YEREL HABERLER - 12 Haziran 2014 Perşembe 11:46

Selçuk'ta Antik Dönem Deneyimi Başlıyor

A
A
A
Selçuk'ta Antik Dönem Deneyimi Başlıyor

Bilintur A.Ş. ve Tura Turizm ortaklığı ile İzmir Selçuk’ta hayata geçen Cittantica Ephesus Park, misafirlerin beş farklı kültürel/tarihi dönemi aynı çatı altında deneyimlemesini sağlıyor. 10 milyon Euro’luk yatırım ile 16 dönüm üzerine kurulan park, yerel istihdama da katkı sağlıyor.
Billintur ve Tura Turizm’in ortak girişimi BİTU, yeni projesini tamamladı. ‘Cittantica Ephesus Park’ ismini taşıyan bu yeni proje, İzmir Selçuk’a 2 km mesafede yer alıyor. Pagan, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı mimari öğelerini barındıran tematik parkta, yine bu dönemlere ait yaşamdan kesitler yerli ve yabancı turistlerle buluşuyor.
Türkiye'nin ilk Tema parkını gazetecilere tanıtan ve 'gerçek hayat, antik deneyim’ sloganı ile yola çıktıklarını anlatan Bilintur A.Ş. Müze Projeleri ve Kurumsal İletişim Koordinatörü Barış Üstünkaya, ülkemizi ve kültürümüzü tüm dünyaya anlatmak, aynı zamanda yerel istihdama katkıda bulunmak amacıyla Cittantica’yı hayata geçirdiklerini belirtti. Üstünkaya, şunları kydetti: “İnsanlığın varoluşundan bu yana değişmeyen bir tek şey var ise o da duygularımız… Yaşayışlar, inanışlar, gelenekler farklı olsa da duygular değişmiyor. Biz Cittantica Ephesus Park’ta Pagan, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemini yaşatmakla kalmıyor, tüm bu duyguları ziyaretçilerimize hatırlatmaya ve o günleri her anlamda hissettirmeye çalışıyoruz. Bu deneyimi her yıl, iki buçuk milyondan fazla yabancı ve yerli turiste yaşatmayı hedefliyoruz. Yakın zamanda da dünyada başka bir örneği olmayan bu tesisin benzerlerini Anadolu’nun farklı yerlerinde hayata geçireceğiz.”
Yerel istihdama katkı
Cittantica’da şu anda 110 kişiye istihdam sağlanıyor. Bu sayının çok yakın zamanda 200 kişiye ulaşması hedefleniyor. Parkta tüm çalışanlar döneme ait kıyafetlerle ziyaretçileri karşılıyor. Ayrıca yerel el sanatçılarının hizmet verdiği alanlar da park içinde yer alıyor. Osmanlı döneminden esinlenilerek Arasta ismi verilen bu pazar alanında cam, sandalet ve yemeni, zeytinyağı ve sabun, takı, nakış ustaları, çini sanatçısı, dönem kıyafetleri satıcısı ve baharatçı bulunuyor.
Beş Dönem Bir Arada
Geçmişi günümüze bağlayan bir köprü niteliğindeki tematik parkta, 1000 m²’lik Artemis tapınağı şeklindeki ana yemek salonu, VIP restoran, beş adet alakart yiyecek-içecek noktası, bir adet pazar yeri, bir adet de hediyelik eşya mağazası yer alıyor. Ana yemek salonunda özellikle Antik Yunan ve Roma dönemini anlatan sekiz farklı film ziyaretçilerle buluşuyor. Yine hem bu salonda hem de diğer yemek alanlarında 20 farklı mönü ziyaretçilere ikram ediliyor.
Ayrıca dönemin önemli olaylarını anlatan tiyatro gösterileri de İzmir Sanat Etkinlikleri Merkezi oyuncuları tarafından sergileniyor. Özellikle Efes Antik Kenti’nin gördüğü en ihtişamlı şölenlerden biri olan Marcus Antonius ve Kleopatra’nın şehre girişi, Marcus Antonius’un, Kleopatra’yı karşılayışı, bu şölende gerçekleşen danslar ve gladyatör dövüşlerinin tasvir edildiği Efes Roma Dönem Prodüksiyonu ziyaretçilere keyifli anlar yaşatıyor.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ATO Yönetim Kurulu Üyesi Akça: "Mesleki eğitim, üretimin niteliğini ve toplumsal refahı doğrudan etkileyen stratejik bir kalkınma aracıdır" Cumhurbaşkanlığı Eğitim Politikaları Üst Kurul Üyesi ve ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, "Mesleki eğitim sadece bir istihdam politikası değil, üretimin niteliğini, rekabet gücünü ve toplumsal refahı doğrudan etkileyen stratejik bir kalkınma aracıdır" dedi. ATO, Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile bu yılın ekim ayında hayata geçirdiği ‘Mesleki Eğitimde Ankara Model’ iş birliği protokolü kapsamında düzenlediği "Sektör- Meslek Öğretmenleri Buluşması’ ATO Duatepe Salonu’nda yapıldı. Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Mimar Sinan Mükemmeliyet Merkezi koordinatörlüğünde düzenlenen toplantı, Cumhurbaşkanlığı Eğitim Politikaları Üst Kurulu Üyesi aynı zamanda ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ali İhsan Güçlü ile Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Volkan Hasan Kaya, Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Veli Karakuş ve Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Erkan Tuzsuz başkanlığında gerçekleşti. Toplantıda mesleki eğitimin, üretim niteliğine ve rekabet gücüne etkisi ele alındı. "Kamu, özel sektör ve eğitim kurumları arasında güçlü bir iş birliği, mesleki eğitimin başarısının temel şartıdır" ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, ATO’nun Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile hayata geçirdiği "Mesleki Eğitimde Ankara Modeli"nin mesleki eğitimin sektörün ihtiyaçlarıyla uyumlu biçimde yapılandırılması açısından önemli bir model olacağını belirterek, "Mesleki eğitim, sadece bir istihdam politikası değil, üretimin niteliğini, rekabet gücünü ve toplumsal refahı doğrudan etkileyen stratejik bir kalkınma aracıdır. İş dünyasının ihtiyaçlarıyla uyumlu, uygulama ağırlıklı ve güncel beceriler kazandıran bir mesleki eğitim yapısı, gençlerimizi geleceğin mesleklerine hazırlarken ekonomimizin de sürdürülebilir büyümesini güvence altına alır. Bu nedenle kamu, özel sektör ve eğitim kurumları arasında güçlü bir iş birliği, mesleki eğitimin başarısının temel şartıdır" ifadelerini kullandı.
Adana Adana’da yıkım yapılan Amerikan Adası girişi kayalarla kapatıldı Adana’da Amerikan Adası olarak bilinen yerdeki kaçak yapıların yıkım işlemleri sona ererken, bölgenin girişi kayalarla kapatıldı. Yıllardır tartışma konusu olan Merkez Çukurova ilçesi Göl Mahallesi Menderes Bulvarı’ndaki Amerikan Adası’nda 23 Aralık’ta başlayan yıkım işlemleri tamamlandı. Yıkılan kaçak yapılardan arta kalan molozlarda kamyonlarla taşındı. Adanın girişi de kaya parçalarıyla kapatılırken, girişinde nöbet tutan polis bölgeye kimsenin girmesini izin vermiyor. Bölgeye gezmeye gelen vatandaşlar kayaları görünce geri dönmek zorunda kaldı. Eşi ve çocuğuyla bahardan kalma havayı değerlendirip adada gezmek isteyen Serkan Çokal, "Üzüldük desek doğru olur. Ancak daha iyisi olacaksa Adana için hayırlısı olsun. Biz burayı seviyorduk ve sürekli geliyorduk. Buradaki yapıların kaçak olduğunu bilmiyorduk. Görüntü açısından çok çirkindi. Yolumuzu kesip çevirenler vardı. Zorla mekâna çağıranlar vardı. Ailece geldik, burayı gezelim demiştik. Yeni yapılacak yer, halkın girebileceği şekilde olsun. İnsanlar rahatça dolaşsın. Uyuşturucu kullanan kişilerin burada olmadığı belli olsun. Devletimizden buranın güzel bir yer olmasını istiyoruz" dedi. İlknur Çokal ise, "Çok üzüldüm, ancak bir yandan da sevindim. Burada uyuşturucu kullananlar da çoktu. İnşallah daha güzel yapılar olur. Mekânların içerisinde güzel olanlar da vardı, ancak büyük kısmı kötüydü. Burayı ailece ziyarete gelmiştik. Kapatıldığı için şu an giremiyoruz" diye konuştu.
Ankara Uzmanından uyarı: "Uyku düzeninin bozulması agresif tip meme kanseri riskini artırabiliyor" Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, "Uyku düzeninin bozulması sadece yorgunluğa veya strese sebep olmuyor. Aynı zamanda agresif tip meme kanseri riskini de artırabiliyor" dedi. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, yeni yapılan araştırmalarda gece vardiyasında çalışan ya da uyku bozukluğu olan bireylerde, agresif meme kanseri riskinin önemli ölçüde arttığını belirtti. Texas A&M Üniversitesi’nde yürütülen ve JAMA Oncology dergisinde yayımlanan çalışmada, bozulan sirkadiyen ritmin, bağışıklık sistemini baskılayarak tümör gelişimine ve yayılmasına zemin hazırladığını açıkladı. Dr. Coşkun, sirkadiyen ritim bozukluğu, meme bezlerinin yapısını bozarak bağışıklık sisteminin savunmasını zayıflattığını ve bozulan bağışıklık sonucunda tümörler daha hızlı ve daha agresif şekilde büyüyebileceğini vurguladı. "Geç saatlere kadar uykusuz kalmak ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirebiliyor" Uyku düzeninin bozulmasının ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirdiğini ve kaliteli uykunun insan vücuduna her anlamda yararı olduğunu belirten Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, "Uyku düzeninin bozulması sadece yorgunluğa veya strese sebep olmuyor. Aynı zamanda agresif tip meme kanseri riskini de artırabiliyor. Araştırmada, laboratuvar modelleri iki gruba ayrıldı. Biri normal gündüz gece döngüsünde yaşarken diğeri sirkadiyen ritimleri bozacak şekilde ışık döngülerine maruz bırakıldı. Normal döngüde tipik olarak 22’nci haftada kanser gelişirken, ritmi bozulan grupta kanser belirtileri yaklaşık 18’inci haftada ortaya çıktı. Bu modellerde daha agresif tümör gelişimi gözlemlendi ve tümörün akciğerlere yayılma ihtimali daha yüksek bulundu. Çalışmayı yürüten araştırmacılar, çalışmada bağışıklık tepkilerini bastıran bir molekül olan LILRB4’yi odak noktasına aldı. Normalde bağışıklık sistemini aşırı iltihaptan koruyan bu molekül, kanser ortamında aşırı aktifleşip bağışıklığı daha da baskılayabiliyor. LILRB4 etkisi hedeflendiğinde ise, bağışıklık sistemi tekrar aktifleşerek hem tümör büyümesini hem de metastazı önemli ölçüde azalttığı görüldü. Çalışmanın bir diğer önemli bulgusu da uzun vadeli sirkadiyen ritim bozukluğunun sağlıklı meme dokusunun yapısını değiştirerek bu dokuların tümör gelişimine karşı savunmasız hale gelmesine neden olmasıdır. Sonuç olarak gece vardiyasında çalışmak, sık sık seyahat etmek veya geç saatlere kadar uykusuz kalmak sadece yorgunluk değil, ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirebiliyor. Bu çalışmanın sonucuna göre uyku ve dinlenme sürelerine daha çok özen göstermek gerektiği görülüyor. Özellikle gece vardiyasında çalışan kadınların sağlık taramalarını aksatmaması, mümkünse vardiya saatlerinin biyolojik ritimle uyumlu şekilde planlanması, vardiya sistemiyle çalışanların düzenli uyku alışkanlığı edinmeleri, karanlık ve sessiz ortamlarda uyumaları, uyku hijyenine dikkat etmeleri yaşam kalitesi ve hastalıklardan korunmak açısından oldukça önemli" ifadelerini kullandı.