SPOR - 16 Ocak 2020 Perşembe 14:30

Karşıyaka Spor Kulübü için yüzyılın projesi

A
A
A
Karşıyaka Spor Kulübü için yüzyılın projesi

Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı Turgay Büyükkarcı, Mavişehir’deki yaklaşık 100 bin metrekarelik açık spor alanı imarlı arazisinin yeşil-kırmızılı kulübe tahsisi için Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu’ndan olumlu geri dönüş aldıklarını söyledi.

Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı Turgay Büyükkarcı, Mavişehir’deki yaklaşık 100 bin metrekarelik açık spor alanı imarlı arazisinin yeşil-kırmızılı kulübe tahsisi için Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu’ndan olumlu geri dönüş aldıklarını söyledi. Büyükkarcı, projenin kulübün tarihi açısından kilometre taşlarından biri olacağını söylerken, 107 yıllık kulüp tarihinde bugüne kadarki en büyük alt yapı yatırımının gerçekleştirileceğini söyledi.


Karşıyaka Spor Kulünü Başkanı Turgay Büyükkarcı, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın Ankara’da düzenlediği Spor Kulüpleri ve Federasyonları Çalıştayı sırasında ve sonrasında Bakan Kasapoğlu ile bir araya geldiklerini ifade etti. Büyükkarcı, inşaatı beklemede olan Karşıyaka Stadı’nın yanı sıra spor salonu ve altyapı tesisleri projelerini görüştüklerini açıkladı. Karşıyaka Başkanı, ilk etapta Mavişehir’deki spor alanı imarlı 99 bin 520 metrekarelik dev spor alanı arazisinin kulübe tahsisi konusunda destek ve olumlu geri dönüş aldıklarını belirtti.



"Bu proje, Karşıyaka Kulübü tarihinin kilometre taşlarından biri olacak"


Üzerine futbol, basketbol ve voleybol altyapı tesisi olarak kullanılması planlanan arazi için ’Karşıyaka Kulübü için yüzyılın fırsatı’ diyen Büyükkarcı, "Gelinen nokta, güçlü bir altyapı ile desteklemeden sürdürülebilir başarı elde etme imkanının olmadığını gösterdi. Bu proje, Karşıyaka Kulübü tarihinin kilometre taşlarından biri olacak. Büyük bir eksiğimiz giderilmiş olacak. Bugüne kadar çok değerli sporcular yetiştirdik. Ama artık, stat ve salonla birlikte çağa uygun ve gelişme potansiyeli olan yeni altyapı tesislerine şiddetle ihtiyacımız var. Gelecekte daha güçlü ve kendi ayakları üzerinde duran bir Karşıyaka istiyorsak güçlü bir altyapıyı mutlaka başarmalıyız. Bu arazinin kulübümüze tahsisi ile 107 yaşındaki kulübümüzün bugüne kadarki en büyük altyapı yatırımını gerçekleştirmiş olacağız.Bu arazinin tahsisi, kulübümüz için yüz yılın fırsatıdır. Bu işi mutlaka başaracağız. İZVAK ile birlikte projeyi hazırladık ve bakanlığımıza resmi müracaatımızı yaptık. Spor Bakanımız ve İzmir Milletvekilimiz Hamza Dağ’ın yanı sıra diğer siyasi temsilcilerimizin de desteğini aldık. Konumuzla yakından ilgilenen ve derhal gerekli talimatları veren Gençlik ve Spor Bakanımız Mehmet Muharrem Kasapoğlu’na, bize heyecanla destek veren Milletvekilimiz Hamza Dağ’a, Milletvekillerimize, Akparti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli’ye ve tüm siyasi temsilcilerimize, projenin ve fikrin geliştirilmesine emek veren İZVAK Yönetim Kuruluna teşekkürlerimizi sunarız" şeklinde konuştu.



"Hedefimiz çok daha fazla Karşıyaka armalı çocuğun bu kentin sokaklarında dolaşması"


Her şey olumlu giderse, inşallah temeli de birlikte atacağız diyen Büyükkarcı, "Karşıyaka Spor Kulübü, birçok branşı ile binlerce gence spor yapma imkanı sağlayarak önemli bir toplumsal misyonu 100 yılı aşkın bir süredir omuzluyor. Hedefimiz çok daha fazla Karşıyaka armalı çocuğun bu kentin sokaklarında dolaşması. Hedefimize ulaşmanın en temel şartı ise altyapı tesisleri. İmzalar atıldığı gün Karşıyaka için yeni bir dönem başlayacak" açıklamasını yaptı.



İZVAK ve Karşıyaka Spor Kulübü ortak çalıştı


İzmir Spor Kulüpleri Birliği Vakfı (İZVAK) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Erten de başta Bakan Kasapoğlu ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ olmak üzere destek veren ve yardımcı olan herkese İzmir kenti ve İzmir futbolu adına teşekkür etti. Erten, "İZVAK’ın temel misyonu; merkezi ve yerel yönetimlerle kulüplerimizi bir araya getirmek, iş birliği yapmak ve bu iş birliğini geliştirerek sürdürülebilir bir model ortaya çıkarmak. Mavişehir Bölgesinde bulunan 99520 metrekare açık spor alanı imarlı bir arazinin, imarına uygun olarak altyapı tesisleri amaçlı kullanılmak üzere Karşıyaka Spor Kulübümüze tahsisi için bir imkan oluşturuldu. Bu doğrultuda İZVAK olarak Karşıyaka Spor Kulübümüzle birlikte çalışarak bir proje geliştirdik. Projemizi Spor Bakanımız Mehmet Muharrem Kasapoğlu’na sunduk ve Spor Bakanlığımız nezdinde resmi müracaatı gerçekleştirdik. Süreci kulübümüzle birlikte takip edeceğiz ve ilerleteceğiz" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Osmaniye Dedesini çizmesiyle yeteneği ortaya çıkan otizmli Okan’ın resimleri hayran bırakıyor Osmaniye’de yaşayan otizmli ressam Okan Mert Gönül, hayata resim yaparak tutunuyor. Okan’ın yeteneğini ortaya çıkaransa 9 yaşındayken boş kağıda çizdiği dedesinin resmi oldu. Osmaniye’de yaşayan 14 yaşındaki otizmli Okan Mert Gönül’ün resim çizmeye olan ilgisi 9 yaşında fark edildi. Ailesi tarafından resim yapması için verilen kağıtlara dedesinin resmini çizen Okan’ın yeteneğini gören ailesi onu resim yapmaya yönlendirdi. Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesinde açılan resim kurslarında aldığı eğitimlerle yeteneğini geliştiren Okan, yaptığı resimlerle kendine hayran bırakıyor. Bugüne kadar birçok kişisel resim sergisi açan çocuğun en büyük hayali üniversite okuyup ressam veya resim öğretmeni olmak. Oğlunun küçüklüğünden beri resme merakının olduğunu ama yeteneğini dedesinin resmini çizdiğinde fark ettiklerini söyleyen anne Zübeyde Gönül, "9 yaşındayken dedesi misafirliğe gelmişti, sıkıldığında resim yapmak için eline kağıt kalem aldı. O zaman dedesini çizdi ve çok güzel çizmişti. Ondan dolayı biz bu yeteneğini fark edip kurslara gönderdik. Şu an gayet iyi durumda hayal gücü genişliyor daha çok resimle ilgilendikçe sosyalleşmesi de ilerliyor. Önceden çok içine kapanık, utangaç bir çocuktu ama şimdi gayet sosyal, herkesle konuşuyor utanması kalmadı, çekingenliği gitti. İnşallah ilerleyen zamanlarda ressam, resim öğretmeni olmasını isterim. Kendini tek başına idame edecek bir yere gelsin, biz olmadan da yaşayabileceği duruma gelsin" diye konuştu. Küçük yaştan beri ressam olmak istediğini ifade eden Okan Mert Gönül ise, "Ben resmi ilk defa 4 yaşındayken gördüm. Ben kendim ressam olmaya çalıştım, mümkün değildi. Her şey kalabalıktı ama şimdi büyüdüm resim kursuna gittim. Resim kursunda ayıcıkları çizdim milyonları çizmiştim. Daha sonra Gençlik Merkezi’nin kursuna gittim gölgeleri de yapabiliyorum, çiçeği yaptım, babamın resmini, dedemi, komşunun arabasını, ailemi çizdim" dedi. Gençlik merkezinde görevli Görsel Sanatlar Öğretmeni Sultan Öztürk, Okan’la çalışmalarının ilk aşamasına göre çok fazla yol kat ettiklerini belirterek, "Bu çalışmasındaki kat ettiği yol bizim için çok önemliydi. Bu yüzden ailesini de kutluyorum. Otizmin gerilemesinde veya duraklamasında yeteneği keşfedilen çocukların bu tür kurslarda çok etkisi olduğunu gözlemledik. Bu yüzden Okan’ın herkese örnek teşkil etmesini istiyoruz. Onu güzel sanatlar lisesine ve üniversiteye, fakülteye de hazırlayacağız kısmet olursa. Bu konuda gelişimini devam ettirecek ailesini bu çabalarından dolayı kutluyorum" dedi.
Osmaniye Dedesini çizmesiyle yeteneği ortaya çıkan otizmli ressam Okan’ın resimleri hayran bırakıyor Osmaniyeli otizmli ressam Okan Mert Gönül, hayata resim yaparak tutunuyor. Otizmli ressamın yeteneğini ortaya çıkaransa 9 yaşındayken boş kağıda çizdiği dedesinin resmi oldu. Osmaniye’de yaşayan 14 yaşındaki otizmli Okan Mert Gönül’ün resim çizmeye olan ilgisi 9 yaşında fark edildi. Ailesi tarafından resim yapması için verilen kağıtlara dedesinin resmini çizen Gönül’ün yeteneğini gören ailesi onu resim yapmaya yönlendirdi. Gençlik Spor Bakanlığı bünyesinde açılan resim kurslarında aldığı eğitimlerle yeteneğini geliştiren Gönül, yaptığı resimlerle kendine hayran bırakıyor. Bugüne kadar bir çok kişisel resim sergisi açan Gönül’ün en büyük hayali üniversite okuyup ressam veya resim öğretmeni olmak. Oğlunun küçüklüğünden beri resime merakının olduğunu ama yeteneğini dedesinin resmini çizdiğinde fark ettiklerini söyleyen anne Zübeyde Gönül, ’’9 yaşındayken dedesi misafirliğe gelmişti, sıkıldığında resim yapmak için elini kağıt kaleme aldı. O zaman dedesini çizdi ve çok güzel çizmişti. Ondan dolayı biz bu yeteneğini fark edip kurslara gönderdik. Şu an gayet iyi durumda hayal gücü genişliyor daha çok resimle ilgilendikçe sosyalleşmesi de ilerliyor. Önceden çok içine kapanık, utangaç bir çocuktu ama şimdi gayet sosyal, herkesle konuşuyor utanması kalmadı, çekingenliği gitti. İnşallah ilerleyen zamanlarda ressam, resim öğretmeni olmasını isterim. Kendini tek başına idam edecek bir yere gelsin, biz olmadan da yaşayabileceği duruma gelsin" diye konuştu. Küçük yaştan beri ressam olmak istediğini söyleyen Okan Mert Gönül, "Ben resmi ilk defa 4 yaşındayken gördüm. Ben kendim ressam olmaya çalıştım, mümkün değildi. Her şey kalabalıktı ama şimdi büyüdüm resim kursa gittim. Resim kursunda ayıcıkları çizdim milyonları çizmiştim. Daha sonra Gençlik Merkezi’nin kursuna gittim gölgeleri de yapabiliyorum, çiçeği yaptım, babanın resmini, dedemi, komşunun arabasını, ailemi çizdim" dedi. Gençlik Merkezi’nde görevli Görsel Sanatlar Öğretmeni Sultan Öztürk, "Okan’la çalışmalarımız ilk aşamasına göre çok fazla yol kat ettiklerini bu çalışmasındaki kat ettiği yol bizim için çok önemliydi. Bu yüzden ailesini de kutluyorum. Otizmin gerilemesinde veya duraklamasında yeteneği keşfedilen çocukların bu tür kurslarda çok etkisi olduğunu gözlemledik. Bu yüzden Okan’ın herkese örnek teşkil etmesini istiyoruz. Onu Güzel Sanatlar Lisesi’ne ve üniversiteye, fakülteye de hazırlayacağız kısmet olursa. Bu konuda gelişimini devam ettirecek ailesini bu çabalarından dolayı kutluyorum" dedi.
Artvin Artvin’de kurbanlık koçun güvenli yolculuğu Artvin’in Kemalpaşa ilçesinde küçükbaş hayvan besiciliği yapan Hakan Üçüncü, hastalanarak sürüden ayrılan kurbanlık koçlarını yaylaya götürmek için ilginç bir yöntem tercih etti. Üç koçu lüks cipinin bagajına yerleştiren Üçüncü, son koçu ise ön koltuğa oturtup emniyet kemerini takarak yaylaya götürdü. Her yıl yaz aylarında sürüsünü ilçeye bağlı Küçükova Yaylasına çıkartan Hakan Üçüncü, bu yıl 4 kurbanlık koçunun ayaklarında oluşan yaralar nedeniyle onları ilçede bırakmak zorunda kaldı. Bir süre sonra iyileşen koçları yeniden yaylaya götürmek isteyen Üçüncü, kurbanlık koçlarını lüks cipi ile yaylaya götürdü. Üçüncü, koçlardan üçünü bagaja yerleştirdikten sonra 4. koçu ön koltuğa koyarak emniyet kemerini taktı. Yol boyunca koçun emniyet kemeri takılı halde seyahat ettiği anlar, sosyal medyada paylaşıldıktan kısa süre sonra viral oldu. Koçun sakin bir şekilde cipin koltuğunda oturduğu ve emniyet kemerinin bağlı olduğu görüntüler, izleyenlerin gülümsemesine neden oldu. Üçüncü’nün çektiği videoda, "Koç, sakın sakın emniyet kemersiz gezmeyesin. Sanki Batum’a gidecek, yat aşağı, cipe de bindin son son" dediği duyuluyor. Video viral olduktan sonra Üçüncü, yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Doğduk doğalı hayvancılıkla uğraşıyoruz. Her yıl hayvanları otlata otlata Küçükova Yaylasına götürüyorum. Bu yıl da yaylaya çıkmadan önce dört hayvanım hastalandı, ayaklarında yara çıktı ve onları ilçede bırakmak zorunda kaldım. İyileştikten sonra arabama bindirip, emniyet kemerini takarak Kemalpaşa’dan Küçükova Yaylasına getirdim. Kurban Bayramı yaklaşıyor, bu koçları kurbana vereceğim. Son bir kez cipe binip gezmelerini istedim. Yolda giderken onlarla muhabbet ettim. Güvenli yolculuk etmeleri için emniyet kemeri taktım." Hakan Üçüncü’nün bu duyarlı ve ilginç yöntemi, sosyal medyada büyük ilgi gördü ve hayvan güvenliğine verdiği önem nedeniyle takdir topladı.