EKONOMİ - 15 Ağustos 2018 Çarşamba 13:00

İzmir Emlak Fuarı, İran’la Türkiye arasında yeni bir köprü olacak

A
A
A
İzmir Emlak Fuarı, İran’la Türkiye arasında yeni bir köprü olacak

İran İşbirliği Geliştirme Derneği (İİGD) Yönetim Kurulu Başkanı Hossein Arian, 27-30 Eylül 2018 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan İzmir Emlak, Gayrimenkul ve Yatırım Fuarı’na İran’dan çok sayıda yatırımcının yanı sıra birçok üst düzey yetkilinin de geleceğini ifade etti.

İran İşbirliği Geliştirme Derneği (İİGD) Yönetim Kurulu Başkanı Hossein Arian, 27-30 Eylül 2018 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan İzmir Emlak, Gayrimenkul ve Yatırım Fuarı’na İran’dan çok sayıda yatırımcının yanı sıra birçok üst düzey yetkilinin de geleceğini ifade etti. Arian, “Bu fuar, iki ülkenin dostluk, kardeşlik ve ticaretinde yeni bir köprü olacak” dedi.


İzmir Emlak, Gayrimenkul ve Yatırım Fuarı, Türkiye-İran ilişkilerine yeni bir boyut katacak. 27-30 Eylül 2018 tarihleri arasında Türkiye’nin en büyük ve en modern fuar alanı, Fuar İzmir’de kapılarını açacak olan, Ege’nin en prestijli uluslararası emlak fuarı, İzmir Property Expo/İzmir Emlak, Gayrimenkul ve Yatırım Fuarı’na İran’dan çok sayıda ziyaretçi ve yatırımcının yanı sıra birçok üst düzey bürokrat da katılacak.



"İranlı yatırımcı fuarı çok önemsiyor"


Konuyla ilgili bir açıklama yapan İran İşbirliği Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hossein Arian, İzmir Emlak Fuarı’nın iki ülke arasındaki dostluk, kardeşlik ve ticaretinde yeni bir köprü olacağını söyleyerek, "Türkiye ile İran arasındaki ilişki yüzyıllara dayanan bir süreçle ifade edilebilir. Dolayısıyla çok uzun bir süredir coğrafi, kültürel ve ticari bir temas halinde olan bu iki sınır komşusu ülke birçok açıdan da birbirine benzer özellikleri taşır; ancak, İran’a uygulanan birtakım haksız ve anlamsız ambargolar nedeniyle Türkiye ile İran arasındaki bu ilişki zaman zaman aksamış ve zayıflamıştır. İşte bizler de bu ilişkiyi her daim diri ve taze tutmak için 2010 yılında İzmir’de faaliyetlerimize başladık. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanımız Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun da tavsiyeleri ile Ege Bölgesi ve İran İşbirliği Derneği’ni kurduk. Daha sonra tüm Türkiye’de faaliyet gösteren derneğimiz İran İşbirliği Geliştirme Derneği adını aldı. Dernek olarak öncelikli amacımız ifade ettiğim gibi Türkiye ve İran’ın işbirliği ve ticaretini geliştirmek. Bunun için de fuar ve seminerleri çok önemsiyoruz" dedi.


Hossein Arian, "Bu güne kadar Türkiye’de gerçekleşen fuarlara İran’dan birçok iş adamını ve yatırımcıları getirdik. Türk ve İranlı iş adamlarının birçok ticari anlaşmasına ön ayak olduk. Yine İran’da gerçekleşen seminer ve fuarlara da Türkiye’den iş adamlarımızı ve yatırımcılarımızı götürdük. Şöyle söyleyebilirim; bugüne kadar derneğimiz sayesinde bu iki ülke arasında 50 milyon dolarlık bir ticarete vesile olduk. Şimdi ise 27-30 Eylül 2018 tarihleri arasında Fuar İzmir’de yapılacak olan İzmir Emlak Fuarı için hazırlıklarımıza başladık. Bu fuarı çok önemsiyoruz; çünkü Türkiye’de binlerce İranlı yaşıyor ve her geçen gün İranlıların Türkiye’ye olan ilgisi de artıyor. Bugün sadece İzmir’de 8 binin üstünde İran vatandaşı ikamet ediyor. İşte tüm bunları göz önüne alarak söylersek İzmir Emlak Fuarı da İranlı vatandaşlar ve yatırımcılar açısından merakla beklenen, ilgi uyandıran bir fuar. İranlılar Türkiye’de bir süredir yatırım yapıyor. Fabrikalar açıyor ve iş yerleri kuruyor. Daha önceleri Antalya civarında yoğun bir İran nüfusu gözlenirken şimdi ise bu yöneliş İzmir’e kayıyor. Biz biliyoruz ki bugün birçok İranlı İzmir’de ikamet edebileceği, yatırım yapacağı, belki de alıp-satacağı bir mülk arayışında" dedi.



"İranlılar gönül rahatlığıyla yatırımlarını yapacak"


Hossein Arian ayrıca, Türkiye’de mülk satın almak ya da yatırım yapmak isteyen İranlı vatandaşların bu fuar sayesinde güvenli bir alışveriş de yapacaklarını ifade ederek, "İranlıların Türkiye’ye olan ilgisi tabii ki bazı kötü niyetli kişiler tarafından da kullanılıyor. Birçok İran vatandaşı bu kişiler tarafından mağdur edildiler. Ancak bu fuarda İranlılar projeleri ve bu projelerin sahiplerini birebir görüp onlarla yüz yüze pazarlık yapma fırsatı da yakalamış olacaklar. Bu açıdan da gönül rahatlığıyla mülklerini satın" diye konuştu.



Onlarca ülkeden ziyaretçi ağırlanacak


Öte yandan Elit Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Çiçekçi, İzmir Emlak Fuarı için hazırlıkların neredeyse tamamlandığını belirterek, şöyle konuştu:


"Hem yurt içi hem de yurt dışından firma ve ziyaretçilerin çok yoğun bir ilgi gösterdiği fuarımız, İzmir Emlak, Gayrimenkul ve Yatırım Fuarı, bildiğiniz üzere 27-30 Eylül 2018 tarihleri arasında Fuar İzmir’de gerçekleşecek. Her ne kadar bu tarihe 1,5 ay gibi bir süre kalmış olsa da bizler fuarımızla ilgili çalışmalarımızın büyük bölümünü tamamlamış bulunuyoruz. Yurt içi ve yurt dışı tanıtım çalışmalarımız ise tüm hızıyla sürüyor. Daha önce de belirttiğimi gibi fuarımızda 13 ayrı ülkeden yatırımcı uzmanlarının yanı sıra başta Kıbrıs, Yunanistan, Katar, Azerbaycan, İran, Fas, Karadağ, Kırgızistan, Bulgaristan, Macaristan ve Kosova olmak üzere onlarca ülkeden de yatırımcı ve ziyaretçiyi ağırlayacağız. Eylül ayında İzmir’de daha önce yapılmayanı gerçekleştireceğiz. Ben inanıyorum ki İzmir önümüzdeki yıllarda bu fuarla da anılacak bir kent olacaktır."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Ayvalık’ta GMKA destekliyor kadınlar güçleniyor Güney Marmara Kalkınma Ajansı (GMKA) bölgesindeki kadın girişimcileri destekleyerek yerel düzeyde üretkenliği artırıyor aynı zamanda kadın istihdamına da katkıda bulunuyor. GMKA’nın Kırsal Ekonominin Desteklenmesi Programı ile destek olduğu “Geçmişten Geleceğe Pamuk ve Yünün Mekikle Dansı” projesinde kadınlar yeni tezgâhlar ile kurulan atölyede dokuma üretim kapasitesini artırdı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda faaliyetlerini yürüten GMKA, desteklediği proje ile Balıkesir Ayvalık’ta faaliyetlerini yürüten Kadın Emeğini Destekleme İşliği Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi’nin ortak iş yapma kültürünü geliştirirken, geleneksel dokuma teknikleri ile el emeği ürünler üreterek somut olmayan kültürel mirası da yaşatıyor. Bölge kadınları üretime değer katıyor Bölge içi gelişmişlik farklarının azaltılmasına katkı sağlama amacını güden proje ile kırsal alanda üretilen ürünlerin katma değerinin artırılması, kırsalda faaliyet gösteren üreticilerin örgütlenme kapasitelerinin geliştirilmesi ve ürün çeşitliliğini arttırarak daha fazla kadına iş olanağı sağlamak hedefleniyor. Eko sisteme zarar vermeyen ürünlerin üretilmesine ve kullanılmasına katkı sağlamak da projenin amaçları arasında yer alıyor. Kooperatif bu proje ile kurumsal kimlik oluşturarak markalaşmayı başarmak, sedefli battaniye için coğrafi işaret alma konusunda girişimde bulunmak, aynı zamanda üretim süreçlerimizi kısaltarak verimi arttırmak, toptan satış kabiliyeti kazanmak, bölge ve ülke ekonomisine katkı sağlamak, kullanılan el eğirmesi kökboyalı yün sayesinde hayvancılığı desteklemeyi de amaç ediniyor. Artan kapasite ile birlikte kooperatif bünyesine daha fazla kadının katılması bekleniyor. Hedeflere güç birliği yaparak ulaşılacağı düşünülen projede, ülke kaynaklarını verimli kullanarak ve ekolojik sisteme zarar vermeyen sağlıklı malzemelerden üretilen ürünlerinulusal ve uluslararası pazarlarda yer alması bekleniyor. “Sürdürülebilir Bir Kalkınmaya İvme Kazandırıyoruz” GMKA Genel Sekreteri Onur Adıyaman, “Ajansımızın desteklediği projeler, kadın girişimcilerin güçlenmesine ve yerel ekonominin canlanmasına büyük katkı sağlıyor. Genel Müdürlüğümüzün de bu sene belirlemiş olduğu ’Kadın İstihdamı’ teması doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu projede de kadınların el emeği ürünlerini geleneksel dokuma teknikleriyle üretmelerine seçenek tanıyarak kültürel mirasın yaşatılmasına ve ekonomik değer oluşturulmasına katkı sağladığımız için mutluyuz. Bu projeler kırsal alandaki üreticilerin örgütlenmesini güçlendirerek kadınlara iş şartları sunuyor ve ekolojik sürdürülebilirliği destekliyor. GMKA’nın kadın kooperatiflerini destekleme ve güçlendirme çabaları, bölgedeki kadınların ekonomik ve sosyal açıdan güçlenmesine önemli bir katkı sağlıyor. Bu projeler ile bölge ekonomisine de katkıda bulunarak sürdürülebilir bir kalkınmaya ivme kazandırıyoruz.” diye konuştu. GMKA ilan ettiği Kırsal Ekonominin Geliştirilmesi Mali Destek Programı ve Sosyal Gelişmeyi Destekleme Programı ile kooperatifler vasıtasıyla kadınların ortak iş yapma kültürünü geliştirmeye devam ederken Güney Marmara Kadın Kooperatiflerinin Güçlendirilmesi Programı ile de kadın kooperatiflerinin kapasitelerini güçlendirmeye devam ediyor.
Ankara Gazi Üniversitesi’nde Filistin eylemi Gazi Üniversitesi öğrencileri, üç dilde yaptıkları basın açıklaması ile Gazze’deki soykırıma tepki göstererek, ABD üniversitelerindeki barışçıl eylemlere destek verdi. Gazi Üniversitesi öğrencileri, üniversite kampüsü içinde bulunan Hoca Ahmet Yesevi Camii’nde bir araya gelerek, ‘Gazze’deki Soykırıma Tepki ve Amerikan Üniversitelerindeki Barışçıl Eylemlere Destek’ başlıklı bir açıklama yaptı. Cuma namazının ardından yapılan basın açıklamasına Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Yıldız, öğrenciler ve akademisyenler katıldı. Açıklama üniversite öğrencilerinden Ahmet Kartal, Zübeyir Kaan Durmuşoğlu ve Ahmed Alhila tarafından Türkçe, İngilizce ve Arapça olarak üç dilde yapıldı. “Burada bulunan bizler bu vahşete karşı asla duyarsız olmayacağız” Türkçesi üniversite öğrencisi Ahmet Kartal tarafından yapılan açıklamada, Gazze’de yaşananlara Amerika Birleşik Devletleri’nde yer alan üniversitelerin de sessiz kalmadığı hatırlatıldı. Columbia Üniversitesi’nde başlayan Filistin yanlısı gösterilerin diğer üniversitelere de yayıldığı belirtilen açıklamada, “Gazze’deki bu soykırıma Amerika Birleşik Devletleri’nde yer alan üniversiteler de sessiz kalmamış, Columbia Üniversitesi’nde başlayan Filistin yanlısı gösteriler diğer üniversitelere de yayılmıştır. Bu gösterilerle İsrail’in gerçekleştirdiği soykırımın bir an önce durdurulması sorumluluğu tüm insanlığa hatırlatılmıştır. Üniversite öğrencilerinin bu tepkilerine öğretim elemanları da destek vermiştir. Ancak vahşice işlenen soykırıma karşı insani ve vicdani sorumluluk bilinciyle hareket eden üniversite öğrencileri ve öğretim elemanlarının bu barışçıl gösterileri antidemokratik bir şekilde ve sert müdahalelerle bastırılmaya çalışılmaktadır. Bu barışçıl eylemlere karşı uygulanan orantısız şiddeti ve baskıyı kınıyor, vicdanının sesini dinleyen ve bu zulme seyirci kalmayan üniversite öğrencilerinin ve öğretim elemanlarının yanlarında olduğumuzu beyan ediyoruz. Bu vahşete Türk milleti olarak sessiz kalamayız. Hatta bugün burada bulunan bizler bu vahşete karşı asla duyarsız olmayacağız. Caydırıcı yaptırım ve müdahalelerle İsrail baskısı ve zulmü bir an önce sonlandırılmalıdır. Tüm insanlığı bir an önce Gazze’de uygulanan vahşeti durdurmaya ve barış yanlısı öğrenci ve öğretim üyelerine uygulanan şiddete karşı harekete geçmeye davet ediyoruz” denildi.
Eskişehir Sıtma 24 saat içinde tedavi edilmeli Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Mehmet Uluğ, son dönemde daha yaygın görülmeye başlanan Sıtma hastalığı ve tedavi yöntemleri hakkında bilgilendirdi. Sıtmayı sivrisineklerin plazmodium adlı paraziti insanlara bulaştırması yoluyla oluşan ateşli bir enfeksiyon hastalığı olarak tanımlayan Özel Ümit Batıkent Hastanesi Doktoru Mehmet Uluğ, “Sıtma, dişi anofel sivrisineklerinin ısırmasıyla bulaşır. Dişi sivrisinekler yumurtalarını beslemek için bir kan emerler. Bulaşma, sivrisineklerin sayısına ve hayatta kalmasını etkileyebilecek iklim şartlarına da bağlıdır” dedi. "24 saat içinde tedavi edilmeli" Dr. Uluğ, “Sıtma salgınlarının, uygun şartların oluşması halinde, sıtmaya karşı bağışıklığın düşük olduğu bölgelerde veya insanların iş bulmak için mülteci olarak yoğun sıtma bulaşan bölgelere geçtiğinde ortaya çıkabilir. Sıtma, göç alan ve mültecilerin yoğun olduğu bölgelerde daha çok görülen akut ateşli bir hastalıktır. Semptomlar genellikle enfektif sivrisineğin ısırmasından 10-15 gün sonra ortaya çıkar. İlk belirtiler ateş, baş ağrısı ve titremedir” diye konuştu. "Önlenebilir ve tedavi edilebilir" P. falciparum sıtmasının 24 saat içinde tedavi edilmezse ciddi bir hastalığa dönüşebileceğine dikkat çeken Dr. Uluğ, bunun sıklıkla ölüme yol açabileceğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Çocuklarda: şiddetli anemi, metabolic asidoz ile ilişkili solunum sıkıntısı veya serebral sıtma bulgularından bir veya daha fazlası görülebilir. Yetişkinlerde, çoklu organ yetmezliği sık görülür. Hayatı tehdit eden sıtma hastalığı önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü, tüm sıtma şüpheli vakalarında tedavi uygulanmadan once mikroskopi veya hızlı tanı testi kullanılarak tanının doğrulanmasını önerir. Sıtma ilaçların etkinliğinin korunması, sıtma kontrolü ve eliminasyonu için kritik öneme sahiptir.” Korunma yolları ve aşı Hasta bireylerin tedavi edilmesi ve vektör kontrolünün sıtma iletimini önlemenin ve azaltmanın ana yolu olduğunu dile getiren Dr. Uluğ, “Hasta olan herkes özenle tedavi edildiğinde bulaş zinciri kırılacağı için enfeksiyon sayıları azalacaktır. Vektör kontrolünde ise; böcek ilacı uygulanmış cibinliklerin kullanılması ve iç mekanların ilaçlanması etkilidir. Riskli bölgelere yolculuk yapanlar da kemoprofilaksi ile sıtma önlenebilir. Sıtma parazitinin karmaşık yapısının aşı geliştirilmesini çok zor bir iş haline getiriyor. Ancak RTS, S/AS01 (RTS, S), Afrikalı çocuklarda sıtmayı önemli ölçüde azaltan ilk ve bugüne kadar ki tek aşıdır. Sadece en sık ve ölümcül sıtma paraziti olan P. falciparum’a karşı etkilidir” ifadelerini kullandı.