yerinde en saygın kabul edilen üniversitelerde gönüldaşlarımız ayağa kalkarak isyan ateşine destek vermiş ve küresel intifadanın bir parçası olmayı tercih etmiştir. Birçok akademisyen ve öğrenci, bu davaya destek olmuştur. İntifada ateşi, sinelerinde yürek taşıyan herkesi etkisi altına almıştır. Tüm tedbir ve baskılara rağmen, onurlu gençlerin ve akademisyenlerin isyanları engellenememektedir. Binlerce öğrenci ve akademisyenin tutuklanması, sonucu değiştirmemiştir. Buradan zulme sessiz kalmayan bu onurlu akademisyenleri ve öğrencilerini selamlıyoruz. Ey vicdanlı ve aziz halkımız; sizler de kalkın ve bu insanlık zincirinin halkalarını oluşturun. Bu insanlık devrimine siz de iştirak edin. Gönülleriniz bu dava için atsın, Diliniz bu davayı konuşsun ve kalemleriniz bu davayı yazsın. İnsanlığın ikiye ayrıldığı bir zamanda aziz ve özgür insanların saflarında yer alın ve küresel intifadanın şerefini bir madalya olarak taşıyın. Bu şeref sizden sonraki nesillere de aktarılsın. Küresel intifadaya ve bu intifadayı kuşanan özgür ruhlu cesur yüreklere selam olsun. Ve buradan tekrar hatırlatıyoruz: Ehli Vicdan, Ehli iman olan ve kalbinde zerrece İnsanlık taşıyan herkese diyoruz ki küresel boykot mallarını almayın-aldırmayın. Unutmayın ki alınan her boykot malı bir bomba, bir tank veya bir füzedir. Ümmetin ve insanlığın izzet örtüsüne dokunan Siyonist eller varsa, onlara karşı çıkan yiğitler, Sütçü İmamlarda vardır elbet. Nihayetinde Şanlıurfa’dan bir yiğit çıktı adı Hasan saklanan idi. İmanı gayreti cesareti kabul etmedi bu zilleti ve canını Rabbi Rahmana teslim etti. Rabbimizden niyazımız şehidimizin attığı bu adımın zulmün tahtını sarsması ve İslam dünyasının bu zelilce seyirciliğine son vermesidir. Gazze’yi unutmama ve unutturmama adına elimizden ne geliyorsa yapacağız, insanlık ve Müslümanlığın bağrına hançer saplanmış iken buna seyirci ve ilgisiz kalmak elbette mümkün değildir. Son olarak buradan tüm dünyaya haykırıyoruz: Kudüs ve Mescidi Aksanın kurtuluşu için yapılacak olan her türlü meşru eylemin yanındayız, tarafıyız ve destekçisiyiz. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi öğrencileri.” Basın açıklaması sonrasında yapılan yürüyüş ile program nihayete erdi.