SAĞLIK - 22 Kasım 2019 Cuma 14:11

İzmir’de "Sağlıklı Yaşamın Geleceği Şurası" yoğun katılımla başladı

A
A
A
İzmir’de "Sağlıklı Yaşamın Geleceği Şurası" yoğun katılımla başladı

Ege Üniversitesi (EÜ)’nde gerçekleştirilen Sağlıklı Yaşamın Geleceği Şurasının açılışında konuşan Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Başkanvekili Prof.

Ege Üniversitesi (EÜ)’nde gerçekleştirilen Sağlıklı Yaşamın Geleceği Şurasının açılışında konuşan Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Başkanvekili Prof. Dr. Serkan Topaloğlu, "Ege Üniversitesi; güçlü altyapısı, nitelikli akademisyenleri ile hem sağlık turizmi konusunda hem de Ar-Ge inovasyon alanında ülkemizin önemli üniversitelerinden birisi. Biliyoruz ki sağlık turizminin temelleri İzmir’de atıldı. İzmir doğasıyla tabiatıyla sağlık yaşamının merkezi olabilecek bir şehir. Yüksek katma değerli turizme önem vermeliyiz" dedi.


Ege Üniversitesi (EÜ), "Sağlıklı Yaşamın Geleceği Şurası" isimli programa ev sahipliği yapıyor. Başlayan şura, sağlık alanı özelinde disiplinlerarası çalışmalar yürüten öğretim elemanlarını ve dış paydaşların temsilcilerini bir araya getirdi. EÜ Hastane Kampüsü 50. Yıl Spor Salonunda yapılan şuranın açılışına, Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Başkanvekili Prof. Dr. Serkan Topaloğlu, Tarım ve Orman Bakanlığı Bakan Yardımcısı Fatih Metin, Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Müdürü Dr. Fahrettin Poyraz, Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak’ın yanı sıra farklı disiplinlerden 600’e yakın akademisyen, sağlık sektörü çalışanı ve bürokrat katıldı.



"Ege Üniversitesi sağlık alanına yoğunlaşmış durumda"


Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Başkanvekili Prof. Dr. Serkan Topaloğlu, Ege Üniversitesinin, akademik performans olarak tıp alanında ülkemizde birinci sırada olduğuna vurgu yaptı. Topaloğlu, "Akademisyenleri bu başarılarından dolayı tebrik ediyorum. Ege Üniversitesi sağlık alanında önemli bir kurum; rektörümüz de, Ege Üniversitesi için büyük bir şans. Ege Üniversitesi, rektörümüzün önceliğinde sağlık alanına yoğunlaşmış durumda bulunuyor. Bu durum özellikle, İzmir’e ve bölgeye büyük katkılar sağlayacak. Yapılan yatırımlarla Ege Üniversitesi’nin hem sağlık turizmi konusunda hem de Ar-Ge inovasyon alanında ülkemizin önemli üniversitelerinden birisi olacağına inanıyorum. Biliyoruz ki sağlık turizminin temelleri İzmir’de atıldı. İzmir doğasıyla tabiatıyla sağlık yaşamının merkezi olabilecek bir şehir. Biz turizmde çok iyiyiz ama mutlaka sağlık turizmine dönmemiz gerekiyor. Yüksek katma değerli turizme önem vermeliyiz. Bunun için alt yapımız iyi" diye konuştu.



"Bizim çalışmalarımız da yön verecek bir organizasyon olduğunu düşünüyorum"


Prof. Dr. Topaloğlu, "Cumhurbaşkanlığı Sistemi yeni bir sistem. Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu olarak icraata başlamamızın üzerinden bir sene geçti. Başladığımız günden itibaren bu şurada ele alınan konularla ortak konuları ele aldık. Bizim çalışma sistemimiz de buraya benzer nitelikte. Çalışmalarımızda mümkün olduğunca çok paydaşlı şekilde devam ediyoruz. Akademisyenleri, sivil toplum kuruluşları alandan çiftçileri işin içine katarak birlikte ortak akılla sorunları tespit edip çözüm önerileri geliştirmeye çalışıyoruz. Rektörümüze bu şuranın sonuçlarını kurumumuzca ele alacağımız söyledim. Şuranın bizim çalışmalarımız da yön verecek bir organizasyon olduğunu düşünüyorum. Sağlık denildiği zaman insanların aklına sağlık çalışanları, doktorlar geliyor. Günümüzde yapı biraz daha değişti. Bu şurada da değinildiği gibi sadece hekim boyutunda değil mühendisler, diğer branşlar ziraat ve gıda birlikte çalışıyor. Bir bütün olarak disiplinler arası düşünmemiz gerekiyor" dedi.



Gıda güvenliği vurgusu


Tarım ve Orman Bakanlığı Bakan Yardımcısı Fatih Metin de, "Bireylerin biyolojik büyüme, fizyolojik ve zihinsel gelişimlerini tamamlamaları ve sağlıklı bir yaşam sürebilmeleri, yeterli miktarda güvenli gıda tüketmelerine bağlıdır. Dünya nüfusunun hızla artması, gelişen teknolojiye bağlı çevre kirliliği, ekonomik güçsüzlük ve eğitim yetersizliği beslenme sorunlarını derinleştirmekte ve güvenli gıda teminini zorlaştırmaktadır. Gıda sektöründe ‘tüketici eğilimlerine göre öncelik belirleyen bir üretim’ anlayışı hâkim olmaya başlamıştır. Şehirleşmenin yol açtığı veya değişen şehir hayatının zorladığı bu tip tüketim alışkanlıklarının doğurduğu en önemli sonuç gıdanın yanlış üretim, sunum ve tüketiminden kaynaklanan sağlık sorunlarıdır. İşte tam bu safhada ‘güvenli gıda’ kavramı doğmuştur" şeklinde ifade etti.



"Gıda güvenliği, giderek önem kazanıyor"


Küreselleşmenin hızla devam ettiği dünyada, gıda güvenliğinin sağlanmasının güçleştiğini ifade eden Metin, "Bu sebeple, gıda güvenliği, son yıllarda giderek önem kazanan bir konu haline gelmiştir. Gıda güvenliği düzenlemeleri ve gıda güvenliğindeki riskin algılanması ülkeler arasında farklılıklar göstermektedir. Tüm dünyada devletler gıda güvenliğini iyileştirmek için çabalarını yoğunlaştırmaktadır. Gıda güvenliği ile ilgili sorunların çözümünde bütüncül bir yaklaşıma gereksinim vardır. Bakanlığımız bu çalışmaların düzenlenmesi, koordine edilmesi, denetlenmesi aşamalarında öncelikli görev ve sorumluluk almakta olup; ayrıca bu görevde diğer kurum, kuruluşlar ve ilgili STK’lar ile işbirliği halinde çalışmaktadır. Bakanlığımız;, Türk Gıda Kodeksi kapsamında yapmış olduğu yasal düzenlemeler ile tüketicilerimizin daha sağlıklı beslenmeleri yönünde önemli değişiklikleri hayata geçirmiştir.vBu bağlamda; tüketicilere gıda güvenliği alanında bilgi vermek üzere alanında uzmanlaşmış olan bilim insanlarına, konu ile ilgili resmi kurum ve kuruluşlara itibar edilmesi yaşanan bilgi kirliliğine çözüm oluşturmakta önemli bir adım olacaktır. Çiftlikten sofraya gıda güvenliğinin sağlanmasında tüm paydaşların sorumlulukları bulunmakta olup ülke ekonomimizin güçlendirilmesi, gıda işletmelerinin rekabet avantajı sağlaması, haksız rekabetin engellenmesi ve tüketicilerin güvenli gıdaya erişimi ve sağlığının korunması için bakanlığımızca yoğun çaba sarf edilmektedir" diye kaydetti.



"Kronik hastalıklar giderek yaygınlaşıyor"


Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak da, Ege Üniversitesi olarak toplumun ihtiyaçları karşısında kayıtsız kalmadıklarını ve bu sorunlara her gün çözümler geliştirmeye çalıştıklarını ifade etti. Budak, "Bu çabalarımızın etkilerini, daha geniş bir vizyon ve strateji doğrultusunda artırmak, güçlendirmek istiyoruz. Üniversitemizin 100’üncü yılına doğru yol alırken, Ege 2055’i hayal etmeye başlamalıyız. Bunun için sağlıklı yaşamanın geleceğini, geleceğe yönelik atacağımız adımları şimdiden tasarlamaya başlamamız gerekiyor. Bu şurada sağlığa, ziraata, spora, mühendisliğe ayrı olarak bakmanın ötesine geçip, bu alanları, hep birlikte, birbirleriyle etkileşimleri açısından ele alacağız" dedi.


Şuranın yapılma nedenlerinden bahseden Rektör Budak, "Kronik hastalıklar giderek yaygınlaşıyor. Tip 2 diyabette ülkemiz Avrupa’da birinci sırada yer alıyor. Kronik hastalıklarla mücadelede kompleks tedaviler ve ilaçlarla çareler aranıyor ve bunların maliyeti çok yüksek. Oysa basit yaşam tarzı değişiklikleriyle vücudun kendini onarmasına fırsat verilirse bu hastalıklarla mücadele edilebilir. Yaşam tarzı değişikliklerinin başında beslenme ve düzenli egzersiz veya bedeni aktif tutmak geliyor. Son yıllarda sağlık ile ziraat arasındaki ilişkinin yeniden keşfedildiğini görüyoruz. Sağlıklı yaşayabilmek için sağlıklı beslenmek gerekiyor. Bunun için ise sağlıklı gıdaya ulaşmak şart. Bu noktada tıp ve ziraat ile hayvancılık disiplinlerinin iş birliğine ihtiyaç var. Ülkemizin en büyük şansı henüz tarımın tamamen büyük ölçekli ve endüstriyel hale dönüşmemiş olması. Hala küçük üretici aileler var. ABD’de tekrar bu aile tarımına dönülmesi tartışılıyorken, biz küçük üreticileri destekleyerek yaşamalarını sağlayabiliriz. Bu alanda üniversitemiz çalışıyor, gelecekte de çalışmalarını daha odaklı hale getirecek. Üreticilerin kimyasalları daha dikkatli ve sağlığa duyarlı olacak şekilde kullanmaları yönünde farkındalıkları artırmaya yönelik çalışmalar çok önemli. Yerel tohumla geleneksel yöntemlerle yapılan ekolojik tarıma yönlendirmenin sağlık açısından olumlu etkileri olabilir" şeklinde konuştu.


Araştırma üniversitesi olma yolunda yoğun gayretler gösterdiklerini ifade eden Rektör Budak, "Uluslararası tanınır bir araştırma üniversitesi olma yolunda koyduğumuz hedeflere ulaşmak için yoğun gayret gösteriyoruz. Bu hedeflerimize ulaşmak için eğitim öğretim ve araştırma alt yapımızı güncelliyoruz. Bu kapsamda mevcut laboratuvarların donanım ihtiyacını giderirken diğer yandan da yeni laboratuvarı öğrencilerimizin araştırmacıların, öğretim elemanlarımızın hatta halkımızın hizmetine açıyoruz” diye konuştu.



"Tescilli tohum çeşitlerimize her geçen gün yenilerini ekliyoruz"


Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Müdürü Dr. Fahrettin Poyraz ise "TÜİK verilerine göre ülkemizin sağlık harcamaları 2018 yılına göre yüzde 17.5 artarak 141 Milyar Türk lirasından 165 Milyar Türk lirasına yükselmiş durumunda. Aynı zamanda diğer dünya ülkelerinde de olduğu gibi ülkemizde de obezite görülme sıklığı günden güne artmaktadır. Bu seyri değiştirmek adına geleceğimizin teminatı yeni neslimizi sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırmamız gerekmektedir. Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri olarak, tohumdan başlayarak üretimin her aşamasında çalışmalarımızı sadece kar saiki ile değil toplumun genel çıkarlarını koruma odaklı sürdürüyoruz. En başta insan sağlığı açısından çeşitli riskler barındıran GDO’lu ürünler le ilgili mücadelemizi sertifikalı tohumculuk üretiminden başlatıp sürdürüyoruz. 19’u yerli toplamda 33 adet tescilli tohum çeşidimize her geçen gün yenilerini ekliyoruz. Bu yıl neredeyse tamamı ithal olan patates tohumun yerli deneme üretimlerine de başladık" diye konuştu.



Neler konuşuldu?


İnteraktif bir katılım yöntemi ile gerçekleştirilen şurada, 60 yuvarlak masada 600 katılımcı, eş zamanlı işleyen çalışma grupları halinde gündemindeki konuları hep birlikte değerlendirip fikirlerini dile getiriyor. İki oturum şeklinde yapılacak şuranın sabah oturumunda, "Sağlığın Geleceği ve Değişim Gündemi ve Üniversite Araçları" tartışıldı. Programın öğlenden sonraki ikinci oturumunda ise "İyi Yaşamın Merkezi İzmir, Sağlıklı Yaşamın Öncüsü Ege Üniversitesi" konuları ele alınacak.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Başkan Vekili Rasim Şişman: "Hayalimiz Arnavutköy’ü kadim geçmişine yeniden kavuşturmak" Beşiktaş Belediye Başkan Vekili Rasim Şişman, ilçe genelinde sürdürdüğü ziyaretler kapsamında Arnavutköy Mahallesi’ndeki vatandaşlar bir araya geldi. Beşiktaş Belediye Başkan Vekili Rasim Şişman, ilçe genelindeki mahallelerde vatandaşlarla bir araya gelmeye devam ediyor. Başkan Vekili Şişman, Arnavutköy’ün dünyada benzeri olmayan bir değere sahip olduğuna dikkat çekerek, "Çok kadim bir yerdeyiz. Burası çok değerli bir mahalle. Dünyada eşi benzeri yok. Belli şeyleri yeniden canlandırmanız lazım. Hayalimiz Arnavutköy’ü ileriye taşımaktan çok, geçmişindeki ruhu ve kültürü yeniden canlandırmak. Arnavutköy Çileği, Arnavutköy Festivali gibi değerleri tekrar yaşatmak ve mahalleye sosyal tesis kazandırmak istiyoruz. Teofania Yortusu’nun 25 yıl sonra yeniden Arnavutköy’de kutlanmasını çok isterim" dedi. Altyapı ve denetim çalışmalarına da değinen Başkan Vekili Rasim Şişman, "2026 yılı, yol bakım onarım yılı olacak. Biz 13 yere ruhsat vermişiz ama bunun dışında 19 yeri mühürlemişiz. 2025 yılı içinde, 51 işletmeye toplam 17 milyon lira ceza kestik. Bu 51 işletmenin 32’si Arnavutköy’de. 37 işletmeye gürültü, 23 işletmeye de koku, duman gerekçesiyle çok ağır yaptırımlar uyguladık. Çok hızlı şekilde kısa, orta, uzun vadeli projeksiyonları ortaya koyabileceğimiz bir acil eylem planını oluşturarak ciddi anlamda ağırlık vereceğiz Arnavutköy’e" diye konuştu.
Kars Sarıkamış şehitleri için eksi 10 derecede saygı nöbeti Sarıkamış Harekatı’nın 111’inci anma etkinlikleri kapsamında Allahuekber Dağları’nda donarak şehit olan binlerce Mehmetçiğin anısına öğrenciler sıfırın altında 10 derece soğukta temsili saygı nöbeti tuttu. Etkinlik, Kafkas Üniversitesi Sarıkamış Meslek Yüksek Okulu önünde başladı. Okul önünde toplanan öğrenciler ve protokol üyeleri, ellerinde Türk bayraklarıyla yaklaşık 4 kilometre yürüyerek Alisofu Şehitlik Anıtı’na geldi. Buradaki program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. O dönemde yaşanılan zorlukları hissetmek adına asker kıyafeti giyen öğrenciler, değişimli olarak Alisofu Şehitlik Anıtı’nda temsili saygı nöbeti tutarak nöbet değişimi gerçekleştirdi. Kuran-ı Kerim tilaveti ve duaların ardından program sona erdi. Programın ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Kars Valisi Ziya Polat, "Ecdadın, atalarımızın izinde, onların iman dolu yüreklerine vatan, millet sevdasıyla Allahuekber Dağları’nda şahadet şerbeti içmesinin 111’inci yılındayız. Öncelikle tüm şehitlerimizi, bütün ecdadımızı rahmetle, minnetle anıyoruz. Kardan kefen giyen atalarımızı, büyüklerimizi bu imanı, inancı gençlerimize aktarmak için bugün 22 Aralık’ta genç kardeşlerimiz, hemşehrilerimiz, STK’larımız, kurum kuruluşlarımız, saygı nöbeti yürüyüşümüzü devraldık. Genç kardeşlerimizle saygı nöbetine başladık. Tabii bu dağlar, Allahuekber Dağları on binlerce yiğidin iman dolu, inanç dolu, devlet, millet için düşmandan çok soğukla mücadelesinin hüzün hikayesinin yazıldığı topraklar. Bu devlet, bu millet için şehit olan şehadet şerbeti içmek için yola çıkan tüm şehitlerimize rahmet, minnet, saygılar diliyoruz" dedi. Polat, "Bugün nöbeti devralan genç kardeşlerimiz aynı kalple, aynı akılla bu iman, bu inançla yürüdüler ve yürüyecekler. Bu devlete hizmet etmek, bu millete hizmet etmek için gerektiğinde de canımızı seve seve feda etmek için yürüyoruz. Nöbeti tutuyoruz, nöbeti devralıyoruz. Sarıkamış şehitlerimizi anma programı 3-4 Ocak’ta bu topraklarda olacak. Tüm hemşehrilerimizi anma töreni programımıza davet ediyoruz. Birlikte dağlarda aynı soğuğu hissediyoruz. Belki aynı soğuk olmayabilir ama bu imanla, bu inançla, bu düşünceyle bu yollarla şehitlerimizin izinde yürümek için tüm hemşehrilerimizi, tüm insanlarımızı, Türk milletimizi buraya davet ediyoruz" diye konuştu. Yapılan konuşmaların ardından program sona erdi. Programa, Vali Ziya Polat, Kars Belediye Başkanı Prof. Dr. Ötüken Senger, Sarıkamış Kaymakamı Enis Aslantatar, Sarıkamış Belediye Başkanı Serdar Kılıç, AK Parti Kars İl Başkanı Muammer Sancar, Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Tolga Adıgüzel, Kızılay Kars Şube Başkanı Kübra Hüryurt, daire amirleri, STK temsilcileri ile çok sayıda öğrenci katıldı.
Ankara AK Parti Milletvekili Ensarioğlu: "Söz konusu açıklamalarım, Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi" Çevre Komisyonu Başkanı ve AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mehmet Galip Ensarioğlu, "Benim düşünce ve açıklamalarım açık ve nettir. Söz konusu açıklamalarım, parti politikalarımızda sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi dışında, kimsenin çelişkili irade ortaya koyamayacağı ve AK Parti’de böyle bir şeyin mümkün olmayacağını kesin cümlelerle hatırlatmak adınaydı. Sayın Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi" dedi. Ensarioğlu, bir yabancı yayın kuruluşuna verdiği röportajla ilgili yazılı açıklama yaptı. Ensarioğlu şunları kaydetti: "Yabancı bir yayın kuruluşuna Terörsüz Türkiye süreci ve Meclis Komisyon çalışmalarıyla alakalı verdiğim bir mülakatta, sürece dair yaptığım değerlendirme sonunda, sunucunun ısrarlı Suriye politikası konusunda, sayın Cumhurbaşkanımız ve Dışişleri Bakanı sayın Hakan Fidan’ın politikalarında çelişkiler olduğuna dair verdiğim cevapta, böyle bir şeyin olmayacağını söyledim. Sözlerimin sonunda partimizin ve hükümetimizin politikalarını belirleyen iradenin sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi olduğunu, buna karşı bir irade ortaya koyanın ya görevi bırakması gerekir, ya da görevden alınır şeklindeki ifademin amacı ve maksadı gayet net olduğu halde üç gündür, bağlamı ve maksadı dışında, bazı art niyetli çevrelerin çeşitli sosyal medya mecralarında çarpıtarak yorumladıklarını üzüntüyle müşahede ettim. Benim düşünce ve açıklamalarım açık ve nettir. Söz konusu açıklamalarım, parti politikalarımızda sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi dışında, kimsenin çelişkili irade ortaya koyamayacağı ve AK Parti’de böyle bir şeyin mümkün olmayacağını kesin cümlelerle hatırlatmak adınaydı. Sayın Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi."