SAĞLIK - 13 Haziran 2018 Çarşamba 13:08

Ebeveynlere 7 yaş uyarısı

A
A
A
Ebeveynlere 7 yaş uyarısı

Şaşılıkta erken tedavinin önemine dikkat çeken Göz Hastalıkları Uzmanı Op.

Şaşılıkta erken tedavinin önemine dikkat çeken Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Onur Aydın, rahatsızlığın 7 yaşından önce tedavi edilmesinin önemli olduğunu belirterek, “7 yaş altında şaşılık ya da şaşılığa neden olan sebep ortadan kaldırılmaz ise o göz tembel kalır” uyarısında bulundu.


Şaşılığı “Gözlerin paralelliğinin beyin tarafından kurulamamasıdır” şeklinde tanımlayan Özel Atagöz Göz Hastalıkları Dal Merkezi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Onur Aydın, “Aslında tam anlamıyla bir göz hastalığı değildir fakat doğumdan itibaren beynin her iki gözü paralel olarak kumanda edememesi sonucu gözlerden bir tanesinin paralelliği bozmasıyla ortaya çıkar. Bunun temelinde bir yaşının altında ortaya çıkan infantil dediğimiz doğumsal şaşılıklar olabildiği gibi 1,5-2 yaşında ortaya çıkan göz bozuklukları da bulunabilmektedir. Bunların haricinde doğumsal kataraktlarda bir göz eğer katarakt nedeniyle görmüyorsa, bu hastalarda görmeyen göz kendini şaşılık ile belli eder. Çocukluk çağlarında geçirilmiş havaleler, yüksek ateşli hastalıklar yine gözlerde kasılmalara neden olacağı için bunlar da yüksek göz numarasıyla beraber şaşılık ile karşımıza gelebiliyor. Erişkin yaşta ise travmalar, diyabet, hipertansiyon ve yüksek numaralı göz bozuklukları şaşılığın en sık görülen nedenleri arasında yer alıyor” dedi.


Şaşılıkta erken başlanan tedavinin büyük fayda sağladığını belirten Op. Dr. Onur Aydın, “En önemli grup 7 yaş altındaki gruptur. Çünkü 7 yaş altında şaşılık ya da şaşılığa neden olan sebep ortadan kaldırılmaz ise o göz tembel kalır. Tembelleşme olduktan sonra siz 7-8 yaşında da tedavi etseniz bile o gözün ömür boyu az görme ya da kaymanın tekrar ortaya çıkma ihtimal yüksektir. Eğer hasta çocuksa cerrahi müdahalenin yapılabileceği en erken yaş 1,5 yaşıdır. Tabi ki biz bebek 8-9 aylık iken şaşılığı görüyoruz fakat hasta henüz süt bebeği olduğu için, anne ve babanın da psikolojik olarak kendini hazırlaması için muayenesini tamamlıyoruz, aileye hazırlıklı olmalarını, 1,5-2 yaş bandında bebeğin ameliyat edileceğini bildiriyoruz. Bu sürece kadar tedavi yöntemleri uygulanıyor lakin bebeklikte oluşan şaşılığın tedavisi ağırlıklı olarak cerrahi müdahale gerektiriyor” diye konuştu.



“Görme bozukluğu şaşılığa sebep oluyor”


Göz bozukluğu ile karşılarına çıkan şaşılıkların genellikle ilkokul çağında ortaya çıktığını vurgulayan Dr. Aydın, şöyle devam etti : “Bu tür şaşılıklarda cerrahi müdahaleye gerek kalmadan gözlük kullanımı ile tedavi genellikle başarılı sonuç veriyor. Şaşılık tedavisinde her zaman basamaklı tedavi uygulamak hem hasta için hem de yakınları için en ideal olanıdır. Birinci basamak muayenedir. Ezbere hareket etmemek kaymanın nedenini bulmak çok önemlidir. Göz kaymasının nedenlerini araştırmak, göz kaymasının temelinde göz bozukluğunun olup olmadığını teşhis etmek gerekmektedir. Göz arkasında problemler, hastalıklar var mı diye kontrol edilmelidir. Gerekiyorsa bir müddet gözlük ile tedavi, bunun yanında zayıf gören gözü çalıştırmak için sağlam gözün kapatılması denenmelidir. Tüm bunlara rağmen sonuç alınamıyorsa üçüncü basamak, cerrahi tedavidir. Cerrahi müdahaleler çok yüksek oranda başarı ile sonuçlanır.”



Botoks şaşılık tedavisinde kullanılıyor


Son dönemlerde botoks olarak bilinen botulinum toksininin şaşılık tedavisinde kullanılmaya başlanıldığını da hatırlatan Dr. Aydın, “Bunları genellikle küçük açılı kaymalarda kullanıyoruz. Hasta ve yakınları görsel olarak rahatsız ise cerrahi müdahalenin de fazla geleceğini düşündüğümüz hastaların çok çalışan kasının içine botoks enjeksiyonu yapıyoruz. Böylece karşı taraftaki kasları kuvvetlendirmek yöntemiyle cerrahi müdahaleye gerek kalmadan şaşılık tedavisini uyguluyoruz. Şaşılıkta başarı şansını etkileyen en büyük etkenlerden biri üç boyutlu görme yani uzaysal görmedir. Örneğin sağlıklı göz sinemada üç boyutlu görmeyi yakalayabilir. Üç boyutlu görüntü, beynimizin her iki gözün uzaysal algılarını birleştirmesi ile meydana gelir. Fakat gözlerden biri tembel ise üç boyutlu sinemada kişinin derinlikli görmeyi kaybettiği fark edilir. Şaşılıkta da bir göz eğer az görüyorsa ya da bu gözün problemleri bebeklik çağına dayanıyorsa, ailesel ve çevresel etkenler ile zamanında ameliyat olamadıysa uzaysal görme yetisi kaybedilmiş oluyor” diye konuştu.



Şaşılık ve genetik


Dr. Aydın, şu bilgileri verdi: “Kuşak atlayabilir fakat genetik nedenler etkilidir. Bir üst kuşakta şaşılığı göremeyebilirsiniz fakat onun üzerindeki kuşaklarda şaşılık ile karşılaşılabilir. Bu yüzden gözdeki görme ne kadar iyiyse, beynin gözleri kumanda edebilme gücü ne kadar iyiyse yani üç boyutlu görüntümüzü ne kadar iyi kurabiliyorsak şaşılık ihtimali o kadar düşüktür. Hastanın gözü ameliyattan sonra az görüyorsa, beynin kumanda gücü zayıfsa, yani ameliyattan sonra da üç boyutlu görmeyi yakalayamıyorsa yeniden şaşılık olabilme ihtimali karşımıza çıkıyor. Ameliyatlar ile yapılmaya çalışılan beyne unuttuğu gözü hatırlatmak ve kumanda etmesine yardım sağlamaktır. Ne kadar erken zamanda tedavi olmaya başlarsanız başarı şansınız o kadar iyidir. Çocuklar okul çağına gelmeden önce muhakkak göz bozukluğu olup olmadığı kontrol edilmelidir. Gözün arkasında hastalığın olup olmadığına bakılması gerekir. Eğer gözün bir tanesi az görüyorsa, biz buna ‘tembel göz’ diyoruz, bu durumda diğer gözün gün içinde kapatılarak zayıf olan gözün çalıştırılması gerekmektedir. Tüm bunlara rağmen kayma devam ediyorsa ameliyat edilir. Bizim belirdiğimiz zaman diliminde ameliyat edilen hastalarda başarı oranı her zaman yüksektir. Özellikle doğuştan kaymalarda bebeği 18 aylık iken ameliyat etmemizin sebebi, üç boyutlu uzaysal görüntünün yaklaşık 2,5 yaş civarında kapanmasıdır. Yani beyin, ‘bu göz kayıyor, ben diğer gözle yaşarım’ der ve diğer gözü kendi haline bırakır. Zamanı geçtikten sonra ameliyat edilse dahi çocuk sağlıklı gözlerin gördüğü üç boyutlu görüntüye kavuşamaz. Bu sebeple bebeklerde erken tanı, teşhis ve tedavi hayati önem taşımaktadır.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Esenyurt’ta escort ile pazarlık kavgasında kaza ile kardeşini öldürdü Esenyurt’ta iddiaya göre eve eskort çağıran ve fiyat konusunda anlaşamayan ağabey kardeş, kadının arkadaşları ile kavga etti. Ağabey, kavga ettiği kişilere karşı bıçağını kullanmak isterken yanlışlıkla kardeşini şah damarından yaralayarak ölümüne neden oldu. Olay, bugün sabah saatlerinde Esenyurt Sultaniye Mahallesi’ndeki lüks bir rezidansta meydana geldi. İddiaya göre, Uğur Ş. ile kardeşi Engin Ş., eve internet üzerinden para karşılığı eskort çağırdı. Ağabey kardeş ile eve gelen kadın arasında ilerleyen dakikalarda para nedeniyle tartışma yaşandı. Tartışmanın büyümesi üzerine eskort kadın, kendisini eve getiren korsan taksi şoförüne haber verdi. Aşağıda bekleyen korsan taksi şoförü, bunun üzerine yukarı çıkarak iki kardeş ile tartışmaya başladı. Kadın, ardından yaşanan tartışmayı arkadaşlarına da haber verdi. Lüks rezidansa gelen bir grup, ağabey kardeşin bulunduğu evi bastı. Bu esnada Uğur Ş., eline aldığı bıçakla gelen şahısları rezidansın koridorunda kovaladı. Uğur Ş.’nin arkasından kardeşi Engin Ş. koşarak kavgayı ayırmaya çalıştı. Uğur Ş., arbede esnasında yanlışlıkla kardeşi Engin Ş’yi şah damarından bıçaklayarak ölümüne neden oldu. Uğur Ş.’nin de aralarında bulunduğu 5 kişi gözaltına alınırken, olaya ilişkin soruşturma sürüyor.
Bolu Bolu Belediye Başkanı Özcan: "Konuyu TBMM’ye de taşıyacağım" BOLU (İHA) – Bolu’da çam ormanlarıyla dikkat çeken Pirahmetler köyü ve At Yaylası’nda maden aranması için ruhsat verildiği iddiasına ilişkin açıklamalarda bulunan Belediye Başkanı Tanju Özcan, "Pirahmetler bölgesinde altın var mı bilmiyorum ama At Yaylası’nda Türkiye’nin en değerli torfu olduğu noktasında bilgim var. Pirahmetler bölgesinde siyanürle asla altın aratmam" dedi. Uydu fotoğrafları üzerinden ruhsat verildiği öne sürülen alanları göstererek süreci anlatan Özcan, "Pirahmetler köyü bölgesinde 2021 yılında bir firmaya altın arama ruhsatı verilmiş. Daha sonra da ’Altın aranacağı henüz belli değil’ gibi söylemler oldu. ’Bu işin peşini bırakmayacağım’ demiştim. Bizi çok şaşırtan ve üzen bazı gelişmeler oldu" dedi. "Pirahmetler bölgesinde siyanürle asla altın aratmam" Başkan Tanju Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şu anda At Yaylası bölgesinde çok kıymetli bir torf madeni var. Türkiye’nin en kıymetli torfu olduğu söyleniyor. Hatta bununla ilgili Bolu’ya daha önce gelenler olmuştu. Köylüler sadece bu konu hakkındaki duyumları üzerine ayaklanmışlardı. Birbirine çok yakın iki alana maden arama ruhsatı verilmiş. Pirahmetler bölgesinde altın var mı bilmiyorum ama At Yaylası’nda Türkiye’nin en değerli torfu olduğu noktasında bilgim var. Değeri belki de 100 milyonlarca doları bulan torf madeni var. Pirahmetler bölgesinde siyanürle asla altın aratmam. Buraya her gün zabıta ekibi gönderiyordum. Orada yaşayan vatandaşlar lütfen dikkat etsinler. At Yaylası ve Pirahmetler bölgesinde herhangi bir sondaj çalışması olursa bizim haberimiz olsun." "Bu konuyu TBMM’ye de taşıyacağım" Konunun takipçisi olacağını dile getiren Başkan Özcan, "At Yaylası’nda torf madeni var diye bu alanı talan etmelerine izin vermememiz lazım. Bu konuyu TBMM’ye de taşıyacağım. Cevap gelmezse çevreci örgütleri Bolu’ya davet edeceğim" şeklinde konuştu.
Isparta Kazada şehit olan polisin cenazesi törenle memleketine uğurlandı Isparta’da görevi başında otomobilin çarpması sonucu şehit olan polis memuru Yonuz Turan’ın cenazesi, düzenlenen törenin ardından memleketi Afyonkarahisar’a gönderildi. Isparta-Eğirdir karayolunun 3. kilometresinde meydana gelen kazada, Eğirdir Dağ Komando Okulu’nda görevli askeri personel İlker A. idaresindeki 17 UY 843 plakalı otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yolda radar uygulaması hazırlığı yapan Trafik Denetleme Müdürlüğünde görevli polis memuru Yonuz Turan’a ve ardından 32 A 5953 plakalı trafik aracına çarpmıştı. Çarpışmanın şiddeti ile polis aracı ve polis memuru şarampole savrulmuştu. Kazada yaralanan Yonuz Turan, sürücü İlker A. ve otomobilde yolcu olarak bulunan Ali K., Yunus Y. ve Murat E., Isparta Şehir Hastanesine kaldırılmıştı. Turan, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit oldu. Şehit polis memuru Yonuz Turan’ın cenazesi, Isparta İl Emniyet Müdürlüğünde düzenlenen törenin ardından memleketi Afyonkarahisar’a gönderildi. Törende şehit polisin eşi Aynur Turan ve çocukları güçlükle ayakta durdu. Anne babası ise sağlık ekipleri tarafından sakinleştirildi. Şehidin cenazesi cenaze aracına konulurken mesai arkadaşları gözyaşlarına hakim olamadı. Törene Isparta Valisi Aydın Baruş, Garnizon Komutanı Kıdemli Albay Mehmet Kahraman, Isparta Cumhuriyet Başsavcısı Doç Dr. Aydın Turhan, Eğirdir Dağ Komando Okulu Komutanı Tuğgenaral Ahmet Aşık, Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay İlker Şimşek, şehidin ailesi, akrabaları ve mesai arkadaşları katıldı. Şehit polis Turan’ın Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesindeki Alacamii’nde kılınacak cenaze namazının ardından defnedileceği öğrenildi.