SAĞLIK - 22 Aralık 2020 Salı 11:33

Ağrı’dan geldi İzmir’de şifa buldu

A
A
A
Ağrı’dan geldi İzmir’de şifa buldu

Ağrı’da yaşayan 9 yaşındaki Berkay Akkurt’un dünya tıp literatüründe eşine ender rastlanan kalbindeki kist, Sağlık Bilimleri Üniversitesi İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesinde gerçekleştirilen başarılı bir ameliyatla çıkartıldı.

Ağrı’da yaşayan 9 yaşındaki Berkay Akkurt’un dünya tıp literatüründe eşine ender rastlanan kalbindeki kist, Sağlık Bilimleri Üniversitesi İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesinde gerçekleştirilen başarılı bir ameliyatla çıkartıldı. Kistin alınmasından sonra kalbinde oluşan delik de (VSD) kapatılan çocuk, hastaneden taburcu edilerek memleketine uğurlandı.


Ağrı’da yaşayan 6 çocuklu Akkurt çiftinin dördüncü çocukları Berkay Akkurt, arkadaşlarıyla oyun oynadığı sırada aniden bayıldı. Acilen bir hastaneye kaldırılan Berkay buradan Van’a, sevk edildi. Van’da yapılan tetkiklerinde kalbinde büyük bir kitle saptanan çocuk, hem tanı hem de müdahale için İzmir’e Sağlık Bilimleri Üniversitesi İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Çocuk Kalp Cerrahisi Kliniği’nde yapılan tetkiklerin sonucunda Berkay’ın kalbinin tam merkezinde oluşan kitlenin dünya literatüründe eşine az rastlanan bir kist türü olan kisthidatik olduğu belirlendi. Doktorlar tarafından ameliyat kararı verilen Berkay, Çocuk Kalp Cerrahisi Uzmanları Doç. Dr. Onur Işık, Doç. Dr. Muhammet Akyüz ve Anestezi Uzmanı Dr. Meltem Çakmak’tan oluşan ekip tarafında ameliyata alındı. Ameliyatta çocuğun kalbindeki kist alındı, dünyada başka bir örneğine rastlanmayan, kistin alınmasına bağlı kalpte oluşan delik de (VSD- Ventriküler Septal Defekt) başarılı bir şekilde kapatıldı.



Ani ölüm sebebi


Ameliyatı gerçekleştiren ekibin başkanı Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Kalp Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Onur Işık “Hastanemize sevkli gelen Berkay’ın tetkiklerini yaptık. Kalpteki kitlenin genelde aşısı yapılmamış kedi ve köpeklerden bulaşan bir parazit hastalığı olan kisthidatik olduğunu belirledik. Bu kist kalbin tam merkezinde, kalbin kapaklarının olduğu yere yerleşmişti. Düşme, çarpma, koşma gibi travmatik bir durumda bu kistin patlayarak ani ölüme sebebiyet vermesi mümkündü. Berkay bayılmayıp da kist patlamış olsaydı ölüm tehlikesi söz konusu olabilirdi” dedi.



“Bir ilki gerçekleştirdik”


Ameliyat kararı verildikten sonra normal ameliyattan farklı olarak kistin patlaması durumunda kalp akciğer makinesinin sisteminin tıkanmasına karşı çeşitli hazırlıkları yaparak ameliyata başladıklarını belirten Doç. Dr. Işık “ Anestezi açısından da oldukça riskli bir ameliyattı. Herhangi bir aksilikte anestezi verilirken de hastayı kaybedebilirdik. Her şey yolunda gitti Ameliyatta kisti çıkarmayı başardık. Ancak kistin çıkarıldığı yerde kalbin tam merkezinde litaretürde VSD (Ventriküler Septal Defekt) olarak geçen büyük bir delik kaldı. Deliği yamayla kapattık. Dünyada, tıp litaretüründe kalpte oluşan kisthidatik çok nadirdir. Özellikle kalbin tam merkezinde ise neredeyse hiç görülmemiş. Kist çıkartıldıktan sonra kalbin ortasında kalan boşluk, VSD ise hiç yok. Ameliyatı başarıyla tamamladık. Hastamızı sağlıklı bir şekilde taburcu ettik. Çocuğumuz ve ailesinin mutluluğu bizi de mutlu etti. Özellikle dünyada çok ender rastlanan bu özellikteki bir kist operasyonunu başarıyla gerçekleştirmekten dolayı da ayrıca gururluyuz” diye konuştu.



“Doktorlarımız, sağlık çalışanlarımız başımızın tacıdır”


Baba Nihat Akkurt ise; "Oğlumuz kalbinden rahatsızlanınca Ağrı’dan İzmir’e, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildik. İlgililerden Allah razı olsun, bu konuda hiçbir sıkıntı çekmedik. Doktorumuz Onur Bey, ilaçla tedavinin mümkün olmadığını, kalpteki kistin ancak ameliyatla temizleneceğini söyledi. Riskli olan bir ameliyatı başarıyla tamamladılar. Allah ondan ve ekibinden razı olsun bizimle çok ilgilendiler. Berkay’ın annesi buraya gelemedi, 5 kardeşi ile bizim yolumuzu gözlüyorlar. Ailecek hepimiz çok mutluyuz. Doktorlarımız, sağlık çalışanlarımız başımızın tacıdır. Hiçbir insan bu sıkıntıyı çekmesin, ama başa gelirse de böyle güzel bir hastanemiz, doktorlarımız, sağlık çalışanlarımız var, herkese tavsiye ederim. Sağ olsunlar, var olsunlar”. Şeklinde mutluluğunu dile getirdi.


Kalbindeki rahatsızlıktan kurtulduğu için mutluluğunu paylaşan Berkay Akkurt da, “Aileme tekrar kavuşacağım ve arkadaşlarımla oynayacağım için çok mutluyum. Doktor abilerime çok teşekkür ediyorum ”dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ATO Yönetim Kurulu Üyesi Akça: "Mesleki eğitim, üretimin niteliğini ve toplumsal refahı doğrudan etkileyen stratejik bir kalkınma aracıdır" Cumhurbaşkanlığı Eğitim Politikaları Üst Kurul Üyesi ve ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, "Mesleki eğitim sadece bir istihdam politikası değil, üretimin niteliğini, rekabet gücünü ve toplumsal refahı doğrudan etkileyen stratejik bir kalkınma aracıdır" dedi. ATO, Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile bu yılın ekim ayında hayata geçirdiği ‘Mesleki Eğitimde Ankara Model’ iş birliği protokolü kapsamında düzenlediği "Sektör- Meslek Öğretmenleri Buluşması’ ATO Duatepe Salonu’nda yapıldı. Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Mimar Sinan Mükemmeliyet Merkezi koordinatörlüğünde düzenlenen toplantı, Cumhurbaşkanlığı Eğitim Politikaları Üst Kurulu Üyesi aynı zamanda ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ali İhsan Güçlü ile Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Volkan Hasan Kaya, Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Veli Karakuş ve Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Erkan Tuzsuz başkanlığında gerçekleşti. Toplantıda mesleki eğitimin, üretim niteliğine ve rekabet gücüne etkisi ele alındı. "Kamu, özel sektör ve eğitim kurumları arasında güçlü bir iş birliği, mesleki eğitimin başarısının temel şartıdır" ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, ATO’nun Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile hayata geçirdiği "Mesleki Eğitimde Ankara Modeli"nin mesleki eğitimin sektörün ihtiyaçlarıyla uyumlu biçimde yapılandırılması açısından önemli bir model olacağını belirterek, "Mesleki eğitim, sadece bir istihdam politikası değil, üretimin niteliğini, rekabet gücünü ve toplumsal refahı doğrudan etkileyen stratejik bir kalkınma aracıdır. İş dünyasının ihtiyaçlarıyla uyumlu, uygulama ağırlıklı ve güncel beceriler kazandıran bir mesleki eğitim yapısı, gençlerimizi geleceğin mesleklerine hazırlarken ekonomimizin de sürdürülebilir büyümesini güvence altına alır. Bu nedenle kamu, özel sektör ve eğitim kurumları arasında güçlü bir iş birliği, mesleki eğitimin başarısının temel şartıdır" ifadelerini kullandı.
Adana Adana’da yıkım yapılan Amerikan Adası girişi kayalarla kapatıldı Adana’da Amerikan Adası olarak bilinen yerdeki kaçak yapıların yıkım işlemleri sona ererken, bölgenin girişi kayalarla kapatıldı. Yıllardır tartışma konusu olan Merkez Çukurova ilçesi Göl Mahallesi Menderes Bulvarı’ndaki Amerikan Adası’nda 23 Aralık’ta başlayan yıkım işlemleri tamamlandı. Yıkılan kaçak yapılardan arta kalan molozlarda kamyonlarla taşındı. Adanın girişi de kaya parçalarıyla kapatılırken, girişinde nöbet tutan polis bölgeye kimsenin girmesini izin vermiyor. Bölgeye gezmeye gelen vatandaşlar kayaları görünce geri dönmek zorunda kaldı. Eşi ve çocuğuyla bahardan kalma havayı değerlendirip adada gezmek isteyen Serkan Çokal, "Üzüldük desek doğru olur. Ancak daha iyisi olacaksa Adana için hayırlısı olsun. Biz burayı seviyorduk ve sürekli geliyorduk. Buradaki yapıların kaçak olduğunu bilmiyorduk. Görüntü açısından çok çirkindi. Yolumuzu kesip çevirenler vardı. Zorla mekâna çağıranlar vardı. Ailece geldik, burayı gezelim demiştik. Yeni yapılacak yer, halkın girebileceği şekilde olsun. İnsanlar rahatça dolaşsın. Uyuşturucu kullanan kişilerin burada olmadığı belli olsun. Devletimizden buranın güzel bir yer olmasını istiyoruz" dedi. İlknur Çokal ise, "Çok üzüldüm, ancak bir yandan da sevindim. Burada uyuşturucu kullananlar da çoktu. İnşallah daha güzel yapılar olur. Mekânların içerisinde güzel olanlar da vardı, ancak büyük kısmı kötüydü. Burayı ailece ziyarete gelmiştik. Kapatıldığı için şu an giremiyoruz" diye konuştu.
Ankara Uzmanından uyarı: "Uyku düzeninin bozulması agresif tip meme kanseri riskini artırabiliyor" Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, "Uyku düzeninin bozulması sadece yorgunluğa veya strese sebep olmuyor. Aynı zamanda agresif tip meme kanseri riskini de artırabiliyor" dedi. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, yeni yapılan araştırmalarda gece vardiyasında çalışan ya da uyku bozukluğu olan bireylerde, agresif meme kanseri riskinin önemli ölçüde arttığını belirtti. Texas A&M Üniversitesi’nde yürütülen ve JAMA Oncology dergisinde yayımlanan çalışmada, bozulan sirkadiyen ritmin, bağışıklık sistemini baskılayarak tümör gelişimine ve yayılmasına zemin hazırladığını açıkladı. Dr. Coşkun, sirkadiyen ritim bozukluğu, meme bezlerinin yapısını bozarak bağışıklık sisteminin savunmasını zayıflattığını ve bozulan bağışıklık sonucunda tümörler daha hızlı ve daha agresif şekilde büyüyebileceğini vurguladı. "Geç saatlere kadar uykusuz kalmak ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirebiliyor" Uyku düzeninin bozulmasının ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirdiğini ve kaliteli uykunun insan vücuduna her anlamda yararı olduğunu belirten Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, "Uyku düzeninin bozulması sadece yorgunluğa veya strese sebep olmuyor. Aynı zamanda agresif tip meme kanseri riskini de artırabiliyor. Araştırmada, laboratuvar modelleri iki gruba ayrıldı. Biri normal gündüz gece döngüsünde yaşarken diğeri sirkadiyen ritimleri bozacak şekilde ışık döngülerine maruz bırakıldı. Normal döngüde tipik olarak 22’nci haftada kanser gelişirken, ritmi bozulan grupta kanser belirtileri yaklaşık 18’inci haftada ortaya çıktı. Bu modellerde daha agresif tümör gelişimi gözlemlendi ve tümörün akciğerlere yayılma ihtimali daha yüksek bulundu. Çalışmayı yürüten araştırmacılar, çalışmada bağışıklık tepkilerini bastıran bir molekül olan LILRB4’yi odak noktasına aldı. Normalde bağışıklık sistemini aşırı iltihaptan koruyan bu molekül, kanser ortamında aşırı aktifleşip bağışıklığı daha da baskılayabiliyor. LILRB4 etkisi hedeflendiğinde ise, bağışıklık sistemi tekrar aktifleşerek hem tümör büyümesini hem de metastazı önemli ölçüde azalttığı görüldü. Çalışmanın bir diğer önemli bulgusu da uzun vadeli sirkadiyen ritim bozukluğunun sağlıklı meme dokusunun yapısını değiştirerek bu dokuların tümör gelişimine karşı savunmasız hale gelmesine neden olmasıdır. Sonuç olarak gece vardiyasında çalışmak, sık sık seyahat etmek veya geç saatlere kadar uykusuz kalmak sadece yorgunluk değil, ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirebiliyor. Bu çalışmanın sonucuna göre uyku ve dinlenme sürelerine daha çok özen göstermek gerektiği görülüyor. Özellikle gece vardiyasında çalışan kadınların sağlık taramalarını aksatmaması, mümkünse vardiya saatlerinin biyolojik ritimle uyumlu şekilde planlanması, vardiya sistemiyle çalışanların düzenli uyku alışkanlığı edinmeleri, karanlık ve sessiz ortamlarda uyumaları, uyku hijyenine dikkat etmeleri yaşam kalitesi ve hastalıklardan korunmak açısından oldukça önemli" ifadelerini kullandı.