EKONOMİ - 12 Haziran 2019 Çarşamba 17:23

İzmir’de 41 bin kişi mesleki yeterlilik belgesi hakkı kazandı

A
A
A
İzmir’de 41 bin kişi mesleki yeterlilik belgesi hakkı kazandı

İzmir’de ikinci el motorlu kara taşıtları ticareti yapmaya hak kazananlar için mesleki yeterlilik belgesi teslim töreni düzenlendi.

İzmir’de ikinci el motorlu kara taşıtları ticareti yapmaya hak kazananlar için mesleki yeterlilik belgesi teslim töreni düzenlendi. İzmir Ticaret Odasında (İZTO) gerçekleşen törende konuşan Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) Sınav ve Belgelendirme Daire Başkanı Mehmet Ordukaya, İzmir’de bugüne kadar 8 binden fazla sınavda 41 bin vatandaşın mesleki yeterlilik belgesi almaya hak kazandığını belirterek İzmir’in öncü illerden biri olduğunu söyledi.


Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelik’in yürürlüğe girmesinin ardından, ikinci el taşıtların satışında mesleki yeterlilik belgesi zorunlu hale getirilmişti. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Mesleki Yeterlilik ve Belgelendirme Merkezleri (Meybem) ile İZTO Eğitim ve Sağlık Vakfı işbirliğiyle mesleki yeterlilik belgesi sınavlarını başarıyla tamamlayan katılımcılara törenle belgeleri takdim edildi.



"Elimizi taşın altına koyduk"


13 Şubat 2018 tarihli 30331 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelik çerçevesinde mesleki yeterlilik belgesi zorunlu hale geldiğini ifade eden İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, belge almaya hak kazanan tüm galeri sahipleri ve çalışanlarının mesleklerindeki bilgi ve deneyimlerini, uluslararası standartlara göre belgelediğini söyleyerek kanuni yükümlülüklerini yerine getirdiğini dile getirdi. Mesleki yeterlilik belgelerinin, sektörlerde hizmet kalitesinin artması ve nitelikli iş gücünün geliştirilmesi için büyük önem taşıdığına dikkat çeken Başkan Özgener, "Üyelerimizin ve sektörlerin nitelikli iş gücü ihtiyacına çözüm olmak için İzmir Ticaret Odası olarak biz de taşın altına elimizi koyduk ve vakfımız iktisadi işletmesini inşaat alanında 9 meslekte yetkilendirilmiş belgelendirme kuruluşu yaptık. Bununla birlikte meslek komitelerimizden gelen talepler doğrultusunda inşaat sektörü dışındaki mesleklerde de TOBB Meybem işbirliğinde sınav ve belgelendirme hizmetini tüm üyelerimize ve üye olmayan firmalara sunmaya başladık" dedi.



Rekor kırıldı


İkinci el araç alım satımı konusunda faaliyet gösteren üyelerin ilk talepte bulunan sektör olduğunu anlatan Özgener, üyelerin belgelere erişimini kolaylaştırmak için 150 TL olan belge masraf ücretini oda olarak üstlendiklerini söyledi. Odanın 56. Meslek Komitesi, Otokent Yönetimi ve TOBB Meybem’in destekleri ile 600’ü aşkın sektör temsilcisine sınav ve belgelendirme hizmeti sunduklarını belirten Başkan Özgener şöyle devam etti:


"Kasım ayında gerçekleştirilen sınavlara tam 360 kişi katıldı. Türkiye genelinde 1 haftada sınava alınan kişi sayısı rekorunu kırdık. Aralık ve şubat ayında gerçekleştirilen sınavlarımızda yoğun ilgi gördü. Mart ve nisan aylarında yine TOBB Meybem işbirliğinde Emlak Alım Satım mesleğinde üyelerimize sınav hizmeti sunduk. Önümüzdeki aylarda yeni sektörler ile hizmet yelpazemizi genişleteceğiz. İnşaat sektöründe de mesleki yeterlilik belgesi sınav ve belgelendirme hizmetlerimiz devam ediyor. Sektörlerin gelişimi için büyük önem arz eden bu belgelerin beraberinde getirdiği teşvikler var. Nitelikli elemanların istihdam edilmesini desteklemek üzere devletimiz çeşitli istihdam teşvikleri geliştirdi. İş yeri sahiplerinin söz konusu teşviklerden yararlanması için SGK ve İŞKUR ile iletişime geçmesini önemle tavsiye ediyorum. İşinizi daha da geliştirmek için devletin sağladığı imkanlardan faydalanın. Nitelikli iş gücünün geliştirilmesi ve kişilerin istihdam edilebilirliğinin desteklenmesi için başlattığımız bu seferberlikte özellikle bize her konuda destek olanlara teşekkür ederim."



"Avrupa standartlarına ulaşırız"


Otokent Galericiler Sitesi Yönetim Kurulu Başkanı Feyzi Demir de, çalışmalarına verdikleri destek nedeniyle İZTO Başkanı Mahmut Özgener’e teşekkürlerini ileterek bir plaket takdim etti. EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar da konuşmasında, Mahmut Özgener’e odada ve üniversitede yaptığı çalışmalar ile TOBB’da İzmir’i temsil ederek sorunların çözümü için gösterdiği gayret nedeniyle teşekkür etti. Bu mesleki yeterlilik belgesiyle ilgili sistemin 117 tehlikeli ve çok tehlikeli işlerle başlayan bir süreç olduğunu söyleyen Özgener şunları söyledi:


"Bu eğitimler insanlara standart kazandırarak mesleği benimsemelerini sağlayacak bir belgelendirme yöntemidir. Daha önce Türkiye’de sigortacılık sektöründe faaliyet gösteren 15 bin acentenin tost yapan bir büfede de yada bir galeride bu hizmeti alma imkanı vardı. Sigorta acenteleri bugün KOSGEB’den kredi alabilir hale geldi. Mesleklerin sertifikalanması son derece önemli. Bugüne kadar 81 ilin 76’sında sınav yaptık. Bunu artırmak bizim hedefimiz. Türkiye’nin her yerinde Meybem var. Kaliteyi artırarak Türkiye’nin en büyük sorunu eğitimsizliği çözersek Avrupa standartlarına ulaşırız. Sanayi 4’den daha önemlisi Eğitim 4’dür. Onu da yapacak gücümüz var. Birlik beraberlik olduğu sürece üstesinden geliriz."



643 bin kişi


MYK olarak yaklaşık 12 yıldır eğitim ve istihdam arasındaki ilişkileri güçlendirmeyi hedeflediklerini anlatan MYK Sınav ve Belgelendirme Daire Başkanı Mehmet Ordukaya, rekabet edilebilirliğin artırılması noktasında çalışma hayatına etkin politikalar ürettiklerini ifade etti. Bu kapsamda 829 meslek standardı belirlediklerini kaydeden Ordukaya, "Özellikle nitelikli ve belgeli iş gücüne giden yolda meslek standartları ilk adımdır. Meslek standardının belirlenmesinin ardından sınav ve belgelendirme faaliyetleri yürütülüyor. Bu işin temelinde uluslararası akreditasyon ilkeleri ön plana çıkıyor. 12 yılda 200 kuruluşu sınav ve belgelendirme yapmak için yetkilendirdik. Bir kurumun yetki alması yaklaşık 12 ay sürüyor. Yetkilendirdiğimiz 200 kuruluşla birlikte yıllık 3 milyon kişiye ulaştık. Yaklaşık 643 bin kişinin mesleki yeterlilik belgesi aldığını görüyoruz" diye konuştu.



"Amacına ulaştı"


Türkiye’de 2014 yılında kimsenin hatırlamak istemediği iş kazalarının yaşandığını söyleyen Ordukaya, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Bu iş kazalarını en aza indirmek için bu belge zorunlu hale geldi. 161 meslekte belge zorunluluğu getirme yetkisi verildi. Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının tebliğlerinde 117 meslekte belge zorunluluğu yürürlüğe kondu. Tehlikeli mesleklerde çalışan belgeli vatandaşlarımız belgesiz çalışanlara göre yüzde 25 oranında daha az iş kazalarına maruz kalıyor. Mesleki yeterlilik belgesinin tehlikeli işlerde zorunlu olmasının bu bağlamda amacına ulaştığını görüyoruz. Biz MYK olarak Ticaret Bakanlığı ile yaklaşık 4 yıldır birlikte çalışıyoruz. İşbirliği kapsamında yetkilendirdiğimiz belgelendirme kuruluşları aracılığıyla galerici esnafımızın bu faaliyetlerini yürütmeye başladık. 2018 yılında yönetmelik yayınladı. İzmir’de MYK’nın İzmir merkezli yetkilendirdiği 9 kuruluş var. Biri İZTO’nun ticari işletmesi, biri esnaf odası ile diğer özel iştiraklerimiz yetkilendirildi. İzmir’de bugüne kadar 8 binden fazla sınavda 41 bin vatandaş mesleki yeterlilik belgesi almış. Ülkemizdeki genel dağılıma bakıldığında İzmir öncü illerden biri olmuş. Kendi ekonomisi göz önünde bulundurulduğunda bu sayının artacağına inanıyoruz."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Üniversite öğrencilerinden Filistin ve Doğu Türkistan’a sessiz destek Bartın Üniversitesi (BARÜ) öğrencileri, düzenledikleri sessiz yürüyüşle Filistin ve Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerine tepki gösterdi. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Öğrenci Konseyi ile öğrenci toplulukları tarafından ’’Sessiz Yürüyüş’’ organize edildi. Yürüyüşe üniversitenin akademik ve idari insan kaynağı da destek verdi. BARÜ Kutlubey Yerleşkesi Eğitim Fakültesi önünde toplanan kalabalık, ellerinde Türk, Filistin ve Doğu Türkistan bayraklarıyla yaklaşık bir kilometre uzaklıktaki Gölet alanına kadar yürüdü. Grup, ellerinde Türkçe ve İngilizce, “Bu Zulme Sessiz Kalma”, “Filistin ve Doğu Türkistan’da Yaşanan Katliamları Kınıyoruz”, “Soykırıma Hayır”, “İnsanlık Ölmesin” ve “Nehirden Denize Özgür Filistin” yazılı dövizler taşıdı. Öğrenciler ayrıca İsrail’in Gazze’ye yönelik insanlık dışı saldırılarına tepki göstermek için ABD’de Filistin dayanışma gösterisi düzenleyen öğrenciler ve akademisyenlere de destek verdi. Filistinli öğrencilerin de yer aldığı yürüyüşte açıklama yapan BARÜ Öğrenci Konseyi Başkanı Ömer Faruk Çalap, “Bartın Üniversitesi öğrencileri olarak Doğu Türkistan ve Filistin’de yaşanan zulme karşı birlik oluyoruz. Bu coğrafyalarda yaşanan insanlık dışı zulmü kınıyor ve bu zulme karşı sesimizi yükseltiyoruz” dedi. İnsan haklarına saygı gösterilmesi için uluslararası toplumun acil adımlar atması gerektiğini de dile getiren Çalap, "Doğu Türkistan ve Filistin’deki insan hakları savunucularına yönelik baskılar sona erdirilmelidir. İfade özgürlüğünün garanti altına alınması için uluslararası toplum sözde değil, özde harekete geçmelidir” ifadelerini kullandı. Yoğun bir kalabalık eşliğinde gerçekleştirilen yürüyüş İsrail sorununun bir sonucu olarak Filistin’de yaşanan savaşa ait 2 dakikalık ses kaydının dinlenmesinin ardından son buldu.
Malatya Bakan Özhaseki: "Öyle sağlam evler yapacağız ki huzurla evimizde oturalım, bu acıları daha yaşamayalım" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, bundan sonra artık sağlam yapıları yapmak zorunda olduklarını ifade ederek, "Öyle sağlam iş yerleri yapacağız ki, öyle sağlam evler yapacağız ki hepimiz huzurlu evimizde oturalım, bu acıları daha yaşamayalım. Bunun için de kılı kırk yarıyoruz” dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki başkanlığında Malatya’da İl Koordinasyon Kurulu toplantı. Büyükşehir Belediyesi Nikah Sarayı’nda gerçekleşen koordinasyon kurulunda konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, 14 ay önce ülkenin büyük bir felaketle karşı karşıya kaldığını hatırlatarak, “Bin yıllık Anadolu’daki serüvenimiz de, belki de başımıza gelebilecek en büyük felaket buydu. Bundan önce nice harpler, darbeler, sıkıntılar, zorluklar depremler yaşandı ama bunun kadar hasar bırakan büyük bir afeti görmedik. 9 saat arayla 2 tane şiddetli deprem, çok uzun süreli deprem hem de kadim şehirlerimizin birkaç kilometre altından geçen bir deprem. Bundan 18 tane ilimizde etkilendi aslında. Birkaç bin konut yıkılan illerimiz de var. Toplamda depremden etkilenen 18 ilimiz var. 14 milyon insanımız zarar gördü, 680 bin konutumuz yıkıldı, 170 binde iş yerimiz, depolarımız ağıllarımız yıkıldı. Dile kolay söylemesi çok kolay 850 bin bağımsız birim haliyle maddi hasar çok fazla, 100 milyar doların üzerinde. Manevi hasarı ölçecek bir alet daha icat olmadı. Her evde acı tütüyor, her evde gözyaşı var” dedi. Bundan sonra artık sağlam yapıları yapmak zorunda olduklarını da ifade eden Özhaseki, “Öyle sağlam iş yerleri yapacağız ki, öyle sağlam evler yapacağız ki inşallah deprem olmaz ama olursa hepimiz huzurlu evimizde oturalım, bu acıları daha yaşamayalım. Bunun için de kılı kırk yarıyoruz” ifadelerine yer verdi. Malatya’da çarşı merkezinde zemin ile ilgili yaşanan sıkıntıya da değinen Özhaseki, “Depremden 2-3 ay sonra valilik karşısındaki çarşıda işe başlayalım dedik. Dikkat ediyor musunuz hala orada fore kazık çakmaya devam ediyoruz, hala zemini temizlemeye devam ediyoruz. Mesela Kahramanmaraş’ta şehrin ortasında giden bir cadde var, fay hattı geçiyor. Azerbaycanlı kardeşlerimiz bin tane konut yaptıralım dediler, işe başlayacağız tam 40 milyon dolarlık fore kazık ihalesi yaptık. Aylarca fore kazık çaktık” dedi. Hükümetin birinci gündeminin halen deprem bölgesi olduğuna da değinen Bakan Özhaseki, “Sayın Cumhurbaşkanımızın bize ilk sorduğu soru ‘Depremde hasar gören illerimizde durum nedir? Hayat normale dönüyor mu? İnşaatlar yolunda gidiyor mu? Başka taraftan bakıldığı zaman da maliyedeki sıkı para politikasını size de takip ediyorsunuz. Bakanımız Mehmet Şimşek Beyin itiraz etmediği tek harcama kalemi var o da depremde ki yapılan harcamalar. Onun dışında bilin her bir iş takip ediliyor, burada da işlerimiz çok şükür yolunda gidiyor” ifadelerine yer verdi. Deprem bölgesinde yaklaşık 390 bin deprem konutunun inşaatının başladığını ifade eden Bakan Özhaseki, Türkiye genelinde 400 bin civarında hak sahibinin olduğunu söyledi. 4 bin 333 köyde köy evi yaptıklarını ifade eden Özhaseki, “Bin 240 tane şantiyemiz var, oralarda bin 110 bin kişi çalışıyor. İlk etapta 76 bin kadar konutu teslim ettik. Haziran, Temmuz’la birlikte her ay 10-15 e 20 bin konutu da teslim etmeye de devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Malatya’da da hak sahipliği kadar inşaata başladıklarını ifade eden Özhaseki, “Bugün arkadaşlarımız yine Büyükşehir Belediyesinde toplandılar. Yeşilyurt, Battalgazi Belediye Başkanlarımız, yardımcıları, teknik ekipleri oradalardı. 8-10 bin eksiğimiz var tespit edilen yerleri gösteriyorlar. Daha çok da şehirlerimizin içinde yapalım istiyoruz, merkezde yapalım istiyoruz. Onları da bir an önce projelendireceğiz. Zaten ihaleyi yaptıktan sonra da en fazla bir sene gibi süre de bitiyor. O konutlarımız da hak sahiplerine teslim ederiz. Bütün hesabımız gelecek senenin ortalarında, güze kadar konutunu alamamış bir vatandaşımız kalmasın istiyoruz, iş yerlerini alamamış bir tek vatandaşımız kalmasın istiyoruz. Bugün de Malatya’mızda şu ana kadar yaptığımız konutlar ne alemde, bundan sonra ne kadar eksiğimiz var, neler yapabiliriz, sizlerin bize söyleyecekleri var mı veyahut şunu yaparsanız daha iyi olur diyeceğiniz şeyler var mı? Bütün bunları konuşmak için önce kendi içimizde belediyede teknik bir toplantı yaptık. Şimdi de sizlerle bir araya geliyoruz” diye konuştu. Önlerinde seçimsiz bir süre olduğunu belirten Bakan Özhaseki, “Bu süre içerisinde biz çalışarak gayret edip Malatya’mızı eski haline döndürmek için uğraşıyoruz. İnşallah bunu başarırız, buna gücümüz yeter arkadaşlar” şeklinde konuştu. Bakan Özhaseki’nin konuşmasının ardından Malatya’da deprem sonrası güncel durum ve inşaat çalışmaları ile ilgili sunuma geçildi. Basına kapalı olarak devam eden toplantı soru-cevap kısmı ile son buldu.
Batman Öğrencisini "Heimlich" manevrasıyla hayata döndüren öğretmen o anları anlattı Batman’da nefes borusuna simit kaçan öğrencisini "Heimlich" manevrasıyla kurtaran öğretmen, o anları anlattı. Batman Borsa İstanbul Ortaokulunda teneffüste yediği simit soluk borusuna kaçan bir öğrenci nefessiz kaldı. Bu sırada koridorda nöbetçi Matematik Öğretmeni Levent Döndü, öğrencisinin boğazını sıktığını ve nefessiz kalarak kıvrandığını fark etti. Döndü, "Heimlich" manevrası ile öğrencisine müdahale etti. O anları İhlas Haber Ajansı muhabirine anlatan Matematik öğretmeni Levent Döndü, nöbet esnasında koridorda gezdiği esnada öğrencisinin nefes alamadığını gördüğünü, fark ettiğini söyledi. Hemen koşarak müdahale ettiğini belirten Döndü, "Öğrenci tam tıkanmıştı nefes alamıyordu okulumuzun böyle bir sorunla karşılaşması bizi tabii ki üzdü. Her öğretmen arkadaşımın yapacağı gibi ben de müdahale ettim. Batman Milli Eğitim il Müdürlüğü ilk yardım eğitim merkezinden almış olduğumuz eğitimler sayesinde çocuğumuza Heimlich manevrasını uyguladık. Çocuğumuzu hayata geri döndürdük bir şeye vesile olduk. İlk yardımında ne kadar önemli olduğunu, ilk yardım merkezinin de ne kadar önemli olduğunu gördük. Sağlık eğitim ile alakalı tüm eğitimleri öğretmen arkadaşlarımız ile birlikte alıyoruz. Aldığımız eğitimlerde Heimlich manevrası sayesinde çocuğumuza biraz faydamız dokundu” dedi. Burada çocuklara sadece eğitim öğretimin dışında her alanda, her anlamda sahip çıktıklarının bir işareti göstergesi olduğunu aktaran Döndü, "Çocuklarımızın gerek psikolojik gerekte sosyolojik gerekte bu şekilde hayati durumlarında her zaman öğretim başta olmak üzere canla başla hepimiz çocuklarımızın yanındayız. Aydınlıyım 5 yıldır Batman merkez Borsa İstanbul ortaokulunda görev yapıyorum matematik öğretmeniyim. Çocuğun durumunu görünce onu ilk başta kurtarmam gerektiğini aklıma geldi hızlı bir şekilde hemen manavlarımızı yaparak çocuğu kurtardık. Çocuğu kurtardıktan sonra odaya götürdük çok güzel bir his bir duygu yaşadım. Özelikle sonrasında elim ayağım titredi çok üzüldüm. Görüntüyü izledikten sonra daha da etkilendim. Olayın üzerindeyken soğukkanlılıkla kalabildim. İlk yardımın hayati yönlerinden birisi de bu zaten soğukkanlı kalabilmektir. Tüm bireylerin tüm vatandaşların herkesin bu eğitimi almalarını düşünüyorum. Hayatın her alanında her zaman karşımıza çıkıyor. Umarım hiçbir zaman hiçbir çocuğumuza vatandaşımıza böyle bir durum yaşanmazdır. Ertesi gün aile geldi okula kalabalık bir şekilde teşekkür ettiler, ben de duygulandım onlar da duygulandı. Çocuğumuz teneffüslerde yanıma geliyor sarılıyor, bana diyor öğretmenin size hayatımı borçluyum ama aslında biz onlara gelecek borcumuz var. Elimizden geldiğince çocuklarımıza en güzel geleceği sunacağız en güzel imkanları sağlayacağız. Çocuklarımızı yeni bir hayata en güzel şekilde hazırlamaya çalışacağız” şeklinde konuştu. Yaşadığı korku dolu anları anlatan 5. sınıf öğrencisi E.K, "Teneffüs çalmıştı o an arkadaşımla konuşurken simit parçası boğazımda kaldı. O an öğretmenler odasında doğru koşarken Levent hocam bizim katta nöbetçiydi ve beni kurtardı. Hocamı çok seviyorum ve ona çok teşekkür ediyorum. Öğretmenler odasına yakın bir arada tam tıkandım ve o sıra hocam yardımıma koştu ve kurtardı. O an çok korkmuştum Levent hoca sağ olsun beni kurtardığı için sonrasında korkmadım" diye konuştu.