GENEL - 10 Haziran 2018 Pazar 10:51

İzmir Büyükşehir’den milyarlık yatırım

A
A
A
İzmir Büyükşehir’den milyarlık yatırım

İzmir Büyükşehir Belediyesi, 1 milyar liralık F.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, 1 milyar liralık F. Altay-Narlıdere metro hattının temelini törenle attı. Narlıdere Metrosu için 176 milyon euro’luk uluslararası kredinin sözleşmesini imzaladığını, Buca Metrosu’nun 500 milyon euro’luk kredisinin de hazır olduğunu açıklayan Başkan Kocaoğlu, "Daha öncekiler gibi bu projelerin eti de bizim, kemiği de. Kanunen devletin belediyeye vermesi gereken paranın dışında ne bir proje desteği, ne de bir tek kör kuruş yardım aldık" diye konuştu.


İzmir Büyükşehir Belediyesi, 14 yıldır kesintisiz sürdürdüğü raylı sistem yatırımlarına yeni bir halka daha ekliyor. İzmir Metrosu’nun 4. aşaması olan F. Altay-Narlıdere hattının temeli Balçova’da düzenlenen törenle atıldı. Törene İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun yanı sıra CHP İzmir Milletvekilleri Atilla Sertel ve Tacettin Bayır, CHP İl Başkanı Deniz Yücel, Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur, Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya, Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce, Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan ve meclis üyeleri katıldı. Özellikle Balçova ve Narlıdereli vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği törenin ardından davetlilere iftar yemeği verildi. Genç ressam Ertan Kızıldağ, kendi çizdiği Aziz Kocaoğlu karakalem portresini başkana hediye etti.



"Yolcu sayısı 12-13 kat artacak"


İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, törende yaptığı konuşmada “11 kilometre raylı sistem devraldım. Bugün 179 kilometre çalışıyor. 70-80 bin kişi taşıyorduk günde. Konak tramvayı oturduktan sonra 850 bin kişiye ulaşıyoruz. Yani raylı sistemde günlük taşıdığımız yolcu sayısını 12-13 kat artırmış olacağız" dedi. İZBAN’da TCDD’den kaynaklanan sinyalizasyon probleminden dolayı kapasitenin ancak yarısını kullanabildiklerini kaydeden Başkan Kocaoğlu, "Bir bu sinyalizasyon bir de banliyö trenleriyle aynı hattın kullanılması meseleleri var. Bu problemleri 2005 yılındaki protokolden beri konuşuyoruz ama bir türlü yapılmadı. Şu an İZBAN’da günlük 350 bin civarında yolcu taşıyoruz. Bu iki sorun çözüldüğünde, 4 ay içinde yolcu sayısını ikiye katlarız" diye konuştu.



"Selçuk hattında sinyalizasyon yok"


‘8 Eylül’de açılacak’ denilen Selçuk İZBAN hattıyla ilgili de konuşan Başkan Aziz Kocaoğlu şunları söyledi:


"Selçuk’ta törenle açtıklarını söyledikleri Torbalı-Selçuk İZBAN hattı hala bitmemiştir. Tek hat üzerinden yolculuk yapılmaktadır. Sinyalizasyon yoktur. Telsiz telefonlarla bir tren gidip gelmektedir. Selçuk’ta yaşayan hemşehrilerimiz de fiyat politikasından dolayı rahatsız. Çünkü ‘gittiğin kadar öde’ sistemini bu nedenle Selçuk’ta uygulayamıyoruz."



"176 milyon euro’luk kredi tamam, sırada 500 milyon euro var"


Temelini attıkları Narlıdere Metrosu için 176 milyon euroluk uluslararası kredinin sözleşmesini, dün sabah Ödemiş’e giderken bir benzin istasyonunda imzaladığını ifade eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, "Bu işin kredisi tamam. Ulaştırma Bakanlığı Alt Yapılar Genel Müdürlüğünde onaylanan 13.5 kilometrelik Üçyol-Buca metro hattımız için de Kalkınma Bakanlığı bir üst yazı yazıp Yüksek Planlama Kuruluna gönderecek. Bu kurul Başbakan ve 8 bakandan oluşuyor. YPK onayladığında, onun da ihalesine çıkacağız. Buca metrosu için 500 milyon euroluk, Türk lirası olarak yaklaşık 3 milyar liralık, siyasetçilerin dediği gibi eski parayla 3 katrilyonluk krediyi alıp Buca’da metroyu götürmek için her türlü hazırlığı yaptık" dedi.



"Eti de bizim kemiği de"


Uzun yıllardır ‘İZBAN Aliağa’ya gitmelidir’ dediklerini belirten Başkan Kocaoğlu şöyle devam etti:


"İhaleye çıkıyorlar diye duyumlar alıyoruz. Onlar ihaleye çıkarlarsa biz de üstümüze düşen alt geçitleri istasyonları yapacağız. Bu sene temelini atarsak, İzmir’deki raylı sistem ağının uzunluğu 250 kilometreyi bulacak. 11 kilometreden başladık, 250 kilometreye doğru yürüyoruz. Bunların hazırlıkları bittikçe, finans dengemizi güçlendirdikçe daha birçok metro yatırımı İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılacaktır. Şunu da ifade etmek istiyorum. Biz Türkiye Cumhuriyeti Devletine bağlı bir il olarak, üçüncü büyük il olarak, kanunen devletin belediyeye vermesi gereken paranın dışında ne bir proje desteği aldık ne de bir tek kör kuruş yardım aldık. Bu projelerin eti de bizim, kemiği de. Her şeyi bizim. İzmir Büyükşehir Belediyesinin ve İzmirli hemşehrilerimizin."



"Sadece imza istiyoruz"


İktidar mensuplarının geçmiş dönemde İzmir’e yönelik söylemlerini hatırlatan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, "Bir zamanlar bu kente başka sıfatlar ekleyenler, bir taraftan ‘sümüklü, kirli çocuk’ diyenler, bir taraftan ‘bu kentin itikadı zayıf’ diyenler, ‘bu kent bir köydür’ diyenler, şimdi ‘İzmir bizim göz bebeğimiz’ diyor. ‘İzmir’e ne yapsak yeridir’ diyorlar ama hiçbir şey yapmıyorlar. Biz yerel yönetim olarak kentimizi geliştirdik. Kendi gücümüzle, İzmir’in, hemşehrilerimizin gücüyle kenti ayağa kaldırdık. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri öncülük yaptı. Siz engellemeyin. Siz sadece imza atın. Bizi engellemeyin. Sizden iltifat da istemiyoruz. Biz 81 vilayet içinde kendi göbeğini kendi kesecek tek kentiz. Başka bir kentte, o kentin duruşu diye bir şey yoktur. Ama İzmir’de İzmir duruşu vardır. İzmirli hemşehrilerime bu yüzden çok teşekkür ediyorum. ‘Oy verirseniz yatırım yaparız. Oy vermezseniz yatırım yapmayız’ diye bangır bangır bağıran, kürsülerde nutuk atan siyasetçilere İzmir ödün vermemiştir" dedi.



Tramvay teşekkürü


Başkan Kocaoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Metronun, raylı sistemin İzmir trafiğine katkısını bir örnekle açıklamak istiyorum. Eğer biz bu raylı sitemleri yapmasaydık, bugün otobüslerle 800 bin civarında yolcu taşınacaktı. Bunu yapmak demek, sisteme bin 200 tane daha otobüs sokmak demektir. Bunu yaptığınızda İzmir trafiğini ise siz düşünün. İzmir büyüyor, gelişiyor, hemşehrilerimiz kalkınıyor, araba alıyor ama trafiği biz belirli oranda kontrol ediyoruz. Raylı sistem yaparak trafik problemi çözülmüş bir kent bırakmak istiyoruz. Ayrıca Gülermak firmasına da teşekkür ediyorum. Metro için değil. Hem Karşıyaka hem de Konak tramvay projelerini zamanından önce, eksiksiz bitirdiği ve şu an tıkır tıkır çalıştığı için. Sanıyorum gelen makineler, kullanılan teknolojiler sayesinde öngördüğümüz zamandan daha kısa sürede bu metromuzu da hizmete açacağız. Onun gururunu, hizmet motivasyonunu hep birlikte yaşayacağız."



7.2 kilometrelik hat


İzmir’in 180 kilometreye ulaşan raylı sistem ağı büyümeye devam ediyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Hafif Raylı Sisteminin 4. aşaması olarak adlandırılan F.Altay-Narlıdere Kaymakamlık arasındaki bölümün yapımı için Gülermak Ağır Sanayi İnşaat ve Taahhüt A.Ş. ile sözleşme imzalandı. 7,2 kilometrelik hat TBM (tünel açma makinesi) kullanılarak “derin tünelle” geçilecek. Bir yandan kazı yapıp çıkan taşı ve kumu taşıma bandı ile ayrıştırarak çıkartan, diğer yandan da tünelin beton plaklarını yerleştiren TBM sayesinde, tünel inşaatı sırasında oluşması muhtemel trafik, sosyal yaşam ve alt yapı sorunları da minimuma inecek. İhale bedeli 1 milyar 27 milyon TL olan işin süresi 42 ay olarak planlandı. 7 istasyondan oluşan hatta Balçova, Çağdaş, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastane, Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF), Narlıdere, Siteler ve son olarak Kaymakamlık durakları olacak.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifika belgesi olan firmalar bunlara dikkat Uluslararası ticarette gümrük süreçleri ve Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası (YYS) yerinde izleme konusunda açıklamalarda bulunan Gümrük Müşaviri Barış Çakır, “YYS belgesine sahip olan firmaların bu belgeyi güncel ve sürdürülebilir kılmaları son derece önemlidir. Özellikle belirli aralıklarla yapılan yerinde izleme ve saha denetimleri, firmaların belgeyi güncel tutmaları ve uyum sağlamaları açısından hayati bir rol oynamaktadır” dedi. Asset GLI Risk ve Yasal Uyum Koordinatörü Barış Çakır, uluslararası ticarette gümrük süreçleri ve YYS yerinde izleme konusunda açıklamalarda bulundu. Dünya genelinde dış ticaret, sürekli değişen dinamiklerle karşı karşıya kaldığını belirten Çakır, “Her ülkenin güvenlik endişeleri, politik duruşları ve potansiyel tehditler ticaretin düzenlenmesinde ve denetlenmesinde sürekli yeni düzenlemelerin gündeme gelmesini sağlıyor. Bu durum, gümrük düzenlemelerinin ve uluslararası ticaretin belirleyici unsurlarının sürekli gözden geçirilmesini gerektiriyor” dedi. “Belgenin güncel tutulması hayati bir rol oynamakta” Çakır, “Son yıllarda, uluslararası ticarette artan güvensizlik ortamı, ticaretin emniyet ve güvenlik önlemlerini daha da ön plana çıkardı. Bu çerçevede, Ticaret Bakanlığı tarafından 2013 yılında başlatılan ve ülkemizde Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası (YYS) olarak bilinen uygulama, ticarette kolaylaştırma ve daha az denetlenme hakkı tanımakta ve ticaretin hızlanmasını amaçlamaktadır. Ancak, YYS belgesine sahip olan firmaların bu belgeyi güncel ve sürdürülebilir kılmaları son derece önemlidir. Özellikle belirli aralıklarla yapılan yerinde izleme ve saha denetimleri, firmaların belgeyi güncel tutmaları ve uyum sağlamaları açısından hayati bir rol oynamaktadır” diye konuştu. “YYS başvuru belgelerinin tekrar ibrazı kritik bir adımdır” Çakır, yerinde izleme ve saha denetimi sürecinde, firmaların ilk olarak sunmuş oldukları başvuru formlarının güncel versiyonlara uygun olması gerektiğini ifade ederek, “Ayrıca, yazılı usullerin uygulanması aşamasında, firmaların tesis bilgilerinin güncel ve eksiksiz olması büyük önem taşımaktadır. YYS başvuru belgelerinin tekrar ibrazı da kritik bir adımdır. Başvuru sırasında sunulan belgelerin, YYS şartlarını karşılayıp karşılamadığı kontrol edilmekte ve güncel halleriyle tekrar sunulması istenmektedir. Bu süreçlerin yönetilmesinde, bölge müdürlüklerinin başvuru ve inceleme süreçleri oldukça kritiktir. Belgelerin eksiksiz ve uyumlu olması için bölge müdürlükleri tarafından detaylı kontroller yapılmaktadır. Eğer eksik bilgi veya belge tespit edilirse, firmadan bu eksikliklerin giderilmesi talep edilir” şeklinde konuştu. “Belgenin sürdürülebilir kılınması, ticaretin güvenilir bir şekilde devam etmesini sağlayacaktır” Genel Müdürlük incelemesi ise sürecin en kapsamlı noktasını oluşturduğunu söyleyen Barış Çakır, “Ek-2 soru formu ve diğer yazılı beyanların uyumluluğu Genel Müdürlük tarafından titizlikle incelenir. Eksik bilgi veya belge tespit edilirse, firmadan eksikliklerin giderilmesi talep edilir ve süreç bu şekilde devam eder. Son olarak, saha denetimi aşamasında müfettişler tarafından fiziki şartların incelenmesi ve değerlendirilmesi büyük önem taşır. Bu süreçte, yazılı beyanlarla fiziki şartların uyumlu olup olmadığı kontrol edilir ve sürecin sonlandırılmasına karar verilir. Ticarette kolaylaştırma ve hızlanma adına büyük öneme sahip olan YYS statüsü için süreçlerin profesyonellerce yönetilmesi ve belgenin sürdürülebilir kılınması, ticaretin güvenilir bir şekilde devam etmesini sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.
İstanbul Münevver Karabulut’un babası, Cem Garipoğlu’nun otopsi fotoğraflarını yorumladı Süreyya Karabulut, otopsi raporlarında yer alan fotoğrafların Garipoğlu’na ait olduğu konusunda şüpheleri olduğunu söyledi. Cem Garipoğlu tarafından katledilen Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut, 10 yıl sonra ortaya çıkan otopsi fotoğrafları hakkında ilk kez konuştu. Sunuculuğunu Nur Tuğba Namlı ve Hakan Ural’ın yaptığı, Kanal D’nin sevilen programı “Neler Oluyor Hayatta”nın bugünkü son bölümünde çok konuşulacak bir telefon bağlantısı gerçekleştirildi. “Fotoğraflara inanmıyorum” Süreyya Karabulut, otopsi raporlarında yer alan fotoğrafların Garipoğlu’na ait olduğu konusunda şüpheleri olduğunu söyledi. Dava sürecinde adli tıp kurumunda yapılan şaibeli işlemlere dikkat çekerek şunları söyledi: “Fotoğraflarla bu iş olur mu? Fotoğraflarla bu iş olmaz. Dublörünü yapar yollarlar. Geçmişte adli tıp kurumunda uğradığım haksızlıktan sonra, ben nasıl odur diyeyim yani. İnanmıyorum. Kumpasın içindeyim.“ “Mezarın açılmasını istiyorum” Fotoğraflarla şüphelerinin giderilmediğini söyleyen Süreyya Karabulut, mezarın açılması gerektiğini şu sözlerle dile getirdi: “İşi ört bas etmek isteyen güçlü bir aile var karşımda. Ben nasıl inanayım, nasıl güveneyim? Bir an önce mezarın açılmasını talep ediyorum. Ben fotoğraflardan tatmin olmadım. Mezarın açılmama kararındaki ısrar, beni daha da şüpheye düşürüyor. İlahi adalet diye bir şey var. Er ya da geç adalet yerini bulacak. Mezarın açılması için mücadele etmeye devam edeceğim.“
Antalya Safari kazasında can pazarı: 12’si turist 15 yaralı Antalya’nın Manavgat ilçesinde, aynı şirkete ait safari tur araçlarının çarpışması sonucu meydana gelen kazada 11’i İngiliz, 1’i İrlanda vatandaşı olmak üzere 12 turist ve 3 personel yaralandı. Kazanın ardından olay yerinde tam anlamıyla can pazarı yaşanırken, araçtan yola fırlayan yaralılara Jandarma, 112 Sağlık ekibi ve itfaiye personellerinin yanı sıra vatandaşlar ve tura çıkan diğer turistler yardıma koştu. Kazayı gören ve yardıma koşan genç kadın, araçların alabildiğine hızlı olduğunu, arkadan gelen aracın önündeki araca çarptıktan sonra yoldan çıkarak devrildiğini, böylesine büyük bir kazada can kaybının olmamasının sevindirici olduğunu söyledi. Kaza, Manavgat ilçesi Değirmenli Mahallesi yolu üzeri Delioğlanlı Mevkiinde yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Alanya’nın Okurcalar, Avsallar ve Türkler Mahallelerindeki otellerden aldığı turistleri taşıyan Ferhat Arslan’ın kullandığı 34 BSC 865 plakalı yarı açık tur minibüsü aynı istikamette gitmekte olan Özcan Akkaya’nın kullandığı 34 BSC 990 plakalı yarı açık safari tur minibüsüne arkadan çarptı. Ferhat Arslan’ın kullandığı 34 BSC 865 plakalı tur minibüsü, önündeki minibüse çarptıktan sonra yoldan çıkarak yolun sağında bulunan betonarme aydınlatma direğinin üzerine devrildi. Kazada, arkadan çarpan aracı kullanan Ferhat Arslan, araçta personel olarak bulunan Levent Toslak ve Ziya Öztürk ile araçta yolcu olarak bulunan İngiliz turistler Cipriah Florih Locatus, Andreaa Locatus, Saya Anays Locatus, Luley Bulorky, Tina Taylor, Mr Kacper Marcın, Luley Bulorky, Uljana Golubeva, Evelına Matveeva, Laura Ellen Carlton, Bobby Luke Carlton, Gillian Smith ve İrlanda vatandaşı Julia Marıe yaralandı. Kazanın ardından olay yerine Manavgat İlçe Jandarma Komutanlığı Merkez ve Sarılar Jandarma Karakolları, Jandarma Trafik, 112 Sağlık ekipleri ve Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi Manavgat Birimine bağlı ekipler sevk edildi. Devrilen araçtan yola savrulan ve acı içerisinde kıvranan yaralılara ilk müdahale olay yerine gelen ekipler tarafından olay yerinde yapıldıktan sonra Manavgat’ta bulunan hastanelere kaldırıldılar. Yaralılardan 53 yaşındaki İngiliz vatandaşı Luley Bulorky’in hayati tehlikesinin olduğu bildirildi.