ÇEVRE - 29 Aralık 2025 Pazartesi 10:15

İzmir’e mevsimin ilk karı düştü

A
A
A
İzmir’e mevsimin ilk karı düştü

İzmir’de soğuk havaların etkisini artırmasıyla birlikte, kentin en yüksek noktası olan Ödemiş ilçesindeki Bozdağ’a mevsimin ilk karı düştü.


İzmir’de gece saatlerinden itibaren etkili olan soğuk hava, yüksek kesimlerde kar yağışına dönüştü. Ödemiş ilçesinde bulunan ve 2 bin 159 metre rakımıyla İzmir’in en yüksek noktası olan Bozdağ’ın yüksek kesimlerinde kar yağışı etkili oldu. Kar yağışının başlamasıyla birlikte, bölgede kayak tesisleri ve teleferik hattının bulunduğu alanlarda hareketlilik bekleniyor. Yeni yılın yaklaşmasıyla birlikte butik otel ve pansiyon işletmecileri hazırlıklarını tamamlayarak rezervasyon sürecine girdi. Kar yağışının ulaşımda aksamalara yol açmaması için belediye ekipleri bölgede önlem aldı. Ekipler, yollar üzerinde tuzlama çalışmalarını sürdürürken, bölgeye gidecek vatandaşların dikkatli olmaları yönünde uyarılarda bulunuldu.



İzmir’e mevsimin ilk karı düştü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Kış turizminin gözdesi Kartepe’de kar sevinci İstanbul’un yanı başındaki gözde kış turizmi merkezlerinden Kartepe’de kar kalınlığı 60 santimetreye ulaştı. Zirvede kartpostallık manzaralar oluşurken, vatandaşlar karın tadını çıkardı. Türkiye’nin önemli kış turizmi merkezlerinden biri olan Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde kar yağışı etkisini sürdürüyor. İstanbul’a yaklaşık 1,5 saat mesafede, Samanlı Dağları’nın bin 640 rakımlı zirvesinde yer alan Kartepe’de, meteorolojik uyarıların ardından başlayan kar yağışı zirveyi beyaza bürüdü. Özellikle Kuzuyayla Zirvesi ve Kuzuyayla Tabiat Parkı’nda kar kalınlığı 60 santimetreyi bulurken, ortaya kartpostallık manzaralar çıktı. Hava sıcaklığının 0 ile -10 derece arasında ölçüldüğü Kartepe, vatandaşların da uğrak noktası oldu. Kayak ve kızak yapmak için şehir içi ve şehir dışından gelen çok sayıda kişi beyaza bürünen doğanın tadını doyasıya yaşadı. "Köpeğimizi kar ile tanıştırmaya geldik" Vatandaşlar, karı gördükleri için çok mutlu olduklarını, aileleri ile güzel vakit geçirdiklerini dile getirdi. Vatandaşlardan Eylül Yılmaz, "Kartepe çok güzel ve şuanda çok fazla kar yağıyor. Memnunuz" dedi. Köpeği ile birlikte İzmit’ten Kartepe’ye gelen Mustafa Kemal, "Köpeğimizi kar ile tanıştırmaya geldik. Çok mutluyuz. Oyunlar oynadık" diye konuştu. Meral Kemal ise "Köpeğimizi karla tanıştırmak için geldik. Kar yağdığı için çok mutluyuz. Aralık ayına sıcak girmiştik, karı beklemiyorduk. Kurak bir sene geçirdik, inşallah güzel bir sene olur" ifadelerini kullandı. Eşi ile birlikte İstanbul’dan gelen Sümeyra Tatlı, "Kartepe’ye ilk kez geliyoruz. Çok keyifli bir an. Eğlence için geldik, iki gün kaldık. Bugün geri döneceğiz. İstanbul’da karı göremeyince buraya geldik" şeklinde konuştu. Mustafa Tatlı ise "Mersinliyim, kara özlem duyuyoruz, bu sebeple karı çok seviyorum" dedi. Ana arterlerde kar küreme ve tuzlama çalışmalarını aralıksız sürüyor Öte yandan, kar yağışının ardından Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Kartepe Belediyesi ekipleri, ana arterlerde kar küreme ve tuzlama çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Özellikle gece ve sabah saatlerinde don riskine dikkat çekilirken, sürücülere kış lastiği olmadan trafiğe çıkmamaları, Kartepe güzergahını kullanacakların ise mutlaka zincir bulundurmaları gerektiği hatırlatılıyor.
Adana Soğuk hava sinüziti tetikliyor Kış aylarında düşük hava sıcaklıklarının sinüslerde bulunan mukusun kuruyup koyulaşmasına neden olabildiğini belirten Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Sümbül Bayraktar Güzeldağ, "Bu durum sinüs kanallarının tıkanmasına yol açarak mikroorganizmaların çoğalması için uygun bir ortam oluşturur" dedi. Sinüzitin en sık karşılaşılan belirtileri arasında burun tıkanıklığı, baş ağrısı, yüz bölgesinde dolgunluk veya basınç hissi ile burun akıntısı yer alıyor. Kış aylarında bu hastalığın daha yaygın görülmesinin nedenlerinin yalnızca tek bir faktöre bağlı olmadığını kaydeden Medline Adana Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Sümbül Bayraktar Güzeldağ, sinüziti tetikleyen etkenleri anlatarak korunma önerilerinde bulundu. Kış aylarında düşük hava sıcaklıklarının sinüslerde bulunan mukusun kuruyup koyulaşmasına neden olabildiğini dile getiren Dr. Güzeldağ, "Bu durum sinüs kanallarının tıkanmasına yol açarak mikroorganizmaların çoğalması için uygun bir ortam oluşturur. Ayrıca soğuk havanın damarları daraltıcı etkisi, sinüslerin doğal temizlenme mekanizmasını zayıflatır. Tüm bu faktörler, kış döneminde sinüzit riskinin artmasına neden olur. Soğuk hava nedeniyle insanların kapalı ve kalabalık ortamlarda daha uzun süre bulunması, virüs ve bakterilerin kolayca yayılmasına neden olur. Bunun yanı sıra yetersiz havalandırılan ve kuru havaya sahip ortamlar, sinüs mukozasının kurumasına ve tahriş olmasına yol açabilir. Bu durum sinüslerin enfeksiyonlara karşı daha savunmasız hale gelmesine neden olur"diye konuştu. "Sıcaklık değişimleri sinüslerin dengesini bozarak enfeksiyon riskini artırır" Soğuk algınlığı ve grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarının kış aylarında oldukça yaygın olduğunu kaydeden Dr.Güzeldağ,"Bu enfeksiyonlar, sinüs kanallarında iltihaplanmayı tetikleyerek sinüzit gelişimine zemin hazırlar. Özellikle viral enfeksiyonlar sinüzitin en sık nedenleri arasında yer alır. Kış aylarında bu enfeksiyonların artması, sinüzit vakalarının da yükselmesine yol açar. Kışın sıklıkla kullanılan ısıtıcılar ve klimalar, ortam havasını kurutarak sinüs mukozasının tahriş olmasına neden olabilir. Ayrıca ani sıcaklık değişimleri sinüslerin dengesini bozarak enfeksiyon riskini artırır. Bu nedenle kış mevsimine özgü yaşam alışkanlıkları, farkında olunmadan sinüzit gelişimine zemin hazırlayabilir. Kış mevsiminde bağışıklık sistemi, yılın diğer dönemlerine kıyasla daha zayıf olabilir. Zayıflamasına daha az maruz kalınması, D vitamini seviyelerinin düşmesine ve bağışıklığın zayıflamasına yol açar. Bağışıklık sistemindeki bu zayıflama, sinüslerin enfeksiyonlara karşı direncini azaltarak sinüzit görülme sıklığını artırır" diye konuştu. Korunmak için neler yapılabilir Güzeldağ, sinüzit tedavisinde genellikle burun spreyleri, ağrı kesiciler ve bol sıvı tüketiminin önerildiğini ancak uzun süren ya da kronikleşen vakalarda antibiyotik tedavisi veya daha ileri yöntemlerin gündeme gelebildiğini ifade etti. Dr. Güzeldağ, alınacak basit ama etkili önlemleri de şöyle sıraladı: "Grip veya soğuk algınlığı gibi enfeksiyonlarda tedaviyi geciktirmemek. Burun temizliğine özen göstermek ve burun tıkanıklığını azaltmak. Alerjiye yol açabilecek etkenlerden mümkün olduğunca uzak durmak. Islak saçla soğuk havaya çıkmamak. Doğrudan rüzgâra maruz kalmamaya dikkat etmek. Yaşanılan ortamın nem dengesini korumak."
İstanbul Evde yaşanan sorunlar işteki performansı yüzde 30 düşürüyor Wellbees tarafından her yıl yayımlanan ‘Esenlik Haritası’na göre 2025’te psikolojik desteğe başvuran her üç çalışandan birinin gerekçesi kaygı (yüzde 19,3) veya stres (yüzde 14,1) oldu. Bu yıl listenin zirvesinde ise yüzde 19,8 ile evlilik ve ilişkiler konusu yer aldı. Kurumsal esenlik çözümü Wellbees, ‘2025 Esenlik Haritası’nı yayımladı. Çalışma hayatının nabzını tutan ve iş dünyası için bir referans noktası haline gelen araştırma, bu yıl global ekonomik koşulların ve belirsizliklerin çalışanların gerek profesyonel gerekse de özel hayatına yansıdığına işaret ediyor. Öfke, stres, depresyon gibi nedenlerin toplamı yüzde 56,5 2025 yılında, çalışanların Wellbees psikolojik destek danışmanları ile uygulama üzerinden çevrim içi olarak yaptıkları görüşmelerin yüzde 19,3’ü kaygı, yüzde 14,1’i ise stresle başa çıkmak için gerçekleştirildi. Bu da çalışanların yüzde 33,4’ünün, bir başka deyişle her üç çalışandan birinin kaygı veya stres nedeniyle bir uzmanla görüştüğünü gösteriyor. Bu oran geçtiğimiz yıla göre yüzde 5,6 daha yüksek. İlk 10 gerekçe arasında yer alan kaygı, stresle başa çıkma, depresyon, iletişim problemleri, öfke kontrolü ve iş yaşamının toplamının yüzde 56,5’i bulması da dikkat çekti. İlk sırada evlilik ve ilişkiler var Psikolojik destek danışmanına başvuru nedenlerinde liste başında ise yüzde 19,8 ile evlilik ve ilişkiler geldi. Bu oran geçen yıla kıyasla yüzde 24,5’lik artışa işaret ediyor. Öte yandan çalışanların yüzde 5,44’ünün de ebeveyn-çocuk ilişkileri nedeniyle danışmanlara başvurması, aile ve ilişkiler konusunun 2025 yılının öncelikli gündem maddelerinden biri olduğunu gösterdi. Kadınlar kaygı, erkekler ilişkiler için başvurdu Psikolojik destek danışmanına başvuru nedenlerinde cinsiyet ve kuşaklara göre de farklılıklar saptandı. Kadınlar en çok kaygı konusunda destek almak isterken erkekler en çok evlilik ve ilişkiler için başvurdu. Y kuşağında evlilik ve ilişkiler, Z ve X kuşaklarında ise kaygı baş sıraya yerleşti. Beslenme danışmanı başvurusunda yıllar sonra ilk sıra değişti Beslenme danışmanı başvurularında son yıllarda üst üste ilk sırada yer alan kilo kontrolü, bu yıl yerini egzersiz ve sporcu beslenmesine (yüzde 19,4) bıraktı. Sağlıklı beslenme alışkanlığı, vegan-vejetaryen beslenme ve duygusal beslenme de beslenme danışmanı başvurularının öncelikli nedenleri oldu. "İdare etmenin yerini ‘neden dayanıyorum’ sorgulaması aldı" Wellbees CEO’su Melis Abacıoğlu, "Son birkaç yıldır dünya genelinde yaşanan polikriz döneminde insanlar ayakta kalmaya ve ‘idare etmeye’ odaklandı. Ancak 2025 itibarıyla büyük şokların ardından gelen görece durağanlık, başka bir süreci tetikledi ve ‘nasıl dayanırım’ sorusunun yanına ‘neden dayanıyorum’ sorusu da eklendi. Bu sorgulama da en çok, kimlik, aidiyet ve anlam ihtiyacının merkezinde yer alan evlilik ve ilişkilerde kendini gösterdi. Araştırmalar, aile ve ilişki problemleri yaşayan çalışanlarda yüzde 30’a varan verimlilik kaybı, artan presenteizm (işte olup zihnen orada olamama) ve daha zayıf karar verme becerileri görüldüğünü ortaya koyuyor" dedi. "Bireysel esenliğin ötesine geçip bağları güçlendirmek gerekiyor" Meselenin sadece bireysel performans kaybı ile sınırlı olmadığına dikkat çeken Abacıoğlu şöyle devam etti: "Son on yılda esenlik yaklaşımları büyük ölçüde bireyin dayanıklılığına, stres yönetimine ve kişisel iyilik haline odaklandı. Oysa bugün sistemin, içindeki bireyler kadar değil, bireyler arasındaki bağlar kadar güçlü olduğunu görüyoruz. Bu nedenle evde yaşanan kopuşlar da iş yerindeki ilişkilere, ekip dinamiklerine ve lider-çalışan bağlarına hızla sirayet ediyor."