GENEL - 12 Temmuz 2019 Cuma 12:59

Buca Metrosu için Ankara’dan beklenen onay geldi

A
A
A
Buca Metrosu için Ankara’dan beklenen onay geldi

İzmir’in öncelikli toplu ulaşım projesi Buca Metrosu yatırım programına alındı.

İzmir’in öncelikli toplu ulaşım projesi Buca Metrosu yatırım programına alındı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer, önümüzdeki yıl inşaat çalışmalarına başlayıp, beş yıl içinde Buca Metrosu’nu hizmete açmayı hedeflediklerini söyledi ve yatırım onayını veren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür etti.


İzmir trafiğini önemli ölçüde rahatlatacak Buca Metrosu’nun yatırım programına alınması için Cumhurbaşkanlığı’na üç kez resmi talepte bulunan İzmir Büyükşehir Belediyesi, Ankara’dan beklediği onayı aldı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Projenin yatırım programına alınması için onay veren Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür ediyorum” dedi.



Cumhurbaşkanlığı onayladı


Buca Metrosu’yla ilgili bu çok önemli gelişme hakkında bir açıklama yapan Başkan Soyer, “İsteğimiz sadece bir imzaydı, onun da gelmesiyle hemen çalışmalara başlıyoruz. Gerekli finansmanı devlet bütçesinden tek kuruş talep etmeden, uluslararası kredi yoluyla çözeceğiz. Yaklaşık altı ay içinde finansman görüşmelerini tamamlayıp, uluslararası ihaleye çıkmayı ve 2020 yılında inşaata başlamayı hedefliyoruz. Beş yıl içinde metronun açılışını yapacağız. İzmirliler Buca’ya da metro konforuyla ulaşacak ve bu sayede tüm kente yayılacak toplu ulaşım hedefimizde önemli bir adım atacağız” açıklamasını yaptı.


28 Aralık 2017 tarihinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğünden onay alan proje, yatırım programına alınması için Kalkınma Bakanlığının, yeni adıyla Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının onayını bekliyordu. Uluslararası krediyle gerçekleştirilecek yatırımlar için Cumhurbaşkanlığı’nın onayı gerekli olduğundan, İzmir Büyükşehir Belediyesi Ankara’dan bu “olur” gelmeden ihaleye çıkamıyordu.



Metroda 11 istasyon olacak


13,5 kilometre uzunluğunda ve 11 adet istasyondan oluşacak Buca Metrosu, Üçyol İstasyonu-Dokuz Eylül Üniversitesi Tınaztepe Kampüsü-Çamlıkule arasında hizmet verecek. Üçyol’dan başlayan ve 11 istasyondan oluşan hatta sırasıyla Zafertepe, Bozyaka, General Asım Gündüz, Şirinyer, Buca Belediyesi, Kasaplar, Hasanağa Bahçesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Buca Koop ve Çamlıkule istasyonları yer alacak. Buca hattı, F. Altay-Bornova arasında çalışan ikinci aşama hattı ile Üçyol İstasyonu’nda, İZBAN hattı ile de Şirinyer İstasyonu’nda buluşacak. Bu hat üzerindeki tren setleri sürücüsüz hizmet verecek.



Derin tünel tekniği ile yapılacak


Buca Metrosu, TBM makinesi kullanılarak derin tünel tekniği (TBM/NATM) ile yapılacak ve böylece tünel inşaatı sırasında oluşması muhtemel trafik, sosyal yaşam ve alt yapı sorunları en aza indirilmiş olacak.


Projede toplamda 80 bin m2 kapalı alana sahip olacak şekilde projelendirilmiş Bakım Atölye ve Depo Binası da yapılacak. İki katlı olacak şekilde tasarlanan bu binada alt kat geceleme, üst kat ise araç bakım ve onarım katı olarak kullanılacak. Üst katta ayrıca idari ofisler ve personel kullanım alanları bulunacak.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Obezite hastalığında uzmanından korkutan açıklama Kocaeli Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen 4. Preoperatif Protein Kalori Kısıtlama Sempozyumu’na dünyadan 15 bilim insanı katılarak obeziteye yönelik çalışmalarını aktardı. Harvard Üniversitesi’nden sempozyuma katılarak önemli açıklamalarda bulunan Uzman Doktor Furkan Burak, "Amerika’da nüfusun yüzde 75’i ya fazla kilolu ya da obezite hastası. Türkiye maalesef Avrupa’da obezite oranının en yüksek olduğu ülke. Çocukluk çağı obezitesi de yüzde 20’lere kadar yükseldi" dedi. Kocaeli Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen 4. Preoperatif Protein Kalori Kısıtlama Sempozyumu, dünyanın en önemli bilim insanlarını bir araya getirdi. Amerika Birleşik Devletleri’nden Harvard Üniversitesi, Clevland Klinik, California Üniversitesi ile Avrupa’dan Manchester Üniversitesi, Leiden Üniversitesi ve Zürih Üniversitesi’nden 15 bilim insanının konuşmacı olarak yer aldığı sempozyumda, ameliyat öncesi protein kısıtlaması konusunda yapılan çalışmalar aktarıldı. "15 bilim insanı Kocaeli’ye geldi" Sempozyumla ilgili bilgi paylaşan KOÜ Rektörü Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk, "Amerika’dan, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden arkadaşlarımız ameliyat öncesi protein kalori kısıtlaması ya da protein kalori kısıtlamasıyla yaşlanmanın nasıl önlenebileceğine dair çalışmalarını sempozyumda aktarıyor. Bilim insanlarını üniversitemizde ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Daha önce Leiden’da ve Boston’da benzer toplantı yapmıştık. Arkadaşlarımızın burada olması bizim için gurur verici. Fakültemizden mezun olan Doktor Furkan Burak Harvard Boston’da çalışıyor, kendisi bizim gururumuz. Uluslararası iş birliklerimiz devam edecek. Zaten Harvard ile süren programımız vardı. Asıl hedefimiz insanlarımızın öz güvenini arttırmak, bizim de bir şeyler yapabildiğini, konuşabildiğini göstermek. Her zaman söylüyorum, nereden olduğunuz değil, nerede olduğunuz önemli. Nerede olduğunuzu gösterebilmek için de gayret, merak olmalı. Amacımız Kocaeli Üniversitesi’ni ve arkadaşlarımızı iyi bir noktaya getirmek. Yurt dışından 15 arkadaşımız Kocaeli’ye geldi" diye konuştu. "Temel bilim çalışmalarının testlerini insan üzerinde başlatıyoruz" Sempozyuma katılan Endokrinoloji Uzmanı Doktor Furkan Burak, "Harvard Tıp Fakültesi’nde öğretim üyesiyim. Ayrıca Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunuyum. Dünyanın dört bir yanında bir araya gelen bilim insanları; kalori kısıtlamasının yaşlanmaya, insan ömrüne etkisine, cerrahi stres, kemoterapi, radyoterapi veya kanser tedavisi gibi konularda komplikasyonları, yan etkilerini azaltmak için çalışıyor. Harvard Tıp Fakültesi’nden Clevland Klinik’e, California, Zurich Üniversitesi gibi bütün araştırmacıları Kocaeli’de. Çalışmalarımızı birleştirip temel bilim çalışmalarının testlerini insan üzerinde başlatıyoruz. Bu büyük işlere Türkiye’yi de dahil etmek bizim için gurur kaynağı. Türkiye’deki meslektaşlarımız da ciddi çalışmalar yapıyor. Bu çalışmaları dünyanın yaptığı işlerle birleştirip boyutlarını daha da arttırmak en büyük amacımız. Biz sempozyumda da obeziteyi çalışıyoruz. Kaloriyi artırınca nasıl oluyor, iş obeziteye nasıl gidiyor, hastalıkla nasıl oluşuyor, obezite ile gelen sorunları nasıl tedavi edebiliriz diye çalışıyoruz" şeklinde konuştu. "Türkiye maalesef Avrupa’da obezite oranı en yüksek ülke" Beynin hiçbir zaman kilo vermeyi sevmediğini belirten Dr. Burak, "Bu sebeple hastayı daha kapsamlı tedavi etmek gerekiyor. Amerika’da nüfusun yüzde 75’i ya fazla kilolu ya da obezite hastası. Türkiye maalesef Avrupa’da obezite oranı en yüksek ülke. Dolayısıyla obezite 5-10 yıl ömrümüzden alıyor. Hayat kalitemizi ciddi azaltıyor, 100’den fazla başka hastalığa yol açıyor. Topyekûn önce öğrenerek, anlayarak bilim insanları ve hekimlerimizi destekleyip tolumla beraber bu hastalığı tedavi etmemiz gerekiyor. Ameliyatın faydalı olduğu durumlar var ama öncelikli tedavi tıbbi tedavidir. Tıbbi tedavi önceden çok mümkün değildi ama son 3-4 yıldır geliştirilen tıbbi tedaviler var. Çocukluk çağı obezitesi yüzde 20’lere kadar yükseldi. Ekstra önlemler almazsak bu durum daha da kötüye gidecek. Artık diyabeti, hipertansiyonu çocuklarda görmeye başladık. Bu çok korkunç bir şey. Çocuklarda diyabetin komplikasyonları daha hızlı ilerliyor. Okullardan başlayarak yeme alışkanlıklarını düzeltip, proses edilmiş yiyeceklerden uzak tutmamız gerekiyor. Davranışsal olarak da bir şekilde müdahale edip önüne geçmezsek büyük sorunlar devam edecek" ifadelerini kullandı. Harvard’da görevli Dr. Keith Özaki de yiyecek ve içeceklerin cerrahi komplikasyonlara olan etkisini ve cerrahi komplikasyonların nasıl diyetle azaltabileceğini çalıştığını belirtti. Cleveland Clinic’te çalışan Dr. Chris Hine ise kalori kısıtlamasının ve diyetin sağlıklı ömrü uzatması konusundaki çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Gaziantep Çocuk Kütüphanesi sayesinde 4 yılda 400 kitap okudu Gaziantep’te yaşayan 12 yaşındaki Berat Koca, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Hasan Celal Güzel Çocuk Kütüphanesi’nin kapısını 8 yaşında aralayarak geride kalan 4 yılda 400 kitap okudu. Okuduğu kitaplar sayesinde okuma becerilerini geliştiren Koca, yüzlerce sayfalık kitapları birkaç günde bitirebiliyor. Gaziantep’te ilk kez 2016 yılında açılan ve şu anda sayısı 6’ya ulaşan Uygulamalı Çocuk Kütüphaneleri, fırsat eşitliği tanımak için dezavantajlı bölgelere öncelik tanıyor. Açıldığı günden beri Hasan Celal Güzel Çocuk Kütüphanesi’nin on binlerce üyesinden biri olan 12 yaşındaki Berat Koca, şu anda 539 sayfalık kitabı 2 günde bitirebiliyor. Koca, ilgisi ve merakının yanı sıra kelime dağarcığının gün geçtikçe artması sebebiyle de artık yetişkin kitaplarını rahatlıkla okuyabiliyor. Koca’nın en çok etkilendiği yazar ise Jack London. Çocuk Kütüphanesi’nin fırsat eşitsizliğinin önüne geçtiğini ve artık haritasının kitaplar olduğunu vurgulayan Koca, “Kitaplar yön gösteriyor. Rehberi bulduktan sonra ilerlemek kolaydır. Çocuk kütüphaneleri fırsat eşitsizliğinin önüne geçiyor. Çocukların kitaba erişiminde hayati bir şey ve benim de rehberim oldu” dedi. “Çocuklar için kesinlikle kitaplar haritadır” Çocuk Kütüphanelerine gelmeye başlamasının ardından kitap kurduna dönüşen ve ilgisinin bilgilerle farkındalığa dönüştüğünü ifade eden Berat Koca, “Korsanlar hazinelerini bulmaya çalışırken hazine haritalarına bakarlar. Doğru haritayı kullanırsa hazineyi bulur. Dediğim hazine kişinin başarısıdır. Korsan biziz, başarıyı arayan denizci diyebiliriz. Çocuklar için kesinlikle kitaplar haritadır. Çünkü onlara yön gösteriyor. Kitaplar çocuklar için rehberdir. Rehberi bulduktan sonra ilerlemek kolaydır. Çocuk kütüphaneleri benim rehberim oldu. Bilim, kurgu ve fantastik sanatları okuyorum. Açıkçası heyecanlı olduğu için okumayı seviyorum. Bilime merakım var. Merakım gün geçtikçe ilgiye dönüştü ve tam ilgimin doruklarındayken bu kütüphane açıldı. Bu kütüphaneye gelmeye başladığımda ilgim bilgilerle farkındalığa dönüştü ve bilim insanı olmak istediğime karar verdim” diye konuştu. “Çocuk kütüphaneleri fırsat eşitliği sağlıyor” Kitaba erişimde Çocuk Kütüphanelerinin çok önemli olduğunu ifade eden Koca, “Fırsat eşitliği, bu çocuk kütüphaneleri bunu sağlıyor. Maalesef günümüzde her ailenin kitap alacak kadar maddi gücü yok. Bu kütüphaneler fırsat eşitliğini koruyor. Çocuk kütüphaneleri genel olarak bu imkanı sağlıyor. Çocukları kitaplarla beslemeyen bir devletin sonu hazindir. Çocuk sayısına göre kütüphane açılması gerekiyor” dedi. Berat’ın annesi Hatice Koca ise insanların kitaba ulaşmada zorluk yaşadığını belirterek, “Buna gerek bütçe gerek bulunduğun yer fırsat vermiyor. Ama kütüphane olduğu zaman her bilgiyi her araştırdığın konuya kolaylıkla ulaşabileceğin bir alan benim gözümde” diye konuştu. Çocuk kütüphaneleri birçok fayda sağlıyor Kütüphaneler 0-12 yaş aralığına hitap ediyor. On binlerce üyesi olan ve sayısı 6’ya ulaşan Çocuk Kütüphanesi’nde çocuklar sadece kitapla buluşmuyor. Mozaik, müzik, resim kursları, drama çalışmaları ve meslek tanıtımları da yapılıyor. Çocuklar hem eğleniyor hem öğreniyor. Kütüphanenin bir diğer öğrencisi Belinay Kaya, kütüphanede kitap okumanın yanı sıra çeşitli kurslar olduğunu ifade ederek, “Burada mozaik, müzik, resim kursu yani daha çok değer vereceğimiz şeyler var. Kitaptan ibaret değil. Hem kitap okuyoruz hem kurslara gidiyoruz. Kitapları çok güzel. Birçok etkinlik oluyor. Masal saatleri oluyor” şeklinde konuştu. Kitap okumanın farklı faydalarına değinen Mir Nafi Ünlü ise, “Ben kitap okumadan önce pek hayal kuramazdım. Kitap okuduktan sonra gözümde canlandırmam daha güzel oldu. Kitap okumam konuşmamı da etkiledi. Önceden kekeliyordum ona fayda sağladı. Güzel bir şey tavsiye ederim” ifadesini kullandı.