ASAYİŞ - 09 Ağustos 2022 Salı 15:42

Sokak ortasında 3 kişiyi öldüren zanlı hakim karşısında

A
A
A
Sokak ortasında 3 kişiyi öldüren zanlı hakim karşısında

İzmir’de Yahya ve Meryem Köşek çifti ile kızları Funda Güçlü’yü sokakta tabancayla öldürdüğü gerekçesiyle hakkında 3 kez müebbet hapis cezası talebiyle dava açılan Ali İhsan Kılıç ile kasten öldürme suçlarına iştirak ettiği öne sürülen ağabeyi Mehmet Kılıç’ın yargılanmasına başlandı.

İzmir’de Yahya ve Meryem Köşek çifti ile kızları Funda Güçlü’yü sokakta tabancayla öldürdüğü gerekçesiyle hakkında 3 kez müebbet hapis cezası talebiyle dava açılan Ali İhsan Kılıç ile kasten öldürme suçlarına iştirak ettiği öne sürülen ağabeyi Mehmet Kılıç’ın yargılanmasına başlandı.


İzmir’in Bayraklı ilçesinde 10 Haziran’da Ali İhsan Kılıç (66), komşusu Yahya Köşek (61) ile Meryem Köşek’i (57) sokak ortasında tabancayla vurdu. Kılıç, daha sonra olay yerinde anne babasına pansuman yapmak isteyen kızları Funda Güçlü’yü (37) de silahla yaraladı. Hastaneye kaldırılan yaralılar, hayatlarını kaybederken, olaydan sonra kaçan Ali İhsan Kılıç ise polis ekiplerince yakalandı.


Tabanca üzerinde yapılan incelemede parmak izi bulunan Mehmet Kılıç da (68) 13 Temmuz’da gözaltına alınarak tutuklandı.


Olayla ilgili olarak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, iki aile arasında arsa meselesinden kaynaklı 20 yıllık husumet olduğu belirtilirken, Ali İhsan Kılıç’ın “kasten öldürme”, Mehmet Kılıç’ın “kasten öldürme suçuna iştirak” suçlarından 3’er kez müebbet hapis cezasına çarptırılması talep edildi.


İddianamenin kabul edildiği İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinde, sanıklar bugün hakim karşısına çıktı. Duruşmaya tutuklu sanıklar Ali İhsan Kılıç ve Mehmet Kılıç, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.


Cinayetlerin sahipsiz köpekleri besleme tartışması nedeniyle işlendiği iddiaları nedeniyle duruşma salonunda hazır bulunan bazı hayvan hakları savunucuları da davaya katılma dilekçesi verdi. Mahkeme heyeti, talepleri reddetti.


Mahkemede verdiği ifadesinde diyabet hastası olduğunu söyleyen tutuklu sanık Ali İhsan Kılıç, olaydan yaklaşık 1 hafta önce çocuk parkında vakit geçirirken torununa saldıran başıboş köpeği taşla uzaklaştırdığını anlatarak, Meryem Köşek’in köpeğe neden taş attığını sorduğunu ve bu nedenle kendisine hakaret ettiğini, aralarındaki sözlü tartışmanın ardından o gün başka bir tartışma yaşanmadığını savundu.


Olay günü diyabet ilacını içtikten sonra pazaryerinde Yahya Köşek ile karşılaştığını aktaran Ali İhsan Kılıç, Köşek’in kendisine bıçakla saldırdığını, kolundan yaralandığını ve çevredekilerin araya girdiğini iddia etti. Eve gelince kendi emniyeti için evdeki silahı yanına aldığını öne süren Ali İhsan Kılıç, “Bir süre sonra markete gitmek için yeniden dışarı çıktığımda bana saldırdılar. Silahı çekip ateş ettim. Aramızda husumet yoktu” dedi.


Mahkeme başkanının neden silah taşıdığını sorması üzerine sanık Ali İhsan Kılıç, bu kez de, İki aile arasında arsa sınırı yüzünden husumet bulunduğunu, emniyeti için silah bulundurduğunu söyledi.


Ali İhsan Kılıç, kasten öldürmeye iştirak suçundan hakkında dava açılan ağabeyi Mehmet Kılıç’ın ise herhangi bir suçu ve olayda rolü bulunmadığını savundu.



“Aramızda husumet yoktu”


Tutuklu sanık Mehmet Kılıç ise olay günü sokaktan tartışma sesleri gelmesi üzerine dışarı çıktığını ve kavganın nasıl başladığını bilmediğini ifade etti.


Kendisinin kavgayı ayırmaya çalıştığını iddia eden Mehmet Kılıç, “Beni birisi tuttu. Bıraksalardı bu kadar vahşete izin vermezdim. Çok vahim bir olay oldu. Keşke olmasaydı. Yahya benim 45 senelik komşumdu. Aramızda husumet yoktu. Arsa meselesi yüzünden husumet yoktu. Keşke ben ölseydim de bu vahşet yaşanmasaydı. Benim hiç alakam yok. Köpek besliyorlardı ama hiç sorunumuz yoktu. Biz hayvan severiz. Benim silahtan hiç haberim yoktu. Suçum yok” dedi.



“Ben kendimi bildim bileli husumet var”


Olayda annesi, babası ve ablasını yitiren Filiz Topaloğlu, ailesiyle sanıkların daha önce de birkaç kez kavga ettiğini kaydetti. Babasının silahla vurulduktan sonra tampon yapmak için eve gittiğini anlatan Topaloğlu, “O sırada Ali İhsan tekrar geldi ve ‘Yapma diyen’ anneme ateş etti. Ben olayın paniğiyle eve gidip eniştemi aradım. O sırada ablam sağdı. Sonra olay yerinde çocukları gördüm. Çocukları içeri aldığımda ablamı da vurdu. Komşular beni içeri çektiler ‘Seni de vurur’ dediler. Ben kendimi bildim bileli husumet var. Olayın aslı husumet” diye konuştu.



“Savunmasız 3 canı aldılar”


Hayatını kaybeden Funda Güçlü’nün eşi Rıdvan Güçlü ise çocuklarının annesiz kaldığını dile getirerek, “Ben 3 canımı yitirdim. 7 ve 10 yaşındaki çocuklarım bana olayı anlatıyor. Yaşadıkları travmayı siz düşünün. Arsa yüzünden sorunlar vardı. Babam hep alttan alıyordu. En son köpek olayı. Köpeği taşlıyorlar, çünkü bir kıvılcım bekliyorlar. Olay günü mahallede hiç erkek yok ama onların tüm erkekleri evde. Savunmasız 3 insanın canını aldılar. Şikayetçiyim” ifadelerini kullandı.



Mermisi bitince şarjör değiştirmiş


Tanık B.S., sanık Ali İhsan Kılıç’ın Yahya ve Meryem Köşek’i vurduktan sonra mermisinin bittiğini, bahçeye gidip şarjör alıp geri geldiğini, sonra da Funda Güçlü’yü öldürdüğünü aktardı.


Tanık olarak ifadesi alınan B.E. ise sanık Mehmet Kılıç’ın olaydan 1 hafta önce kendisinden silah istediğini ancak silahı olmadığı için vermediğini belirtti.


Müşteki avukatlarının diğer tanıkların da dinlenmesi talebi üzerine mahkeme heyeti sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verip duruşmayı yarına erteledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.
Malatya Malatya’da 200 gram pide 10 TL oldu Malatya’da 7,5 TL olarak satılan pideler bugününden itibaren yapılan zam ile 10 TL’ye satılmaya başlanıldı. Ham maddedeki artışlar nedeniyle Malatya’da da pide fiyatları bugünden itibaren 10 TL’den satılmaya başlanıldı. Fırıncı esnafı depremden bu yanı 7,5 TL olarak satılan 200 gram ekmeğin oda kararı ile birlikte bugünden itibaren kent genelinde 10 TL olduğunu söyledi. Malatya’da fırıncı esnafı Hacı Pence, un başta olmak üzere ham maddeye yapılan zamlardan sonra şuana kadar kazançlarının olmadan satış yaptıklarını ifade ederek, “Rayiç belirlendi ama yeterli değil. Girdi maliyetleri, un fiyatları, işçilik ücretleri çok yüksek. Kazanmamız için 15 TL olması lazım ama şu anki fiyat 10 TL. İşçilik yüksek, verdiğimiz para yeterli gelmiyor, dolayısıyla işçi bulamıyoruz. 4 kişi çalışmamız gerekirken 2 kişi çalışıyoruz. Bir yıldır ekmeğe zam gelmemişti. Bir çuval un 700 TL, kira, işçiye 45 bin lira veriyoruz. Artan maliyetler nedeniyle ekmeğe zam yapıldı” dedi. Bir diğer fırıncı esnafı Ali Koçer ise ekmek yapımında gerekli olan maya, tuz ve un gibi ham maddelere uzun zaman önce zam yapıldığını hatırlatarak “Fiyat şu an için yeterli. Una aşırı derecede zam geliyor. Un geçen sene devlet destekliyken 390 TL iken desteğin kesilmesinden sonra 680 lira oldu. Maliyetler arttığı için ekmeğe zam yapıldı” diye konuştu.
İstanbul Bayraktar TB3 SİHA yerli motor ile rekor irtifaya çıktı Baykar’ın milli ve özgün olarak geliştirdiği Bayraktar TB3 SİHA, Yüksek İrtifa Sistem Performans Testini başarıyla tamamladı. Bayraktar TB3, yerli motor ile 33 bin feet irtifaya çıkarak rekor kırdı. Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen silahlı insansız hava aracı Bayraktar TB3’ün test süreci başarıyla devam ediyor. İlk uçuşunu Cumhuriyet’in 100. yılına armağan olarak 27 Ekim 2023 tarihinde yaptıktan sonra orta ve yüksek irtifa performans testlerini başarıyla sürdüren SİHA, bir testi daha başarıyla tamamlayarak rekor kırdı. Yerli motorla rekor irtifa Bayraktar TB3 SİHA, Tekirdağ’ın Çorlu ilçesindeki AKINCI Uçuş Eğitim ve Test Merkezi’nde gerçekleştirilen uçuşta 33 bin feet irtifaya çıkarak Yüksek İrtifa Sistem Performans Testini başarıyla tamamladı. TEI tarafından yerli olarak geliştirilen PD-170 motoruyla havalanan milli SİHA, gerçekleştirilen yüksek irtifa uçuş testi sırasında yerli bir motorla şimdiye kadar çıkılan en yüksek irtifaya ulaştı. Bayraktar TB3 SİHA yerli motorla kırdığı irtifa rekoru ile Türk havacılık tarihine önemli bir imza attı. Milli havacılık tarihinin irtifa rekoru ise 45 bin 118 feet ile Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen Bayraktar AKINCI TİHA’ya ait bulunuyor. Toplam uçuş 327 saate ulaştı Bayraktar TB3 SİHA bugüne kadar gerçekleştirilen test uçuşlarında toplam 327 saat 35 dakika havada kaldı. Milli SİHA, 20 Aralık 2023’te gerçekleştirilen uzun uçuş testinde yere inmeden 32 saat havada kalmış ve gökyüzünde 5 bin 700 km yol kat etmişti. Milli SİHA, milli kamera Bayraktar TB3 SİHA, 26 Mart 2024 tarihinde ilk kez Aselsan tarafından milli olarak geliştirilen ASELFLIR-500 ile uçtu. İcra edilen test kapsamında dünyadaki muadillerine göre en yüksek performansa sahip olan ASELFLIR-500 Elektro-Optik Keşif, Gözetleme ve Hedefleme Sistemi entegrasyonu başarıyla gerçekleştirildi. TCG Anadolu’dan ilk uçuş 2024’te Öte yandan Bayraktar TB3 SİHA’nın katlanabilen kanat yapısıyla TCG Anadolu gibi kısa pistli gemilerden kalkış ve iniş kabiliyetine sahip dünyadaki ilk silahlı insansız hava aracı olacağı öğrenildi. Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar, Bayraktar TB3 için 2024 yılı içinde TCG Anadolu gemisinde testlere başlanmasını planladıklarını açıklamıştı. Görüş hattı ötesi haberleşme kabiliyetine de sahip olacak milli SİHA, bu sayede çok uzun mesafelerden kumanda edilebilecek. Böylece keşif, gözetleme, istihbarat ve taşıdığı akıllı mühimmatlar ile taarruz görevlerini deniz aşırı hedeflere karşı icra ederek Türkiye’nin caydırıcı gücünde çarpan etkisi yapacak. İhracat şampiyonu Başlangıçtan bugüne tüm projelerini öz kaynakları ile yürüten Baykar, 2003 yılındaki İHA Ar-Ge sürecinin başlangıcından itibaren tüm gelirlerinin yüzde 83’ünü ihracattan elde etti. 2021 ve 2022 yıllarında Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre savunma ve havacılık sektörünün ihracat lideri oldu. Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından 2023’te de sektörün ihracat şampiyonu olduğu açıklanan Baykar, geçen yıl 1.8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Son yıllarda gelirlerinin yüzde 90’ından fazlasını ihracattan elde eden Baykar, 2023’te savunma ve havacılık sektöründeki ihracatın 3’te 1’ini tek başına yaptı. Dünyanın en büyük SİHA ihracatçısı olan Baykar’ın halihazırda imzalanan sözleşmelerinin yüzde 97.5’i ihracat kaynaklı gerçekleşti. Bayraktar TB2 SİHA için 33 ülkeyle, Bayraktar AKINCI TİHA için ise şimdiye kadar 9 ülke ile olmak üzere toplam 34 ülkeyle ihracat anlaşması imzalandı.
Nevşehir Nevşehir’deki dolandırıcılık operasyonunda 5 tutuklama Nevşehir İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Müdürlüğü ekiplerince sahte ilanlarla yaklaşık 350 kişiyi 3 milyon lira dolandıran çeteye yönelik yapılan operasyonda gözaltına alınan 27 şahıstan 5’i tutuklandı. Nevşehir’de ikamet eden Emrah A. isimli vatandaş internet sitesinde yayınlanan satış ilanında gördüğü elektrikli bisikleti almak istedi. Piyasa değeri yaklaşık 20 bin lira olan elektrikli bisikleti ikinci el olarak 5 bin 250 liraya pazarlık yaptı. Dolandırıcılar bir İnternet satış platformunun benzerini yaparak bu site üzerinden ödeme yapılmasını sağladı. Emrah A. almış olduğu 2. el elektrikli bisikletin ödemesini yaptı. Ödemenin gelmediğini söyleyen dolandırıcılar Emrah A. ile tekrar iletişime geçti. Bunun üzerine dolandırıldığını anlayan Emrah A. şikayette bulundu. Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığı ile koordineli olarak çalışma başlatan Nevşehir İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 3 ay fiziki ve teknik takip yaptı. Ekipler Sosyal medyada yer alan ikinci el ürün satış ilanları aracılığıyla, sahibinden.com isimli alışveriş sitesinin benzerini/sahtesini yapmak suretiyle, sahte "güvenli ödeme" siteleri aracılığıyla; dolandırıcılık işlemi yapıldığını belirledi. Nevşehir Merkezli Iğdır, Van, Mardin, Gaziantep, Adana, Mersin, Kocaeli, Sakarya, Samsun, Tekirdağ ve İzmir illerinde yapılan operasyonlarda 27 şüpheli şahıs gözaltına alınmıştı. Yapılan operasyonda 27 şüpheli şahıs yakalanarak gözaltına alınırken, yapılan aramalarda; dolandırıcılık faaliyetlerinde kullanılan 34 cep telefonu, 38 sim kart, 5 SD kart, 3 laptop ile çok sayıda dijital materyal ve 1 adet kurusıkı silah ele geçirildi. Nevşehir Emniyet Müdürlüğüne getirilen şüphelilerin Emniyetteki işlemleri sonrasında Adli makamlara sevk edilen 27 şüpheliden 7’si tutuklandı. 5 şüpheli adli kontrol şartı ile serbest bırakılırken 15 şahısta savcılık ifadesinin ardından serbest bırakıldı.