Dijital Medya Uzmanı Murat Özdoğan, son yıllarda sosyal medya kullanımının bağımlılığa dönüşme sürecini ve bu bağımlılığın insanlar üzerinde oluşturduğu durumları anlattı. Özdoğan, "Sosyal medyanın faydalarını göz ardı edemeyiz; ama zararlarını da unutmamak gerek. Beğenilmemek kişileri mutsuz ediyor" dedi.
Sosyal medyanın beklentileri karşılamadığı zaman kişiler üzerinde mutsuzluk oluşturduğunu belirten Dijital Medya Uzmanı Murat Özdoğan, bağımlılıkla alakalı önemli bilgiler aktardı. Özdoğan, "Sosyal medyanın faydalarını göz ardı edemeyiz; ama zararlarını da unutmamak gerek" diye konuştu.
Minzo Medya Ajans Yöneticisi Murat Özdoğan, "Son yıllarda sosyal medyaya o kadar bağımlı hale geldik ki paylaşımlarımız ve özellikle attığımız fotoğraflarda beklediğimiz beğeniyi alamadığımızda mutsuzlaşıyor ve hemen paylaşımı silme gereği duyuyoruz" şeklinde konuştu.
Sosyal medyanın onaylanma hissi oluşturmasından dolayı özellikle gençlerin öz güvenini etkilediğini belirten Özdoğan, "Akranlarının onayını almak, gençler için oldukça önemli. Bu durumda gençlerin öz güveni bu onaylanmaya bağlı hale geliyor. Eğer öz güveniniz onaya dayanıyorsa, özellikle sosyal medya üzerinden, duygularınızda kolayca dalgalanma yaşayabilirsiniz. Sosyal medyadaki paylaşımlarımızı ve attığımız fotoğrafları birilerine gösteriş, beni beğensinler ve onaylanmak için mi atıyoruz? Yoksa kendimizi mutlu etmek, insanlara faydalı şeyler sunmak için mi paylaşıyoruz? Bunu kendimizle muhasebe etmemiz faydalı olacaktır. Eğer duygularımızda birinci madde ağır basıyorsa buna çözüm bulmamız gerekebilir; lakin ikinci madde ağırlıklıysa o zaman sorun teşkil etmiyor demektir" ifadelerini kullandı.
Duyguların kontrol edilemediğinin altını çizen Özdoğan, sosyal mecraların bazı zamanlar bu nedenlerden dolayı kullanıcıları mutsuzlaştırabileceğini belirtti.
"Alternatifi ve ana iletişim aracı olarak görüyor"
Sosyal medyanın aidiyet hissini arttırdığını ve yalnızlığı azalttığını, aynı zamanda anlık olarak yaşadığımız stresi azaltıp mutluluğa dönüştürebildiğini söyleyen Özdoğan, "Sosyal medya gerçek, yüz yüze insan ilişkilerinin bir alternatifi değil. Gerçek sosyallik temas; yani iki insanın birbirine dokunma ve yüz yüze iletişim kurma duygusunda gizli. Yaşamınızın kalitesi de aslında buna bağlı. Ne kadar çok reel sosyal olursak hayatı o kadar kaliteli ve zevk alarak yaşıyoruz. Ne yazık ki birçoğumuz sosyal medyayı gerçek ilişkilerin alternatifi ve ana iletişim aracı olarak görüyor. Siz kendiniz olduğunuzdan daha güzelsiniz. Başkaları tarafından onaylanmak için farklı şeyler yapmanıza gerek yok. Bırakın başkaları sizi olduğunuz gibi kabul etme zorunluluğu hissetsin. Negatif ve onaylanma hissi duygularınıza esir düşmeyin. ‘Ben bu duygulara esir düşecek biri değilim’ deyin. O zaman daha mutlu olacaksınız. Aidiyet hissini artırıyor, yalnızlığı azaltıyor ve o an yaşadığımız stresi azaltıp, mutluluğa dönüştürebiliyor. Yapılan son araştırmalar gösteriyor ki; sosyal medya asla gerçek, yüz yüze insan ilişkilerinin bir alternatifi değil. Gerçek sosyallik temas yani iki insanın birbirine dokunma duygusunda gizli. Yaşamınızın kalitesi de aslında buna bağlı. Ne kadar çok reel sosyal olursak hayatı o kadar kaliteli ve zevk alarak yaşıyoruz. Ne yazık ki birçoğumuz sosyal medyayı gerçek ilişkilerin alternatifi ve ana iletişim aracı olarak görüyor. Beğenilmemek kişileri mutsuz ediyor" dedi.
