POLİTİKA - 21 Haziran 2018 Perşembe 00:41

Başbakan Yıldırım’dan gündeme ilişkin önemli açıklamalar

A
A
A
Başbakan Yıldırım’dan gündeme ilişkin önemli açıklamalar

Başbakan Binali Yıldırım, Kandil’deki terör operasyonu, Münbiç, Amerika ile ilişkiler ve 24 Haziran seçimleri ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Başbakan Binali Yıldırım, Kandil’deki terör operasyonu, Münbiç, Amerika ile ilişkiler ve 24 Haziran seçimleri ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.


Başbakan Yıldırım, İzmir’de televizyon programında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Yıldırım, "Kandil operasyonu adım adım ilerliyor. Temizlik yapa yapa daha derinliğe doğru güvenlik unsurlarımız, özel kuvvetlerimiz, profesyonel askerler bölgede faaliyetlerini sürdürüyorlar" derken, Münbiç ile ilgili de, "Oradaki terör örgütlerinin buradan çıkmaları yetmez. Silahlarının ellerinden alınması lazım. Fırat’ın doğusuna gitse orada da problem. Terörle mücadelemizin coğrafi bölge şartı ile alakası yok. Fırat’ın doğusunda da tehdit varsa bizim için orası da hedeftir" dedi.


“Muharrem İnce nereden biliyor?”


Başbakan Yıldırım, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin “Kandil’de terörist kalmadı” sözlerini şöyle değerlendirdi: “Muharrem İnce nereden biliyor? Ora ile irtibatı mı var? Nereden biliyor? Kandil terörle mücadele açısından bizim için stratejik bir noktadır. Biz bölgemize sızmaya çalışan ağır silahlarla donatılmış teröristleri mahallinde etkisiz hale getirmek için uzun süredir operasyon planı vardı. Bu mart ayı ile yürürlüğe girdi. Bunu seçimle ilişkilendirmek gayri ciddi bir yaklaşım. Kandil operasyonu adım adım ilerliyor. Temizlik yapa yapa daha derinliğe doğru güvenlik unsurlarımız, özel kuvvetlerimiz, profesyonel askerler bölgede faaliyetlerini sürdürüyorlar. Hedef, Kandil dahil bölgede terörist kalmaması ve oradan ülkemize sızmalarının tamamen ortadan kalkması. Yurt içinde terörü büyük ölçüde kontrol altına aldık. Ancak arazi yapısındaki zorluklarımız nedeniyle zaman zaman içeri sızmalar oluyor ve az da olsa zayiat oluyor.”


“Teyit edilmiş bir bilgi yok”


“Suriye ne de Irak’ta toprak bütünlüğü, egemenlik hakları ile alakalı herhangi bir tasarrufumuz söz konusu olmaz” diyen Başbakan Yıldırım, Kandil’de Cemil Bayık’ın öldürülüp öldürülmediği hakkındaki soruya, “Bu ülkelerde olan otorite boşluğundan kaynaklı terörü etkisiz hale getiriyoruz. Gönül ister ki bu ülkeler bize böyle iş bırakmasınlar ama bu mümkün olmadığı için böyle bir şey yapmak durumundayız. İran ve Irak’la işbirliği önemsiyoruz. Bu konuda Türkiye’nin ne kadar kararlı ve hassas olduğunu Zeytin Dalı’nda Fırat Kalkanı’nda gördük. Sincar’a yaptığımız hava operasyonunda ortaya koyduk. Doğrusu şu ana kadar teyit edilmiş bir bilgi yok (Cemil Bayık). İhtiyatlı olmakta fayda var ama bunların yuvalarına bir hava harekatı düzenlendi. Önemli ölçüde kayıplar olduğunu biliyoruz. Detaylar zamanla ortaya çıkacak. Terörle mücadelede hedef, 1370 kilometre İran’dan başlayıp Akdeniz’e uzanan Irak ve Suriye sınırı ülkemiz için yüzde 100 güvenli oluncaya kadar bu faaliyetlerimiz sürecek. Kesin hedef bu. Çünkü biz büyük bedel olarak yurt içinde belini kırdığımız terörün güneydeki komşularımız üzerinden yeni bir baş ağrısı olmasına müsaade edemeyiz” cevabını verdi.


Münbiç sorularını yanıtladı


Münbiç’le ilgili soruları da yanıtlayan Başbakan Yıldırım, “Orada ağırlıklı olarak Arap nüfus var ancak oldu bitti ile PYD, YPG terör örgütü duruma hakim. Bizim ABD’den istediğimiz bunların buradan çıkarılması. Bu yeni bir şey değil. Obama zamanında verilen bir sözdü. Seçim oldu kulaklarının üzerine yattılar. Nihayet iki tarafından dış işleri bakanı bir ataya gelip 4 Haziran itibariyle yol haritası belirlendi. Bunun planlama safhası anlaşmanın kendisiydi. Şu anda uygulama safhasındayız. Türk Silahlı Kuvvetleri ve ABD’nin kuvvetleri bu programın uygulanmasından sorumlu. İlk olarak Münbiç’in dış mahallerinde ortak devriye gezilmesi, sonra ilçenin tamamen terör örgütlerinden temizlenmesi, yönetim modelinin belirlenmesi, terörün tekrar sorun olmayacak şekilde yüzde 100 güvenli hale getirilmesi lazım. Bunun için birlikte çalışıyoruz. Bu iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesi açısından da olumlu diye değerlendirebiliriz” diye konuştu.


“Silahlarının ellerinden alınması lazım”


“Münbiç asıl sahiplerine iade edildin istiyoruz” diyen Yıldırım, “Münbiç’te gözümüz yok. Oradaki terör örgütlerinin buradan çıkmaları yetmez. Silahlarının ellerinden alınması lazım. Fırat’ın doğusuna gitse orada da problem. Terörle mücadelemizin coğrafi bölge şartı ile alakası yok. Fırat’ın doğusunda da tehdit varsa bizim için orası da hedeftir. ABD, DEAŞ’la mücadele için bunlarla iş tuttu. DEAŞ bitti. Şimdi ABD’nin yapması gereken, müttefik olarak sözünde durması ve bunların elinden silahları alması, bunların da dağıtılması. Beklentimiz budur. Bu Münbiç, iyi bir modeldir, bir başlangıçtır. Buradaki uygulamanın gidişatına göre Fırat’ın doğusunda da bunu isteme hakkımız var. Gözümüzün önünde en modern silahlarla PKK’nın kılık değiştirmiş adamlarını donatmak ne anlama geliyor? Bunun haklı bir izahı olabilir mi? Tehdit neredeyse hedef orasıdır. Kimseden icazet almak gibi bir konumumuz da yoktur” ifadelerini kullandı.


“DEAŞ bitti o halde neyi bekliyorlar?”


“ABD’ye güveniyor musunuz?” sorusuna Yıldırım, “Ülkeler arası ilişkilerde güvenden ziyade karşılıklı çıkarlar vardır. Oradaki terör örgütü varlığı Türkiye’ye tehdittir. ABD ile bizim köprümüz çok boyutlu. NATO ortaklığından tutun savunma sanayide yıllardır işbirliği yaptığımız ülke. ABD kalkıyor, can düşmanımız terör örgütleri ile iş tutuyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Bize ‘bu bir tercih değil mecburiyet’ dediler. Bize göre mecburiyet de değil. Biz nasıl Afrin’de Fırat Kalkanı’nda bu temizliği yaptık orada da yapılır ama bunu değil onları tercih ettiler. DEAŞ bitti o halde neyi bekliyorlar? ABD bir an önce bu çapulcuların elinden silahları alması ve bize yönelik tehditlerin ortadan kalkması gerekiyor” yanıtını verdi.


“Münbiç olumlu adımdır”


Başbakan Yıldırım, Amerika ile ilişkiler hakkında da şu yorumu yaptı: “Amerika ile doğrusunu isterseniz FETÖ darbesi ile beraber ilişkilerimiz gerildi. Türk kamuoyu, bu darbenin FETÖ tarafından yapıldığını ve FETÖ’nün ısrarla verilmemesini hayra yormuyor. Bunun arkasında bir iş mi var sorusunu her vatandaş soruyor. Bu adama niye sahip çıkıyor? 251 şehidimiz, 2 bin 194 gazimiz var. Memleket uçurumun eşiğinden döndü. Her şey ayan beyan belliyken vurdumduymaz şekilde işlem de yapılmıyor. İade ede edilmiyor. İki ülke arasında gerginlik olduğu bir sır değil. Zarrab ve Hakan Atilla davasında ilişki daha da gerildi. Onların da Rahip Brunson var. Diyorlar ki ‘bizim oradaki tutuklu vatandaşlarımızı bırakın.’ Ne demek bu kardeşim? Bizim orada darbeyi yapan adamı verin diyoruz, ses yok. Böyle çifte standart olur mu? Mahkemeler bakıyor, hakkında ciddi iddialar var. İddialar sabit değilse zaten sonunda serbest kalır. Sabitse şeriatın kestiği parmak acımaz. ‘Benim hukukum üstün ona göre hareket ederim, sizinkileri boş verin’ gibi mantık olmaz. Zarrab ve Hakan Atilla davası tam bir komedi. Nerede hukuk? FETÖ’cülerin illegal yollarla temin ettiği yollarla yargılama yapılıyor. Münbiç olumlu adımdır. ABD ile ilişkileri konuşarak çözmekten yanayız.”


“Ümit ederiz ilişkiler daha fazla gerilmez”


ABD’nin F35 kararı hakkında da konuşan Başbakan Yıldırım, Türkiye’nin alternatifsiz olmadığını belirterek, “Onların gönlü gelecek, canları istediği zaman savunma sistemi verecek, istemediklerinde ‘bir dakika’ diyecekler şeklinde muamele görecek ülke değiliz. Biz yerli sanayimizi geliştiriyoruz. F35 ABD’nin tek başına projesi değil. Biz de proje ortağıyız. Ümit ederiz ilişkiler daha fazla gerilmez. Türkiye NATO’nun köprü ülkesi. NATO için de böyle bir çatışma ortamı NATO’nun bölgedeki etkinliğini de önemli ölüde olumsuz etkiler. Bu süreçler devam ediyor. Buna çok takılmamıza ihtiyaç yok. 74 harekatında da ABD ağır ambargo uyguladı. Ne oldu, kendi gemimizi, helikopterimizi, akıllı mühimmatımızı, İHA, SİHA yapar hale geldik. ‘Kötü komşu kiracıyı ev sahibi yaparmış’ derler. Bu da o misali. En fazla o olur” dedi.


“Onlar ‘Rusya ile ilişkiyi azaltın’ deme hakkına sahip değil”


Rusya ile ilişkiler ve NATO hakkında konuşan Başbakan Yıldırım, “Rusya bizim asırlardan beri komşumuz, ABD değil. Komşu ile tabii iyi geçineceğiz. Bunu NATO ile ilişkilendirmeyi anlamlı bulmuyorum. NATO ayrı Rusya ayrı. Onlar ‘Rusya ile ilişkiyi azaltın’ deme hakkına sahip değil. Bizim NATO içinde savunma ihtiyaçlarımızı görmeyi arzu ederdik. Nasıl onlar ‘PYD, YGP bir tercih değil mecburiyet’ diyorlar, bizim de S 400 mecburiyetti. İstedik, vermediler. Vermeyince ne yapacağız? Tedbirimizi alacağız. Yaptığımız bundan ibaret. S 400 NATO savunma sistemine de aykırılık teşkil etmiyor” diye konuştu.


“AB kendi gelecek vizyonunu net ortaya koyacak, eşit şartlarda tam üyeliği konuşacağız”


Başbakan Yıldırım, “Türkiye Avrupa Birliğinden (AB) uzaklaşıyor mu?” sorusuna, “Biz hiçbir yerden uzaklaşmıyoruz. Biz Asya ve Avrupa ortasında iki medeniyeti birleştiren bir stratejik bölgedeyiz. AB hedefinde herhangi bir sapma yok. Bu tek taraflı bir iş değil. Özellikle İngiltere’nin çıkışından beri kafası karıştı kimyası bozuldu. Vizyonu yok. Gelecek vizyonunu belirlemesi lazım ama cami kapatmakla, ırkçı söylemleri artırmakla, Avrupa Birliği geleceğini bulamaz. Mültecilerde, özgürlüklerde çifte standart. Bu nereye kadar gidecek? AB kendi gelecek vizyonunu net ortaya koyacak, eşit şartlarda tam üyeliği konuşacağız. Biz buradayız. Yarım asır bekledik önemli değil. Ne zaman aklı balına gelirse biz hazırız. Biz üzerimize düşen bütün vecibeleri yerine getirdik” yanıtını verdi.


“Bahçeli ile aramızda sıkıntı yok”


Başbakan Yıldırım, Cumhur İttifakı ile ilişkilerin de gayet iyi gittiğini belirterek, “İttifakın ruhuna zarar verecek hiçbir davranışa müsaade etmiyoruz. Bahçeli ile aramızda sıkıntı yok. İttifak yaptık ama tek parti değiliz. Onların kendi partileri var. Bizim kendi kurumsal kimliğimiz var. Bunları muhafaza ederek güç birliği yapıp seçime gidiyoruz. Farklı fikirlerde olmamız yadırganacak bir iş değil, son derece doğal” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Öğrenciler Model BM Toplantısı’nda ‘çevresel sürdürülebilirliği’ konuştu Kayseri’de Osman Ulubaş Köşk Anadolu Lisesi tarafından Erciyes Üniversitesi (ERÜ), Kayseri Üniversitesi (KAYÜ), Abdullah Gül Üniversitesi (AGÜ) Kapadokya Üniversitesi ve Sürdürülebilir Kalkınma Gençlik Liderleri Eğitim Programı (SÜGEP) Academy işbirliği ile düzenlenen MUNOS24 programında, öğrenciler Çevresel Sürdürülebilirlik Hedefleri çerçevesinde Birleşmiş Milletler (BM) modellemesi yaptı. Kayseri Valiliği himayesi ve Kayseri Büyükşehir Belediyesi ana sponsorluğunda gerçekleşen konferans, 3-7 Mayıs tarihleri arasında devam edecek. Konferansta BM ülkelerini temsilen oluşturulan komisyonlar, Çevresel Sürdürülebilirlik Hedefleri için çalışmalar yaparak istişare edecekler. Konferans sonunda da yapılan çalışmalardan elde edilen raporlar Bilim Danışma Kurulu’na sunulacak. Ayrıca ana temaya uygun olarak konferansta katılımcılara atık oluşturmamak adına cam su mataraları verilerek, porselen tabaklar kullanıldı ve belediyenin çevreye duyarlı elektrikli araçları ulaşım aracı olarak kullanıldı. Öğrencilerin yapılacak çalışmalar ile global sorunlara çözüm arayacaklarını söyleyen Kayseri İl Milli Eğitim Müdürü Bahameddin Karaköse, “Bugün Osman Ulubaş Köşk Anadolu Lisesi’nin Model Birleşmiş Milletler Toplantısı Açılış programındayız. Öğrencilerimiz bu çalışmada global sorunlara, sürdürülebilir çözümler bulmaya çalışacaklar. BM’nin sürdürülebilir öncelikleri bizler için sadece uluslararası bir gündem maddesi olmayıp, köklerimizden gelen hakkın, adaletin, mazlumun ve doğrunun yanında olma düsturudur. Bir Anadolu Lisesi olarak Model Birleşmiş Milletler Toplantı programında öğrencilerimiz, küresel vatandaşlık, uluslararası diplomasi, kamu politikası ve problem çözme becerileri gibi konularda çalışmalar yapacak ve beceriler kazanacak. Aynı zamanda bugün tüm dünyanın genel sorunu olan su problemi, iklim krizi, enerji kaynaklarının etkin kullanımı gibi konularda da fikir jimnastiği yapacaklar. Ben burada emeği geçen herkese çok teşekkür ederim” dedi. Kayseri Valisi Gökmen Çiçek ise 21. yüzyılda ırkçılığın, kan ve gözyaşının bitmediğini söyleyerek, “Bize yıllarca 21. Yüzyılın çok daha iyi bir yüz yıl olacağını, globalleşme, küreselleşmenin dünyaya barış getireceğini, etnik ayrımcılıkların biteceğini, çevre kirliliklerine çözüm bulacaklarını, faşizmin ve ırkçılığın son bulacağını söylediler. Yıllarca romanlarda bunları anlattılar ama maalesef geldiğimiz yüzyılda ne ırkçılık bitti, ne faşizm bitti ne de kan ve gözyaşı bitti. Dünyanın her yerinde kan ve gözyaşı akmaya devam ediyor. Mazlumlar öldürülüyor, çevre kirlenmeye devam ediyor. Emperyalizm bu boyutu ile devam ediyor. O yüzden tüm samimiyetimle söylüyorum; bugün sizin buradan yaptığınız açıklamaların dünya için BM’nin kendi merkezinden yaptığı açıklamalardan çok daha önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü dünya mazlumları için, Gazze için onların yaptığı açıklamaların hiçbir anlamı yok. Zaten açıklama da yapmıyorlar, herhangi bir şey de duymuyoruz zaten. O yüzden Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı “Dünya 5’ten büyüktür” diyor. Bugün sürdürülebilir kalkınma ile ilgili konuşacaksınız biliyorum ancak dünyadaki sorunlarla ilgili birçok konuyu daha masaya yatıracaksınızdır. Ben de heyecanla sizleri takip edeceğim ve böyle bir çalışmanın Kayseri’de ve bir devlet okulu tarafından yapılması ilin valisi olarak beni çok mutlu ettiğini ve gururlandırdığını ifade etmek istiyorum. Birkaç idealist öğretmen ki bunu okulun bütün öğretmenleri için söylüyorum ve idealist öğrencilerle bu işler başarılabilir. Sadece özel okullar değil devlet okulları, sadece yabancı ülkelerdeki okullar değil bizim okullarımız dünya sorunlarını en iyi şekilde tartışır, çözüm önerilerini ortaya koyar ve bu özgüveni gösterir. Buna öncülük eden okulumuzu, öğretmenlerimizi ve sizleri tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı. Düzenlenen programa Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun, Kayseri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa, Kayseri İl Milli Eğitim Müdürü Bahameddin Karaköse, hayırsever Osman Ulubaş, protokol üyeleri, öğretmenler, üniversite ve lise öğrencileri katıldı.
Yalova Adil Yele YAKAB başkanı seçildi Yalova’daki tüm belediyelerin ve İl Özel İdaresinin üyesi olduğu Yalova Katı Atık Tesisleri Yapma ve İşletme Birliği (YAKAB) yeni dönemin ilk toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıda YAKAB’ın dönem başkanlığına Çiftlikköy Belediye Başkanı Adil Yele seçildi. YAKAB’ın Başkanvekilliklerine Yalova Belediye Başkanı Mehmet Gürel ve Koru Belediye Başkanı Kamil Yaman seçilirken, encümen üyeleri de Çınarcık Belediye Başkanı Avni Kurt, Altınova Belediye Başkanı Yasemin Fazlaca, Yalova Belediye Başkanı Mehmet Gürel, Tavşanlı Belediye Başkanı İsmail Arslan, Kadıköy Belediye Başkanı Yılmaz Tavşan ve Subaşı Belediye Başkanı Turhan Canbay’dan oluştu. Plan Bütçe Komisyonu’na ise Tülay Özçelik, Hüseyin Ekin, Coşkun Parlak, Mahmut Doğan ve Seçkin Kaya seçildi. Sevda Yıldırım ve Doğan Çitil ise katip üyeler olarak görev yapacak. YAKAB’ın şimdiye kadar başarılı işlere imza attığını dile getiren Başkan Yele, “Yeni dönemin ilk Yalova Katı Atık Tesisleri Yapma ve İşletme Birliği (YAKAB) toplantısını belediye başkanlarımız ve meclis üyelerimizle birlikte gerçekleştirdik. Beni oylarıyla YAKAB başkanlığına seçen tüm birlik üyelerimize çok teşekkür ediyorum. YAKAB katı atık gazıdan elektrik üretimi, katı atık sahasının işletilmesi gibi önemli projeler gerçekleştiriyor ve tesislerde üretilen elektrikle Yalova’nın enerji ihtiyacının karşılanmasında da katkısı var. Birlik olarak bu dönemde de güzel ve başarılı işlere imza atacağımıza inanıyorum” diye konuştu. Yalova Katı Atık Birliği, Altınova, Armutlu, Çiftlikköy, Çınarcık, Esenköy, Taşköprü, Tavşanlı, Termal, Teşvikiye, Subaşı, Kadıköy, Kaytazdere, Koru, Yalova Belediyesi ve İl Özel İdaresi tarafından seçilen üyeler ile doğal üye olan vali ve belediye başkanları dahil toplam 31 üyeden oluşuyor.
Çanakkale Çanakkale’de 16 organizatör şüphelisi tutuklandı Çanakkale’de polis ekipleri tarafından son iki ayda gerçekleştirilen operasyonlarda, organizatörlük yaptığı tespit edilen toplam 19 şahsa yasal işlem yapıldı. Şüphelilerden 16 şahıs çıkarıldıkları adli makamlarca tutuklandı. Çanakkale İl Emniyet Müdürlüğü Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğünce il genelinde göçmen kaçakçılığı suçunun engellenmesi ve organizatörlerin yakalanması amacıyla yapılan çalışmalarda, 1 Mart- 30 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilen operasyonel çalışmalarda, organizatörlük yaptığı tespit edilen toplam 19 şahsa yasal işlem yapıldı. Şüphelilerden 16 şahıs çıkarıldıkları adli makamlarca tutuklanarak cezaevine teslim edildi. 2 şüpheli şahıs adli kontrol kararı ile ile salıverildi. 1 şüpheli ise firar konumda. Gerçekleştirilen operasyonlarda 11 araç, 37 can yeleği, 14 şambrel, 4 el hava pompası ve 115 bin 950 TL, bin 700 Amerikan doları, 470 euro paraya suçtan elde edilen gelir kapsamında el konuldu. Suça karıştığı tespit edilerek ülkeden yasadışı yollardan Yunanistan’ın Midilli Adasına geçmeye çalışan 148 Afganistan uyruklu şahsa adli işlem yapıldı. Hakkında adli/idari işlem yapılan toplam 227 yabancı uyruklu şahıs Ayvacık Geri Gönderme Merkezine teslim edildi. Ayrıca hakkında Türk vatandaşı veya yabancının yurtdışına çıkmasına imkan sağlamak suçundan arama kararı bulunan 4 şahıs yakalandı. 1 şahıs tutuklanırken, 3 şahıs savcılık makamı tarafından serbest bırakıldı.
Denizli PAÜ başarılı akademik çalışma ve hizmetleri ödüllendirecek Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi (İTBF) çeşitli kategorilerden oluşan “Ödül Kılavuzu” hazırladı. İTBF, ilk ödülünü 2025 yılında verecek. Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi (İTBF) bünyesinde görev yapan akademik ve idari personel ile fakülte öğrencilerinin çalışma ve faaliyetlerinde göstermiş oldukları başarı, hizmet ve katkılarının; ayrıca mezunlarının ve fakülte ile iş birliği yapan kamu yararına çalışan dış paydaşlarının (kişi, kurum, kuruluş) hizmetlerinin değerlendirilerek ödüllendirilmesindeki esasları düzenlemek amacıyla bir ödül kılavuzu hazırladı. Fakültenin Ödül Esasları hazırlanırken üniversitenin Kalite Politikası esaslarına uygun olarak, kurum içindeki teşvik sistemine katkı sağlamak ve üniversite ile şehir etkileşimini desteklemek temel hedef olarak belirlenmiştir. Bu kılavuz kapsamında Akademik Başarı Ödülü, Topluma Hizmet Ödülü, Kurumun İşleyiş ve Faaliyetlerine Katkı Ödülü, Akademik Vefa Belgesi, Yüksek Onur Belgesi, Başarılı Genç Akademisyen Ödülü, Akademik Yükselme Tebrik Belgesi, Denizli’ye Hizmet Ödülü gibi çeşitli ana başlıklarda ödüllerin verilmesi planlandı. Her yıl Şubat ayında ödül başvuruları değerlendirilecek İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi tarafından kurulan Ödül Kılavuzu hazırlama komisyonu üyeleri Prof. Dr. Şeyda Sivrioğlu ve Doç. Dr. Alper Bilgehan Yardımcı tarafından Türkiye’de üniversitelerde farklı uygulamalar incelenerek oluşturulan kılavuz, Fakülte Kurulu’nun onayı ile kabul edildi. Bu doğrultuda, fakülte personeli içinden Fakülte Kurulu tarafından seçilerek 3 yıllığına görevlendirilecek olan bir Ödül Komisyonu, her yıl Şubat ayı içerisinde yapılacak ödül başvurularını değerlendirerek 3 ay içinde ödüle uygun görülen isimleri belirleyecek. Bu ödüllerin ilki, 2024 yılındaki hizmet ve başarıları esas alarak 2025 yılında verilmeye başlanacak. Fakülte Dekanı Prof. Dr. Yasemin Beyazıt, Ödül Komisyonu’ndaki özverili çalışmalarından dolayı öğretim üyelerini tebrik ederek akademik kurumsallaşma adına önemli bir başarıya daha imza attıklarını ifade etti.