EĞİTİM - 16 Mayıs 2021 Pazar 11:41

İzmir’de uluslararası ‘Sınırları Yıkmak’ temalı Tasarım Festivaline yoğun ilgi

A
A
A
İzmir’de uluslararası ‘Sınırları Yıkmak’ temalı Tasarım Festivaline yoğun ilgi

Yaşar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi tarafından “Sınırları Yıkmak” temalı bir Tasarım Festivali düzenlendi.

Yaşar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi tarafından “Sınırları Yıkmak” temalı bir Tasarım Festivali düzenlendi. Çevrim içi olarak düzenlenen festival kapsamında, mimarlık ve iç mimarlık alanlarından seçkin konuklarla birlikte çeşitli konularda paneller gerçekleştirildi.


Yaşar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, “Sınırları Yıkmak” temalı bir Tasarım Festivaline ev sahipliği yaptı. Yurt dışındaki farklı üniversitelerden festivale katılan akademisyenler ve Türkiye’den uluslararası projelere imza atmış profesyoneller, mimarlık ve tasarım hakkında sunumlar yaparak öğrencilerin sorularını yanıtladı.


Festivalin ilk sunumunu, Yaşar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Gürel’in moderatörlüğünde, Brighton Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Okulundan Prof. Dr. Robert Mull yaptı.


Mull, “İtina: Avrupa Mülteci Krizinde Fayda, Kimlik ve Eğitim” başlıklı seminerde mülteci krizini geçici koruma alanları, mülteci kampları ve mültecilerle yardımlaşma mekanları üzerinden mimarlıkla ilişkili olarak inceledi.


Mull, göçmen ve mültecilerin bulunduğu Fransa’nın Calais bölgesindeki Calais Ormanı Kampında 2016 yılında çektiği fotoğrafları sunarak, çadırlardaki ve evlerdeki mimariyi anlattı. İzmir özelinde ise Basmane, Kadifekale ve Torbalı bölgelerindeki düzensiz göçmen nüfusun altını çizerek, onların yaşam alanına ulaşma ve yardım alma sorunlarını çözmeye yönelik projelerden söz etti.


Illinois Üniversitesi, Urbana-Champaign Mimarlık Okulundan Prof. Dr. Kathryn H. Anthony, Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Gürel’in moderatörlüğünde, “Tasarımla tanımlanıyor musunuz? Gizli cinsiyet, yaş ve vücut önyargısının gündelik ürünler ve mekânlardaki şaşırtıcı gücü” başlıklı bir sunum yaptı.


Anthony, yapılı çevrede ve farklı ölçeklerdeki tasarım ürünlerinde tasarımın sonucu olarak öne çıkan insan eşitsizliklerini örnekler eşliğinde anlattı. Bununla birlikte, çeşitlilik elde edebilmek için tasarımın bir araç olarak nasıl kullanılabileceğinin altını çizdi.


İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Zeynep Tuna Ultav’ın moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide ise Avustralya RMIT Üniversitesi’nin Mimarlık ve Şehir Tasarımı Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Suzie Attiwill, şehirlerdeki iç mimariyi anlatan bir sunum yaptı.


Attiwill, günümüzün değişen dünyasında tasarım yaklaşımlarının keşfine odaklandı ve iç mekân tasarımı stratejilerinin tasarım sürecinde kentsel çevreye de uygulanabilirliğinden bahsetti. Attiwill, ayrıca insan ve çevre arasındaki ilişkinin önemini vurgulayarak kentsel iç mekânlar kavramına dikkat çekti.


Mimarlık Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Arzu Cilasun’un moderatörlüğünde gerçekleşen “Tasarımla Sınırları Aşmak” isimli söyleşiye uluslararası Türk firması AUTOBAN’ın kurucu ortağı Mimar Seyhan Özdemir Sarper konuk oldu. Sarper, genç bir mimarlık ofisi olarak ülke sınırlarını nasıl aştıkları hakkında bir sunum yaptı. Sarper, uluslararası projelerinde Türk mobilyalarını kullandıklarını ve pandemiyle birlikte gelen dijitalleşme sürecinin işleri oldukça hızlandırdığından bahsetti. Sunum sonrasında, Yaşar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğrenci Topluluğu’nun mimarlık pratiği, pandemide mimarlık gibi konulardaki sorularını yanıtlayıp meslek hayatına yeni atılacak olan öğrencilere tavsiyelerde bulundu.


Festivalin “Yuvarlak Masa Tartışması” bölümünde, Yaşar Üniversitesi Mimarlık Doktora Programı öğrencileri, “Mekan ve Dijital Kültür” dersi kapsamında, ders koordinatörü Mimarlık Bölüm Başkanı Doç.Dr. Ahenk Yılmaz’ın moderatörlüğünde, dijital ve fiziksel ortamlar ara kesitinde ortaya çıkan yeni olanakları tartıştı. Öğrencilerden Illonette Tabar, Merve Çelebi, Taha Mejbar, Özüm Karadağ ve Yiğit İnan, dijital teknolojilerin günlük yaşamımıza eklediği yeni bir profil olarak ‘sosyal medya influencerları’ için tasarlanan yaşam ve çalışma ortamı projelerini değerlendirdi.



Instagram yarışması ödülleri sahiplerini buldu


Son günde ise festival kapsamında düzenlenen Instagram Yarışmasının ödül töreni düzenlendi. Jüri üyeleri arasında İzmir Ekonomi Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Mura, Yaşar Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümünden Dr. Öğr.Gör. Daniele Savasta, Yaşar Üniversitesi Grafik Tasarımı Bölümünden Öğr.Gör. Emre Yıldız ve Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Bölümünden Dr. Erdem Yıldırım’ın bulunduğu yarışmanın birincisi Turgay Asiltürk olarak belirlendi. Kıvılcım Yavuz, Büşra Önal ve Zehra Çetinkaya ise mansiyon ödülüne layık görüldü.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.