GENEL - 18 Mayıs 2018 Cuma 10:42

Güzelbahçe’de seferler başladı

A
A
A
Güzelbahçe’de seferler başladı

Kent içi ulaşımda Körfez’den daha yoğun yararlanmayı hedefleyen İzmir Büyükşehir Belediyesi, Güzelbahçelilerin heyecanla beklediği gemi seferlerini başlattı.

Kent içi ulaşımda Körfez’den daha yoğun yararlanmayı hedefleyen İzmir Büyükşehir Belediyesi, Güzelbahçelilerin heyecanla beklediği gemi seferlerini başlattı. Sabah 07.35’de Güzelbahçe İskelesinden Konak’a ilk seferini yapan geminin yolcuları arasında Başkan Aziz Kocaoğlu da vardı.


Son teknoloji gemilerle donattığı filosuyla deniz ulaşımında önemli hamleler yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi, İZDENİZ tarafından gerçekleştirilen Güzelbahçe seferlerinin startını verdi. Güzelbahçelilerin sabırsızlıkla beklediği ilk vapur, 07.35’de Konak’a hareket etti. Yoğun ilgi gösterilen ilk sefere İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce ve ilçe meclis üyeleri de katıldı. Güzelbahçeliler Başkan Kocaoğlu’nu Türk bayrakları ve İzmir Marşı eşliğinde karşıladı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Melis Üyesi İsmail Kandemir ise balıkçı esnafı adına Başkan Kocaoğlu’na sinarit balığı hediye etti.



“Güle güle kullan Güzelbahçe”


Mordoğan, Urla ve Foça’dan sonra Güzelbahçe’de de vapur seferi başlattıklarını dile getiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Güzelbahçe’ye iskele yatırımımızı yaptık ve vapur seferlerini yapacak duruma geldik. Bugün de Güzelbahçeli hemşerilerimizle birlikte ilk seferi gerçekleştiriyoruz. Umuyorum vatandaşlarımız destekler ve biz de bu hizmetimize devam ederiz. Sabah işe gelenler ve akşam evlerine dönenleri deniz havasıyla buluşturup evlerine taşıyabiliriz. Yaşatmaya çalışacağız. Tabii ki de hem Güzelbahçeliler hem de Urlalılar destek verirse. Herkese hayırlı uğurlu olsun. Güle Güle kullan Güzelbahçe” dedi.



“Hem modern, hem hızlı hem de çok keyifli”


Modern gemileri İzmir’e kazandırdığı için Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na teşekkür eden Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce ise “Güzelbahçe, Yarımada’nın hemen kapısı. Vapur seferleri ise hemşerilerimizin uzun müddettir beklediği bir olaydı. Vapurla ulaşım çok keyifli. Güzelbahçelilerin, Seferihisarlıların ve tüm komşu ilçelerin modern, hızlı gemilerle ulaşım yapmalarını diliyorum. Önemli olan bu seferin konması değil kullanılmış olmasıdır. Ne kadar kullanılırsa, sefer sayıları da o kadar artacaktır” şeklinde konuştu.



Donanma mürettebatı da selamladı


“İhsan Alyanak” vapurunun ilk Güzelbahçe seferi sırasında, tatbikat amacıyla İzmir’de bulunan donanmaya ait TCG Kemal Reis ve TCG Göksu gemilerinin mürettebatı da Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu selamladı.


İZDENİZ’in Güzelbahçe seferleri için yaptığı ilk sefer sakinlerini de çok mutlu etti. İlk vapurun seferine katılmanın heyecanı içerisinde olduğunu belirten Fadime Özkalay, “Güzelbahçelilerin her gün merakla beklediği bir olaydı. 5 senedir bu ilçede yaşıyorum. İlk seferin heyecanından sabah 06.00’da kalktım ve dedim ki ‘Bu vapura yetişmem lazım.’ Çok mutluyuz. Bundan sonra otobüse binmek yok” dedi.


Güzelbahçe vapurlarının hizmete girmesiyle büyük bir lükse kavuştuklarını dile getiren Mürüvet Ağar, “Güzelbahçe’yi çok seviyorum. Karşı komşumuz Karşıyaka ile deniz ulaşımı yoluyla gidip gelemiyorduk. Şimdi ise deniz ulaşımı hem işe gidip gelecekler hem de vatandaşlar için inanılmaz bir fırsat oldu. Trafik keşmekeşi olmadan, insanların kalabalığından sıyrılmış bir biçimde bir ulaşım yapacağız. Çok sevinçliyiz, çok mutluyuz. Güzelbahçe deniz keyfiyle buluştu” şeklinde konuştu.


Şahal Pazır ise duygularını şu cümlelerle anlattı: “Çok uzun müddettir Güzelbahçe seferini bekliyorduk. Sabah erkenden kalkıp ilk sefere binmek için hazırlandık. Artık trafiğe girmeden, denizin içerisinde huzurlu bir yolculuk yapacağız. Deniz yolculuğu hem çok keyifli hem de Güzelbahçe’ye yeni bir değer oldu.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.