ASAYİŞ - 12 Eylül 2025 Cuma 10:31

2 polisi şehit eden saldırgan, okulların açıldığı günü özellikle seçmiş

A
A
A
2 polisi şehit eden saldırgan, okulların açıldığı günü özellikle seçmiş

İzmir’in Balçova ilçesinde 2 polisin şehit olduğu, 2’si polis 3 kişinin yaralandığı Balçova Polis Merkezi’ne düzenlenen silahlı saldırıyla ilgili aralarında saldırganın anne ve babasının da bulunduğu 10 şüpheli adliyeye sevk edildi. Öte yandan sorgulanmaları süren 16 yaşındaki saldırganın, okulların açıldığı günü özellikle seçtiği, saldırı öncesi gece kulüpleri ve kalabalık bölgelerde keşifler yaptığı, terör örgütü DEAŞ’ın videolarını izleyerek sempati duyduğu ortaya çıktı.



8 Eylül Pazartesi günü sabah saat 08.30 sıralarında gerçekleşen olayda, Balçova ilçesi Çetin Emeç Mahallesi Fethi Bey Sokak’ta bulunan Salih İşgören Polis Merkezine 16 yaşındaki E.B. tarafından pompalı tüfekle ateş açıldı. Nöbet kulübesi yakınında bulunan polis memuru Hasan Akın, Murat Dağlı ve Ömer Amilağ’ın vücuduna saçmalar isabet ederken, saldırgan kaçmaya başladı. Silah sesini duyan ve polis merkezinin üstünde bulunan lojmanda kaldığı öğrenilen 1. Sınıf Emniyet Müdürü ve Polis Başmüfettişi Muhsin Aydemir, silahını alarak aşağı indi. Kısa sürede aynı sokakta polis ekiplerince kıstırılan saldırganla polis arasında çıkan çatışmada, Muhsin Aydemir ve sivil bir vatandaş yaralandı. Saldırgan da polis ekiplerince bacaklarından vurularak etkisiz hale getirildi ve gözaltına alındı. Olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi yönlendirilirken, sağlık ekipleri tarafından yapılan kontrolde Polis Başmüfettişi Muhsin Aydemir ve Polis Memuru Hasan Akın’ın şehit olduğu belirlendi. Saldırıda yaralanan Polis Memuru Ömer Amilağ, Murat Dağlı ile sokaktaki bir vatandaş, sağlık ekiplerince ambulansla hastaneye kaldırıldı. Yaralıların hastanedeki tedavisinin sürdüğü öğrenildi.


Olayla ilgili İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılırken, 2 Cumhuriyet Başsavcı vekili ve 2 Cumhuriyet savcısı görevlendirildi. Saldırganın annesi, babası, 2 arkadaşıyla birlikte irtibatlı ve iltisaklı olduğu değerlendirilen 27 şüpheli, Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alındı. Emniyetteki işlemleri tamamlanan 16 şüpheli, 10 Eylül Çarşamba günü adliyeye sevk edilmişti. 16 şüphelinin tamamının saldırganın akran yakınları olduğu, yapılan sorguda ise saldırıyla ilgili E.B. tarafından kendilerine bilgi verilip verilmediğinin sorulduğu öğrenildi. Şüphelilerin tamamının savcılık sorgusu sonrası serbest kaldığı öğrenildi. Saldırının ardından yaralı olarak gözaltına alınan E.B’nin hastanedeki tedavisi devam ederken, olaya ilişkin İzmir’in yanı sıra İstanbul, Ankara, Şanlıurfa ve Kocaeli’de gözaltına alınan şüphelilerden 1’inin İran, 4’ünün Suriye uyruklu olduğu, aralarında saldırganın babası N.B., annesi A.B.’nin de bulunduğu 10 şüpheli emniyetteki işlemleri ardından bugün adliyeye sevk edildi.


İzlediği videolardan cesaret almış


İzmir’de saldırıyı gerçekleştiren E.B. adlı şüphelinin cep telefonu ve bilgisayarında yapılan incelemede, sosyal medyada çeşitli terör örgütleriyle bağlantılı hesapları takip ettiği ve ideoloji ile saldırı videoları izlediği, ayrıca silahlı terör örgütü DEAŞ’ın ideolojisini benimsediği tespit edildi. İncelemeler sonucu, E.B.’nin izlediği videolardan hareketle saldırıyı planladığı ve internetteki el yapımı patlayıcı hazırlama videolarını izleyerek içinde "torpil" bulunan patlayıcılar yaptığı, yakalanmadan kısa süre önce bu patlayıcıları kullandığı belirlendi. E.B.’nin sosyal medya hesabından saldırıyı gerçekleştireceğine dair paylaşımda bulunduğu da TESPİT EDİLİRKEN, şu ana kadar saldırının bir terör örgütünden alınan talimatla gerçekleştirildiğine ilişkin bulguya rastlanmadı.


Saldırı gününü özel seçmiş, ’16 yaşımı göremeyeceğim’ demiş


16 yaşındaki saldırganın, akran zorbalığına uğradığı için okulların açıldığı günü özellikle saldırı için seçtiği, ve arkadaşlarına "Ben 16 yaşımı göremeyeceğim" dediği öğrenildi. Ayrıca E.B.’nin saldırı öncesi gece kulüpleri ve kalabalık bölgelerde keşifler yaptığı, son olarak da sokağın da bulunan polis merkezini hedef seçtiğini söylediği ifadeleri arasında yer aldı. E.B.’nin terör örgütü DEAŞ’ın videolarını izleyerek sempati duyduğu, herhangi fiziksel bir bağlantısının olmadığı öğrenildi.


Şüphelinin babası N.B.’nin uzun yıllardır av merakı bulunduğu, ruhsatlı iki tüfeğinin olduğu ve oğlunu küçük yaşlardan beri ava götürerek silah kullanmayı ona öğrettiği tespit edildi. Lise öğrencisi olan E.B.’nin yaklaşık bir yıldır içine kapanarak sapkın düşüncelere yöneldiği, ailesi ve çevresinin bu durumu fark ettiği ancak yetkili makamlara başvuru yapılmadığı kaydedildi.


Saldırganın hastanedeki tedavisi sürerken, 2 yaşındaki kız kardeşi ise devlet tarafından koruma altına alındı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Erzincan’da Üç Aylar başlangıcında Terzibaba Külliyesi’nde sabah namazı programı düzenlendi Erzincan’da Üç Aylar’ın başlaması dolayısıyla İl Müftülüğü tarafından Terzibaba Külliyesi’nde özel bir sabah namazı programı düzenlendi. Programa vatandaşlar yoğun ilgi gösterirken, manevi bir atmosferde geçmesi dikkat çekti. Sabah namazının hep birlikte kılınmasının ardından Kur’an-ı Kerim tilaveti yapıldı ve dualar edildi. İl Müftülüğü yetkilileri, programın Üç Aylar’ın ruhuna uygun şekilde düzenlendiğini belirterek, vatandaşların bu dönemi ibadet ve dua ile değerlendirmelerinin önemine değindi. Programa katılan vatandaşlar, bu tür dini etkinliklerin toplumsal birlik ve dayanışmayı güçlendirdiğini ifade ederek, manevi duyguların pekişmesine vesile olduğunu söylediler. İl Müftülüğü yetkilileri, ilerleyen günlerde Üç Aylar boyunca çeşitli dini sohbet, mevlit ve programların da düzenleneceğini duyurdu. Erzincan’da düzenlenen sabah namazı programı, hem bireysel hem de toplu ibadet imkanını sunarak, vatandaşlara ruhani bir deneyim yaşattı. Etkinlik, yerel halkın dini değerler ve toplumsal bağlılık açısından bir araya gelmesini sağladı ve özellikle aileler ile gençlerin yoğun katılımıyla dikkat çekti. İl Müftülüğü, Üç Aylar boyunca bu tür programların devam edeceğini belirterek, vatandaşları dini faaliyetlere katılmaya davet etti. Bu sayede hem manevi kazanımlar sağlanacak hem de toplumda birlik ve beraberlik duygusu pekiştirilecek.
Ankara Buldukları 1.3 milyonluk altını sahibine teslim eden çocuklar ilk kez konuştu Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Bağcılar’da yolda buldukları ve içerisinde 1 milyon 300 bin lira değerinde altın olan çantayı sahibine ulaştıran çocuklarla ailelerini ziyaret etti. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Bağcılar’da yolda buldukları ve içinde 1 milyon 300 bin lira değerinde altın olan çantayı sahibine ulaştıran çocukları ve ailelerini ziyaret etti. Çocuklar yaşadıkları olayı Bakan Kacır’a anlattı. Bakan Kacır da, "Maalesef hep olumsuz şeyler haber oluyor. Böyle güzel bir şeyin olması, duyulması olması benim çok hoşuma gitti" dedi. Bakan Kacır, sosyal medya hesabından, ziyarete ilişkin görüntüleri paylaştı. Kacır, İstanbul Bağcılar’da yolda buldukları içi altın dolu bir çantayı, sahibine ulaştıran 13 yaşındaki Samir Hasanova ile 12 yaşındaki Selim Bayhan’ı ve ailelerini tebrik etti. İki çocuk yaşadıkları olayı Bakan Kacır’a, "Elimize aldığımızda ağırdı. İçerisine baktık, altın doluydu, kuyumcunun kartı da vardı" dedi. Bakan Kacır ise, "Biz sizi internette gördük. Maalesef hep olumsuz şeyler haber oluyor. Böyle güzel bir şeyin olması, duyulması olması benim çok hoşuma gitti. Böyle pırıl pırıl gençlerin olmasından çok mutlu olduk. Biz de sizinle gurur duyduk. Hayat boyu doğru dürüst şekilde yola devam edersiniz inşallah" temennisinde bulundu. Sıcak diyalogların geçtiği evde Bakan Kacır çocuklara diz üstü bilgisayar ile TEKNOFEST montu hediye etti. Bakan Kacır’a Bağcılar Belediye Başkanı Yasin Yıldız da eşlik etti. İstanbul Bağcılar’daki Kemalpaşa Mahallesi’nde yolda yürüdükleri sırada içinde altın olan çantayı bulan 2 çocuk, çantayı çevredeki bir esnafa götürmüştü. Esnaf çantanın içinde bulunan kartvizitten altınların alındığı kuyumcuyu tespit etmiş, esnaf ve 2 çocuk, kuyumcuya giderek altınları sahibine teslim etmişti. Öte yandan, çocukların ve esnafın çantanın sahibini bulmak için bir kuyumcuya girmesi iş yerinin güvenlik kamerasınca kaydedilmişti.
Kocaeli 7 kez üst üste Türkiye şampiyonu olmuştu, bugün sporu bıraktı Artistik Buz Pateni’nde üst üste elde ettiği başarılarla piste imzasını atan ve uluslararası organizasyonlarda Türkiye’yi başarıyla temsil eden milli sporcu Burak Demirboğa kariyerini noktaladı. Alkışlar arasında son kez piste çıkan başarılı sporcu, "25 yılın ardından sporculuğumu sonlandırdığım için mutlu, huzurlu ve hüzünlüyüm. Geriye bakınca pişman olmayacağım. Başardıklarım için mutluyum" dedi. 18-21 Aralık tarihleri arasında Kocaeli’de düzenlenen Artistik Buz Pateni Türkiye Şampiyonası son günkü büyükler kategorisi performanslarıyla tamamlandı. Kocaeli Olimpik Buz Sporları Salonu’ndaki şampiyonanın son gününde Buz Pateni Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Derya Aksoy, Kocaeli Gençlik ve Spor İl Müdürü Gökhan Yavaşer de takip etti. Şampiyonanın son gününe, 7 yıl üst üste Türkiye şampiyonu olan ve 235 puanlık rekoru elinde tutan milli sporcu Burak Demirboğa’nın son kez piste çıkarak veda etti. Son şampiyonada sporculuk kariyerini 186.77 puanla ikinci olarak noktalayan başarılı milli sporcuya gösterilen yoğun ilgi, sevgi ve saygı zaman zaman duygusal anların yaşanmasına neden oldu. "25 yılın ardından sonlandırdığım için mutlu ve hüzünlüyüm" Kariyerine antrenör olarak devam etmeyi planlayan başarılı sporcu Burak Demirboğa, duygularını İHA mikrofonuna paylaştı. Demirboğa, "Ağabeyimin başlamasının ardından onu takip ederek buz sporculuğuna başladım. Burada başladık. 25 yılın ardından bu buzda sporculuğumu sonlandırdığım için hem mutluyum, huzurluyum, biraz da hüzünlüyüm. Ama başardıklarım ve yaptıklarım için mutluyum. Geçmişe baktığımda pişman da olmayacağım. Emekleri ve destekleri için aileme, hocalarıma, federasyonumuza, herkese teşekkür ederim" dedi. "Olimpiyat kotası için beklemiştim. Bu sene sonlandırmam planlanan bir şeydi" Burak Demirboğa, sporu bırakma kararını ve kariyerinin devamıyla ilgili şunları söyledi: "Uzun yıllardır bu seneye göre kendimi planlamıştım. Olimpiyat kotası almak için beklemiştim. Onu da kaçırdık, alamadık. Bu sene sonlandırmam planlanan bir şeydi. Bundan sonra antrenörlük kısmında devam edeceğim. Kendi antrenörümün yanında yeni sporcular yetiştirmek için mücadelemize devam edeceğiz. Bundan sonra buzdan kopamam. Doğduğumdan, gözümü açtığımdan beri buzun içindeyim. Yine buz pistinde bu sefer pistin dışında devam edeceğim." "Benden iyi sporcular yetiştirmeyi hedefliyorum" Başarılı sporcular yetiştirmeyi hedeflediğini sözlerine ekleyen Demirboğa, "7 kere Türkiye şampiyonu oldum. 6 kere Avrupa ve Dünya Şampiyonası’nda ülkemizi temsil ettim. Avrupa Şampiyonası’na finallere kalmayı 4 kere başardım. Bir de challenger seride tek madalya sahibiyim. Bu şekilde kariyerimi sonlandırmış oldum. Benim yaptığımın daha iyisini yapacak sporcular yetiştirmek hedefindeyim. İnşallah gelecek sporcular çok daha üstünü başarabilir" temennisinde bulundu. "Antrenörüm şansımdı. İlk Avrupa şampiyonamda finallere kaldığım anı hiç unutamıyorum" 25 yıllık süreçte unutamayacağı olay ve kişileri de paylaşan Demirboğa, "Kişi kesinlikle antrenörüm. Çok şanslıyım o konuda. Allah bana böyle bir antrenör nasip etti. Onun sayesinde, buz içinde ve buz dışında, her yerde yanımdaydı. Sürekli beni motive etti. Bu konuda çok şanslıydım. Unutmadığım olaylar ise; ilk Avrupa şampiyonasında finallere kaldığım anı hiç unutamıyorum. Benim için de, Türkiye için de çok mutluluk vericiydi. Bir de challenger seride tek madalya olduğum ilk yarışmada da çok farklı duygular hissetmiştim. Bu iki anım mutluluk ve gurur vericiydi" diye konuştu. "Aileler çocuklarını güvenle buz pistine gönderebilir. Korkuları olmasın" Son olarak çocuklarını buz sporlarına göndermek isteyen ailelere mesaj veren milli sporcu Burak Demirboğa, "İnsanlar buzu duyunca tedirgin olabiliyor. Ayaklarını kırarım ya da kafamı vururum korkusu falan oluyor. Ama diğer sporlara göre çok daha az riskli bir spor. Çünkü sakatlık oranına baktığınızda hiç korkulacak düzeyde değil. Tabii ki sakatlık da oluyor. En bilindik spor olan futbolda çok daha fazla sakatlık yaşayabiliyorlar. Buz pistine çok rahat bir şekilde, güvenle gönderebilirler. Akıllarında soru işaretleri olmasın" ifadelerini kaydetti. Antrenör Rana Belkıs Göçmen: "Birlikte bir devri kapattık" 25 yıl boyunca Burak Demirboğa’yı çalıştıran, önemli müsabakalarda kürsüye taşıyan antrenör Rana Belkıs Göçmen, "Burak ile beraber bir çeyrek asrı, bir devri kapattık. 6 yaşında teknik olarak çalışmaya başladık ama ben onu 4 yaşından beri tanıyorum. Çalıştırmak için çok peşinden koştum. ‘Asla bir kadın hoca ile çalışmam’ diyerek ağladığı günlerden bugünlere diyebilirim. 25 senedir hiç ayrılmadan; iyisiyle kötüsüyle, acısıyla tatlısıyla büyük bir savaşın içinden geçerek 25 seneyi tamamladık. Hala çok formda. Çok formda ama zamanı gelmişti, tatlı bitirmek istedik. Bundan sonra Burak ile beraber çok daha iyi sporcular yetiştirip olimpiyatlara hazırlanmaya çalışacağız. Çok büyük ihtimalle beraber çalışacağız. Kocaeli’de çok yetenekli sporcular var. Bugünün junior şampiyonu keza yine Kocaeli’den. Bundan sonra yola beraber devam edeceğiz" şeklinde duygularını paylaştı. Gökhan Yavaşer: "Türk sporuna verdiği hizmetlerden dolayı teşekkür ederim" Kocaeli Gençlik ve Spor İl Müdürü Gökhan Yavaşer, ise başarılı kariyere sahip sporcu hakkında şöyle konuştu: "Burak Demirboğa güzel bir kariyerin ardından sporu bıraktı. Türk sporuna ve özellikle Kocaeli’mize ve milli takıma verdiği hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum. Kocaeli birçok branşta şampiyon sporcular yetiştiriyor. Olimpiyat ve Avrupa şampiyonları yetiştiriyor. Bu sporculardan biri de Burak. İnşallah Burak teknik adam olarak ülkemize hizmet edeceğini düşünüyorum. Daha birçok şampiyon sporcular yetiştirecek. Emeği geçen anne ve babasına, ailesine, antrenörüne, tüm ekibe, gençlik ve spor ekibine, bakanlığımıza ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Kocaeli’nin ve ülkemizin sporcu için çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu. Yeni Türkiye şampiyonu en güçlü rakibine duygusal veda etti Son olarak bu yıl kürsünün en tepesine çıkan ve ikinci kez Türkiye şampiyonluğunu elde eden Alp Eren Özkan, buza veda eden güçlü rakibiyle ilgili değerlendirmede bulundu. Alp Eren Özkan, "Burak abiyi çok uzun zamandır tanıyorum. 10-12 yaşındayken onun ilk Türkiye şampiyonluğunda bende minikler kategorisindeydim ve ailesiyle birlikte onun şampiyonluğunu kutlamıştım. Kendisiyle çok iyi bir ilişkimiz var. Bana çok iyi rol model oldu. Onunla mükemmel zamanlar geçirdik. Buz patenini bana çok iyi anlattı, tanıttı. Onunla buzu paylaşmak benim için gurur verici. Sporu inanılmaz derecede ilerleten, bir önceki nesil için imkansız görünen şeyleri norm haline çeviren ve çocuklar için çok güzel yol açan bir sporcumuz. Burak ağabey onu ne kadar çok sevdiğimi biliyor. Onunla son kez buzu paylaşmak benim için de gurur vericiydi. Onu çok seviyorum" ifadelerini kaydetti. "Umarım benim yaptığımın çok üstünde başarılar elde edecektir" Türkiye şampiyonluğunda birincilik kürsüsünü devrettiği Alp Eren Özkan’ın kendisiyle ilgili değerlendirmesi üzerine Burak Demirboğa, "Geçen sene de Türkiye şampiyonu o olmuştu. Ben ondan önceki 7 yılın şampiyonu oldum. Onun için çok gururlu ve mutluyum. Umarım benim yaptığımın çok daha üstünde başarılar elde edecektir. Yolu açık olsun. Hep destekçisiyiz ve bundan sonra takipçiyiz. Elimizden ne geliyorsa ona yardımcı olacağız" diye karşılık verdi.