EKONOMİ - 09 Ağustos 2020 Pazar 10:18

Sağlıklı gıda için 9 tarım ilacına yasak, 7’sine kısıtlama

A
A
A
Sağlıklı gıda için 9 tarım ilacına yasak, 7’sine kısıtlama

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, Tarım ve Orman Bakanlığının hastalık ve zararlı organizmaların ürüne zarar vermesini önlemek için kullanılan 9 tarım ilacına yasak, 7’sine kısıtlama getirdiğini hatırlatarak, 2009 yılından beri Türkiye’de kullanımı yasaklanan ve kısıtlanan pestisitlerin sayısının 220’e ulaştığını belirtti.

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, Tarım ve Orman Bakanlığının hastalık ve zararlı organizmaların ürüne zarar vermesini önlemek için kullanılan 9 tarım ilacına yasak, 7’sine kısıtlama getirdiğini hatırlatarak, 2009 yılından beri Türkiye’de kullanımı yasaklanan ve kısıtlanan pestisitlerin sayısının 220’e ulaştığını belirtti.


Avrupa’nın birinci, dünyanın 7. büyük tarım ülkesi Türkiye, bir yandan tarımsal üretimini artırmak için projeleri hayata geçirirken, diğer yandan ürettiği tarım ürünlerinin daha sağlıklı olması için adımlar atıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, haziran ayında hastalık ve zararlı organizmaların ürüne zarar vermesini önlemek için kullanılan 16 tarım ilacını (bitki koruma ürünü) yasaklamışken, 5 Ağustos tarihinde bu listeye 9 pestisiti daha ilave etti. 7 pestisitin ise 2021 Aralık tarihinde yeniden yapılacak değerlendirmeye kadar kullanım alanlarının kısıtlanmasına karar verdi. Tarım ve Orman Bakanlığının bu kararını 81 il müdürlüğüne genelge ile duyurduğunu belirten Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, 2009 yılından beri Türkiye’de kullanımı yasaklanan ve kısıtlanan pestisitlerin sayısının 220’e ulaştığını kaydetti.



"Dünya piyasalarında elimiz güçleniyor"


Tüketici taleplerinin, dünya genelinde gıda üretimini şekillendirdiğinin altını çizen Celep, “Dünya genelinde sağlıklı gıda tüketmek isteyen tüketici kitlesinin sayısı hızla artıyor. Pandemiyle birlikte sağlıklı gıdaya yöneliş daha da arttı. Yaklaşık 35 yıldır organik tarım ve iyi tarım uygulamaları ile dünyaya gıda üretiyoruz. Ege Bölgesinin tarım ürünleri ihracatı son bir yıllık dönemde 5 milyar doları aşmış durumda. Ege Bölgesinde Dikili’de ilk uygulaması hayata geçmek üzere olan Tarım İhtisas Organize Sanayi Bölgelerinin itici gücüyle orta vadede 10 milyar dolar tarım ürünleri ihracatı hedefliyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığının sağlıklı gıda üretimiyle ilgili hamleleri dünya piyasalarında elimizi güçlendiriyor. Sürdürülebilir üretim ve ihracatı destekleyici bu karardan dolayı Tarım ve Orman Bakanımız Dr. Bekir Pakdemirli nezdinde Tarım ve Orman Bakanlığımıza da teşekkür ederiz” diye konuştu.



"Büyük adımlar atıyoruz"


“Tarladan çatala kadar olan zincirde, sağlıklı gıdanın bir tercih değil yeryüzündeki bütün canlıların hakkı” diyen Celep sözlerini şöyle tamamladı: “Çevreyi, insan sağlığını ve biyoçeşitliliği koruyan, doğa dostu üretim metotlarını destekleyerek üretim yapma konusunda büyük adımlar atıyoruz. Toprağın yapısını bozan, gıdalarımızın kaynağı olan toprağımızı kaybetmemize yol açabilen pestisitlerden hızla uzaklaşıyoruz. Böylece biyoçeşitlilik kaybının da önüne geçiyoruz.”



İmha edilmesi karara bağlandı


Türkiye’de zirai mücadele amacıyla kullanılan bitki koruma ürünlerinin ruhsatlandırılması, üretimi, ithalatı, piyasaya arzı ve kontrolü ile ilgili iş ve işlemler, 5996 sayılı "Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu" ile bu Kanuna bağlı olarak çıkarılan ilgili mevzuata göre Tarım ve Orman Bakanlığınca yapılıyor. Söz konusu mevzuat çerçevesinde, Türkiye’de ilk kez ruhsatlandırılacak olan bitki koruma ürününün aktif maddesinin Avrupa Birliği veya G8 ülkelerinde ruhsatlı olması şartı aranıyor. Ayrıca, uluslararası kuruluşlarca insan ve çevre sağlığı ve benzeri konularda sakıncalı görülen aktif maddelerin kullanımının sonlandırılması halinde yine aynı mevzuat kapsamında bu aktif maddelerin ülkemizde de kullanımları Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından sonlandırılıyor. Tarımsal üretimde yasaklanan 9 pestisitin ithalatı, imalatı ve kullanımı sonlandırılırken, kullanım süresi sonunda piyasada bulunan söz konusu aktif maddeleri içeren bitki koruma ürünlerinin firmasınca toplanarak bakanlığın bilgisi dahilinde imha edilmesi karara bağlandı. Yasaklanan ve kısıtlanan aktif maddelerin farklı tarım ürünlerinde hastalık, zararlı ve yabancı otlarla mücadelede kullanılan bitkisel koruma ürünlerinden oluşuyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Bitlis Eren Üniversitesi öğrencilerinden, Filistin için 10 günlük oturma eylemi Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) öğrencileri, Filistin için 10 günlük oturma eylemi başlattı. Rahva Yerleşkesindeki Memduh Eren Camisi’nde öğlen namazı sonrası BEÜ İnsani Değerler Kulübü öncülüğünde bir araya gelen grup, kampüs içerisinde pankartlarla yürüyüş yaptı. Sloganlarla yürüyen grup daha sonra basın açıklaması yaptı. Grup adına basın açıklamasını okuyan Eren Üniversitesi (BEÜ) İnsani Değerler Kulübü Başkanı Muhammed Beyazalma, 10 gün sürecek oturma eylemi ile Filistin’e destek vereceklerini söyledi. Beyazalma, 7 Ekim Aksa Tufanı sonrasında gelişen olaylar, insanlık tarihinin en vahşi katliamlarından birinin yanında yine insanlık tarihinin en şerefli ve sebatkâr direnişlerinden birini tüm dünyanın gözleri önüne serdiğini söyledi. Beyazalma, “Tarihteki tüm önemli dönüm noktalarında olduğu gibi bugün de Gazze’de süregelen katliam ve direniş, doğruyu yanlıştan, haklıyı zalimden, izzeti zilletten ayırt eden bir Furkan olarak karşımızda duruyor. Siyonistler, Filistin’de sadece bir halkı değil aynı zamanda insani tüm ilke ve değerleri sistematik bir şekilde katlediyor. Batılı devletler ise bu katliama göz yummanın da ötesinde İsrail’i açıktan desteklemekten çekinmiyor. Katil devleti soykırım silahlarıyla teçhiz eden ABD, Gazze’deki mezalimin bizatihi faili konumunda olmayı sürdürüyor. Emperyalist ABD, Gazzeli mücahitlerin zillete uğrattığı Siyonistleri koruyup kollarken, son günlerde ABD’nin çeşitli eyaletlerindeki üniversitelerde Siyonizm karşıtı gösterilerin yoğunlaştığına şahitlik ediyoruz. Harvard’dan Yale’e, California’dan Texas’a kadar Amerika’nın önde gelen 25’e yakın üniversitesinde devam eden destek eylemlerinde bir taraftan Siyonist vahşet lanetlenirken diğer taraftan Amerika’nın İsrail’e verdiği destek protesto ediliyor. Kampüslere adeta Filistin kampları kuran öğrencilere akademisyenler de destek veriyor. Gazze’de yakılan direniş meşalesinin aydınlığında dünya, zulmün membağı ABD’de zalim yöneticilerine hakkı çekinmeden haykıran binlerce vicdan sahibine şahitlik ediyor. Bizler, üniversite öğrencileri olarak Columbia Üniversitesinde başlayarak Amerika’da dalga dalga yayılan Filistin eylemlerine Türkiye’den selam gönderiyoruz” dedi. Açıklamanın ardından kampus içerisinde oluşturulan alanlarda 10 günlük oturma eylemi başlatıldı. Yürüyüş ve basın açıklamasına BEÜ öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
Kayseri ERÜ’de ‘9. Uluslararası Erciyes Tıp Tıbbi Genetik Kongresi’ başladı Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi tarafından düzenlenen 9. Uluslararası Erciyes Tıp Tıbbi Genetik Kongresi Sabancı Kültür Sitesi’nde başladı. 30 üniversiteden 150’nin üzerinde katılımcıyla gerçekleştirilen ve 3 gün sürecek kongre kapsamında yaklaşık 35 konferans gerçekleşecek. Bu konferanslara 6 ayrı ülkeden konuşmacılar katılacak. Kongrenin çıktıları da bir dergide yayınlanacak. Kongrenin açılışında konuşan Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cemal Alper Kemaloğlu, tıp fakülteleri arasında ilk 10’da yer alan, akredite bir tıp fakültesi olan Erciyes Tıp’ın her zaman bilimsel, kültürel ve sanatsal faaliyetlere ev sahipliği yapmaktan onur ve gurur duyduğunu ifade etti. Her genin bir hikâye anlattığına işaret eden Prof. Dr. Cemal Alper Kemaloğlu, “Bu hikâye insanlığın hikâyesi ve sizler bu hikâyeleri öğrenip yeniden insanlığa armağan eden bilim insanlarısınız. Gen tedavilerinin ve genetik mühendisliğin geleceğin tıbbı olduğunu hepimiz biliyoruz. İnsanın biyolojik sırları genetik malzemesinde saklı ve bu sırlar çözüldükçe hem dejeneratif tıp alanında hem de hastalıkların kök nedenleri hususunda çok ciddi ilerlemeler kaydedeceğimiz açık. Eğer tıpta bir Kopernik Devrimi olacaksa bu kesinlikle genetik alanında olacaktır. Ben buna böyle inanıyorum ve işinize büyük bir saygı duyduğumu belirtmek istiyorum” ifadelerini kullandı. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi aynı zamanda Kongre Başkanı Prof. Dr. Munis Dündar da mensubu olduğu kurumda hem ulusal hem uluslararası anlamda önem taşıyan bir kongrenin açılışını gerçekleştirmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Bazı bilimsel aktivasyonları yeterli performansta uluslararası düzeyde ortaya koyamamaktan yakınan Prof. Dr. Munis Dündar, Türk Genom Projesi’nin uluslararası düzeyde mecrasını bulamamasının önemli bir nokta olduğuna dikkati çekti. Türkiye’de önemli genetik merkezleri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Munis Dündar, dernek temsilcilerine seslenerek, “Genom projesinde önemli bir rolünüzün olması lazım. Cemiyet ilişkileri kurarak bu ulusa bu hizmeti sunmamız lazım. Birinci vazifemiz bence bu ve çok önemli. Şu anda biz dünyada hem genetiğin hem de biyoteknolojinin altın çağını yaşıyoruz. Bizim bu altın çağını hissetmemiz ve rekabet etmemiz lazım. Çok genç yetişmiş genetikçilerimiz, uluslararası düzeyde hocalarımız var. Bunların bence gerçek mecrasını bulmasında önemli bir ulusal politika oluşturulması lazım” dedi. Genetik camiası olarak çok hızlı büyüdüklerini belirten Tıbbi Genetik Derneği Başkanı Doç. Dr. Taha Bahsi, yarısı kamuda yarısı özel sektörde olmak üzere şu anda 118 adet Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlı Genetik Hastalıklar Değerlendirme Merkezi bulunduğunun altını çizerek, hem Türkiye’de hem de yurt dışında önemli hizmetler vermeye çalışan bir bölüm haline geldiklerini söyledi, “Genetiği geliştirmek için elimizden geleni yapıyoruz” şeklinde konuştu. Açılış konuşmalarının ardından kongre, Çocukluk Çağı Nadir Hematolojik ve Onkolojik Hastalıklarda Okuryazarlık başlıklı birinci oturumla devam etti. İlk oturumun birinci konuşmacısı olan İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Elif Yılmaz Güleç “Çocukluk Çağı Nadir Hematolojik / Onkolojik Hastalıklarda Kime Ne Zaman Hangi Testler Yapılmalı?”, Samsun Üniversitesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Özlem Sezer “Çocukluk Çağı Nadir Hematolojik/Onkolojik Hastalıklarda Genetik Sonuçların Klinisyen Tarafından Doğru Okunması” ve son olarak Çocuk Hematoloji Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Tunç Fışgın ise “Pediatrik Hematolog / Onkolog Genetikçiden Ne Bekler?” başlıklı sunum yaptı.
Ankara Gölbaşı’nda ata tohumları toprakla buluştu Gölbaşı Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nce üretilen yerli ata tohumları, Belediye Başkanı Yakup Odabaşı’nın da katıldığı programda toprakla buluştu. Gölbaşı Belediyesi, yerli ve milli ata tohumlarına sahip çıkıyor. Her yıl olduğu gibi bu yılda Park ve Bahçeler Müdürlüğü tarafından üretilen ata tohumları, Belediye Başkanı Yakup Odabaşı ve Şehit Hakan Can TOKİ Anaokulu öğrencilerinin katıldığı ‘Ata Tohum Serpme Programı’nda toprakla buluştu. Yerli tohum geleneğini yeniden canlandırmak amacıyla Gölbaşı Belediyesi serasında üretilen tohumların ekimi sırasında Odabaşı, çocuklarla tek tek ilgilendi. Programda domates, biber, salatalık tohumlarının ekimi gerçekleştirildi. Belediye Başkanı Odabaşı yaptığı konuşmada, “Belediye olarak teknolojinin nimetlerinden yararlanırken, geçmişimizi de unutmuyoruz. Bu tohumlar bize atalarımızın emaneti. GDO’suyla oynanmamış, yerli ve milli tohumlar. Bu tohumları müdürlüğümüzün serasında fide haline getirip vatandaşlarımıza dağıtıyoruz. Vatandaşlarımızın sağlıklı ürünler tüketmesini sağlıyoruz. Biz kültürümüze sahip çıkıyoruz. Bu tohumları gelecek nesillere aktarmak için de koruma altına aldık. Bugün çocuklarımızın tohumları toprakla buluşturduğu anlarda yaşadıkları heyecana tanık olduk. İnşallah geleceğin ziraat mühendisleri, bakanları bu çocuklarımızın arasından çıkacak. Onların da bu ata tohumlarına sahip çıkacağına inancımız tam" dedi. Odabaşı, etkinliğe katılan çocuklara hediyeler de verdi. Program hatıra fotoğrafının çekilmesinin ardından sona erdi.
Sivas Doktorlar bildiri yayınladı: “Gazze’de yaşanan işgali ve soykırımı reddediyoruz" Suşehri Devlet Hastanesi çalışanları, İsrail’in Gazze halkına yaptığı katliamlara dikkat çekmek amacıyla hastane önünde toplanıp bildiri okuyarak, açılan dövizlerle Gazze halkına destek verdiler. Suşehri Devlet Hastanesi binası önünde gerçekleştirilen eyleme Suşehri Devlet Hastanesi hekimleri ve çalışanlar katıldı. Suşehri Devlet Hastanesi Diş Hekimlerinden Merve Matur’un Gazze zulmüyle ilgili okuduğu bildiride, “ İsrail’in 2023 Ekim ayında Gazze Şeridi’ne yönelik önce hava saldırıları, ardından kara harekatı şeklinde işgal girişimi 5 ayı aşkın süredir şiddeti tırmanarak sürüyor. Bu süreçte çok sayıda çocuk, kadın, yaşlı ve sivil hayatını kaybetti. Ayrıca halkın önemli bir kısmı göç etmeye zorlandı. İsrail savaş hukukunu tamamen ayaklar altına alarak dokunulmazlığı olan hastaneler, sağlık kuruluşları, ibadethaneler gibi özel mekanlara da saldırılarda bulundu. Dünya halklarının ve onurlu insanların aylardır seslendirdiği üzere bizde Gazze’de yaşanan işgali ve soykırımı reddediyor, her zaman Gazze halkının yanında olduğumuzu beyan ediyoruz’’ dedi. “İşgalci İsrail insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza atıyor” İşgalci İsrail’in insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza attığını söyleyen Uzman Doktor ve Psikiyatri Uzmanı Mücahit Gökduman, “Burada İsrail’in yatığı insanlık dramına ve soykırıma dikkat çekmek için toplandık. Filistin toprakları, yağmalanıyor, işgal ediliyor, insanlar acımasızca öldürülüyor. İşgalci İsrail insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza atıyor. Gazze’de çalışan sağlık çalışanlarının hepsi bu durumdan etkilenmiş durumda. Gazze’de gözyaşı var, kan var, zulüm var fakat sabır da var, direniş de ve tevekkül de var’’ dedi. Yapılan açıklamaların ardından sağlık çalışanları görev yerlerine dağıldı.