GENEL - 08 Aralık 2018 Cumartesi 16:32

Futbolcu Vekil Alpay, Türk ve Suriyeli çocuklarla sahaya çıktı

A
A
A
Futbolcu Vekil Alpay, Türk ve Suriyeli çocuklarla sahaya çıktı

Eski Milli Futbolcu AK Parti İzmir Milletvekili Alpay Özalan, AK Parti İl Başkanı Aydın Şengül ile birlikte Türk ve Suriyeli çocuklardan oluşan karma takımla İzmir’de halı saha maçı yaptı, maçta renkli görüntüler ortaya çıktı.

Eski Milli Futbolcu AK Parti İzmir Milletvekili Alpay Özalan, AK Parti İl Başkanı Aydın Şengül ile birlikte Türk ve Suriyeli çocuklardan oluşan karma takımla İzmir’de halı saha maçı yaptı, maçta renkli görüntüler ortaya çıktı.


AK Parti İzmir İnsan Hakları Başkanlığı tarafından Türk ve Suriyeli çocuklardan oluşan karma takımlar halı saha maçı düzenlendi. Devlet Su İşleri Müdürlüğü tesislerinde gerçekleştirilen maçta AK Parti İzmir Milletvekili Alpay Özalan, AK Parti İzmir İl Başkanı Aydın Şengül,İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi, Gençlik ve Spor İl Müdürü Nüammer Uslu karma takımlarda mücadele etti.


Alpay Özalan uzun zaman sonra sahada


Uzun zamandır sahalarda görülmeyen eski milli futbolcu Alpay zaman zaman defans oyuncusu olarak sahada mücadele ederken, zaman zaman da kaleye geçti. Gençlik ve Spor İl Müdürü Nüammer Uslu’nun hakemliğini yaptığı maçta Başkan Aydın Şengül, ufak bir sakatlık geçirdi.



“Bizden top geçer adam geçmez”


AK Parti İl Başkanı Aydın Şengül ile rakip takımlarda olan Alpay Özalan, “Aydın başkan da iyi bilir. Bizden ‘top geçer adam geçmez, adam geçer top geçmez’ diye. Adam geçtiği zaman top geçti, top geçtiği zaman adam geçmedi. Gerçekten çok güzel bir aktivite oldu. Suriyeli çocuklarımız ile kendi çocuklarımız arasında bir kaynaşma oldu. Güzel bir karşılaşma oldu. Devamı da gelecek inşallah” dedi.


Başkan Aydın Şengül ise “Takım çok güçlüydü baya bir zorlandık. Biraz geri düştük. Sağ olsun Alpay vekilimiz de sakatladı. Takım olarak dostluk maçı yaptık ve dostluk kazandı. Çok keyifli etkinlik maç oldu. Bundan sonraki süre içinde de farkındalık oluşturmak için bu etkinliklere devam edeceğiz. Destek olan herkese çok teşekkür ediyoruz” diye konuştu.



“Gelecek nesile sevgi tohumu ve dostluk katacak”


Suriyeli çocuklar ile Türk çocukların kaynaştığına da dikkat çeken Başkan Şengül, “Hiçbir şekilde yabancılık hissetmiyorlar. İki dili anadili gibi öğrenmişler. Bu okulun örnek okul olması ve Türkiye’deki diğer illere de örnek teşkil etmesi açısından da önemli. İnşallah bu çoğalarak devam eder. İzmir’de 20 bin Suriyeli çocuğumuz eğitim görüyor. Böyle bir ortamda onları eğitip, kendi ülkelerine göndermek inanıyorum ki gelecek nesile bir sevgi tohumu ve dostluk katacaktır. Bu ülkede yetişen çocuklar bu ülkeye bir daha düşman olmaz, dost olurlar. O yüzden bunları çok önemsiyoruz” ifadelerini kullandı.


Buca Recep Ersayın İlkokulu öğrencileri maç sonrası büyük mutluluk yaşarken, duygularını ise “Alpay Vekil ve Aydın Başkan’la maç yapmaktan gurur duyduk. Çok mutlu olduk” sözleriyle anlattı.


Maç sonunda her bir çocuk için hazırlanan madalyalar takılırken, pasta kesildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.
Malatya Malatya’da 200 gram pide 10 TL oldu Malatya’da 7,5 TL olarak satılan pideler bugününden itibaren yapılan zam ile 10 TL’ye satılmaya başlanıldı. Ham maddedeki artışlar nedeniyle Malatya’da da pide fiyatları bugünden itibaren 10 TL’den satılmaya başlanıldı. Fırıncı esnafı depremden bu yanı 7,5 TL olarak satılan 200 gram ekmeğin oda kararı ile birlikte bugünden itibaren kent genelinde 10 TL olduğunu söyledi. Malatya’da fırıncı esnafı Hacı Pence, un başta olmak üzere ham maddeye yapılan zamlardan sonra şuana kadar kazançlarının olmadan satış yaptıklarını ifade ederek, “Rayiç belirlendi ama yeterli değil. Girdi maliyetleri, un fiyatları, işçilik ücretleri çok yüksek. Kazanmamız için 15 TL olması lazım ama şu anki fiyat 10 TL. İşçilik yüksek, verdiğimiz para yeterli gelmiyor, dolayısıyla işçi bulamıyoruz. 4 kişi çalışmamız gerekirken 2 kişi çalışıyoruz. Bir yıldır ekmeğe zam gelmemişti. Bir çuval un 700 TL, kira, işçiye 45 bin lira veriyoruz. Artan maliyetler nedeniyle ekmeğe zam yapıldı” dedi. Bir diğer fırıncı esnafı Ali Koçer ise ekmek yapımında gerekli olan maya, tuz ve un gibi ham maddelere uzun zaman önce zam yapıldığını hatırlatarak “Fiyat şu an için yeterli. Una aşırı derecede zam geliyor. Un geçen sene devlet destekliyken 390 TL iken desteğin kesilmesinden sonra 680 lira oldu. Maliyetler arttığı için ekmeğe zam yapıldı” diye konuştu.