SPOR - 17 Temmuz 2025 Perşembe 16:02

Bengisu Avcı, Kuzey Kanalı’nda

A
A
A
Bengisu Avcı, Kuzey Kanalı’nda

Ultramaraton yüzücüsü Bengisu Avcı, Ocean’s 7 serisinin en zorlu parkurlarından bir olan Kuzey Kanalı geçiş denemesine başlıyor. İzmirli yüzücü, İskoçya-İrlanda arasındaki 35 kilometrelik parkurda, 12-13 derecelik suda saatlerce kulaç atacak.


Ultramaraton yüzücüsü Bengisu Avcı, Ocean’s 7’nin en zorlu parkurlarından biri olan Kuzey Kanalı geçiş denemesi için İskoçya’ya gitti. Ocean’s 7’de bugüne kadar 5 parkuru başarıyla geride bırakan Bengisu Avcı, okyanus ve atmosfer şartları izin verdiği takdirde, 18 – 23 Temmuz tarihleri arasında yaklaşık 35 kilometrelik yüzme maratonuna başlayacak. Güçlü akıntılar ve sert rüzgarlar nedeniyle geçiş, İskoçya-İrlanda arasında veya tam tersi yönde olacak ve yaklaşık 10-12 saat arası sürecek.



Güçlü akıntılar ve sert rüzgarlar


Bengisu Avcı, Donaghadee-Portpatrick arasındaki yüzüşünün önemli bölümünü gece yapacak. Kuzey Kanalı, İskoçya-İrlanda arasında okyanusun darboğaz yaptığı bir bölge olması nedeniyle güçlü akıntı ve gelgitlere sahne oluyor. Akıntı hızı saatte 3-4 kilometreyi bulurken, yönü de neredeyse 6 saatte bir değişiyor. Kuzey Kanalı, kuzeydoğu-güneybatı uzantılı sert rüzgarların güçlü etkilerinin hissedildiği bir kanal ve bu rüzgarlar bazen içinde buz kürecikleri de barındırabiliyor.


Bengisu Avcı, Minke balinaları ve Aslan Yelesi denizanası gibi canlıların geçiş alanı olarak bilinen 12-13 derecelik suya sahip Kuzey Kanalı’nı ‘Değerler Ortağı’ AXA Türkiye’nin desteği ile yüzecek.



Gelecek bizim elimizde


2017’de 22 yaşında genç bir kadın olarak başladığı Ocean’s 7 serisinde her geçişi farklı sosyal sorumluluk projelerine adadığını vurgulayan Bengisu Avcı, "Daha önce Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği’nin akülü araba kampanyası ve Koruncuk Vakfı için yüzdüm. Geçen yıl, Birleşmiş Milletler’in 17 Küresel Amaç felsefesi içinde yer alan ‘Sudaki Yaşam’ için kulaç attım. Şimdi de AXA Türkiye ile iklim değişikliğine dikkat çekerken, ‘Gelecek Bizim Elimizde’ diyeceğiz" şeklinde konuştu.



Dağcılıktaki K7’nin eşdeğeri


Bengisu Avcı Ocean’s 7 serisinde bugüne kadar Manş Denizi, Catalina, Cebelitarık Cook Boğazı ve Molokai Kanalı’nı başarıyla geçti. Dünyanın en önemli meydan okumalarından biri olarak gösterilen ve dağcılıktaki K7’nin eşdeğeri sayılan Ocean’s 7’deki diğer iki parkur ise Kuzey Kanalı ve Japonya Tsugaru. Bengisu Avcı, Kuzey Kanalı’ndan sonra Tsugaru hazırlıklarına başlayacak ve bunu da başarırsa Türkiye’de bu zorlu seriyi bitiren ilk sporcu ünvanını elde edecek.



Bengisu’nun ilkleri ve enleri


İzmirli ultramaraton yüzücüsü, bugüne kadar geçtiği her kanalda ayrı bir başarı elde etti. Molokai ve Cook’u geçen ilk Türk, Catalina’yı tamamlayan ilk Türk kadın, Manş’ı en hızlı geçen Türk kadın ve Cebelitarık’ı en hızlı geçen Türk ünvanlarının sahibi olan Bengisu Avcı, Kuzey Kanalı ile birlikte yine bir ilki başaracak. Her şey yolunda giderse Bengisu Avcı, Kuzey Kanalı geçişi sonunda Ocean’s 7’de altı kanal geçen ilk ve tek Türk olma mutluluğunu yaşayacak.



Bengisu Avcı, Kuzey Kanalı’nda

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir, sokaklarında domuz sürüleri ile doğal yaşam parkına döndü İzmir’in Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde sürü halinde yerleşim yerlerine inen yaban domuzları, dev cüsseleriyle cadde ve sokaklarda cirit atarak korku salıyor. Geceleri sokağa çıkmaya korkan vatandaşlar yetkilileri kalıcı önlem almaya çağırırken, bazı kişilerin ise alıştıkları domuzlardan kaçmak yerine onları cep telefonlarıyla görüntülemesi dikkat çekti. İzmir’de yaban hayatı ile kent yaşamı arasındaki sınırlar iyice belirsizleşmeye başladı. Özellikle Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde gece saatlerinde ortaya çıkan domuz sürüleri, yerleşim yerlerinde özgürce dolaşırken görüntülendi. Kent sakinleri, gündüzleri sahipsiz köpeklerden, geceleri ise sayıları her geçen gün artan dev domuz sürülerinden dert yanıyor. Dün gece geç saatlerde Balçova sokaklarına inen yaban domuzları, devasa cüsseleriyle dikkat çekti. Çöp konteynerlerinin etrafında yiyecek arayan ve caddelerde sürü halinde ilerleyen domuzlar, trafikteki sürücülere ve yoldaki vatandaşlara aldırış etmeden dolaşmaya devam etti. Bazı İzmirlilerin artık bu duruma alıştığı ve kaçmak yerine cep telefonlarına sarılarak o anları kaydettiği görüldü. Kentin korkulu rüyası haline geldi Öte yandan, her gece sokaklarda karşılaştıkları bu tablodan büyük rahatsızlık duyan vatandaşlar ise yetkililere çağrıda bulundu. Geceleri yaya olarak dışarı çıkmaya korktuklarını belirten mahalle sakinleri, yetkililerin bu konuda artık kalıcı ve somut bir tedbir alması gerektiğini belirtti. Bazı vatandaşlar da şehir merkezinin domuzların doğal alanı haline gelmesinde, sokak hayvanları için özellikle kaldırımlara kedi-köpek maması koyulmasının da etkili olduğunu iddia etti. Sürü halinde geziyorlar Yaşan durumda bir dengesizlik olduğunu aktaran Balçova ilçesi sakini Osman İlhan, "Çünkü bu hayvanların buraya inmemesi gerekiyor. İnsanlar yemek veriyor, ekmek kırıntıları koyuyor; onlar da buna alışıp devamlı geliyorlar, bazen 10, 15, hatta 20 tane oluyorlar. Balçova Belediyesi bu konuda tabelalar asmış; bu hayvanlara ekmek ve kırıntı atılmaması, doğal yaşamlarına bırakılması gerektiğini söylüyor ama dinleyen var mı bilmiyorum, genelde dinlemiyorlar. İnsanlar ekmek ve yemek artıkları bırakıyor, bu yüzden domuzlar her akşam saat 10.30-11.00 gibi ormandan buraya iniyor. Sokağa çıktığımızda görüyoruz ve bu da bir korku oluşturuyor. Mesela ben gece saat 2’de evimin önünden geçerken korktum; gürültülü seslerle, yavrularıyla birlikte 15-20 kişilik sürüler halinde geçiyorlar. Sürü halinde ses çıkararak ilerliyorlar ve köpek olsa bir şekilde müdahale edersiniz ama onların huyunu suyunu bilmediğimiz için bir şey yapamıyoruz" dedi. "Domuz ailesi çıkabilir" Domuzlardan aslında şikayetçi değiliz diyen esnaf Devrim Çıntay, "Muhtemelen domuzlar bizden şikayetçidir çünkü buraya gelip onların yerini işgal etmiş durumdayız. Bu konuda hem domuzların hem de insanların yanlış davranışları var; özellikle insanların yem ve mama bırakması önemli bir etken çünkü domuzlar kedi mamasının kokusuna geliyorlar diye düşünüyorum. İlk başta insan korkar gibi oluyor ama sonra bakıyorsun ki onlar senden korkuyor ve zaten kaçıyorlar, bu yüzden aslında çok büyük bir tehlike arz ettiklerini düşünmüyorum; tabii küçük çocuklar konusu ayrı. Balçova Belediyesinin bu konuyla ilgili çok bir şey yaptığını sanmıyorum, çünkü hayvanlara burada farklı bakıldığı için toplama gibi uygulamalar da yapılamaz; muhtemelen belediye bir çalışma yapmıyor, yapsa görürdük diye düşünüyorum. Geçenlerde trafik kazası oldu, domuzlar büyük olduğu için arabalarda oluşan hasar da büyük oluyor ama herhalde domuzlarla birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Bu nedenle ‘Dikkat hayvan çıkabilir’ tabelaları yerine ‘Dikkat domuz çıkabilir’ ya da ‘Domuz ailesi çıkabilir’ şeklinde tabelaların olması bana daha mantıklı geliyor" ifadelerini kullandı. Balçova ilçesinde emlakçılık yapan Vedat Küçükgökçe ise, "Burada çok aşırı sayıda domuz görüyoruz ve oldukça da büyükler. Bu durum ciddi anlamda tehlike arz ediyor çünkü bunlar vahşi hayvanlar. Bir gün mutlaka bir olay yaşanacak; yaşandıktan sonra önlem almak ise çok daha kötü sonuçlara yol açabilir, bu yüzden önlemlerin şimdiden alınması gerekiyor. Teller açık olduğu için domuzlar rahat rahat girip çıkıyorlar. Ayrıca burada onlara yemek veriliyor, ekmek atanlar var. Hem çevre kirliliği oluşmuş durumda hem de vahşi hayvanların insanların arasında olmaması gerektiğini düşünüyorum; bu açık bir tehlike oluşturuyor" diye ekledi.