SAĞLIK - 24 Ağustos 2025 Pazar 12:10

İzmir kan bağışında ülke ortalamasının üstünde

A
A
A
İzmir kan bağışında ülke ortalamasının üstünde

İzmir, kan bağışında Türkiye ortalamasının üzerinde performans sergiliyor. İzmir’in rakamsal olarak ve nüfusa oranla Türkiye’nin en iyi kan veren illerinden biri olduğunu belirten Türk Kızılay Ege Bölgesi Kan Merkezi Müdürü Dr. Barış Dolaş, "Aydın, Manisa ve İzmir’de yıllık kan bağışı hedefi 300 bin ünite. Bu hedefi, tüm aylarda ve geçmiş yıllarda yüzde 100 oranında tutturuyoruz" dedi.


Türkiye genelinde her gün binlerce kişi, trafik kazaları, cerrahi operasyonlar ve kronik hastalıklar gibi çeşitli nedenlerle kana ihtiyaç duyuyor. Hayati öneme sahip olan kan, yalnızca insandan temin edilebiliyor ve modern tıpta vazgeçilmez bir tedavi unsuru olarak kabul ediliyor. Bir ünite kan, üç farklı hastanın hayatını kurtarabiliyor. Üstelik bir kan bağışı, ortalama sadece 15 dakika sürüyor. Türkiye’nin kan ihtiyacının gönüllü ve düzenli bağışçılardan karşılanması amacıyla Türk Kızılay tarafından "Ulusal Kan Temini Projesi" yürütülüyor. Proje kapsamında, 18 Bölge Kan Merkezi, 68 Kan Bağış Merkezi ve mobil bağış araçlarıyla ülke genelinde 300’ü aşkın noktada hizmet veriliyor. 2024 yılı verilerine göre, İzmir 154 bin 784 ünite kan bağışıyla Türkiye’de en fazla bağış yapılan iller arasında üst sıralarda yer aldı. İzmir ile birlikte Manisa ve Aydın illerindeki tüm kan bağışı Ege Bölge Kan Merkezi Müdürlüğü binasından yürütüldüğünü söyleyen Türk Kızılay Ege Bölgesi Kan Merkezi Müdürü Dr. Barış Dolaş, "İzmir, rakamsal olarak ve nüfusa oranla Türkiye’nin en iyi kan veren illerinden biridir. Ege Bölge Kan Merkezi Müdürlüğü’nün Aydın, Manisa ve İzmir’de yıllık kan bağışı hedefi 300 bin ünite. Bu hedefi, tüm aylarda ve geçmiş yıllarda yüzde 100 oranında tutturuyoruz. Bağışçılarımızın gerçekleştirdiği organizasyonlar sayesinde bu hedefe ulaşıyor ve emaneti başarıyla taşıyoruz" ifadeleri kullandı.



Kanın tek kaynağı insan


Kanın yalnızca insan vücudundan elde edilebilen, başka hiçbir yerde üretilemeyen, tarlada yetiştirilemeyen hayati bir organ olduğunu kaydeden Dr. Dolaş, "Dolayısıyla birbirimize muhtaçlığımızın en güzel örneklerinden biridir. Vicdanlı her insanın ve vatandaşlık görevini kutsal sayan herkesin, sedyeye yatıp üç kişinin hayatını kurtarmak için kendine bir motivasyon kaynağı bulduğu bir iyilik karakteridir. Kan bağışı, sadece teknik olarak vücuttan 480 mililitre kanın alınması ve başka bir insana verilmesi değil, aynı zamanda büyük bir iyilik hareketinin önemli bir basamağıdır. Bu bakış açısıyla, Türkiye’de özellikle İzmir, Manisa ve Aydın gibi illerde, duyarlı vatandaşlarımızın destekleri ve katkılarıyla, bölgedeki 95 hastanenin kan ihtiyacını karşılamak konusunda Türkiye’nin en ön sıralarında yer almaktayız" diye ekledi.



Bağış yap, hayat kurtar


Dönemsel olarak kan bağışında zaman zaman düşüşler yaşandığını da ifade eden Türk Kızılay Ege Bölgesi Kan Merkezi Müdürü Dr. Barış Dolaş sözlerini şu şekilde noktaladı:


"5 dakika sonra telefonunuz çalabilir ve maalesef oğlunuzun merdivenden düştüğü, eşinizin trafik kazası geçirdiği veya doğum sırasında bebeğinizin kan ihtiyacı olduğu kötü haberini alabilirsiniz. Kan ihtiyacı doğacak hasta veya hasta yakını olacağımızın garantisini hiçbirimiz veremeyiz. Bugün gönüllü olarak erkekler 3 ayda bir, kadınlar ise 4 ayda bir düzenli kan bağışı yaparak tanımadığımız insanların hayatına dokunuyoruz. Ancak birkaç ay veya hatta birkaç dakika sonra belki sizin birinci derece yakınınızın, hatta kendinizin kan ihtiyacı olabilir. Bu noktaya gelmeden önce insanlık adına, yaşam mücadelesi için, birbirimize sahip çıkmak adına tüm vatandaşlarımızı kan bağışına davet ediyorum."


Kan bağışında bulunan Alican Bodur ise sağlığı için dört ayda bir kan verdiğini belirterek herkesi kan bağışı yapmaya davet etti.



İzmir kan bağışında ülke ortalamasının üstünde

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankara’daki su kesintisine vatandaştan tepki "Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Ankara’nın Sincan ilçesinde yaşanan uzun süreli su kesintileri nedeniyle vatandaşlar mağdur olduklarını belirterek yetkililere çağrıda bulundu. Sincan ilçesine bağlı Yenikent Mahallesi’nde son zamanlarda yaşanan su kesintileri vatandaşların tepkisine neden oldu. Günlerdir musluklarından su akmadığını ifade eden mahalle sakinleri, hem günlük ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıklarını hem de yetkililerden yeterli bilgilendirme alamadıklarını iddia etti. Su kesintileri nedeniyle bazı vatandaşlar bidonlarla çevre bölgelerdeki çeşmelere giderek ihtiyaçları için bidonlara su doldurdu. Öte yandan vatandaşlar, yetkililerden soruna çözüm için çağrıda bulundu. "Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar" Yaklaşık 11 yıldır Yenikent’te yaşayan Ahmet Aslan, "Bu son 2 aydır sularımızda ciddi anlamda sıkıntı var. Basınç verilmiyor. Bununla birlikte çok ciddi kesintiler var. Cuma gününden belli suyumuz yok. Arıyoruz muhatap bulamıyoruz. Çağrı merkezleri kapalı. Biz burada yaşayanlar olarak belli bir yaşta insanlarız. Halkla ilgilenin. Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar. Şimdi suyumuz 4 gündür verilmiyor, muhatap bulamıyoruz. Bizlerle ilgilenen yok. Acil bir şekilde sorunu çözmek için ilgililerin ilgilenmesi gerekiyor. Bu ne kadar sürecek? Ne zaman gelecek? Hiçbir bilgi sahibi değiliz. Ne yapacağız biz? Hayatımızı idam ettirmek için suya ihtiyacımız var. Önce dediler ki rutin bir kesik olacak. Daha sonra Çamlıdere’den gelen bir pompada bir arıza varmış, daha sonra söylüyorlar bunu. Onunla ilgiliymiş. Peki sırf burayla mı ilgili? Fatih’de, Sincan’da akıyor, hatta ve hatta Yenikent’te benim kızım 300 metre aşağıda oturuyor. Çok da az olsa akıyor. Burayı özellikle cezalandırmak mıdır, nedir, ne söyleyeyim artık? İlgilenen yok" ifadelerini kullandı. "Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Aynı zamanda suyu parayla aldıklarını ve emekli olduklarını ifade eden Aslan, "Biz burada belli bir gelir seviyesi olan insanlarız. Ne zamana kadar karşılayacağız biz bunu? İnanın şimdi komşumdan rica ettim. Eğer bulabilirsek 50-60 kilometre uzaklıkta hayrata gideceğiz. Bidon toparladık ama kaç gün gidecek bu? Bunu kaç gün yapacağız, biz genç değiliz ki. Çoluğu çocuğu olanlar var burada. Büyükşehir’in bu sorunu çözeceğine inancımız kalmadı. Çünkü halktan kopuk hareket ediyorlar. Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı. Atıl orada duruyor, bu halkın sorunlarını çözün öncelikle. Bizim bu su ihtiyacımızın bir an evvel çözülmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim?" Yenikent’e 6 ay önce taşındığını belirten Gökhan Arslan, "Son 4 gündür bayağı sıkıntı yapmaya başladı. Çünkü sular sürekli kesiliyor. Gelip gittiği oluyor ama çok az geldiği için hiçbir şekilde kullanamıyoruz. Bize faydası yok. Mesajları takip ediyoruz ya da sosyal medyadan bakıyoruz. Saat 11.00’de gelecek diyorlar, gece 3.00’e kayıyor. Bu sefer hani gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim? Çamaşırları mı, bulaşıkları mı yıkayacağım diye bekliyor insan. Su çok az geldiği için hiçbir şeyi de yapamıyoruz. İhtiyaçlarımıza gidilemiyoruz. Takdir edersiniz ki taşıma suyuyla da değirmen dönmüyor. Marketten al, şuradan al, buradan al. Sonuçta bu mağduriyetin giderilmesi lazım. Mesajlarda ya da aradığımızda söyledikleri işte ya boru hattında sıkıntı var diyorlar. Tamirat, tadilat diyorlar ya da basıncı düşük diyorlar. Yeni taşındık, yuvamız oldu diye sevindik ama bu sefer de sıkıntılar bitmiyor" şeklinde konuştu. "Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz" Bidonlara su doldurmak için Sincan’ın Kesiktaş ilçesinde bulunan bir çeşmeye gelen Sultan Kayabaşı, "Buranın bahçeleri bu suyu alıyorlar. 1 ay önce geldim gürül gürül akıyordu. Bu halk böyle mağdur oluyor. Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz. Bir belediyenin el atmasını isterim yani. Bu suya bir bakmasını isterim. Gelemeyen işte çeşmeden kullanıyor, hep içme suyu alıyor ama biz geliyoruz. Böyle saatlerce bekliyoruz işte. Belediye başkanımız buna bir el koysun. Burada bir milleti mağdur etmesin" dedi. "15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz" Ellerinde bidonlarla su doldurmak için gelmiş bir diğer vatandaş Duran Aydoğdu ise şu ifadelere yer verdi: "Cuma gününden beri suyumuz yok. Çok sıkıntıdayız. 15-20 bidon götürüyoruz. Yemek yapıyoruz, içmeye kullanıyoruz, abdest almaya kullanıyoruz. Sıkıntımız böyle. 15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz. Tadilat varmış, ondan kesikmiş. Kurtboğazı’ndan şebeke gelecekmiş. Buraya 2 gün daha su gelmeyecek diyorlar."
Kastamonu Binanın 14’üncü katından düşerek ölen kadının nişanlısı beraat etti Kastamonu’da apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybeden kadının nişanlısı, cinayet şüphesiyle hakkında açılan davada beraat etti. Olay, 27 Şubat 2025 tarihinde Kuzeykent Mahallesi Kazım Karabekir Caddesi’nde bulunan bir sitede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 30 yaşındaki Eser Mumcuoğlu, sitede oturduğu apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybetti. Olayın ardından aynı evde ikamet eden ve olay sırasında birlikte alkol aldıkları tespit edilen Eser Mumcuoğlu’nun nişanlısı S.Ö., gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından tutuklanan S.Ö. hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’kadına karşı kasten öldürme’ suçundan dava açıldı. Davanın görülen karar duruşmasında tutuksuz yargılanan S.Ö. ve avukatı hazır bulundu. "Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim" Duruşmada son kez savunma yapan S.Ö., "Mütalaayı kabul etmiyoruz. Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim. Önceki beyanlarını tekrar ediyorum, beraatımı talep ediyorum" dedi. Sanık S.Ö.’nün avukatı ise, "Eser, olay günü not bırakmıştır, intihar edeceğini belirtmiştir. Sosyal medya platformları üzerinden de sürekli ölümden bahsetmiştir. Ayrıca telefonu incelendiğinde öldükten sonra dahi nereye gömüleceğini, organlarının bağışlanmasını istediği görülmektedir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde bu şahsın intihara meyilli olduğu, bugün değilse bile yarın bir gün intihar etmesinin beklendiği dosyadaki delillerle sabittir. Dosyada müvekkilimizin cinayet işlediğine dair tek bir delil dahi yoktur. Dolayısıyla müvekkilimizin ’kadına karşı kasten öldürme’ suçunu işlediğine dair başından itibaren dosyada tek bir delil dahi yoktur. Bu yüzden müvekkilimiz hakkında daha fazla mağduriyete sebebiyet vermemesi açısından derhal beraat kararı verilmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir" Eser Mumcuoğlu’nun ailesinin avukatı ise, "Bu dosya sanığın geçtiğimiz celsede bahsettiği gibi basit bir intihar dosyası değildir. Psikolojik şiddete sürüklendiği ağır bir travma geçirmiştir. Eser’in daha öncesinde intihar girişimi olmuştur. Bunu yapmış olması psikolojik hasta olduğunu göstermez. S.Ö. baştan itibaren tutarsız ifadelerde bulunmuştur. Her ne kadar bir önceki celsede taleplerimiz reddedilmişse de dosyadaki deliller manipüle edilemez. Olay günü sabah başlayan tartışma, akşama kadar devam etmiştir. Akşam da Eser’in hazırladığı yemeği S.Ö. yememiştir. Eser, bunun üzerine ilaç içmiş ve bunu da nişanlısı görmüştür, duymuştur. Bu kadar yaşanan olayın içerisinde S.Ö., temizlik yaparak evdeki delilleri karartmıştır. Eser, S.Ö. ile 1,5 ay kadar beraberken ölmüştür. Eser’in paylaştığı notta ’her şeyden S.Ö. sorumludur’ yazmaktadır. Eser, S.Ö.’nün evinde ölmüştür. Buna da sağlıklı bir ilişki olmadığı bellidir. Olay gününe ait sanığın beyanları çelişkilidir. Komşusu, ‘ölmek istemiyorum’ şeklinde söz duyduğunu demiştir. Keşif istedik reddedildi, tekrardan istiyoruz. Psikolojik rapor alınmasını istiyoruz. Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir. Bu nedenlerle sanığın en üst seviyeden cezalandırılarak tutuklanmasını talep ederiz" şeklinde konuştu. Savunmaların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti S.Ö.’nün beraatına karar verdi.