YEREL HABERLER - 19 Mart 2014 Çarşamba 10:48

Yanlış Tedavi Uygulamalarının Yalnızca Yüzde 10’unda Hekimler Hatalı

A
A
A
Yanlış Tedavi Uygulamalarının Yalnızca Yüzde 10’unda Hekimler Hatalı

Türkiye’nin ilk Sağlık Hukuku Yüksek Lisans Programı’nı hayata geçiren İzmir Üniversitesi’nin 14 Mart Tıp Bayramı etkinlikleri kapsamında düzenlediği “1. Sağlık Hukuku Sempozyumu” hukuk ve tıp alanındaki uzmanları bir araya getirdi.
Türkiye’de ilk kez Sağlık Hukuku alanında Yüksek Lisans eğitimi vermeye başlayan İzmir Üniversitesi, 14 Mart Tıp Bayramı kapsamında hukuk ve tıp alanında uzman isimleri “1. Sağlık Hukuku Sempozyumu”nda bir araya getirdi. İzmir Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve İzmir Tabip Odası işbirliğinde düzenlenen sempozyumda konuşma yapan hukuk ve tıp alanındaki uzmanların oturumları katılımcılar tarafından büyük bir ilgiyle izlendi. Açılış konuşmaları İzmir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Merdan Hekimoğlu ile İzmir Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Suat Kaptaner tarafından yapılan Sempozyumda, “Sağlık Hukuku Açısından Yaşam Hakkı”, “Hasta Mahremiyeti ve Kişisel Verilerin Korunması” ile “Hastane Yöneticilerinin Hukuki ve İdari Sorumluluğu” oturumlarda tartışılan önemli konular arasında yer aldı.
Bireyselleşme, eğitim, kentlileşme, iletişimin ve ulaşımın gelişmesi gibi dinamikler ile hekim ile hasta arasında artık hiyerarşiye dayalı dikey bir ilişki yerine, yatay bir ilişkiye doğru insanlığın evrildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Merdan Hekimoğlu, “Araştıran, sorgulayan, akılcı modern hasta artık hekim karşısında körü körüne itaat etmiyor. Hekimi yanılmaz, hata yapmaz bir Tanrı gibi görmüyor. Her geçen gün giderek daha fazla oranda yargıya intikal eden uyuşmazlıkların yaşandığı sağlık sektöründe hekimlerin daha bilinçli olması, sağlık çalışanlarının hukuki sorumluluklarına daha fazla vakıf olması gerekiyor” dedi.
“Sağlığın, bedensel, ruhsal, sosyal ve siyasal bir iyilik hali” olarak tanımlandığını hatırlatan Uzm. Dr. Suat Kaptaner ise “Hekim ve hasta hakları karşıtlık içermemektedir. Hatta hasta hakları kavramını gündeme getiren hekimlerdir. Hasta haklarının güvence altında olduğu bir ortamda hekim daha sağlıklı bir hizmet sunabileceği gibi, hekim hakları da bu ölçüde güvence altına alınmış olacaktır. Her iki hakkın da sağlık hakları başlığı altında toplanması gerekmektedir. Bu nedenle Sağlık Hukuku Yüksek Lisans Programı gibi eğitimler özellikle hekimler için büyük önem taşımaktadır” dedi.
“Hastane Yöneticilerinin Hukuki Sorumluluğu” başlıklı bir konuşma yapan Prof. Dr. Hakan Hakeri, malpraktis vakaların (yanlış tedavi) pek çoğunda hekimlerin değil hastane organizasyonlarının sorumluluğunun olduğuna dikkat çekti ve “Türkiye’de 14 malpraktis davasından hasta ve hasta yakını ancak birini kazanıyor. Türkiye’de yaklaşık 120 bin hekim olduğu kabul edildiğinde, 2013 yılında hasta ölümü nedeni ile adli tıbba intikal eden 1060 dosya bulunuyor; yani ölüm nedeni ile şikâyet edilen ve hakkında dava açılan hekim oranı yüzde 1’in altında. Yine adli tıbbın verilerine göre, 1060 dosyada hakkında kusur bulunan hekim sayısı 100, yani yüzde 10. Dolayısıyla Türkiye’de 120 bin hekimin 1000’i hakkında “hastamı öldürdü” diye dava açıyorsunuz, sadece 100’ü hakkında kusur kararı çıkıyor. Bunun en önemli nedenlerinden biri de, ölüm nedeni ile hekimlerin suçlanmasına karşın, olayın aslında bir organizasyon kusuru olması” dedi.
“İnsan Hakları Boyutu ile Yaşam Hakkı”nı değerlendiren Prof. Dr. Merdan Hekimoğlu, “Türkiye’de sağlık hakkıyla ile ilgili pek çok dava Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşındı ve Türkiye, kişinin yaşam hakkını korumak için gerekli sistemi oluşturamadığı gerekçesi ile mahkûm oldu. Türkiye’nin 2013 verilerine göre mahkûm olduğu toplam dava sayısı 2639’a yükselmiştir. Ne yazık ki ülkemiz hakkında en çok ihlal kararı verilen ülke durumundadır. Artık akut ve kronik hale gelen insan hakları sorunuyla Türkiye bir an önce yüzleşmeli ve ayrım yapmaksızın insanı esas alan, insan odaklı bir sistem oluşturmayı başarmalıdır” dedi.
“Tanısal Girişimlerde Hasta Mahremiyeti ve Kişisel Verilerin Korunması” başlıklı bir konuşma yapan Prof. Dr. Erdener Özer ise özellikle kişisel verilerin arşivlenmesi hususunda sıkıntıların olduğunu ve hukuki mevzuatın yeterince bilinmediğini söyledi. Aynı konuda görüş bildiren Yrd. Doç. Dr. Elif Küzeci ise Avrupa Birliği ülkelerinin, özellikle hassas verilerin mutlak korunması noktasında Türkiye’ye güvenmediğini ve kendi yurttaşlarının kişisel verilerini mevzuatları gereği Türkiye’ye göndermediğini ifade etti. Uzm. Dr. Suat Kaptaner ise Sosyal Güvenlik Kurumu Yasası gereğince kişisel verilerin satılabileceğine ve bunun sakıncalarına dikkat çekti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.