KÜLTÜR SANAT - 16 Ekim 2025 Perşembe 10:05

"Ekim Geçidi" sergisi Çeşme’de

A
A
A
"Ekim Geçidi" sergisi Çeşme’de

Türkiye’nin birçok ilinde gerçekleştirilen "Ekim Geçidi" sergisinin 24’üncüsü Çeşme Çarşısı’ndaki tarihi Aya Haralambos Kilisesi’nde açıldı. 20 Ekim’e kadar ziyarete açık olacak sergide, yetişkin sanatçıların eserlerinin yanı sıra çocukların yaptığı resimler de sanatseverlerle buluşuyor.


Büyük ilgi gören sergiyi, Namık Kemal İlkokulu öğrencileri de öğretmenleri eşliğinde ziyaret etti. Sergi düzenleyicilerinden ressam Feriha Dağlı, öğrencilere sergi ve resim sanatı hakkında bilgi verirken, miniklerin meraklı sorularını da yanıtladı. Dağlı, sergide eseri bulunan öğrencilere katılım sertifikalarını da takdim etti.



"Her çocuğun ruhunda bir iz bırakabildiysek ne mutlu bize"


Ziyaretin ardından konuşan ressam Feriha Dağlı, çocukların ilgisinden duyduğu memnuniyeti ifade ederek, "Bugün miniklerimiz geldi ve gerçekten çok güzel sorular sordular. Aslında tam da istediğimiz buydu; okulların daha çok sanat alanlarına gitmesi, bu alanların çocuklarla dolması. Avrupa’nın herhangi bir şehrine gittiğimde en çok etkilendiğim şey budur: Müzeleri, sergileri gezerken orada öğrencilerin, öğretmenlerin ve hatta yeni doğum yapmış bir annenin bile bebeğini kucağında taşıyıp ona tek tek eserleri gösterdiğini görmek. Belki o an çocuk çok küçük diye düşünüyorsunuz ama aslında değil, gördüğü güzellikler ya da çirkinlikler bilinçaltına yerleşiyor. Bu yüzden çocuklarımıza sanatı göstermek, onları bu ortamlara dahil etmek çok önemli. Eğer bugün burada her çocuğun ruhunda küçücük bir iz bırakabildiysek, ileride o merak duygusuyla öğrenmeye devam edeceklerdir." dedi.


Serginin geçmişi hakkında da bilgi veren Dağlı, "Ekim Geçidi"nin 24 yıllık serüvenini şöyle anlattı: "Ekim Geçidi bu yıl 24. yılını kutluyor. İlki 2002 yılında İstanbul’da yapılmıştı. Cumhuriyete olan sanatçı duruşunu sergilemek amacıyla başlatıldı. O günden bu yana 30’dan fazla şehirde, üç-dört bin sanatçının katılımıyla gerçekleştirildi. Sergiler bazen belediyelerin salonlarında, bazen müzelerde, bazen de farklı mekânlarda düzenleniyor. Zaman zaman sponsorlarımız da oldu. Destekler bizleri motive ediyor, birlik duygusunu güçlendiriyor."



"Ekim Geçidi" sergisi Çeşme’de

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır’da ekiplerin deprem tatbikatı gerçeği aratmadı Diyarbakır’da ekiplerin senaryo gereği yaptığı deprem tatbikatı gerçeği aratmadı. Lice ilçesinde meydana geldiği varsayılan, Bingöl, Tunceli, Elazığ ve Erzincan illerinde de yoğun bir şekilde hissedilen deprem senaryosu kapsamında, Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Hastane Afet ve Acil Durum masa başı ve saha tatbikatı gerçekleştirildi. Tatbikat senaryosu gereği, deprem sonrasında Hastane Afet ve Acil Durum Yönetim Ekibi (asil ve yedek üyeler) ve tüm hastane personeli hızla harekete geçti. Hastanenin bazı bloklarında yıkım meydana geldiği, enkaz altında kalanlar olduğu ve hastanenin kullanılamaz hale geldiği canlandırıldı. Tatbikatta DÜAK, AFAD, itfaiye ve UMKE ekipleri yer aldı. Senaryo kapsamında yangın ve kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer (KBRN) olayı yaşandı. Hastalar güvenli bir şekilde yangın alanından kurtarıldı. Hastane bahçesinde, Onkoloji Biriminde Acil Müdahale Ünitesi kurulup 47 doktor ile 169 sağlık personelinden oluşan ekip tarafından hizmet verildi. Tatbikatta bin 134 vaka oldu. 87’i kırmızı kod, 361 sarı kod, 246 yeşil kod ve 440 kişi hayatını kaybetti. Tüm veriler senaryo gereği manuel formlara kaydedildi. Bu tatbikat ile afet durumlarında hastane çalışanlarının koordinasyonu, paydaş kurumlar ile koordinasyonu, arama-kurtarma, tahliye ve acil müdahale süreçlerinin işleyişi, KBRN olaylarına karşı hazırlık düzeyi, alternatif sağlık hizmet alanlarının kurulma kapasitesi test edildi. Tatbikatta, muhtemel afet ve acil durumlarda hastane çalışanlarının hazırlıklı olmasını, hızlı ve etkili müdahale yapılabilmesi hedeflendi.
Elazığ Doç. Dr. Erden: "Dünyada her yıl yaklaşık 2 buçuk milyon insana akciğer kanseri teşhisi konulmaktadır" Akciğer kanserinin en önemli risk faktörünün sigara kullanımı olduğunu vurgulayan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ersin Şükrü Erden, "Dünyada yaklaşık her yıl 2 buçuk milyon insana akciğer kanseri teşhisi konulmaktadır. Akciğer kanseri teşhisi koyulan insanların her yıl 2 milyonu hayatını kaybetmektedir" dedi. Elazığ Medilines Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ersin Şükrü Erden, akciğer kanseri farkındalık ayı nedeniyle açıklamalarda bulundu. Akciğer kanserinin gerek dünyada gerekse de Türkiye’de giderek sayısı artan ve yüksek ölüm oranlarına sahip çok ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ersin Şükrü Erden, "Dünyada yaklaşık her yıl 2 buçuk milyon insana akciğer kanseri teşhisi konulmaktadır. Akciğer kanseri teşhisi koyulan insanların her yıl 2 milyonu hayatını kaybetmektedir. Ülkemizde duruma bakacak olursak her yıl yaklaşık 40 bin yeni akciğer kanseri vakası tespit edilmektedir. Akciğer kanserleri, hücre tipine bağlı olarak 2 ana gruba ayrılmaktadır. Küçük hücreli akciğer kanseri ve küçük hücre dışı akciğer kanserleridir. Küçük hücreli akciğer kanseri, yaklaşık vakaların yüzde 10-15’ini oluşturmaktadır. Küçük hücre dışı akciğer kanserleri ise vakaların yüzde 85-90’ını oluşturmaktadır. Küçük hücreli akciğer kanserleri oldukça hızla seyirli ve kötü promozlu türü oluşturmaktadır. Küçük hücre dışı akciğer kanserleri ise küçük hücreli akciğer kanserine göre daha yavaş gelişim göstermektedir" diye konuştu. Çoğu vakanın erken dönemde sessiz olduğunu aktaran Erden, "Herhangi bir şikayete sebep olmaz. Akciğer kanseri; 3 haftadan fazla süren öksürük, daha önceden var olan öksürüğün karakter değiştirmesi, balgam çıkarma, kanlı balgam çıkarma, öksürükle ağızdan kan gelmesi, nefes darlığı, ses kısıklığı, yutma güçlüğü, omuz ağrısı ve sırt ağrısı gibi birçok şikayete sebebiyet vermektedir. Akciğer kanserinin teşhisinde öncelikli olarak hastanın ilgili hekime başvurması gerekmektedir. Hekim tarafından hastanın başlangıçta muayenesi yapılmakta, kan tahlilleri alınmakta ve akciğer grafisi çekilmektedir. Akciğer grafisinde herhangi bir şüphe tespit edilen hastalarda akciğer tomografisi çekilmektedir. Gerekli vakalarda pet-ct kullanılabilmektedir. Akciğer kanserinin en önemli risk faktörü sigara kullanımıdır. Vakaların yüzde 90’ında etken sigara olmaktadır. Sigara dışında yine kansere sebep olacak risk faktörleri, pasif sigara içimi, radon gazı, asbest maruziyeti, arsenik maruziyeti ve herhangi bir sebeple göğüs bölgesine daha önceden radyoterapi görmesi ve verem gibi hastalıkların bıraktığı izler akciğer kanseri açısından risk faktörlerini oluşturmaktadır" ifadelerini kullandı.
Hatay Yılların ustasının deprem anında canından önce fırın küreğini düşündüğü anlar kamerada Hatay’da depreme fırında çalışırken yakalanan Erol Gezginci’nin lavaşları fırına attıktan sonra küreğini yanmaktan kurtararak ustalıkla kaçtığı anlar kameraya yansıdı. AFAD verilerine göre, geçtiğimiz günlerde Defne ilçesi kent merkezinde yerin 13.22 kilometre derinliğinde 3.9 büyüklüğünde deprem meydana gelmişti. Depremin etkisiyle panik yaşayan vatandaşlar soluğu sokakta aldılar. Defne ilçesi Çekmece Mahallesi’nde bulunan çarşıda fırıncılık yapan Erol Gezginci, fırında çalıştığı esnada depreme yakalandı. Pişirmek için 3 lavaş ekmeği küreğe koyan Gezginci; lavaşları fırına koyup, küreğini kurtardıktan sonra kaçmaya başladı. Meslek ustalığıyla küreğini yanmaktan kurtaran Gezginci’nin kaçış anı gülümsetti. Görüntülerde; fırında çalışan personelerin panik yaşadığı görüldü. "Deprem olduğu esnada fırının içinde 3 lavaş ekmeği vardı, onları bırakıp kaçtım, sonra içeride bıraktığım lavaşlar yandı" Daha önce hiçbir depreme fırında yakalanmadığını dile getiren Erol Gezginci, "Ben fırındayken lavaş ekmeği yapıyordum. Lavaş ekmeğini içeri attıktan sonra küreğim içeride kaldı. Kürek içerideyken deprem oldu ve güm diye ses geldi. Deprem olduğu anda küreği çektim ve emniyet açısından dışarıya kaçtım. Depremin ardında kaçtıktan sonra elim ayağım hala titriyordu. Bu yüzden 20 dakika sonra içeriye girdim. Depremden kaçtığımız görüntüleri izlerken bayağı güldüm. Deprem olduğu esnada fırının içinde 3 lavaş ekmeği kaldı, içeride bıraktığım lavaşlar yandı. Ben 40 yıllık fırıncıyım. Yıllardır fırıncılık yaparım küçük depremlere yakalandık ama böylesine şiddetlisine yakalanmadım" ifadelerini kullandı.