GENEL - 14 Eylül 2019 Cumartesi 11:00

Gazeteci-Yazar Saymaz, Bayraklı Belediyesi standında okurlarıyla buluştu

A
A
A
Gazeteci-Yazar Saymaz, Bayraklı Belediyesi standında okurlarıyla buluştu

Gazeteci-Yazar İsmail Saymaz, yeni kitabı ‘Şehvetiye Tarikatı’nı İzmir’de ilk kez Bayraklı Belediyesinin İzmir Enternasyonal Fuarı 3 No’lu holdeki standında okurlarıyla paylaştı.

Gazeteci-Yazar İsmail Saymaz, yeni kitabı ‘Şehvetiye Tarikatı’nı İzmir’de ilk kez Bayraklı Belediyesinin İzmir Enternasyonal Fuarı 3 No’lu holdeki standında okurlarıyla paylaştı. Türkiye’de 400 tarikatın faaliyet gösterdiğini vurgulayan Saymaz, “Bu tarikatlar denetlenmek zorundadır. Güçlerini denetlenmemekten, hesap vermemekten, herhangi bir soruya cevap vermemekten alıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti laik, sosyal hukuk devleti olmanın gereğini yaparak, bunların ne kadar malı, mülkü, parası olduğunu, faaliyet alanlarını bilmek, sınırlamak ve kontrol etmek zorundadır” dedi.


Gazeteci- Yazar İsmail Saymaz’ın yeni kitabı ‘Şehvetiye Tarikatı’nın İzmir’deki ilk imza günü Bayraklı Belediyesinin İzmir Enternasyonal Fuarındaki standında gerçekleştirildi. Açıldığı günden bu yana her gün birbirinden çeşitli etkinlikler ve gösterilerle ziyaretçilerin ilgi odağı olan stant, Saymaz’ın imza günü ve söyleşisinde de ziyaretçi akınına uğradı. Konuşmasında yeni kitabında yer verdiği tarikatları anlatan Saymaz, “Türkiye’de 30 ana gruba bağlı 400 tarikat ve cemaat faaliyet gösteriyor. Bunların üye ve militan sayısının 1 milyon olduğu tahmin ediliyor. Kitapta bahsettiğim tarikatlara ve yaptıklarına bakarak ‘tüm dini gruplar böyledir’ diye genelleyemeyiz. Bu büyük haksızlık olur. Onların da hata ve eleştirilecek yanları vardır ancak kitapta bahsettiğim özellikler genellenemez. Tarikatlar sadece bizim dinimiz içinde türemiş gruplar değil farklı dinlerde de böyle yer altı grupları var” diye konuştu.


Tarikatların günümüzde çok zenginleştiğini vurgulayarak, kendi ekonomilerini kurduğunu anlatan Saymaz, şöyle devam etti:


"Bugün itibariyle tarikatların yatırımları ahirete değil, dünyaya dahildir. Hepsi zenginleşti. Hepsinin bir medya organizasyonu, iş adamları örgütü, hastaneleri ve okulları var. Özellikle de inşaata yönelmiş durumdalar. Hepsi kamu yararına çalışan örgütler statüsündeler. Tarikatlar holdingleşirken şeyhler de CEO haline geldi. Bakmayın siz sarıklı cübbeli olduklarına bunların tamamı aslında dünya yatırımlarıyla meşgul birer CEO’durlar. Bunların dergahlarına gidenler de birer müşteridirler ve onların tarikattan beklentileri ticari yatırım ve mal, mülk kavgasıdır. Böyle dev bir ekonomi doğarsa, böyle yerlerde de kayıt dışı üretim doğacaktır. Bu ekonomik düzlemde merdiven altı tarikatların doğması kaçınılmazdır. Çünkü bunlar, onların oluşturduğu çıkardan, büyük pastadan, oluşturulan güçten yararlanmaktadırlar.”



“Türkiye Cumhuriyeti karanlığa terk edilemez”


Tarikatların sadece İslam dininde olmadığını vurgulayan ve tarikatlara bakarak tüm dini gruplarla ilgili genelleme yapılmasının doğru olmayacağını dile getiren Saymaz, “Tüm dini grupları genelleyemeyiz. Bunu önemle vurgulamak istiyorum. Tarikatlara bakarak, tüm dini gruplar böyledir diyemeyiz, bu büyük haksızlık olur. Onların başkaca eleştireceğimiz hata ve kusurları var ama bu özellikler genellenebilir değil” diye konuştu.


Kanunların herkese eşit işlemesi gerektiğini belirten Saymaz, “Müridini istismar edene kanunu uyguluyorsunuz ama Sağlık Bakanlığına çökene neden uygulamıyorsunuz? Aslında ben bu kitabı tam da bu çelişkiye dikkat çekmek için yazdım. Bu kitabı yazarken, bu kitabın muhataplarından biri olarak da bugün o işlevini ve kimliğini yitirmiş olan laik Türkiye Cumhuriyetine seslenmek için bu kitabı yazdım. Tarikatlar sahtesine, gerçeğine, aslına merdiven altına bakılmadan denetlenmek zorundadırlar. Bu gücü denetlenmemekten, hesap vermemekten, soru sorulmamaktan, herhangi bir soruya cevap vermemekten alıyorlar. Denetlenmek zorundalar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti onların ne kadar mülkü olduğunu, para akışı olduğunu, mensubu olduğunu bilmek ve denetlemek zorundadır. Faaliyet alanlarını bilmek, denetlemek, sınırlamak ve kontrol etmek zorundadır. Kamu alanları tarikatların istismar edeceği, mürit devşirebileceği alanlar olmaktan çıkarılmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin özgür insanları, tarikat mensuplarının gözlerini kapayıp, bir karanlık belirsizliğe kendilerini teslim ettiği o karanlığa teslim edilemez” dedi.


Yoğun katılımın olduğu etkinlik sonunda Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, Gazeteci-Yazar İsmail Saymaz’a teşekkür plaketi verdi. Saymaz, daha sonra okurları için kitaplarını imzaladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Evinde ölü bulunan Pakistanlı kadının oğlu tutuklandı Antalya’da evinde ölü bulunan Pakistanlı kadının cinayet şüphelisi olarak gözaltına alınan oğlu, sevk edildiği mahkemece ‘kasten öldürme’ suçundan tutuklandı. Olay, dün saat 23.00 sıralarında Kepez ilçesi Ahatlı Mahallesi 3188 Sokak üzerindeki 4 katlı apartmanın giriş katında meydana geldi. Alınan bilgiye göre, İngilizce öğretmenliği yaptığı öğrenilen Pakistan asıllı Ahsan Ali Qureshi (30), eve geldiğinde birlikte yaşadığı annesi Ashfaq Ahmad Qureshi’nin (59) mutfakta kanlar içerisinde olduğunu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen sağlık ekipleri, Ashfaq Ahmad Qureshi’nin hayatını kaybettiğini belirledi. Oğlu gözaltına alındı Mutfakta kanlar içerisindeki cesedi inceleyen olay yeri inceleme ekipleri, Ashfaq Ahmad Qureshi’nin boynunda ve kol kısmında bıçak kesilerinin olduğunu tespit etti. Ekiplerin, evin mutfağında ve balkon kapısından parmak izleri örnekleri aldığı gözlendi. Olayla ilgili Cinayet Büro Amirliği’ne bağlı ekipler geniş çaplı araştırma başlatırken, sözlü ifadesi alınan kadının oğlu gözaltına alınarak polis merkezine götürüldü. 8 Nisan’da yaşadıkları eve yeni taşındıkları öğrenilen kadının cenazesi savcı incelemesinin ardından otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. “Ben öldürmedim” Olayla ilgili soruşturma sürerken, cinayet şüphelisi olarak gözaltına alınan Ashfaq Ahmad Qureshi’nin oğlu Ahsan Ali Qureshi, ifadesinin ardından Cinayet Büro Amirliği ekipleri tarafından sağlık kontrolüne getirildi. Qureshi, adliyeye sevk edileceği sırada gazetecilerin ‘Anneni neden öldürdün?’ sorusuna, "Annemi ben öldürmedim" cevabını verdi. Tutuklandı Adliyeye sevk edilen Ahsan Ali Qureshi, çıkarıldığı mahkemece ‘kasten öldürme’ suçundan tutuklandı.
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Tek gayemiz Batı’nın koşulsuz askeri ve diplomatik desteği ile kontrolden çıkan Netanyahu yönetimini ateşkese zorlamak" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Tek bir gayemiz vardır, o da Batı’nın koşulsuz askeri ve diplomatik desteği ile kontrolden çıkan Netanyahu yönetimini ateşkese zorlamaktır. Ateşkes ilan edildiği, Gazze’ye yeterli insani yardım girişine müsaade edildiği durumda amaç hasıl olacaktır” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde MÜSİAD Yönetim Kurulu’nu kabul etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, “Büyük ve güçlü Türkiye davasının ekonomideki bayraktarlığını yapan MÜSİAD, asrın felaketini yaşadığımız 6 Şubat depremlerinden sonra milletimiz için seferber olmuştur. Bu felakette sadece 53 binden fazla insanımızı kaybetmekle kalmadık, toplam tutarı 104 milyarı aşan devasa faturayla da karşılaştık. 850 bin bağımsız bölüm ağır hasar alarak kullanılamaz hale geldi” dedi. “Tek gayemiz Batı’nın koşulsuz askeri ve diplomatik desteği ile kontrolden çıkan Netanyahu yönetimini ateşkese zorlamak” Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında, “MÜSİAD ailesini 7 Ekim’den beri Gazze halkına yaptığı yardımlar dolayısıyla tebrik ediyorum. Türkiye Gazze’ye gönderdiği 50 bin tona yaklaşan insani yardım malzemesiyle dünyada ilk sıradadır. İsrail’i ateşkese ve geçişine izin verdiği insani yardım miktarını arttırmaya zorlamak amacıyla ticari olarak bazı tedbirler aldık. İlk etapta 54 ürün grubuna ihracat kısıtlaması getirdik, dünden itibaren de tüm ürünleri kapsayacak şekilde İsrail ile ihracat ve ithalat işlemlerini durdurduk. Bu adımın ortaya çıkaracağı sonuçlarını iş dünyamızla istişare içinde yöneteceğiz. Biz bölgemizdeki hiçbir ülkeyle düşmanlık ve kavga peşinde değiliz. Biz coğrafyamızda çatışma, kan ve gözyaşı görmek istemiyoruz. Tüm inançlar olarak hep birlikte refah içinde yaşamak istiyoruz. Aldığımız bu kararla Batı’nın üzerimize nasıl saldıracağını biliyoruz. Tek bir gayemiz vardır, o da Batı’nın koşulsuz askeri ve diplomatik desteği ile kontrolden çıkan Netanyahu yönetimini ateşkese zorlamaktır. Ateşkes ilan edildiği, Gazze’ye yeterli insani yardım girişine müsaade edildiği durumda amaç hasıl olacaktır” ifadelerini kullandı. “Enflasyonu düşürmeye yönelik kararlı adımlar atıyoruz” “Deprem ve bölgesel çatışmalar yanında son 1 yılda ülkemiz ekonomisini etkileyen üst üste üç seçim yaşadık" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Seçim maratonu milletimizi, ekonomimizi ve iş dünyamızı yormuştur. Türkiye’nin önünde 4 yıllık hazine değerinde seçimsiz bir süre var. 4 yıllık sürede inşallah ekonomideki sıkıntılarımızın çözümü başta olmak üzere asıl gündemimize odaklanabileceğiz. Orta Vadeli Programı ve 12. Kalkınma Planı’nı geçen sene paylaşmıştık. Üretim, istihdam, ihracat, kaliteli ve sürdürülebilir büyüme hedefimize sıkı sıkıya bağlıyız. Yol haritamızdan taviz vermeden önceliğimiz olan enflasyonu düşürmeye yönelik kararlı adımlar atıyoruz. Bugün açıklanan Nisan ayı enflasyon ve dış ticaret verileri Orta Vadeli Program beklentilerimizle uyumludur. Enflasyonda yılın ikinci yarısından itibaren inşallah daha umut verici rakamları göreceğiz. Hayat pahalılığı meselesini popülist politikalar ile sorunu bir süre daha ötelemek yerine, enflasyonu düşürüp kalıcı refah artışı sağlayarak çözüme kavuşturacağız. Bu konudaki samimiyetimizi geride bıraktığımız seçim döneminde açıkça ortaya koyduk. Bizler her zorlukla beraber bir kolaylık olduğuna inanan insanlarız. Pek çok olumsuzluğun üst üste geldiği bu sancılı dönemi atlatacağız. 34 yıldır yol yürüdüğümüz MÜSİAD’ın ekonomi programımızı sahiplenerek bizlere destek vermesini sürdürmesini bekliyorum” şeklinde konuştu.