POLİTİKA - 11 Haziran 2018 Pazartesi 22:55

Başbakan Yıldırım canlı yayında soruları yanıtlıyor (1)

A
A
A
Başbakan Yıldırım canlı yayında soruları yanıtlıyor (1)

Başbakan Binali Yıldırım, katıldığı televizyon programında FETÖ’nün yeniden darbe yapmasından ziyade münferit suikast istihbaratları aldıklarını söyledi.

Başbakan Binali Yıldırım, katıldığı televizyon programında FETÖ’nün yeniden darbe yapmasından ziyade münferit suikast istihbaratları aldıklarını söyledi. Gündemlerinde af olmadığını belirten Yıldırım ayrıca, “CHP’nin ilk işi Demirtaş’ı ziyaret etmesi bir şey ifade ediyor” dedi.


Başbakan Binali Yıldırım, İzmir’deki 35 projesinden birisi olan Sabuncubeli Tünelleri’nin açılışını gerçekleştirdikten sonra bir özel televizyon kanalının canlı yayın konuğu oldu. Canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Yıldırım, Kandil operasyonunun nihai hedefine dair açıklamalarda bulundu. Nihai hedefin PKK terör örgütünün ülkemize bir daha zarar vermeyecek şekilde etkisiz hale getirmek olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Bizim başkalarının topraklarında gözümüz yok, amacımız ülkemizi taciz eden, can ve mal güvenliğini tehdit eden terör örgütünü etkisiz hale getirmek. Bir kere bizim sınırlarımızın güneyinden herhangi bir tehdit olduğu müddetçe bizim orada varlığımız olacak. Ama bütün terör unsurları ortadan kaldırıldığı zaman oralarda beklememizin bir anlamı yok. Biz başından beri Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğüne bağlıyız. Yoksa biz oralarda neden bulunalım. Yoksa sıkıntı askerlerimiz orada maliyeti var vs. Sincar’da da yapılanma var, Fırat’ın doğusunda, Kuzey Irak, Kandil bütün o bölgelerde yapılanmalar var. Şu anda sıcak takip, yakın tehdit Kuzey Irak sınırları ve TSK oralarda faaliyet yapıyor. Ama Fırat’ın doğusunda yakın tehdit ortaya çıkarsa orada da her türü tedbiri almak hakkımız. Sincar’da da Amerikan unsurları, Ezidiler var. Karmaşık bir yapı var, önce diplomasiyle çözmeye çalışacağız ama bu olamazsa başka unsurlar da elimizde duruyor. Biz sıcak faaliyetlerimizi sürdürdüğümüz zaman bile Menbiç’te bunu yaptık. Şimdi onun uygulamasını izliyoruz. Diğer bölgeler için de aynı yöntemi, ABD’nin sözü var; PYD ile birlikte hareket etmemizin amacı tercih değil mecburiyet. DEAŞ’ı yok etmek istiyoruz. DEAŞ yok oldu. O halde o mecburiyet de ortadan kalktı. Şimdi yapılması gereken söz verildiği gibi o silahların toplanıp, o örgütün lağvedilip Türkiye tehdidinin de sona ermesi gerekiyor” dedi.



“ABD yaptı yaptı, yapmadı yapmadı”


Terör örgütünün Fırat’ın doğusuna çekilmesine ve ABD’nin verdiği sözleri yerine getirmesine ilişkin Yıldırım, “Ülkeler arasında ilişkiler sadece güvenle yürümez. Karşılıklı menfaatler neyi gerektiriyorsa onu yaparsanız. Geçmişteki sözlerine bakarsak bir güven bunalımı olduğu aşikar. En son Menbiç harekatıyla bunu düzeltme oldu. Ancak Fırat’ın doğusuna geçince her şey halloldu diye bir şey yok. Bizim için doğusu batısı farketmez. Orada bir terör örgütü var olduğu sürece bu ülkeniz için tehdittir. Bunu görmezden gelemeyiz. Mutlaka oradaki terör örgütleri lağvedilmedilir. Bunu yapacak olan da ABD’dir. ABD yaptı yaptı, yapmadı yapmadı. Biz her zaman kendi can güvenliğimizi korumak için gereğini yaparız” ifadelerini kullandı.



“Darbeden ziyade suikast istihbaratları alıyoruz”


FETÖ’nün tekrar darbe yapma ihtimaline ilişkin soru üzerine Başbakan Yıldırım, “15 Temmuz’dan sonra örgüt darbe yedi ve elemanları yargılanıyor. Örgütü canlı tutmak için sürekli Pensilvanya’dan, oradan buradan mesajlar geliyor. Çıkmaz ayın son çarşambası gibi bir takım hurafelerle onlara bir kurtuluş aşılamaya çalışıyorlar. Bir darbe hazırlığı olduğu kanaatinde değilim. Ama böyledir diye de rehavet içinde değiliz. 15 Temmuz evvelden acı tecrübelerimiz var. Bu anlamda tedbiri elden bırakmıyor, 7/24 nerede hareket olabilir bakıyoruz” dedi.


Kamunun FETÖ’den temizlendiğini ifade eden Yıldırım, “Örgüt sizin hesaba koyduğunuz kriterler dışında başka bir formatta karşınıza çıkabiliyorlar. O bakımdan bu mücadelenin zorluğundan bahsediyorum. Ama şu anda biz hükümet ve kolluk olarak olaya hakimiz. Yapılmak istenen mensuplarını diri tutmak. Bir ses getirecek iş yapmaya kalkabilirler. Ama istihbarat örgütlerimiz iyi bir koordinasyonla çalışıyorlar. Birçok olay önceden tespit edilip engellendi. Ama bu yeni olay teşebbüsleri olmayacak anlamına gelmez” ifadelerini kullandı.


Başbakan Yıldırım, darbeden ziyade aldıklarını istihbaratın münferit suikast istihbaratı olduğunu ifade etti.



“Arınç’ın görüşü kendine ait”


Başbakan Yıldırım, FETÖ’ye yönelik siyasi adımlara ilişkin soruya da, “Eldeki bilgi bulgular, sanık ifadeleri bunlara dayanarak gerekli işlemler yapıldı. Partimizde yaptık bunu, başka partilerin de kendi bileceği iş. İş yargıya intikal ettiği için ister siyasi ister yargı ayağı olsun bunları ortaya çıkaracak yargıdır. Dolayısıyla bizim yapacağımız yargıya destek vermek, yardımcı olmak. Alınması gereken idari kararlar varsa bunları yerine getirmek. MİT Başkanını sorguya almaları, asıl 17-25 Aralık’tır bunların ortaya çıkması. Bizati kendini ortaya koyup hükümeti devirmeye çalıştı. Arınç’ın görüşü kendine ait, biz olayı yaşayan konumundayız. Sayın Arınç da kimseyi 15 Temmuz’dan dolayı suçlamıyor. 17-25 bizim için önemli bir tarihtir. Bu yapının kendini açığa çıkarması, bu millet iradesi senin elinden alacağım demesidir. Bu tamamen yasalara aykırı bir tutumdur. Zaten o aşamada gereği de yapılmıştır. Siyasi adımları gecikmeksizin attık” yanıtını verdi.



“Cumhur İttifakı’nda sıkıntı yok”


Cumhur İttifakı arasında sıkıntılar olduğuna yönelik iddialara da yanıt veren Yıldırım, “Genele yaymak doğru olmaz. Siyasette aynı parti içinde insanlar rekabet edebiliyor. Cumhur ittifakı iyi gidiyor. Hiçbir sıkıntı yok. Özü, 2016 Ekimi’dir. Sayın bahçeli o zaman siyasetteki tıkanıklık, iki başlı sistem yürümüyor. Bunun fiili durumun anayasal hale getirilmesi diyerek başlatılan süreçtir. Onun üzerine bir araya geldik. Yolumuza devam ediyoruz. Sahada bu ittifakın ruhunu zedeleyecek durumla karşılaşmadık. Gittiği her yerde MHP il başkan da belediye başkanı da milletvekili de geliyor. Bir sıkıntı yaşamadık” diye konuştu.



“Bizim gündemimizde af yok”


MHP’nin af gibi bazı önerileri olduğuna ilişkin Yıldırım, “Biz bir ittifak kurduk, biz aynı parti değiliz. Her konuda yanı düşüneceğiz diye bir durum yok. Mutlaka farklı düşüneceğiz. Ama hangi konularda birlikte hareket ederize bakıyoruz. Her konuda aynı olmamazı kimse beklemesin. Farklı görüşte olmasını olgunlukla karşılıyoruz ama bizim gündemimizde af yok” dedi.



“Yönetim kademelerinde ittifak ruhuna uygun bir kadro görebiliriz”


İttifakın seçimden sonra da devam edeceğini belirten Yıldırım, “Seçim olduktan sonra ittifaktan vazgeçeceğiz diye bir durum yok. Seçimden sonra da ittifak gayet tabii devam edecek. İttifakın seçimden sonra dağılacağı yönünde bir görüşe katılmıyorum. Tabii ki MHP tüzel kişiliği muhafaza edecek, kendi amblemleriyle seçime giriyor. Biz de öyle. Sadece BBP bizim listemizden giriyor. Cumhurbaşkanımızın oluşturacağı yönetim kademelerinde ittifak ruhuna uygun bir kadro görebiliriz. Sayın Bahçeli başkanlık düşünmediğini ifade etti. İhtiyaç durumunda böyle çalışma imkanı var. Buna Sayın Cumhurbaşkanımızın muhataplarıyla görüşüp karar vereceği bir şey” dedi.



“Yapacağımız yaptık, ben hiçbir şeye talip olmam”


Yeni dönemde başbakanlığının biteceği ve hangi görevlerde bulunabileceğine ilişkin soruya Başbakan Yıldırım, “Ben başından beri milletvekiliyim. Milletvekilliği görevini yapma fırsatım olmadı. Hükümete seçilecek cumhurbaşkanının işlerini kolaylaştıracak işler yapacağız. Yaptık yapacağımız kadar. 16 yıldır dağ bayır gece gündüz koşturuyoruz. Yapacağımızı yaptık. Ben hiçbir şeye talip olmam. Önümüzde 12 gün var, bunları düşünecek zaman değil. Biz son saniyeye kadar erişebildiğimiz kadar vatandaşa erişip bu ülkenin geleceğinin ne kadar büyük tehditlerle karşı karşıya kaldığını anlatıyoruz” diye yanıt verdi.



“CHP’nin ilk işi Demirtaş’ın ziyaret etmesi bir şey ifade ediyor”


Muhalefetin terörle mücadele konusunda kararlı hiçbir söylemine rastlamamasının kendisini endişeye düşürdüğünü ifade eden Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:


“Allah aşkına diğer adayların terörle ilgili önerilerini hiç duydunuz mu? Terörle nasıl mücadele edecekler. Kararlı bir söylemlerine bugüne kadar rastlamadım. Yanlışım varsa düzeltin. Bu beni endişeye düşürüyor. Selahattin Demirtaş’ın ilk iş ziyaret edilmesi bir şey ifade ediyor. O sıradan biri değil, teröre destek veren birisi. 6-7 Eylül’de savcılık soruşturma başlattı. Cenazeye gidildi diye, asıl ben o cenazeye gitmeyenlere hesap sorarım dedi. Böyle bir yapıyı ziyaret etmek ne anlama geliyor hem CHP’lilerin hem de aziz milletimizin takdirine bırakıyorum. O cumhurbaşkanının onu söyleyeceğine o olaylardan sonra o kadar masum insan katledildiğinde yüzünde boncuk boncuk terlerin aktığı, lafların boğazında düğümlendiği anları hatırlayıp ona göre cevap versin. O ölen insanların kanı Demirtaş’In üzerine sıçramıştır. Bu hiç tartışılacak bir konu değil. Temel Karamollaoğlu da yanında dursun, merhamet sahibiyse birlikte kampanya yapsınlar, birbirleriyle şenlik olur. Biz Karamollaoğlu ile aynı dönemde değiliz. Cumhurbaşkanımızın belediye başkanlığı döneminde birlikte çalıştı ki bir siyasi birlikteliğimiz olmadı."


Saadet Partisi’nin yer aldığı ittifaka ilişkin soruları da yanıtlayan Başbakan Yıldırım, “Hatırlayın 16 Nisan’da SP yöneticileri hayır kampanyasında yer aldı. Ama seçmen öyle düşünmedi. Bize oy verdi. Evet yönünde yani oy kullandı. SP’nin genel başkanının kararı bizi çok bağlamaz. Ama SP seçmeni CHP’nin olduğu bir ittifakta oy verirken zorlanacağını düşünüyorum. Bizimle ittifak olmalarına engel bir durum da yoktu. Olumsuz bir şey de söylenmedi ama kararları öyle oldu, bilemiyorum” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ANKA-III Test pilotu İbrahim Bayram: “Testlerine devam ediyoruz, başarılı gidiyor” ANKA-III’ün test pilotu İbrahim Bayram, testlerin başarılı olduğunu belirterek, "Yakın zamanda inşallah hem Türkiye’deki silahlı kuvvetlerimize hem yurt dışına büyük oranda satacağımızı düşünüyoruz” dedi. Türkiye’nin savunma sanayii alanında önemli projelerinden birisi olan ANKA-III’ün test pilotu İbrahim Bayram, 26 Nisan Dünya Pilotlar Günü’nde İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine özel açıklamalarda bulundu. İnsansız hava aracı pilotluğunun detaylarını anlatan Bayram, adeta ANKA-III’ün içindeymiş gibi uçtuklarını dile getirdi. “Testlerine devam ediyoruz, başarılı gidiyor” Pilot İbrahim Bayram, “ANKA-III aslında TUSAŞ’ın uzun yıllardır üzerinde çalıştığı ANKA, daha sonrasında Aksungur ve takibinde de ANKA-III olarak ortaya çıkardığı yeni bir ürün. Bütün diğer ürünlerde kazandığı tecrübenin üzerine katarak koyduğu son gelişmiş ürünümüz ve semalarda yerini almaya hazırlanıyor. Testlerine devam ediyoruz, başarılı gidiyor testler. Yakın zamanda inşallah hem Türkiye’deki silahlı kuvvetlerimize hem yurt dışına büyük oranda satacağımızı düşünüyoruz” dedi. “ANKA, Aksungur ve ANKA-III her üçü de sadece tek pilotla uçuşa müsait durumda” ANKA-III’ün ilk uçuşunda güvenlik önlemlerinin hat safhada olduğuna dikkati çeken Bayram, “Normal şartlar altında uçaklarımız ANKA, Aksungur ve ANKA-III her üçü de sadece tek pilotla uçuşa müsait durumda. Ancak biz buradaki test uçuşlarını da emniyet gerekçelerinden dolayı genelde iki test pilotuyla birlikte yapıyoruz. ANKA-III’ün ilk uçuşunda ise yine emniyeti arttırmak amaçlı ve çeşitli görevlerden dolayı da 4 tane test pilotuyla birlikte yaptık. İlk uçuşu olduğu için, çok önem verdiğimiz bir uçuş olduğu için 4 test pilotuyla birlikte yaptık. Hedefimiz şöyle; test uçuşlarında yavaş yavaş zarf açarak gidiyoruz. Dolayısıyla daha işin çok başındayız. Ama hızlı bir şekilde ilerleyerek kısa sürede ülkemizin güvenliğine katkı sağlayacak şekilde, semalarımızda görecek şekilde testlerimize devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. “Uçağın içindeymişiz gibi uçağı kullanıyoruz” Adeta yerde uçtuklarını söyleyen Bayram, “Biz İHA pilotu olarak buradaki test pilotlarımızın tamamı insanlı uçaklarda da görev almış pilotlarız. Dolayısıyla hem insanlı hem de insansız uçaklarda tecrübemiz var. İnsansız hava aracı pilotunu da şöyle tarif edebilirim; aslında uçağın içindeymişiz gibi uçağı kullanıyoruz ama içinde değiliz. Sadece kokpitimiz yerde. Uçuşun fiziksel koşullarını yaşamıyoruz. Bunun dışındaki her şey hemen hemen normal pilotlukla aynı” diye konuştu. “Bütün pilotlarımızın Dünya Pilotlar Günü’nü kutlarım” Pilotlar Günü dolayısıyla bir mesaj da veren Bayram, “Bütün Türkiye’de ve dünyada havacılığa gönül vermiş bütün pilotlarımızın Dünya Pilotlar Günü’nü kutlarım. Umarım burada yaptığımız çalışmalar ülkemizin güvenliği, Türk milletinin bekası açısından istenilen noktalara gelir” dedi.
Ankara Türkiye’nin Milli Muharip Uçağı KAAN’ın Test Pilotu Demirbaş, Dünya Pilotlar Günü dolayısıyla konuştu Türkiye’nin Milli Muharip Uçağı KAAN’ın Test Pilotu Barbaros Demirbaş Dünya Pilotlar Günü dolayısıyla konuştu. Demirbaş “KAAN ile bu işin en son sınırına meydan okuyoruz” dedi. Türkiye’nin savunma sanayii alanında önemli adımlarından biri olan Milli Muharip Uçak projesi olan KAAN’ın Test Pilotu, 26 Nisan Dünya Pilotlar Günü dolayısıyla değerlendirmelerde bulundu. KAAN’ın ilk uçuşunu gerçekleştirmesinin ardından ilk defa İhlas Haber Ajansı (İHA) muharibine özel açıklamalarda bulunan Test Pilot Barbaros Demirbaş, yaşadığı gurur verici anları aktardı. “Uçağımıza güvenimiz çok yüksekti” Milli Muharip Uçak KAAN’ın ilk uçuş tarihi olan 21 Şubat’ın Türkiye için önemine vurgu yapan Test Pilotu Barbaros Demirbaş, “Üstümüzdeki sorumluluk çok büyüktü, hem benim hem ekip arkadaşlarımın. Çok iyi hazırlanmıştık. Uçağımıza; yer testleri, simülatör testleri, laboratuvar testleri, güvenimiz çok yüksekti. Bir planımız vardı. Bu plan hem normal usuller hem anormal usuller hem emergency usuller. Bizim hissettiğimiz şey o planı hatasız bir şekilde planlandığı şekilde uygulamak. Uçağı emniyetle uçuşunu gerçekleştirip indirip park yerine geri dönmekti. Mottomuzda ‘Kaldırdıysak uçuracağız, uçurduysak indireceğiz, indirdiysek durduracağız’ diye. Çünkü ağır bir uçak. Fren sistemi ilk kez uçuştan sonra denendi. Ben heyecanlı değildim ama çok gururluydum. Özellikle uçuşa giderken arkadaşların bizi uğurlaması, uçuş esnasındaki onların hatta tüm milletimizin dualarını, inancını hissettik” ifadelerine yer verdi. “Çok duygulu, güzel bir andı” İniş anında yaşadıklarını anlatan KAAN’ın Test Pilotu Demirbaş, “Ben uçaktan çıktım merdivenle, bir baktım bir ordu koşarak geliyor. Hem inmek istiyorum hem de onlar gelmeden inmek istemedim. Orada uzun bir süre alkışladık birbirimizi, selamladık. Çok duygulu, güzel bir andı. Görüntüde çok güzeldi. Herkesin çok büyük emeği var, milletimizin malı. Bize emanet. En kısa zamanda Hava Kuvvetlerine uçması, görev yapması vazifemiz” dedi. “Bence çok başarılıydık” İlk uçuş sonrası KAAN’ın durumuna dair bilgi veren KAAN’ın Test Pilotu Demirbaş “İlk uçuş çok önemli bir uçuş. Çünkü çok fazla bilinmezlikler var. Bu bilinmezlikleri minimuma indirmek için yerde yapılan çok büyük faaliyetler var. Ama ne kadar yaparsanız yapın, yerde ne kadar hızlı taksi yaparsanız yapın hiçbir zaman bir uçuş ortamı, uçağın havadaki davranışı, kontrol sisteminin tüm uçak sistemlerinin onu destekleyişini emin olmak mümkün değil. Bence KAAN’ın kalkışta dikkat çeken bir yatay stabilize hareketi var. Ben kokpit içerisinde onu hissetmedim. Uçak çünkü benim verdiğim kumandaları gerçeklemek için uğraşıyordu. Benim de amacım uygun burun kaldırma açısına geçmekti. Kokpit içi güzel. Şimdi yaklaşık bir aydır tüm veriler inceleniyor. Sık sık data analiz yapıyoruz. Oradaki konuda tehlikeli bir noktada değil ama ilk uçuştan alınan verilerle trimlenecek veya iyileştirilecek konularımız var. Bence çok başarılıydık” ifadelerine yer verdi. “KAAN ile bu işin en son sınırına meydan okuyoruz” Pilotlar Günü’ne yönelik konuşan Test Pilotu Demirbaş “Pilotlar günü özelinde değil her zaman, Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘İstikbal Göklerdedir’ deyişi çok meşhur ama onun devamında da ‘Göklerini koruyamayan uluslar, geleceklerinden emin olamazlar’ diye devam ediyor o cümle. Göklerimizi korumak zorundayız geleceğimiz için. Dünyada da bunu görüyoruz zaten. İzleyenlere, tüm milletimize, tüm Türk dostlarına kalpten selamlar. Biz Türk havacılığında Hürkuş ile bir başlangıç yaptık. Hürjet ile jet çağını açtık. Şimdi KAAN ile bu işin en son sınırına meydan okuyoruz. Yapılan işler çok büyük, çok güzel İnşallah daha da güzellerini daha da büyüklerini yapmak için çalışmak zorundayız. Mutluyum umutluyum” şeklinde konuştu.
Ankara HÜRJET’in Test Pilotu Orhan Boran, Dünya Pilotlar Günü dolayısıyla konuştu HÜRJET’in Test Pilotu Orhan Boran Dünya Pilotlar Günü dolayısıyla konuştu. Boran, “HÜRJET’in ilk uçuşunu yaptığım zaman bacaklarımın heyecandan titrediğini hatırlıyorum” dedi. Türkiye’nin ilk jet motorlu uçağı olan HÜRJET’in test pilotlarından Orhan Boran, 26 Nisan Dünya Pilotlar günü kapsamında İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine özel açıklamalarda bulundu. HÜRJET’in ilk uçuş anlarında neler yaşadığını aktaran Boran, test pilotluğunun önemine de dikkati çekti. “Şimdi bu sonuçları biz yazıyoruz” Test pilotluğuna geçiş sürecini anlatan Orhan Boran 2021 yılından bu yana TUSAŞ’ta test pilotu olarak görev yaptığını belirterek, “Pilotluk mesleği genel olarak disiplin isteyen bir meslek. Sürekli konsantre olmak zorundasınız, dikkatli olmak zorundasınız. Hata yapma şansınız çok fazla olmayabiliyor. Test pilotluğu özelinde ayrı bir eğitim gerektiriyor. Yıllarca operasyonel pilot olarak görev yaptık. Fakat TUSAŞ’ta ilk test pilotu olarak görev yapmaya başladığımızda ön koşullardan bir tanesi test pilotluğu eğitimi almamızdı. Bunun için şirketimiz 1 yıl süren kategori 1 test pilotluğu kursuna gönderdi. Oradaki eğitimimizi tamamladıktan sonra 2022 yılında tekrar döndükten sonra HÜRJET’e geliştirme safhasında yerdeki işlerinde, simülatörlerinde, motor çalıştırma ve taksi faaliyetlerinde görev aldım. Test pilotu olarak aslında daha önce hiç uçmamış bir uçağın, neler yapacağını bilmediğiniz bir uçağın, farklı dinamikleri olan bir uçağı test ediyorsunuz. Biz yıllarca bize hangi uçak geldiyse, hangi uçakla uçmamız istendiyse o uçaklarla uçtuk. Bunların hepsinin testleri yapılmıştı, sonuçları biliniyordu. Şimdi bu sonuçları biz yazıyoruz. İnşallah Hava Kuvvetleri envanterine de sonuçlarından emin olarak vermeyi planlıyoruz” ifadelerini kullandı. “HÜRJET’in ilk uçuşunu yaptığım zaman bacaklarımın heyecandan titrediğini hatırlıyorum” HÜRJET’in ile gerçekleştirdiği ilk uçuştan bahseden Boran, “HÜRJET’i takip uçağındayken gördüm. Tabi ayrı bir gurur. Şirketteki herkesin gözleri doldu. Çünkü Türkiye’nin ilk milli jet uçağıydı. Onun bu denli stabil uçması görmek, yer testleriyle birebir örtüştüğünü görmek çok güzeldi. Daha sonra kendim ilk uçuşu yaptığımda o bambaşka bir heyecan. 2000 yılında ilk yaptığım uçuşu hatırlarım. Bir de HÜRJET’in ilk uçuşunu yaptığım zaman bacaklarımın heyecandan titrediğini hatırlıyorum. Büyük bir sorumluluğun üzerimizde olduğunu biliyorum. Gerçekten Türkiye’nin ürettiği ilk milli jetle uçmanın apayrı bir gurur olduğunu söyleyebilirim. Bununla alakalı söylenecek en güzel söz ‘İstikbal göklerdedir’ sözü” diye konuştu. (DG-