SAĞLIK - 12 Mayıs 2021 Çarşamba 09:51

Evdeki bayramı sağlıklı geçirme önerileri

A
A
A
Evdeki bayramı sağlıklı geçirme önerileri

Yaşar Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Gıda İşleme Bölüm Başkanı Doç.

Yaşar Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Gıda İşleme Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, Ramazan Bayramı sonrası sağlıklı bir şekilde rutin yemek düzenine nasıl geçilebileceğini ve Covid-19 salgını döneminde bağışıklık sistemini güçlü tutmak için nasıl beslenilmesi gerektiğini anlattı.


Yaşar Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Gıda İşleme Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, Ramazan ayında oruç tutan bireylerin hem tüketilen yiyeceklerin niteliği hem miktarı hem de yemek yeme zamanı açısından beslenme düzenlerinde değişiklik yaşadığını söyledi. Doç. Dr. Uzel, “Çünkü bu dönemde metabolizma, sahur ve iftar olmak üzere iki öğün yemek yemeye alışmıştır. Eğer Ramazan Bayramı’nda sağlıksız atıştırmalıklar, fazla miktarda ve hızlı yemek yeme, yanlış yöntemle pişirilen ve kilo alımına neden olan yiyecekleri çok tüketme gibi yanlış bir beslenme modeli uygulanırsa kilo almak da kaçınılmaz olacaktır. Bu nedenle bayramın birinci günü yapılacak olan kahvaltıya dikkat edilmelidir. Ağır yiyecekler yerine haşlanmış yumurta, peynir, zeytin, domates, salatalık ve yeşillikleri içeren daha hafif içerikte bir kahvaltı hazırlanmalıdır. Hamurlu ve şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar tercih edilmeli, porsiyona fazla miktar yiyecek koyulmadan daha az miktarda ve yavaş yenilen bir düzen oturtulmalıdır” dedi.



"Zerdeçal bağışıklığı güçlendirir"


Covid-19 salgını nedeniyle sağlıklı ve dengeli beslenmenin yanı sıra bağışıklık sisteminin güçlü tutulmasının devamlılığının da sağlanması gerektiğine dikkat çeken Ruhan Aşkın Uzel, “Bağışıklığı güçlendiren gıdalardan bir kısmının geçmişi çok uzun yıllar öncesine dayanmakta. Geleneksel olarak eski dönemlerden beri kullanılan bağışıklık güçlendirici besinler arasında sarımsak, soğan, kekik, nane, biberiye, ekinezya, zerdeçal vb. sayılabilir. Örneğin zerdeçal iyi bir seçenek olabilir. Çünkü zerdeçal kullanımının bağışıklık sistemindeki olumlu dengeleyici etkisinin yanı sıra akciğerlerde de olumlu yansımaları olduğu düşünülmektedir. Zerdeçalı, olumsuz reaksiyon görülebilecek bir sağlık durumu olmadıkça günde yaklaşık olarak bir tatlı kaşığı kullanmak yeterli olacaktır” diye konuştu.



Vitamin ve mineral desteği


Vitamin ve mineral desteğinin bağışıklık sistemini güçlendirmesindeki büyük rolüne dikkat çeken Doç. Dr. Uzel, “Bu doğrultuda coğrafi konum itibariyle ülkemizde yetişen meyve ve sebze çeşitlerindeki bolluk olumlu olarak dikkat çekmektedir. Öncelikle belirtilmelidir ki bireylerin sağlık durumu iyi olduğu sürece ilave vitamin ve mineral takviyesi elzem değildir. Eksiklik görülmesi durumunda ek alım bilinçli ve kontrollü şekilde uzman kontrolünde yapılmalıdır. Vitaminler arasında ön planda olan C vitamini, hassas bir vitamindir. C vitamini almak için taze sebze-meyveleri tercih etmek gerekir. Vitamin alımının yanı sıra çinko, demir, selenyum gibi mineral takviyesi de önerilmektedir. Besin alımı konusunda tavsiye edilen hususlar ile birlikte düzenli uyku, bol sıvı tüketimi (özellikle yeterli miktarda su içilmesi) ve fiziksel egzersiz yapma konusunda da elimizdeki imkanlar dahilinde günlük rutinimizde düzenleme yapmamız gerekmektedir” sözlerine yer verdi.



"Uykusuzluk şişmanlığa yol açar"


Tam kapanma sürecinde olduğumuz dönem içinde uyku düzenimizin de değişmesinin muhtemel olduğunu ifade eden Ruhan Aşkın Uzel, “Uykusuzluğun neden olduğu sağlık sorunlarından biri de şişmanlıktır. Vücutta yağ depolarını ve iştah mekanizmasını kontrol eden, leptin ve grelin isminde iki adet hormon vardır. Uykusuz kalındığında ise bu hormonların salınımında bazı aksaklıklar ortaya çıkabilir. Örneğin, uykusuzluk sonucunda besin alım isteğini arttıran grelin hormonu seviyesi artarken tam tersi etkiye sahip leptin hormonu baskılanabilir ve bunun sonucunda şişmanlık riski artabilir. Bu nedenle parça parça uyumak, çok az ya da çok uyumak yerine bireylerin evde kaldıkları sürede olması gereken uyku düzenlerini devam ettirmeleri gerekmektedir. Uyku saati az olan bireyler, gündüz dinlenmeyi aradaki uyku açığını kapatmak için kullanmamalıdır. Çünkü gece olan kaliteli uyku, bağışıklık sisteminin güçlü kalmasında etkili olacaktır. Bu noktada ihtiyaç duyulan uyku miktarının bireylerin yaş aralıklarına ve fizyolojik durumlarına göre değişiklik gösterdiği unutulmamalıdır” diyerek düzenli uykunun önemine dikkat çekti.



Bayramda kilo alımına dikkat


Ramazan ayı döneminde kilo kontrolünü sağlamanın bazı bireyleri zorlayabildiğini de ifade eden Doç. Dr. Uzel, şöyle konuştu: “Bu amaçla yemek tüketimindeki 20 dakika kuralı Ramazan ayında olduğu gibi Ramazan Bayramı döneminde de devam ettirilmelidir. Ana öğün süresi en az 20 dakika olmalıdır. Yemek tüketildiğinde doyma uyarısı beyindeki doyma merkezi tarafından ortalama 20 dakikada gönderilir. Bu uyarı iletildiğinde yemek yeme işlemi 20 dakikadan önce tamamlandıysa gerekenden fazla miktarda tüketim olmuş olur ki bu da kilo alımının sebeplerinden biridir. Eğer Ramazan ayında kilo alındıysa ve bunun bayramda artması istenmiyorsa daha yavaş yemek yenebilir ve öğün öncesinde de miktarı fazla olmamak kaydıyla su içilebilir. Fiziksel egzersiz de bağışıklık sistemini ve vücut metabolizmasını dengelediği için bireylerin yaş ve vücut ölçülerine göre ihtiyaca göre doğru planlanmış bir fiziksel egzersiz programı uygulamalarında yarar vardır."



"Su içmeyi unutmayın"


Hava sıcaklıklarının artmaya başladığına da dikkat çeken Ruhan Aşkın Uzel, “Sıvı içecekler mevsim şartları gereğince sık tüketilmeye başlanacaktır. Bu esnada su tüketimi ihmal edilmemelidir. Su içmek, bağışıklık sisteminin düzenlenmesinde ve metabolizma hızının artırılmasında olumlu etkiye sahiptir. Kısacası, ’vücudun çalışma temposunu düzenler’ de diyebiliriz. Su alımı dengeli olmalıdır. Bireylerin kendi fizyolojik durumlarına göre günde en az 8 su bardağı su tüketmesi gerekmektedir. Sıvı bazlı farklı içeceklerin bol tüketilmesi su tüketimi yerine geçmemektedir. Bu nedenle su alımı her çay ve bardak kahve içiminden sonra yaklaşık iki bardak su içerek dengede tutulmalıdır” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa (Özel) "Tarlasını yola çevirenlere" kızdı, tabelayı dikti Bursa’da parsel parsel sattıkları arazilerin yolunu çiftçinin mahsul ekili tarlasından geçiren emlakçılar, köylüyü çileden çıkardı. Tarlasının ortasından kaçak yol yapıldığını gören köylü ise, “Bu tarladan emlakçı geçemez, vatandaşa helaldir” tabelası asıp yolu kapattı. Bursa’nın Nilüfer ilçesine bağlı 165 haneli Güngören Köyü’ndeki arazileri parsel parsel satan emlakçıların oyunu, köylüyü isyan ettirdi. Emlakçılar, ’hobi bahçesi ve tiny house projesine uygun’ diyerek arazileri köy ve doğa hayali kuran vatandaşlara satmak istedi. Ancak iddiaya göre emlakçılar satışa çıkardıkları arazinin yolu olmayınca, Yücel Özdemir’e ait tarlanın ortasından izin almadan yol geçirdiler. Durumu fark eden arazi sahibi Yücel Özdemir (37) tarlasının ortasından giden yolun izinsiz yapıldığını görünce hemen emlakçıyı aradı. Fakat emlakçıyla anlaşamayan Özdemir, “En azından ahlaken bana bir sorsaydı, ben hayvancılıkla uğraşıyorum. Benim mahsulümü ezip geçti. Kendisinden şikayetçi olacağım” dedi. Kendisine ait tarlanın yol olarak kullanılmasına izin vermeyen Yücel Özdemir, tarlanın girişine “Buradan emlakçı geçemez, şahsa helaldir” tabelası dikti. Yaşadığı mağduriyet üzerine konuşan Özdemir, “Bir emlakçı benim tarlamın arka tarafında hobi bahçesi yapmak için yer alıyor. Buraya gidecek yolu bulamayınca beni aramadan kepçelerle tarlamın ortasından yol geçiriyor. Burada hayvanlarımı otlatıyordum, şimdi tarlamın 3’te birini kullanamıyorum. İnsan en azından beni arar, "anlaşalım" diye sorar. Ben kendisini aradığımda da komik rakamlar teklif ediyor, "istediğim gibi yol geçiririm" diye konuşuyor. Üstelik beni mahkemeye vereceğini söylüyor” diye konuştu. Yol krizinin sık sık yaşandığını belirten Köy Muhtarı Mesut Aydın ise, “Burada sık sık parsel sorunu yaşanıyor. Bu köyün 165 hanesi 300 kişilik yerli nüfusu var. Fakat bu rakam şu anda 900 kişiye ulaşmış durumda. Yer sahibi olan vatandaşlar aldıkları arazinin yolu var mı? yok mu? bakmadan ev yapmaya kalkıyorlar. En azından burada kurulan bir muhtarlık heyeti var. Gelip bize danışsınlar. Şimdi birçok köylümüz bu durum nedeniyle mağdur oluyor. Mahsulü çiğneniyor, iş mahkemeye gidiyor” dedi.
Hatay Dershaneden dönerken bombalı saldırıda şehit olan Oğulcan’ın annesi, evladının okul elbisesiyle hasret gideriyor HATAY (İHA) – Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde 11 Mayıs 2013’te meydana gelen bombalı saldırıda hayatını kaybeden 53 vatandaşın acısı yıllar geçse de dinmiyor. Saldırıda 17 yaşındaki oğlu şehit olan anne Fatma Tuna, evladının hatıralarıyla hasret giderdiğini belirterek, "11 yıl geçmesine rağmen acımız hala taze, oğlumu çok özlüyorum" dedi. Reyhanlı ilçesinde 11 Mayıs 2013 tarihinde terör grupları tarafından peş peşe iki bombalı saldırı gerçekleştirilmişti. Üzerinden yıllar geçse de unutulmayan saldırıda 53 sivil vatandaş hayatını kaybetmişti. PTT binası ve Reyhanlı Belediyesi önünde gerçekleştirilen saldırılarda hayatını kaybedenlerin yakınları hala o günleri unutamıyor. Saldırı sırasında dershaneye giderken yaşamını yitiren 17 yaşındaki Oğulcan Tuna’nın annesi Fatma Tuna, evladının hatıralarıyla hasret gideriyor. Oğlunun okul elbisesini ilk günkü gibi saklayan anne Tuna, saldırı günü yaşananları ve duygularını anlattı. "Oğlum çok iyi ve neşe dolu bir insandı" Oğlunun hatıralarıyla teselli olduğunu dile getiren Fatma Tuna, şehit evladından övgüyle söz ederek, "11 Mayıs’ta Reyhanlı’da 2 tane bomba patlatıldı. Oğlum 17 yaşındaydı, dershaneye gitmişti. Dershane çıkışında bombalı eylemde şehit oldu. Katliamdı, orada 53 kişi can verdi. Oğlum çok iyi ve neşe dolu bir insandı. O gün dershaneye gitti tekrar gelmedi babası kendisini buldu. 11 yıl geçmesine rağmen acımız hala taze, oğlumu çok özlüyorum. Hatıralarıyla teselli oluyorum" şeklinde konuştu.
Antalya Antalya’da yürek burkan kaza...Okuldan el ele çıkan kardeşleri kaza ayırdı Antalya’nın Alanya ilçesinde okul çıkışı el ele tutuşup yola çıkan iki küçük kardeşe otomobil çarptı. Kardeşlerden 8 yaşındaki ağabey hayatını kaybederken, 7 yaşındaki kız kardeşi ise kazayı hafif sıyrıklarla atlattı. Kaza anı güvenlik kameralarına saniye saniye yansıdı.Kaza, Güllerpınarı Mahallesi Şevket Tokuş Caddesi üzerinde meydana geldi. Alınan bilgiye göre, Kemal Şuberi İlköğretim Okulunda okuyan 8 yaşındaki Doruk Erdoğan ve 7 yaşındaki kardeşi Belinay Erdoğan okul çıkışı evlerine giderken karşıdan karşıya geçtikleri sırada F. Ü.’nün kullandığı otomobil çarptı. Kazada Doruk Erdoğan aracın altında kalıp feci şekilde can verirken, kız kardeşi çarpmanın şiddetiyle önce aracın ön kaputuna, ardından yola savruldu. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen sağlık ekipleri, Dorukhan Erdoğan’ın hayatını kaybettiğini belirledi. Hafif yaralanan Belinay Erdoğan ise kontrol amaçlı hastaneye kaldırıldı. Sürücü gözaltına alınırken, küçük çocuğun cenazesi Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı.Kazadan geriye iki kardeşin el ele fotoğrafları kaldıTorununu kaybeden acılı dede İsmail Göçer, yüzlerce çocuğun geçtiği bölgeye yaya geçidi yapılıp, başka çocukların hayatını kaybetmemesi çağrısında bulundu. Kazadan geriye ise iki kardeşin yine el ele tutuştukları fotoğrafı kaldı.Kaza anı güvenlik kamerasındaÖte yandan kaza anı ise bir iş yerinin güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde küçük çocukların el ele tutuşarak karşıdan karşıya geçtiği sırada otomobilin çarpması, Doruk Erdoğan’ın araç altında kalması ve kız kardeşinin yola savrulması yer aldı.